T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

           

            ESAS NO      : 2019 / 601

            KARAR NO  : 2019 / 813

            KARAR TR   : 23.12.2019

ÖZET: Davacıların maliki oldukları taşınmazın, imar planında yol ve park alanı olarak ayrıldığı, aradan geçen zamana rağmen kamulaştırılmadığından bahisle, uğradıklarını ileri sürdükleri zararların tazmini istemiyle açılan davanın, taşınmaza fiilen el atıldığı hususu gözetilerek; ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

K  A  R  A  R

           

Davacılar   : 1-V. V. adli yargı yerinde aslen; idari yargı yerinde ise varisleri:

a-Ce. V. ve diğ.

Vekili           : Av.F.Y.

Davalı          : Melikgazi Belediye Başkanlığı

Vekili           : Av.T. B.

 

O L A Y  : Davacılar vekili dava dilekçesinde, müvekkillerinin, Kayseri İli, Melikgazi İlçesi, İsaağa mahallesi, Ateş mevkiinde bulunan, 43 Pafta. 1 Ada, 86 Parsel sayılı 117 m2'lik taşınmazın maliki olduğunu; taşınmaza Melikgazi Belediyesince, kamulaştırma işlemi yapılmadan haksız olarak yol ve park olarak kullanmak suretiyle el konulduğunu, taşınmazın müvekkillerince kullanılamadığını; taşınmazın şehir merkezine yakın ve değerli bir konumda bulunduğunu; müvekkilleri tarafından davalı idareye verilen 6171 kayıt numaralı 18.08.2011 tarihli uzlaşma dilekçesi ile, söz konusu yerin kamulaştırılması ve bedellerinin kendilerine ödenmesi talep edildiği halde, uzlaşma talebinin reddedildiğini; müvekkillerinin, taşınmaza yasaya aykırı olarak el atılması nedeniyle zarara uğradıklarını  ifade ederek; taşınmaza davalı idarece kamulaştırmasız el koyma karşılığı olarak,  fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 10.000,00-TL.’nin, uzlaşma dilekçesinin tebliğ tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesi istemiyle 8.2.2012 tarihinde  adli yargı yerinde dava açmıştır.

Bu miktar daha sonra 116.812,80 TL olarak ıslah edilmiştir.

KAYSERİ 5.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 8.5.2013 gün ve E:2012/91, K:2013/154 sayı ile, “(…) Dava; tapuda kayıtlı taşınmaza kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat talebine ilişkindir.

Mahallinde uzman bilirkişiler marifetiyle keşif icra edilmiş ve bilirkişilerden rapor alınmıştır.

Düzenlenen harita mühendisi bilirkişi raporunda dava dilekçesindeki talepler de nazara alınarak taşınmazın imar planındaki durumu ortaya çıkartılmış, taşınmaza fiili bir müdahalenin olmadığını, krokide sarı renkle boyalı C harfi ile gösterilen yerin cami alanında, turuncu renkle Y harfi ile gösterilen yerin ana arter niteliğinde olmayan yolda kaldığı belirtilmiştir.

Bilirkişi kurulu raporunda ise emsal kabul edilen taşınmazın satış tarihindeki değeri fiyat artış endeksleri uygulanarak değerlendirme tarihine taşınmış ve emsalle dava konusu taşınmazın eksik ve üstün özellikleri mukayeseli olarak değerlendirilip dava konusu taşınmaz arsa niteliğinde kabul edilerek taşınmazın arsa metrekare değerinin 998,40 TL olacağı, taşınmazın toplam değerinin 116.812,80 TL değer belirlenmiş, bilirkişilerin raporu ayrıntılı ve gerekçeli olup hüküm vermeye yeterli görülmüştür.

Şu halde, davalı idare tarafından 3194 sayılı İmar Kanunu uyarınca düzenlenen imar planında yer alan davacının hissedar olduğu taşınmazın bedelinin talep edildiği, taşınmaza davalı idare tarafından fiilen el atılmadığı, imar planı ve buna dayalı imar uygulaması sonucunda uğranılan zararın tazminine yönelik davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1-b maddesinde yer alan " idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları " kapsamında idari yargının görevi içerisinde olduğu ve HMK.nun 114/b maddesinde belirtilen dava şartının bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere

1-Davaya İdare Mahkemesinin bakmakla görevli olduğu ve HMK.nun 114/b maddesinde belirtilen dava şartının bulunmadığı anlaşıldığından DAVANIN REDDİNE(…)” karar vermiş; temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 18.Hukuk Dairesinin 23.1.2014 gün ve E:2013/14983, K:2014/995  sayılı kararıyla onanan bu Mahkeme kararı kesinleşmiştir.

 Öte yandan; davalı Belediye vekili 05/06/2014 tarihli dilekçe ile; Mahkemenin E:2012/91 sayılı dava dosyasında yapılan yargılama sonucunda davanın yargı yolu nedeniyle reddine karar verildiğini, davacı tarafça iki haftalık süre içerisinde görevli yargı yerinde davaya devam edilmediğini, bu sebeple davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini ve HMK 331.maddesi gereği lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiş; Kayseri 5.Asliye Hukuk Mahkemesi;  10.6.2014 gün ve E:2012/91, K:2013/154 sayılı Ek Karar ile, “(…)Dava açıldıktan sonra 11 Haziran 2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Bazı Kanunlar ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 21.maddesi ile değişiklik yapılan 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun geçici 6. maddesinin 10. fıkrasının 3. cümlesinde; "Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmi kuramlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulamasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 03/05/1985 tarih ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabileceği, bu madde hükümlerinin karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalara uygulanacağı" belirtilmiştir. / Şu halde, dava açıldıktan sonra yapılan yasal düzenleme ile yargı yolu değiştirilip mahkememiz görevsiz hale gelmiş olmakla davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına ilişkin aşağıdaki karar verilmiştir.

KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1.Davada taraf lehine vekalet hükmedilmesine yer olmadığına,(…)” karar vermiş;  temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 18.Hukuk Dairesinin 2.3.2015 gün ve E:2014/13834, K:2015/3016 sayılı kararıyla onanan; karar düzeltme istemi de aynı Dairenin 4.4.2016 gün ve E:2015/8816, K:2016/5523 sayılı kararıyla reddedilen “Ek Karar” da kesinleşmiştir.

Davacılar vekili bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Kayseri 1.İdare Mahkemesi; 2.5.2018 gün ve E:2018/34, K:2018/452 sayı ile, “(…)Olayda, davacıların maliki oldukları, 1/1000 ölçekli uygulama imar planında "Yol ve Cami Alanı" olarak ayrılan taşınmazın mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufunun hukuken kısıtlanması nedeniyle taşınmaz bedelinin tazmini istemiyle dava açılmıştır.

2942 sayılı Yasanın Ek 1. maddesinin öngördüğü uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkanları dahilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her halde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır yolundaki yükümlülük, 6745 sayılı Yasanın Geçici 11. maddesi uyarınca bu maddenin yayımlanarak yürürlüğe girdiği 07/09/2016 tarihinden itibaren başlayacak olup; aynı zamanda Ek 1. madde kapsamında kalan taşınmazlar hakkında açılacak dava ve takiplerde, bu Kanunun Geçici 6. maddesinin 3, 7, 8. ve 11. fıkra hükümlerinin, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılan ancak henüz karara bağlanmayan veya kararı kesinleşmeyen davalara da bu madde hükümlerinin uygulanacağı yolundaki düzenleme karşısında, bakılmakta olan davanın esası hakkında bu aşamada karar verilmesine olanak bulunmamaktadır.

Ankara Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesi'nin 04/07/2017 tarihli, E:2017/2095, K:2017/1781 sayılı kararı da aynı yöndedir.

Öte yandan, sonradan yürürlüğe giren kanun maddeleri nedeniyle uyuşmazlıkta tarafların haklılık oranı belirlenemediğinden, maktu olan vekâlet ücretinin ve yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılamayacağı hususu da açıktır.

Açıklanan nedenlerle, dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına(…) karar vermiş; istinaf yoluna başvurulması üzerine,  Ankara Bölge İdare Mahkemesi 10.İdari Dava Dairesi;  18.12.2018 gün ve E:2018/803, K:2018/1563 sayı ile, “(…)Anayasa Mahkemesinin verdiği iptal kararlarının bu karardan önce açılmış ve bakılmakta olan davaların çözümünü etkileyeceği sonucuna ulaşıldığından, Anayasa Mahkemesinin 25.05.2018 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 28.03.2018 günlü, E:2016/156 K:2018/34 sayılı kararıyla 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa, 6745 sayılı Kanunla eklenen geçici 11 nci maddesinin iptaline karar verilmiş olması karşısında, henüz kamulaştırılmamış ve tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkındaki beş yıllık sürenin uzatılmasına hukuken olanak bulunmamaktadır.

Bu durumda; dava konusu taşınmaza kamulaştırılmasız el konulmasından dolayı uğranılan şimdilik 10.000,00-TL tazminatın ödenmesi istemiyle açılan davada, davanın esasının incelenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle, dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı veren idare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle; tarafların istinaf başvurularının KABULÜNE, Kayseri 1. idare Mahkemesi'nce verilen 02/05/2018 gün ve E: 2018/34, K: 2018/452 sayılı kararın KALDIRILMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere DAVA DOSYASININ MAHKEMESİNE İADESİNE…” karar vermiştir.

KAYSERİ 1.İDARE MAHKEMESİ: 5.7.2019 gün ve E:2019/79 sayı ile, “(…)Belediyelerin 3194 Sayılı İmar Kanunu'nun 8. maddesi ve 18. maddesinin verdiği yetki ile arazi ve arsalar üzerinde imar planlarının hazırlanması ve yürürlüğe konulması, arazi ve arsa düzenlemesi gibi faaliyetleri kapsamında yaptıkları imar planlarından kaynaklanan işlemlerin tek yanlı ve kamu gücüne dayanan irade açıklamaları ile tesis edilen genel ve düzenleyici işlemler olduğu, bu yönü ile de İdarî eylem ve işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların İdarî yargı yerlerinde çözümlenmesi gerektiği tartışmasızdır. Buna karşılık, Belediyece, Kamulaştırma Kanunu'nda öngörülen usûl ve yöntemlere uygun İdarî nitelikte uygulama işlemleri yapılmaksızın, dava konusu taşınmazın bir kısmına fiilen el atılması karşısında idarenin bu eyleminin kamulaştırmasız el atma niteliğini taşıdığı açıktır.

Öte yandan, İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, İdarî eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan İdarî yargı yerine ait olduğu, idarece herhangi bir aynî hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men'i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adlî yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.

Nitekim, yukarıda belirtilen genel kabul doğrultusundaki Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 11/02/1959 tarih 1958/17 Esas 1959/15 Karar sayılı kararının III. bölümünde, "İstimlaksiz el atma halinde amme teşekkülü İstimlak Kanununa uygun hareket etmeden ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmuş durumdadır. Ve bu bakımdan dava Medeni Kanun hükümlerine giren mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davasıdır. Ve bu bakımdan adliye mahkemesinin vazifesi içindedir." görüşüne yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden dava konusu Kayseri İli Melikgazi İlçesi İsaağa Mahallesi Ateş Mevkiinde yer alan 1 ada 86 parseldeki taşınmazın imar planında kamuya ayrılan alanlarına, fiilen el atıldığından bahisle tazminat ödenmesi istemiyle Kayseri 5.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E:2012/91 sayılı dosyasında dava açıldığı, anılan Mahkemenin 08.05.2013 gün K:2013/154 sayılı kararı ile "davanın idari yargının görevine girdiği gerekçesiyle reddine" karar verildiği, anılan kararın Yargıtay 18.Hukuk Dairesinin E:2013/14983 K:2014/995 sayılı kararıyla kesinleşmesi üzerine, davacılar tarafından işbu davanın açıldığı görülmüş olup,

Mahkememizce yaptırılan keşif sonucunda düzenlenen 18.04.2019 günlü teknik bilirkişi raporunda "davacıların hissedarları oldukları Kayseri İli Melikgazi İlçesi İsaağa Mahallesi Ateş Mevkiinde yer alan 1 ada 86 parseldeki 117,00 m2 lik taşınmazın, cami alanı olarak planlı 21.45 m2lik kısmına ve yol olarak planlı 99,55 m'21ik kısmına fiilen el atıldığının" tespit edildiği anlaşılmıştır.

Bu durumda idarenin dava konusu taşınmaza fiilen kamulaştırmasız el atmasından doğan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümü adlî yargı yerinin görevine girdiği sonucuna varılmaktadır

Nitekim benzer bir uyuşmazlıkla ilgili Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümünün 11.04.2016 gün E:2016/180 K:2016/224 sayılı kararı da bu yöndedir

(…)

Açıklanan nedenlerle; 2247 sayılı Kanun'un 19'uncu maddesi uyarınca, bakılan davada görevli yargı yerinin belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulmasına, bakılan davaya ait dosya ile birlikte Kayseri 5.Asliye Hukuk Mahkemesinin E: 2012/91 sayılı dosyasının da Mahkemesinden temin edilmek suretiyle, dosya asıllarının Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, Uyuşmazlık Mahkemesince bir karar verilinceye değin bakılan davanın incelenmesinin ertelenmesine…” karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 23.12.2019 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacıların maliki oldukları Kayseri ili, Melikgazi İlçesi, İsaağa Mahallesi, Ateş Mevkiinde yer alan 1 ada 86 parseldeki taşınmazın, imar planında yol ve park alanı olarak ayrıldığı, aradan geçen zamana rağmen kamulaştırılmadığından bahisle uğradıklarını ileri sürdükleri zararlara karşılık fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL.nın  faiziyle birlikte tahsili istemiyle açılmıştır.

