T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO     : 2018 / 76

            KARAR NO : 2018 / 93

            KARAR TR  : 26.2.2018

ÖZET : Karayolunda meydana gelen tek taraflı, maddi hasarlı trafik kazasında sigortalı aracın uğradığı hasar bedelini ödeyen sigorta şirketinin, zararın bir kısmının, davalılardan Elazığ Belediye Başkanlığınca giderilmesi isteminden ibaret bulunan rücuen tazminat davasının, 2918 sayılı Yasanın 110. maddesi kapsamında ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

                                                          

 

K  A  R  A  R

 

Davacı         : A. Sigorta A.Ş.

Vekili           : Av. A.H.A.

Davalılar      : 1-Elazığ Belediye Başkanlığı

Vekili           : Av. E.S., Av.S.B.

(Sadece

Adli Yargıda):2- Karayolları Genel Müdürlüğü

Vekili           :Av. K.Ş.

İhbar Olunan

(Sadece Adli Yargıda): FEDAŞ AŞ.

Vekili           : Av. N.Ö.

 

O L A Y      : Davacı vekili; müvekkili şirkete sigortalı 23 Y... plakalı aracın, 25.10.2013 tarihinde Mustafa Paşa Mahallesi, Varlık sokak üzerinde geri manevra yapmak isterken sokak ortasında bulunan elektrik direğine çarpması neticesinde tek taraflı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonrası tutulan Trafik Kazası Tespit Tutanağında, bu kazanın oluşumunda 23Y... plakalı araç sürücüsü Y.D.'ın 2918 sayılı K.T.K'nın 67. maddesini ihlalden kusurlu olduğu, sokak ortasında bulunan elektrik direğine çarpmasından ötürü de karayolu üzerine trafiği güçleştirecek, trafiği tehlikeye düşürecek bir mania atmak dikmek ve hareketlerde bulunmak yasak olmasından dolayı ilgili kuruluşun kusurlu olduğunun belirtildiğini; Belediye sınırları içerisinde yol durumunu düzenlemek ve elektrik direklerinin nereye nasıl dikileceklerini veya söküleceklerini belirleme yetkisi ve sorumluluğunun belediyelere ait olduğunu,  bu nedenle yol kusurundan kaynaklanan kazada;  yolun bakım, onarımından sorumlu kuruluşun sorumsuz davranması ve yolun ortasına elektrik direği dikilmesi ve/veya konulması nedeniyle trafiği güçleştirmesi, tehlikeye düşürmesi şeklinde hareketlerde bulunulması nedeniyle davalılardan hangisinin sorumluluğunda ise, tamamen o kuruluşun kusurundan dolayı meydan geldiğini; sigortalı bulunan aracın gördüğü hasar nedeniyle 25.10.2013 tarihinde 8.569,61-TL ödendiğini; müvekkili sigorta şirketinin, Türk Ticaret Kanunu 1472. maddesi gereğince kanuni halefiyet hakkına binaen sigortalısının haklarına halef olmasından dolayı sigortalısına ödediği hasar tazminatı miktarı için kazada tamamen kusurlu olan kuruluşa karşı kusuru oranında rücu hakkının bulunduğunu, bu doğrultuda ilgili kuruluşlara rücu mektubu gönderilmesine rağmen herhangi bir ödemede bulunulmadığını ifade ederek; fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 8.569,61 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari -avans faizi ile birlikte tahsili istemiyle 1-Elazığ Belediye Başkanlığı ile 2- Karayolları Genel Müdürlüğüne karşı 7.8.2015 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

Dava daha sonra FEDAŞ AŞ.ne de ihbar  edilmiştir.

ELAZIĞ 2.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 9.2.2016 gün ve E:2015/316, K:2016/86 sayı ile “(…) Dava Rücuen tazminat davasıdır. Açılan davada; davalı Belediye Başkanlığı İdari yargının görevli olduğuna dair itirazda bulunmuş olmakla öncelikle hangi yargı yerinin açılan davada görevli olduğu hususu araştırılmıştır. Yapılan keşif sonucu alınan mahkeme denetimine açık ve yeterli olan bilirkişi raporları ve diğer delillere göre; davalı Belediye Başkanlığı’nın yol yapımı sonrası elektrik direğinin kaldırılması ya da uygun yere taşınması konusundan dava dışı olan FEDAŞ A.Ş. irtibata geçerek herhangi bir yazışma yaptığına ya da ihbarda bulunduğuna dair herhangi bir evrakın dosyaya yansımamış olduğu, diğer davalı Karayolları Genel Müdürlüğünün ise dava konusu kazanın meydana geldiği yerin şehir içi sokak içinde olması itibariyle bir sorumluluklarının bulunmadığı, şehir için sokakların yapım, yönetim ve hizmetlerin devamının sağlanması işinin ilgili belediye başkanlığının görev alanı içinde kaldığı, yapılan bu açıklamalar sonucu somut olay değerlendirildiğinde, davacıya kasko sigorta poliçesi ile sigortalı aracın davalı Belediyesinin trafik güvenliği bakımından yolun yapımı ve onarımı sırasında gerekli özeni göstermemesi nedeni ile hasara uğradığını iddia etmiş olması bakımından KTK’nın 85 ve devamı maddelerinde düzenlenen işletenin hukuki sorumluluğuna değil, davalı idare tarafından görevlerinin tam ve eksiksiz yerine getirilmediği yani yürütülen kamu hizmetinin kusurlu işletildiği, meydana gelen kazada davalı belediyenin hizmet kusurunun bulunduğu, davalı belediye açısından açılan davanın uyuşmazlığının çözümünün idari yargının görevinde bulunduğu, (Yargıtay HGK’nın 2014/17-731 Esas ve 2015/2366 Karar sayılı Kararı), davalı KGM için ise öncelikli olarak yargı yeri itirazının değerlendirmesi gerektiği, bu sebeple görev yönünden dava reddedildiğinden her iki davalı lehine aynı sebebe dayalı olarak dava reddedilmiş olmakla tek bir vekalet ücreti takdir etmek gerekeceği hususlarında oluşan kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

Davacının tazminat talepleri hakkında görevli yargı yerinin İdari Yargı olması sebebiyle 2577 sayılı İYUK'un 2. 6100 sayılı HMK'nın 114 ve 115. maddeleri gereğince mahkememizin görevsizliğine, davacının İdari Yargı yerinde dava açmakta muhtariyetine…” karar vermiş, bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, Elazığ 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/316 Esas sayılı dosyasında mahallinde yapılan keşif neticesinde davalı Belediyenin %75 kusurlu olduğu belirtildiğinden, müvekkili şirketin ödemek zorunda kaldığı 8.569,61 -TL'nin %75'i olan 6.427,21-TL'nin TTK 1472. maddesi gereğince kanuni halefiyet haklarına  binaen ödeme tarihi olan 25.10.2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari -avans faizi ile birlikte tahsili istemiyle Elazığ Belediye Başkanlığına karşı idari yargı yerinde dava açmıştır.

Elazığ 2. İdare Mahkemesi; 24/01/2017 gün ve E:2016/429, K:2017/75 sayı ile uyuşmazlığın esasını inceleyerek,  tazmin isteminin kabulüne, 6.427,00.-TL maddi tazminatın adli yargıda dava açma tarihi olan 07.08.2015'ten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar vermiş; istinaf yoluna başvurulması üzerine Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesi, 28.09.2017 gün ve E:2017/1013, K:2017/1625 sayı ile, adli, idari ve askeri yargı kolları arasındaki görev uyuşmazlıklarını çözmekle görevli Anayasal kurum olan Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 2918 sayılı Yasa'nın 110. maddesinin yürürlüğe girdiği 19.01.2011 tarihinden itibaren benzer uyuşmazlıklarda istikrarlı olarak verdiği kararlarda, adli yargının görevli olduğuna işaret edildiği gerekçesiyle; davalı idarenin yaptığı itirazın kabulüne, Elazığ 2. İdare Mahkemesi'nce verilen 24/01/2017 tarih ve E:2016/429, K:2017/75 sayılı kararın kaldırılmasına, yukarıda aktarılan hususlar gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Mahkemesine iadesine karar vermiştir.

ELAZIĞ 2.İDARE MAHKEMESİ; 1.1.02017 gün ve E:2017/676, K:2017/866 sayı ile “(…) Karar veren Elazığ 2. İdare Mahkemesi Hâkimliği'nce, Mahkememiz'in 24.01.2017 tarihli, E:2017/429, K:2017/75 sayılı kararının, Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesi'nin 28.09.2017 tarihli, E:2017/1013, K:2017/1625 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyularak dosya yeniden incelendi, gereği düşünüldü:

 

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam ” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı; 10. maddesinde, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın, gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmanın Belediye Trafik birimlerinin görev ve yetkileri arasında olduğu belirtilmiştir.

Öte yandan; 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişiklik 110.maddesinde; “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır. Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir." hükmüne, geçici 21. maddesinde de; “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek idare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz. ” hükmüne yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; 23 Y... plakalı aracın 25.10.2013 tarihinde Mustafa Kemal Paşa Mahallesi Varlık Sokak üzerinde geri manevra yapmak isterken elektrik direğine çarptığı ve tek taraflı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, davacı sigorta şirketinin sigorta tazminatını sigortalısına ödemesi sonucunda 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 1472. maddesi gereği sigortalısına halef olarak işbu davanın önce 07.08.2015 tarihinde Elazığ 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde E:2015/316 sayısıyla açıldığı, mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda kazanın oluşumunda %75 belediye ve %25 sürücünün kusurlu olduğunun belirtildiği, Elazığ 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 09.02.2016 tarih, E:2015/316, K:2016/86 sayılı kararıyla kazanın davalı Elazığ Belediyesinin hizmet kusuru nedeniyle meydana geldiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verdiği, davacı şirketin 03.05.2016 tarihli dilekçesi ile mahkememize başvurduğu ve meydana gelen trafik kazası nedeniyle 6.427,21 TL bedelin ödeme tarihi olan 25.10.2013 tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte ödenmesi istemesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

2918 sayılı Kanunun 110. maddesinin 1. fıkrasının iptali istemiyle yapılan itiraz başvurularını inceleyen Anayasa Mahkemesi, 26.12.2013 tarih ve E:2013/68, K:2013/165 sayılı kararı ile; (…) anılan kuralı Anayasaya aykırı görmemiş ve iptal istemini oybirliğiyle reddetmiştir.

Anayasa’nın 158. maddesinin son fıkrasında; “Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesinin kararı esas alınır. ” denilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, yasa koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısıyla 2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa’nın 158. maddesi uyarınca tüm yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar durumundadır.

Bu durumda, 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; 23 Y... plakalı aracın 25.10.2013 tarihinde Mustafa Kemal Paşa Mahallesi Varlık Sokak üzerinde geri manevra yapmak isterken elektrik direğine çarpması sonucunda meydana gelen tek taraflı maddi hasarlı trafik kazası sonucunda maddi zarar ortaya çıktığı, idarenin hizmet kusuruna dayanan bu zararın şirketlerince ilgilisine ödendiği ileri sürülerek 6102 sayılı Kanun gereği kanuni halefiyet nedeniyle 6.427,21.-TL bedelin ödeme tarihi olan 25.10.2013 tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

Nitekim, adli, idari ve askeri yargı kolları arasındaki görev uyuşmazlıklarını çözmekle görevli Anayasal kurum olan Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 2918 sayılı Yasa'nın 110. maddesinin yürürlüğe girdiği 19.01.2011 tarihinden itibaren benzer uyuşmazlıklarda istikrarlı olarak verdiği kararlarda, adli yargının görevli olduğuna işaret edilmektedir.

Öte yandan; 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi'nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 14. maddesinde, olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olmasının gerektiği belirtilmiş, 15. maddesinde ise, "olumsuz görev uyuşmazlıklarında dava dosyalarının, son görevsizlik kararını veren yargı merciince, bu kararın kesinleşmesinden sonra, ceza davalarında doğrudan doğruya, diğer davalarda ise taraflardan birinin istemi üzerine, ilk görevsizlik kararını veren yargı merciine ait dava dosyası da temin edilerek Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir" hükmü yer almıştır.

Dolayısıyla; işbu kararın kesinleşmesinden sonra davanın taraflarından birinin istemi üzerine dosyanın görevli yargı yerinin belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine gönderileceği de açıktır.

Açıklanan nedenlerle;

1-Davanın, 2577 sayılı Kanun'un 15/1-a maddesi uyarınca görev yönünden reddine…” karar vermiş, bu karar istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiştir.

