T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2021/315

KARAR NO  : 2021/343     

KARAR TR  : 07/06/2021

 

ÖZET: Bulunduğu Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumunda, haftada bir kez verilmesi gereken kapalı görüş hakkının, iki haftada bir kez verilmek suretiyle uygulanması nedeniyle uğradığı manevi zararın tazmini istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

KARAR

 

Davacı    : F.Ö.

Vekili      : Av. A.İ.

Davalı     : Adalet Bakanlığı

 

I. DAVA KONUSU OLAY

1. Davacı, Hava Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde kursiyer pilot teğmen olarak görev yapmakta iken 16/07/2016 tarihinde gözaltına alınarak 23/07/2016 tarihinde tutuklanıp Sincan T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna getirildiğini, tutuklulara haftada bir kez verilmesi gereken kapalı görüş hakkının, Kurumun İdare ve Gözlem Kurulu kararlarıyla kurumdaki yoğunluk ve personel eksikliği gerekçe gösterilerek, yasal dayanak bulunmaksızın bir buçuk yılı aşkın süre kısıtlanarak, iki haftada bir kez verilmek suretiyle uygulandığını, bu uygulamayı Ankara Batı İnfaz Hakimliğine şikayet ettiğini, Hakimliğin bahsedilen kurul kararlarındaki gerekçelere dayanarak talebini reddetmesi üzerine yaptığı itiraz sonucunda, Ankara Batı 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, itirazını kabul ederek yasal hakkı olan haftada bir kez kapalı görüş hakkının verilmesine karar verdiğini belirterek, hukuka aykırı olarak görüş hakkının kısıtlandığı tutuklandığı tarihten 01/03/2018 tarihine kadar olan süre içinde olağanüstü hal süresi de dahil olmak üzere tutukluların kapalı görüş haklarının, cezaevi idaresi tarafından yoğunluk ve güvenlik gibi gerekçelerle kısıtlanabileceğine ilişkin yasal bir düzenleme bulunmadığı, bu nedenle uygulamanın hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, bu durum nedeniyle duyulan acı elem ve ıstırabın bir nebze de olsa hafifletilebilmesi amacıyla 100.000 TL manevi tazminatın ödenmesi istemiyle 07/03/2018 tarihinde idari yargı yerinde dava açmıştır.

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

A. İdari Yargıda

2. Ankara 17. İdare Mahkemesi 29/03/2018 tarihli ve E.2018/532, K. 2018/690 sayılı kararı ile, 4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunu ile ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde bulunan hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlere yönelik şikâyetleri incelemek, karara bağlamak ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmek üzere infaz hâkimliğinin görevli kılındığı, infaz hâkimliğinin kararlarına karşı itiraz mercii de belirlenmek suretiyle bu Kanun'un uygulamasında takip edilmesi gereken sürecin düzenlenmiş bulunduğu açıklanarak, davanın görüm ve çözümünün adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiş, davacının istinaf talebi üzerine, Ankara Bölge İdare Mahkemesi Onuncu İdari Dava Dairesi 27/06/2018 tarihli ve E.2018/735, K.2018/696 sayılı kararı ile kararın onanmasına karar vermiştir.

3. Davacı, bu kez, aynı istemle adli yargı yerinde dava açmıştır.

B. Adli Yargıda

  4. Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 08/05/2018 tarihli ve E.2018/331, K.2018/168 sayılı kararı ile, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davalarının idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğini belirterek, davanın görev nedeniyle usulden reddine karar vermiş, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesinin 20/02/2019 tarihli ve E.2018/1540, K.2019/484 sayılı kararı ile istinaf talebi reddedilen davacının bu kararı temyiz etmesi üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 22/05/2019 tarihli ve E.2019/1193, K.2019/3014 sayılı kararı ile, dava dilekçesinin ağır ceza mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle usulden reddi gerekirken yargı yolunun caiz olmaması sebebiyle reddinin doğru olmadığını belirterek, bölge adliye mahkemesinin kararının kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar vermiştir.

