T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS    NO    : 2015 / 777

          KARAR NO   : 2015 / 792

          KARAR TR    : 30.11.2015

                    

ÖZET : İdari ve adli yargı yerlerince, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan dava sebebiyle verilmiş ve kesinleşmiş iki ayrı görevsizlik kararının bulunmadığı, böylece 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde belirtilen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığının oluşmadığı anlaşıldığından, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİ gerektiği hk.

                  

 

K  A  R  A  R

 

             Davacı           : Z.Şti.

 Vekili             : Av. M.M.İ.

            Davalı             : İstanbul Valiliği

                        

            O L A Y         : İstanbul Valiliği Sivil Trafik Ekipler Amirliğince yapılan incelemede, 34 HU 0011 plaka sayılı aracın yasa dışı taşımacılık yaptığının tespit edildiğinden bahisle; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Ek 2/3. madde ve fıkrası uyarınca, sürücü belgesi sahibi Bayram Patlar adına 14.12.2012 tarih ve GT-447391 seri-sıra numaralı Trafik İdari Para Cezası Karar Tutanağı düzenlenerek 1.950,00 TL idari para cezası verilmiş ve ayrıca bu tutanağa istinaden araç sahibi davacı adına düzenlenen 14.12.2012 tarih ve 0238877 sayılı Araç Trafikten Men Tutanağı ile araç 60 gün süre ile trafikten men edilerek muhafaza altına alınmıştır.

            Davacı vekili, idari para cezası ile aracın 60 gün süre ile trafikten men edilmesine ilişkin kararın iptal edilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

İSTANBUL 4. İDARE MAHKEMESİ: 26.12.2012 gün ve E:2012/2368, K:2012/2321 sayı ile; idari para cezası ile aracın 60 gün süre ile trafikten men edilmesine ilişkin kararın iptal edilmesi istemiyle, farklı yargı yerlerinin görevine giren işlemlerin aynı dilekçeyle dava konusu edilemeyecekleri açıklanarak, idari para cezasına karşı ayrı, men kararına karşı ayrı dava açılması için, dava dilekçesinin belirtilen hususlar çerçevesinde ve noksanlar tamamlanarak yeniden dava açılmak üzere reddine  karar  vermiş, verilen karar itiraz edilmeden kesinleşmiştir.

Davacı vekili, bu kez, aracın 60 gün süre ile trafikten men edilmesine ilişkin kararın iptal edilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açıldığını belirterek, idari para cezasının iptal edilmesi istemiyle adli yargı yerine itirazda bulunmuştur.          

İSTANBUL ANADOLU 35. SULH CEZA MAHKEMESİ: 19.6.2013 gün ve D.İş:2013/488 sayı ile; 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 27/8. maddesine göre idari para cezası yanında idari yargının görev alanına giren kararın da verilmiş olması nedeniyle ve Uyuşmazlık Mahkemesinin konu ile ilgili kararları emsal alınarak davanın çözümünün idari yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, yapılan itirazın İstanbul Anadolu 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nce kesin olarak  reddedilmesi  üzerine, davacı vekilinin İstanbul 4. İdare Mahkemesi’nce verilen 26.12.2012 gün ve E:2012/2368, K:2012/2321 sayılı karar  ile Mahkemenin 19.6.2013 gün ve D.İş:2013/488 sayılı kararı arasında  meydana gelen olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesini talep eden dilekçesi üzerine, dava dosyası Mahkememize gönde-rilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 30.11.2015 günlü toplantısında; Raportör-Hakim Gülten Fatma BÜYÜKEREN’in, 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada başvurunun reddi gerektiğine ilişkin sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulunun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, “2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ‘ceza uyuşmazlıkları’ ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının ‘hukuk uyuşmazlığı’ sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ‘ceza davası’ olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği…” açıkça belirtilmiştir. Bu durum göz önüne alındığında, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.

Uyuşmazlık Mahkemesi’nin görev ve yetkileri, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 158. maddesi ile 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi’nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1. maddesinde açıkça gösterilmiş, Mahkeme adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili kılınmıştır.

2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde, “Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir.

           Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca ve ceza davalarında ise ayrıca ilgili makamlarca ileri sürülebilir”, 19.maddesinde, “Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler.

            (Değişik ikinci fıkra: 23/7/2008 – 5791/9 md.) Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir” denilmiştir. Aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmiştir.

            Dosyanın incelenmesinden, 34 HU 0011 plaka sayılı aracın yasa dışı taşımacılık yaptığının tespit  edildiğinden  bahisle, sürücü  belgesi sahibi Bayram Patlar adına 14.12.2012 tarih ve GT-447391 seri-sıra sayılı Trafik İdari Para Cezası Karar Tutanağı düzenlenerek, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Ek 2/3. madde ve fıkrası uyarınca 1.950,00 TL idari para cezası verildiği ve bu tutanağa istinaden araç sahibi davacı adına düzenlenen Araç Trafikten Men Tutanağı ile aracın 60 gün süre  ile  trafikten men edilerek muhafaza altına alındığı, davacının idari para cezası ile men tutanağının  iptali istemiyle idari yargı yerinde açtığı davada İstanbul 4. İdare Mahkemesi’nin 26.12.2012 gün ve E:2012/2368, K:2012/2321 sayılı kararı ile  dava dilekçesinin reddine  karar verildiği, bu kez davacının idari para cezasının iptali istemiyle adli yargı yerinde açtığı davada İstanbul Anadolu 35. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 19.6.2013 gün ve D.İş:2013/488 sayılı kararı ile  görevsizlik kararı verildiği ve davacı vekilinin İstanbul 4. İdare Mahkemesince verilen 26.12.2012 gün ve E:2012/2368, K:2012/2321 sayılı  dilekçe ret kararı ile İstanbul Anadolu 35. Sulh Ceza Mah-kemesi’nce verilen 19.6.2013 gün ve D.İş:2013/488 sayılı görevsizlik kararı arasında olumsuz görev uyuşmazlığı meydana geldiğini ileri sürerek, olumsuz görev uyuşmazlığının çözümlenmesi ve görevli yargı yerinin belirtilmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesini talep eden dilekçesi üzerine, adli yargı yerince idari yargı yerine ait karar  da temin edilmek suretiyle dava dosyasının  Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderildiği anlaşılmıştır.

Bu durumda, ortada İstanbul 4. İdare Mahkemesince verilmiş “dilekçe reddi” kararı ile İstanbul Anadolu 35. Sulh Ceza Mahkemesince verilmiş ve idari para cezasına ilişkin “görev yönünden red” kararının mevcudiyeti karşısında, idari ve adli yargı yerlerince, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan dava sebebiyle verilmiş iki ayrı görevsizlik kararı bulunmadığından, 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde belirtilen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı oluşmadığı anlaşıldığından, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan başvurunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.

 

S O N U Ç     : 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde belirtilen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı oluşmadığı anlaşıldığından, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİNE, 30.11.2015 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN