T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2023/49

KARAR NO  : 2023/217      

KARAR TR  : 27/03/2023

ÖZET: Adli yargı kararı görevsizlik kararı niteliğini taşımadığından ve2247 sayılı Kanun’un 14. maddesinde belirtilen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı oluşmadığındanaynı Kanun’un 27. maddesi uyarıncaBAŞVURUNUN REDDİ gerektiği hk.

 

 

 

 

K A R A R

 

 

Davacı   : S. Y      

Vekili     : Av. H. K. K

Davalı    : İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı

                 Taşıtlar Vergi DairesiMüdürlüğü

Vekili     : Av. G. G

 

I. DAVA KONUSU OLAY            

 

1.Dava vekili, müvekkilinin Akbank T.A.Ş. Ö./ B. Şub., Kuveyt Türk Katılım Bankası AŞ. I.İ. Şub., Türkiye Halk Bankası AŞ. Üsküdar-İstanbul Şubesinde, Türkiye İş Bankası AŞ. Pursaklar- Ankara Şubesinde, Türkiye İş Bankası AŞ. Sirkeci-İstanbul Şubesinde, Türkiye İş Bankası AŞ. Çamkıran/İzmir Şubesinde bulunan hesapları ile ... EKN .... plakalı aracına haciz işlemi uygulandığını, cebren tahsil cihetine gidilebilmesi için öncelikle borcun ödeme emri düzenlenerek mükelleften istenilmesi ve ödeme süresi içerisinde ödeme yapılmaması gerektiğini, haciz uygulanmasının yasal dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkilinin daha önceden sahibi olduğu .... AY .... plakalı aracın hacizden evvel satılmasına karşın, bu plakaya yazılan cezaların da müvekkili tarafından ödendiğini, zaten bu gibi cezaların ödenmemesi durumunda satış işleminin gerçekleştirilemeyeceğini, diğer borç kalemlerine ilişkin olarak ise ödeme emri düzenlenmediğinden kesinleşen bir borçtan söz edilemeyeceğini ileri sürerek, haciz işlemlerininiptali istemiyle idariyargı yerinde dava açmıştır.

 

2. Davalı idare vekili cevap dilekçesinde, dava konusu haczin dayanağı ödeme emirleri içeriği amme alacaklarının, davacı adına kayıtlı .... AY .... plakalı aracın adına kayıtlı iken kesilen trafik para cezaları ile ... EKN .... plakalı araca ait kesilen trafik para cezalarından oluştuğunu, idari para cezası tutanaklarının davacıya muhtelif tarihlerde tebliğ edildiğini, borçların ödenmemesi üzerine davacı adına düzenlenen 2020102066S3L0001516-17 ve 2021121666S3L0000375 ana takip dosya numaralı ödeme emirlerinin 13/12/2021 tarihinde davacıya posta yoluyla tebliğ edildiğini, ödenmeyen amme alacağının tahsili amacıyla düzenlenen haciz varakaları üzerine davacının banka hesapları ve aracı üzerine haciz işlemi uygulandığını, yapılan işlemlerin usul ve yasaya uygun olduğunu belirtilerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. İdari Yargıda

 

3.İzmir 1. Vergi Mahkemesi 18/10/2022 tarih ve E.2022/1225, K.2022/1076 sayı ile, işlemin adli yargının konusuna girdiğinden bahisle kesin olarak görevsizlik kararı vermiş ve bu karar kesinleşmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"Dava dilekçesi, savunma dilekçesi ve eklerinin incelenmesinden, davacı adına kayıtlı .... AY .... ve ... EKN .... plakalı araçlara ait kesilen trafik para cezalarından doğan haciz işlemlerinin iptali istemiyle açılan davanın Vergi Mahkemesinin görevine giren vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümler ile bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin bulunmadığı gibi idare mahkemesinin görevine giren iptal veya tam yargı davasına konu bir işlem ile ilk derecede Danıştayca çözümlenecek bir işlem de olmadığı, 5326 sayılı Kanun’un 27'nci maddesi uyarınca adli yargının konusuna giren bir işlem olduğu anlaşılmaktadır."

 

4.Davacı vekili bu kez müvekkiline ait ... EKN .... plakalı araç ile .... AY .... plakalı araç hakkında düzenlenen idari para cezası sebebiyle konulan hacizlerin kaldırılması istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

 

B. Adli Yargıda

 

5. İzmir 3. Sulh Ceza Hâkimliği 05/12/2022 gün veE. 2022/9687 D.İş sayı ile, talep eden vekilinin haciz işlemlerinin kaldırılmasına yönelik talebinin reddine karar vermiş, bu karar itiraz edilmeden kesinleşmiştir. Karar şöyledir:

 

"Talep dilekçesi, ekleri ile İzmir 1. Vergi Mahkemesinin 18/10/2022 tarihli 2022/1225 Esas, 2022/1076 Karar Sayılı kararının içeriği incelendiğinde; talep eden vekili dilekçesinde özetle, müvekkilinin mal varlığı üzerine 6183 Sayılı Yasadan kaynaklı olarak uygulanan haciz işlemlerinin kaldırılmasını talep etmiştir.

Talep eden vekilinin talebinin idari para cezalarının iptaline ilişkin olmadığı, 6183 Sayılı Yasaya göre ödeme emri tebliğ edilmeden uygulandığı iddia olunan haciz işlemlerinin kaldırılmasına yönelik olduğu anlaşılmıştır.