   5. Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 23/01/2020 tarihli ve E.2019/450, K.2020/50 sayılı kararı ile, davanın görev dava şartı nedeniyle usulden reddine, dosyanın Ankara Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

   6. Ankara 37. Ağır Ceza Mahkemesi 08/10/2020 tarihli ve E.2020/161, K.2020/42 sayılı kararı ile, yargısal nitelik taşımayan, suçun soruşturması ve kovuşturması ile ilgili olmayan, ceza evindeki tutuklunun ailesiyle görüşmesinin düzenlenmesine ilişkin olan idari eylem ve işlem nedeniyle açılan davanın çözümünün idari yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir.

III. İLGİLİ HUKUK

  7. 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un, “Tutuklularınhakları” başlıklı 114. maddesi şöyledir:

“ (1) Tutuklulardan çalışmaları istenebilir; ancak, buna mecbur tutulamazlar. Tutuklular istediklerinde idare, barındırıldıkları odalarda çalışmalarına izin verebilir. Odada çalışma imkânı yoksa, tutukluların iş yerlerinde çalışmalarına da izin verilebilir. Bu takdirde kendileri hakkında çalışmakta olan hükümlülere ait rejim uygulanır.

(2) Soruşturma ve kovuşturma evrelerinde tutuklular, kurumun bu husustaki genel düzenine uymak suretiyle ziyaretçi kabul edebilirler. Ancak soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı, kovuşturma evresinde hâkim veya mahkeme, soruşturmanın veya davanın selameti bakımından tutuklunun ziyaretçi kabulünü yasaklayabilir veya bu hususta kısıtlamalar koyabilir.

(3) Tutukluların yazılı haberleşmeleri ile telefonla görüşmeleri, soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı, kovuşturma evresinde hâkim veya mahkemesince kısıtlanabilir.

(4) Tutuklu, savunması için istediği müdafii seçmek ve görevlendirmek hakkına sahiptir. Her dereceden kurum görevlileri bu hususta tutukluya tavsiyelerde bulunamaz.

(5) Tutuklunun müdafii ile olan haberleşmesine ve kurum düzeni çerçevesinde temas ve görüşmelerine hiçbir suretle engel olunamaz ve kısıtlamalar konulamaz.

(6) Özel kanunda yer alan hükümler saklıdır.”

8. “Kısıtlayıcı önlemler” başlıklı 115. maddesi şöyledir:

“ (1) Tehlikeli hâlde bulunan, delil karartma tehlikesi olan, soruşturmanın amacını veya tutukevinin güvenliğini tehlikeye düşüren veya suçun tekrarına olanak verecek davranışlarda bulunan tutuklulara soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı, kovuşturma evresinde hâkim veya mahkemesince aşağıdaki tedbirler uygulanabilir:

a) Tutuklunun tek başına, sıkı bir rejim altında muhafaza edilmesi ve kaldığı odanın kamera ile izlenmesi.

b) Belirli süre ile dışarıyla ilişkisinin, ziyaretçi kabulünün ve telefon görüşmelerinin kısıtlanması.

c) Gerekiyorsa kendisine veya başkalarına zarar vermesini önleyici biçimde hazırlanmış özel bir odada barındırılması ve kaldığı odanın kamera ile izlenmesi.

d) Saldırganlık göstermesi hâlinde belirli süreyle kelepçelenmesi veya hareketlerinin engellenmesi.

e) Yüksek güvenlikli bir kuruma nakledilmesi.”

9. “Yönetmelikler” başlıklı 121. maddesi şöyledir:

“ Bu Kanun gereğince çıkarılması gereken yönetmelikler, Cumhurbaşkanı veya ilgili bakanlıklar tarafından çıkarılır.”