Davacı vekilinin 26.12.2017 tarihli talebi üzerine, dava dosyaları Elazığ 2.İdare Mahkemesince 5.1.2017 gün ve E:2017/676, K:2017/866 sayılı üst yazıyla gönderilmiş ve Mahkememizde 18.1.2018 tarihinde kayda girmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Suna TÜRE, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN ve Turgay Tuncay VARLI’nın katılımlarıyla yapılan 26.2.2018 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece, adli yargı dosyası da temin edilmek suretiyle Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği; öte yandan, Yasa’nın 14. maddesine göre olumsuz görev uyuşmazlığı bulunduğunun ileri sürülebilmesi için davanın “tarafları, konusu ve sebebinin aynı” olması koşulunun öngörülmüş bulunması karşısında, adli ve idari yargı yerleri arasında her iki yargı yerinde ortak taraf olan “Elazığ Belediye Başkanlığı” ve “6.427,21 TL” tazminat talebi yönünden görev uyuşmazlığının doğduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ’nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, karayolunda meydana gelen tek taraflı, maddi hasarlı trafik kazasında sigortalı aracın uğradığı hasar bedelini ödeyen sigorta şirketinin, zararın bir kısmının, davalı Elazığ Belediye Başkanlığınca giderilmesi isteminden ibaret bulunan bir rücuen tazminat davasıdır.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı; 10. maddesinde, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın, gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmanın Belediye Trafik birimlerinin görev ve yetkileri arasında olduğu belirtilmiştir.

Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; davacı şirkete sigortalı 23 Y... plakalı aracın 25.10.2013 tarihinde Mustafa Kemal Paşa Mahallesi Varlık Sokak üzerinde geri manevra yapmak isterken elektrik direğine çarpması sonucunda meydana gelen tek taraflı maddi hasarlı trafik kazası sonucunda maddi zarar ortaya çıktığı; Belediye sınırları içerisinde yol durumunu düzenlemek ve elektrik direklerinin nereye nasıl dikileceklerini veya söküleceklerini belirleme yetkisi ve sorumluluğunun belediyelere ait olduğu,  bu nedenle;  yolun bakım, onarımından sorumlu kuruluşun sorumsuz davranması ve yolun ortasına elektrik direği dikilmesi ve/veya konulması nedeniyle trafiği güçleştirmesi, tehlikeye düşürmesi şeklinde hareketlerde bulunulması nedeniyle kazanın meydana geldiği iddia edilerek, ilgilisine ödenen 6.427,21.-TL  hasar bedelinin,  ödeme tarihi tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faizi ile birlikte rücuen tazmini istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2.Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, şu gerekçesi ile anılan kuralı Anayasaya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliğiyle reddetmiştir: “… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayırımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…” (Any. Mah.nin 26.12.2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararı; R.G. 27.3.2014, Sayı: 28954, s.136-147.)

Anayasa’nın 158 inci maddesinin son fıkrasında “Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır.” denilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, yasa koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısıyla 2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa’nın 158 inci maddesi uyarınca, başta Mahkememiz olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.

Bu durumda,  2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Elazığ 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin; 9.2.2016 gün ve E:2015/316, K:2016/86 sayılı görevsizlik kararının, “Elazığ Belediye Başkanlığı”na ve “6.427,21 TL” tazminat istemine ilişkin kısmının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç   : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Elazığ 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin; 9.2.2016 gün ve E:2015/316, K:2016/86 sayılı görevsizlik kararının, “Elazığ Belediye Başkanlığı”na ve “6.427,21 TL” tazminat istemine ilişkin kısmının KALDIRILMASINA, 26.2.2018 gününde Üye Turgay Tuncay VARLI’nın KARŞI OYU ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Şükrü

BOZER

 

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

Üye

Mehmet

AKSU

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Suna

TÜRE

 

 

 

 

Üye

Turgay Tuncay

VARLI

 

 

 

 

 

 

 

 

KARŞI OY

 

3.11.2015 tarih ve 29521 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Uyuşmazlık Mahkemesi’nin 28.09.2015 gün ve E:2015/580 K:2015/592 ve E:2015/670, K:2015/671 sayılı kararlarında belirtilmiş olan düşünceler doğrultusunda sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyorum. 26.2.2018 

 

                                                              ÜYE

                                                 Turgay Tuncay VARLI