Belediyelerin 3194 sayılı imar Kanunu 8. maddesi ve 18. maddesinin verdiği yetki ile arazi ve arsalar üzerinde imar planlarının hazırlanması ve yürürlüğe konulması, arazi ve arsa düzenlemesi gibi faaliyetleri kapsamında yaptıkları imar planlarından kaynaklanan işlemlerin tek yanlı ve kamu gücüne dayanan irade açıklamaları ile tesis edilen genel ve düzenleyici işlemler olduğu bu yönü ile de idari eylem ve işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların idari yargı yerlerinde çözümlenmesi gerektiği tartışmasızdır. Buna karşılık, Kamulaştırma Kanunu’nda öngörülen usul ve yöntemlere uygun idari nitelikte uygulama işlemleri yapılmaksızın, dava konusu taşınmazın bir kısmına fiilen el atması halinde, idarenin bu eyleminin kamulaştırmasız el atma niteliğini taşıdığı açıktır.

Öte yandan, İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men’i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.

Nitekim, yukarıda belirtilen genel kabul doğrultusundaki Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 11.2.1959 günlü, E:1958/17, K:1959/15 sayılı kararının III. bölümünde,  “İstimlaksiz el atma halinde amme teşekkülü İstimlak Kanununa uygun hareket etmeden ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmuş durumdadır. Ve bu bakımdan dava Medeni Kanun hükümlerine giren mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davasıdır. Ve bu bakımdan adliye mahkemesinin vazifesi içindedir.” görüşüne yer verilmiştir.

Dava dosyalarının incelenmesinden; davacıların vekili tarafından, müvekkillerinin maliki olduğu, Kayseri İli, Melikgazi İlçesi, İsaağa mahallesi, Ateş mevkiinde bulunan, 43 Pafta. 1 Ada, 86 Parsel sayılı 117 m2'lik taşınmaza,  Melikgazi Belediyesince, kamulaştırma işlemi yapılmadan haksız olarak yol ve park olarak kullanmak suretiyle el konulduğundan bahisle,  kamulaştırmasız el koyma karşılığı olarak,  fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla,  10.000TL.’nin tahsiline karar verilmesi istemiyle adli ve idari yargı yerlerinde dava açıldığı;  adli yargı yerinde görülen davada Mahkemece keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alındığı; Harita Mühendisince düzenlenen 17.8.2012 tarihli bilirkişi raporunda,  taşınmaza fiili bir müdahalenin olmadığı, krokide sarı renkle boyalı C harfi ile gösterilen yerin cami alanında, turuncu renkle Y harfi ile gösterilen yerin ana arter niteliğinde olmayan yolda kaldığının belirtildiği;  buna karşılık, İdare Mahkeme tarafından yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda Mahkemeye  sunulan 18.4.2019 tarihli kapsamlı Bilirkişi Kurulu Raporunda; “(…)  Dava konusu taşınmaz ile ilgili elde edilen veriler/bilgiler şu şekildedir: Taşınmaz kargir ev olarak tescilli olmasına rağmen yerinde yapı bulunmadığı görülmüştür./ .Topografık olarak yol kotu ile aynı seviyede, düz bir arazi yapısına sahiptir. / .Geometrik olarak, parsel batıdan doğuya doğru genişleyen yamuk forma sahiptir. / .1/1000 ölçekli U.İ.P kapsamında, 117,00 m2 yüzölçümlü taşınmazın, 21,45 m2’si cami alanı, 95,55 m2’si ise yol alanında kalmaktadır. Taşınmazın 30 m’den geniş yola isabet eden kısımları yönünden sorumlu idare Kayseri Büyükşehir Belediyesi, cami alanına isabet eden kısımları yönünden sorumlu idare ise; Melikgazi Belediyesidir. / .Taşınmazın tamamına fiilen el atılmıştır. / .Taşınmazın bulunduğu çevre, belediye sınırları içerisinde kalmakta olup, elektrik, su, kanalizasyon gibi kentsel alt yapı hizmetlerinden faydalanmaktadır.(…)” şeklinde, fotoğraflarla da desteklenen tespitlere yer verildiği görülmüştür.

Bu durumda, idarenin dava konusu taşınmaza kamulaştırmasız el atmasından doğan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, davalı idarece kamulaştırma yapılmaksızın taşınmaza fiilen el atılması karşısında, (İdare mahkemesince görevsizlik kararına dayanak yapılan bilirkişi raporunun daha yeni tarihli olması da gözetildiğinde) haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünün adli yargı yerinin görevine girdiği anlaşılmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, Kayseri 1.İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Kayseri 5.Asliye Hukuk Mahkemesinin, 8.5.2013 gün ve E:2012/91, K:2013/154 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç   : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Kayseri 1.İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Kayseri 5.Asliye Hukuk Mahkemesinin, 8.5.2013 gün ve E:2012/91, K:2013/154 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 23.12.2019 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                          Üye                                  Üye                                 Üye                    

       Hicabi                         Şükrü                             Mehmet                             Birol        

    DURSUN                    BOZER                           AKSU                             SONER            

 

 

 

                                             Üye                                  Üye                                 Üye                    

                                         Aydemir                           Nurdane                           Ahmet

                             TUNÇ                            TOPUZ                          ARSLAN