10. “Hükümlü ve Tutukluların Ziyaret Edilmeleri Hakkında Yönetmeliğin, “Temel ilkeler” başlıklı 5. maddesi şöyledir:

“Hükümlü ve tutukluların görüşmeleri aşağıdaki esaslara göre gerçekleştirilir:

a) Ziyaretçi kabulünden yoksun bırakma ve hücreye koyma disiplin cezası kesinleşmiş olup da bu cezaları infaz edilmekte olan hükümlü ve tutuklular dışında kalan hükümlü ve tutuklular ziyaretçiler ile görüşebilir. Ancak; ziyaretçi kabulünden yoksun bırakma cezası infaz edilmekte olanların resmî ve yetkili merciler ile avukatları ve kanunî temsilcileriyle; hücreye koyma cezası infaz edilmekte olanların,resmî ve yetkili merciler ve avukatlarıyla görüşmeleri engellenemez.

b) Odaya kapatma disiplin cezası almış olsa dahi çocukların; annesi, babası, kardeşleri, avukatı, resmî ve yetkili merciler ile yasal temsilcisiyle görüşmesi engellenemez.

c) Görüşler kapalı ve açık olmak üzere iki biçimde yaptırılır.

d) (Değişik:RG-13/9/2017-30179) Kurum idaresinin uygun göreceği bir hafta açık görüş, ayın diğer haftaları kapalı görüş olmak üzere, hükümlü ve tutuklular bu Yönetmelikte belirtilen yakınları ile haftada bir kez olacak şekilde görüşme yapabilir.

e) (Ek:RG-18/8/2016-29805) Kurum mevcudu, güvenliği ve düzeni dikkate alınmak suretiyle 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar, 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardan, hükümlü ve tutuklular için ceza infaz kurumlarındaki açık görüşler idare ve gözlem kurulu kararıyla iki ayda bir yaptırılabilir.

(…..)”

 

11. “Tutuklulara ilişkin uygulamalar” başlıklı 42. maddesi şöyledir:

“Soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı, kovuşturma evresinde hâkim veya mahkeme, soruşturmanın veya davanın selameti bakımından tutuklunun ziyaretçi kabulünü yasaklayabilir veya bu hususta kısıtlamalar koyabilir.”

12. 4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunu’nun “Amaç ve kapsam” başlıklı 1. maddesi şöyledir:

  “Bu Kanunun amacı, infaz hâkimliklerinin kuruluş, görev, çalışma esas ve usullerini düzenlemektir.

(Değişik ikinci fıkra:14/4/2020-7242/1 md.) Bu Kanun, ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde bulunan hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemlere veya bunlarla ilgili faaliyetlere ya da Cumhuriyet savcısının ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin verdiği kararlara yönelik şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak, ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin hâkim veya mahkeme tarafından verilmesi gerekli kararları almak, işleri yapmak ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmek üzere kurulan infaz hâkimliklerine ilişkin hükümleri kapsar.”

13. “İnfaz Hâkimliklerinin Görevleri” başlıklı 4. maddesi şöyledir:

“ İnfaz hâkimliklerinin görevleri şunlardır:

1. Hükümlü ve tutukluların ceza infaz kurumları ve tutukevlerine kabul edilmeleri, yerleştirilmeleri, barındırılmaları, ısıtılmaları ve giydirilmeleri, beslenmeleri, temizliklerinin sağlanması, bedensel ve ruhsal sağlıklarının korunması amacıyla muayene ve tedavilerinin yaptırılması, dışarıyla ilişkileri, çalıştırılmaları gibi işlem veya faaliyetlere ilişkin şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak.

2. Hükümlülerin cezalarının infazı, müşahadeye tâbi tutulmaları, açık cezaevlerine ayrılmaları, izin, sevk, nakil ve tahliyeleri; tutukluların sevk ve tahliyeleri gibi işlem veya faaliyetlere ilişkin şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak.