5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 10. maddesi çerçevesinde, Sulh Ceza Hakimliğine görev yükleyen “Diğer Kanun” niteliğindeki 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ile bu Kanuna göre çıkarılan Karayolları Trafik Yönetmeliğinde, 6183 Sayılı yasadan kaynaklı haciz işlemlerinin kaldırılması için Sulh Ceza Mahkemesine başvurulacağı yönünde hiçbir hüküm bulunmamaktadır. Talep eden vekilinin talebi, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun “İdari Yaptırımlar” başlıklı 16. maddesinde yer alan idari para cezası ile idari yaptırımlar kapsamına da girmemektedir. Özel Kanunlarla çözümü Sulh Ceza Hakimliklerine bırakılmamıştır. Tüm bu hususlara göre 6183 Sayılı Yasadan kaynaklı haciz isteminin kaldırılması hususunun Sulh Ceza Hakimliğinde görülmesi olanağı bulunmamaktadır. Talep konusunda Sulh Ceza Hakimliğinden karar istenebileceği hususunda mevzuatta bir hüküm bulunmadığından yasaya aykırı olduğu kabul edilen “talebin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm verilmiştir.

HÜKÜM. Gerekçesi açıklandığı üzere,

Talep eden vekilinin haciz işlemlerinin kaldırılmasına yönelik talebinin REDDİNE..."

 

6. Davacı vekilinin idari ve adli yargı yerleri arasında olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğundan bahisle yaptığı başvuru üzerine, adli yargı dosyası Mahkemece, idari yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmiştir.

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

7. 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un "Mahkemenin görevi" başlıklı 1. Maddesinin ilk fıkrası şöyledir:

 

"Uyuşmazlık Mahkemesi; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile görevlendirilmiş, adli ve idariyargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili ve bu kanunla kurulup görev yapan bağımsız bir yüksek mahkemedir."

 

8. Kanun'un "Olumsuz görev uyuşmazlığı" başlıklı 14. maddesi şöyledir:

 

“Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli ve idari yargı mercilerinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir.

Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilir.”

 

9. Kanun'un "Yargı merciince yapılacak işlemler" başlıklı 15. maddesi şöyledir:

 

" (Değişik: 23/7/2008 – 5791/6 md.)

Olumsuz görev uyuşmazlıklarında dava dosyaları, son görevsizlik kararını veren yargı merciince, bu kararın kesinleşmesinden sonra taraflardan birinin istemi üzerine, ilk görevsizlik kararını veren yargı merciine ait dava dosyası da temin edilerek Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir ve görevli yargı merciinin belirlenmesi istenir."

 

10. Kanun'un "İncelemede izlenecek sıra" başlıklı 27. maddesi şöyledir:

 

"Uyuşmazlık Mahkemesi, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceler; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddeder."

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

11. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL'ın Başkanlığında, Üyeler Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN’ın katılımlarıyla yapılan 27/03/2023 tarihli toplantısında; Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK'in, davanın çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonragereği görüşülüp düşünüldü:

 

12. Dosya üzerinde 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, olay kısmında belirtildiği üzere, konusu vesebebi aynı olan davada; idari yargı yerince adli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle verilmiş bir görevsizlik kararı bulunmakta olup, bunun üzerine kendine gelen davayı inceleyen adli yargı yerinin verdiği karar bakımından bir değerlendirme yapılması gerekmektedir.

 

13. Mevzuat kısmında belirtilen düzenlemelere göre, davanın taraflarınca 14. madde kapsamında Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulabilmesi için, adli ve idari yargı yerlerince,"yargı yolu bakımından" verilmiş görevsizlik kararları bulunması ve bu kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekmektedir.

 

14. "Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilir." hükmüne göre, idare mahkemesinin kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine adli yargı yerince de görevsizlik kararı verilmesi ve bu kararın kesinleşmesi halinde, olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuş olacak,hukuk alanında doğmuş bulunan bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilecektir.

 

15. Dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlığa ilişkin olarak İzmir 1. Vergi Mahkemesince, iptalleri istenilenhaciz işlemlerinin adli yargının konusuna girdiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiş olmasına karşın,aynı istemle açılan davada İzmir 3. Sulh Ceza Hâkimliğince 05/12/2022 gün veE. 2022/9687 D.İş sayı ile, 6183 Sayılı Yasadan kaynaklı haciz isteminin kaldırılması hususunun Sulh Ceza Hakimliğinde görülmesi olanağı bulunmamaktadır. Talep konusunda Sulh Ceza Hakimliğinden karar istenebileceği hususunda mevzuatta bir hüküm bulunmadığı..." gerekçesiyle "Talep eden vekilinin haciz işlemlerinin kaldırılmasına yönelik talebinin REDDİNE." karar verildiği, diğer bir deyişle, adli yargı yerinceidari yargı yerinin görevli olduğuna dair verilmiş bir yargı yoluna ilişkin görevsizlik kararının bulunmadığıanlaşılmıştır.

 

16.Bu durumda,adli ve idari yargı yerlerince aynı konuda karşılıklı olarak verilmiş ve kesinleşmiş görevsizlik kararları bulunmadığından, 2247 sayılı Kanun'un 14. maddesinde öngörülen adli ve idari yargı mercilerinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri koşulu gerçekleşmemiştir.

 

17. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, 2247 sayılı Kanun'un 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun, aynı Kanun'un 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

2247 sayılı Kanun'un 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN,aynı Kanun'un 27. maddesi uyarınca REDDİNE,

 

27/03/2023 tarihinde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

            Başkan                        Üye                             Üye                               Üye

          Muammer                   Nilgün                          Doğan                           Eyüp

            TOPAL                       TAŞ                         AĞIRMAN                 SARICALAR

 

 

 

 

 

                                                Üye                                Üye                                Üye

                                               Ahmet                            Mahmut                          Bilal

                                          ARSLAN                         BALLI                      ÇALIŞKAN