3. Hükümlü ve tutuklular hakkında alınan disiplin tedbirleri ve verilen disiplin cezalarının kanun, veya diğer mevzuat hükümlerine aykırı olduğu iddiasıyla yapılan şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak.

4. Ceza infaz kurumları ve tutukevleri izleme kurullarının kendi yetki alanlarına giren ceza infaz kurumları ve tutukevlerindeki tespitleri ile ilgili olarak düzenleyip intikal ettirdikleri raporları inceleyerek, varsa şikâyet niteliğindeki konular hakkında karar vermek.

5. (Ek:14/4/2020-7242/4 md.) Cumhuriyet savcısının ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin verdiği kararlara karşı yapılan şikâyetleri incelemek.

6. (Ek:14/4/2020-7242/4 md.) Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin mahsup, ceza zamanaşımı ve hükümlünün ölümü hâllerinde verilecek kararlar da dahil olmak üzere hâkim veya mahkeme tarafından verilmesi gerekli kararları almak ve işleri yapmak.

7. Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak.

Kanunlarda başka bir yargı merciine bırakılan konulara ilişkin hükümler saklıdır.”

14. “İnfaz hâkimliğine şikâyet ve usulü” başlıklı 5. maddesinde, ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlerin ya da Cumhuriyet savcısının ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin verdiği kararların kanun veya diğer mevzuat hükümlerine aykırı olduğu gerekçesiyle bu karar, işlem veya faaliyetlerin öğrenildiği tarihten itibaren on beş gün, herhalde yapıldığı tarihten itibaren otuz gün içinde şikâyet yoluyla infaz hâkimliğine başvurulabileceği hükmüne ve “İnfaz Hâkimliğince Şikâyet Üzerine Verilen Kararlar” başlıklı 6. maddesinin üçüncü fıkrasında, “İnfaz hâkimi, inceleme sonunda şikâyeti yerinde görmezse reddine; yerinde görürse, yapılan işlemin iptaline ya da faaliyetin durdurulmasına veya ertelenmesine karar verir” hükmüne ve son fıkrasında “İtiraz, infaz hakimliğinin yargı çevresinde bulunduğu ağır ceza mahkemesine yapılır. İnfaz hâkimi aynı zamanda bu mahkemenin üyesi olduğu takdirde itirazla ilgili karara katılamaz.” hükümlerine yer verilmiştir.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

A. İlk İnceleme

15. Uyuşmazlık Mahkemesinin Celal Mümtaz AKINCI’nın başkanlığında, Üyeler Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 07/06/2021 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

16. Dosyanın incelenmesinden, Ağır Ceza Mahkemesince verilen görevsizlik kararından sonra, bu kez daha önce verilen görevsizlik kararı kaldırılmadığı halde, davacı vekilinin aynı istemle ikinci kez idare mahkemesinde açtığı davada yargılama yapılarak, Ankara 9. İdare Mahkemesinin 17/03/2021 tarihli ve E.2021/445 sayılı kararı ile, olay kısmında belirtildiği üzere tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada, idari yargı yerince ve adli yargı yerince karşılıklı olarak verilmiş ve kesinleşmiş görevsizlik kararları bulunduğu halde, 2247 sayılı Kanun’un 19. maddesi uyarınca Uyuşmazlık Mahkemesine başvuruda bulunulduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası da temin edilmek suretiyle Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği anlaşılmıştır.

17. 2247 sayılı Kanun’un “Olumsuz görev uyuşmazlığı” başlıklı 14. maddesi şöyledir:

“Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli ve idari yargı mercilerinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir.”

             18. Bu maddede belirtilen koşulların oluşması halinde olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuş olacak; hukuk alanında doğmuş bulunan bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilecektir.

19. 2247 sayılı Kanun'un “Yargı merciilerinin uyuşmazlık mahkemesine başvurmaları” başlıklı 19. maddesi şöyledir:

“Adli ve idari yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçelibir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler.”

20. Bu hükme göre ise, davaya bakmakta olan yargı yeri, davaya bakma görevinin daha önce görevsizlik kararı veren yargı yerine ait olduğunu belirten gerekçeli bir karar ile doğrudan Uyuşmazlık Mahkemesine başvurma olanağına sahiptir. Şu kadar ki, başvuru kararının, görev konusunda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilmesine değin işin incelenmesinin ertelenmesi hususunu da ihtiva etmesi gerekir.

  21. Kanunkoyucu, 14. maddeye göre hukuk alanında olumsuz görev uyuşmazlığı doğması halinde her iki yargı merciince işten el çekilmiş olduğundan başvurma iradesini davanın taraflarına bırakmış iken, bu yönteme nazaran daha kısa zamanda çözüme ulaşılmasını amaçladığı 19. madde ile, daha önce görevsizlik kararı veren yargı merciinden sonra davayı inceleyen yargı merciine, işten el çekmeden doğrudan Uyuşmazlık Mahkemesine başvurma olanağını tanımıştır.

22. Her ne kadar, yapılan başvuru 2247 sayılı Kanun'da öngörülen yönteme uymamakta ise de, davanın taraflarınca başvuruda bulunulmadığı gözetilerek, İdare Mahkemesince 16. parağrafta izah edildiği şekilde yapılan başvurunun 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesi kapsamında olduğunun kabulü ile Uyuşmazlık Mahkemesinin önüne gelmiş bulunan görev uyuşmazlığının çözüme kavuşturulması, gerek dava ekonomisine gerek Uyuşmazlık Mahkemesinin kuruluş amacına uygun olacağından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

B. Esasın İncelenmesi

23. Raportör-Hâkim Gülten Fatma BÜYÜKEREN’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ’nin adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra; gereği görüşülüp düşünüldü:

24. Dava, davacının tutuklu olarak bulunduğu Sincan T Tipi Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumunda, haftada bir kez verilmesi gereken kapalı görüş hakkının, iki haftada bir kez verilmek suretiyle uygulanması nedeniyle uğradığı manevi zararın tazmini istemiyle açılmıştır.

25. Olayda, davacı iddiasının, yukarıda hükümlerine yer verilen 4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunu’nun 4. maddesinde yer alan “...dışarıyla ilişkileri…. gibi işlem ve faaliyetlere” ilişkin olup, bu şikayetleri incelemenin ve karara bağlamanın İnfaz Hâkimliği’nin görevinde olduğu düzenlemesine istinaden, bu konulardaki şikayetlere bakmakla adli yargı yerinin görevli olduğu belirlendiğinden, aynı şikayetten kaynaklanan manevi tazminat istemli davalara da adli yargı yerinde bakılacağı, ancak Uyuşmazlık Mahkemesinin adli yargı içerisinde hangi yargı merciinin bu davalara bakmakla görevli olduğu hususunda karar verme yetkisi bulunmadığı gözetildiğinde, bu belirlemenin ilgili yargı kolunun kendi içerisinde yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır.     

26. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, Ankara 9. İdare Mahkemesince yapılan başvurunun 2247 sayılı Kanun’un 19. maddesi kapsamında kabulü ile, Ankara 37. Ağır Ceza Mahkemesince verilen08/10/2020 tarihli ve E.2020/161, K.2020/42 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Davanın çözümünde ADLİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

B. Ankara 9. İdare Mahkemesince yapılan BAŞVURUNUN 2247 sayılı Kanun’un 19. maddesi kapsamında KABULÜ ile, Ankara 37. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 08/10/2020 tarihli ve E.2020/161, K.2020/42 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

07/06/2021 tarihinde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

Başkan

Celal Mümtaz

AKINCI

Üye

Şükrü

BOZER

Üye

Mehmet

AKSU

Üye

Birol

SONER

 

 

 

 

 

Üye

Aydemir

TUNÇ

Üye

Nurdane

TOPUZ

Üye

Ahmet

ARSLAN