Hukuk Bölümü         2012/501 E.  ,  2013/639 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı     : Ş.B.

Vekilleri  : Av.M.D., Av. B.D.

Davalı      : Çankaya Belediye Başkanlığı

Vekilleri : Av. Ç.U., Av.T.K. 

O L A Y  : 1-Davacı Ş.B. vekili, müvekkilinin hissedar olduğu, Ankara, Çankaya, Mürsel Uluç Mah. 27120 ada 14 parsel sayılı taşınmazın; imar düzenlemesi sonucunda Çankaya Belediyesince 20.09.1993 tarihinde “SPOR ALANI” olarak ayrıldığını; parsele fiilen el atılmadığını; ancak 3194 sayılı İmar Kanununun 10. maddesinin amir hükmü uyarınca 1/1000 ölçekli uygulama imar planının kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıl içerisinde ayrılma amacına uygun olarak kamulaştırma görevinin yerine getirilmemesi ve malikin mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle taşınmaz bedelinin müvekkillere ödenmesinin gerektiğini; nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 15.12.2010 tarih ve 2010/5-662/651 saydı kararı ve Yargıtay 5. HD'nin 2010/21713 E. 2011/4198 K. sayılı ilamının da bu doğrultuda olduğunu; daha önce kamulaştırmasız el atma davasının kabul edilmesi için fiili el atmanın gerçekleşmesi şartını arayan Yargıtay’ın bu görüşünü değiştirdiğini; davalı idare ile uzlaşma taleplerinin bulunmadığını, bu nedenle davacılara kamulaştırmasız el atma bedelinin talep edildiğini ifade ederek;  fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak üzere, şimdilik 8.000,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline; müvekkillinin hisselerinin iptali ile davalı idare adına tapuya tesciline karar verilmesi istemiyle; Çankaya Belediye Başkanlığı’na karşı 13.5.2011 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

2-Dava Ankara 7.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin E:2011/237 sayılı esasına kaydedilmiştir.

3- 1. oturum 29.6.2011 tarihinde yapılmış, davalı Çankaya Belediye Başkanlığı verdiği cevap dilekçesinde ve duruşma sırasında görev itirazında bulunmamıştır.

4- 1. oturumun yapıldığı 29.6.2011 ile 5. oturumun yapıldığı 7.2.2012 tarihleri arasında Esas dosya olan E:2011/237 sayılı dosya ile aşağıdaki dava dosyaları birleştirilmiştir: 

a)BİRLEŞEN DOSYA: (Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesi)

          Dosya No  : 2011/269

           Davacılar   : 1-N.C.,2-K.B.,3-A.B.,4-E.B.,5-S.B.,6-Ş.T.,7-E.A.,8-S. B.’na   9-N.B., 10-N.E., 11-H.B.                                                                                                                                            

12- Z.B., 13- Ş.E.(B.),14- H.Y., 15- H.Y., 16-B.Ve E.Y.’a Velayeten  E.B., H.Y.

           Vekilleri: Av. M.D., Av. B.D.

           Davalı        : Çankaya Belediye Başkanlığı

          Vekili         : Av. Ç.U.

          Konusu       : Kamulaştırmasız El Atma Nedeniyle Alacak

          Dava Tarihi : 01.06.2011 

b)Birleşen Dosya: (Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesi)

         Dosya No      : 2011/296

         Davacı           : N.I.

         Vekili            : Av. M.D., Av. B.D.

         Davalı           : Çankaya Belediye Başkanlığı

         Vekili            : Av. Ç.U.

        Konusu          : Kamulaştırmasız El Atma Nedeniyle Alacak

        Dava Tarihi    : 17.06.2011 

c)Birleşen Dosya: (Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi)

          Dosya No     : 2011/309

          Davacı          :  K.I.

          Vekili           : Av. M.D., Av. B.D.

          Davalı          : Çankaya Belediye Başkanlığı

          Vekili           : Av. Ç.U.

          Konusu        : Kamulaştırmasız El Atma Nedeniyle Alacak

          Dava Tarihi  : 13.07.2011

d)Birleşen Dosya: (Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesi)

          Dosya No     : 2011/345

          Davacı          : İ.K.

          Vekili           : Av. M.E.A.

          Davalı          : Spor Genel Müdürlüğü

          Vekili           : Av. İ.E.K.

          Konusu        : Kamulaştırmasız El Atma Nedeniyle Alacak

          Dava Tarihi : 15.07.2011     

e)Birleşen Dosya: (Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesi)

           Dosya No    : 2011/346

           Davacı          : M.Ş.

           Vekili             : Av. M.E.A.

           Davalı            : Spor Genel Müdürlüğü

           Vekili              : Av.D.K.

           Konusu          : Kamulaştırmasız El Atma Nedeniyle Alacak

           Dava Tarihi   : 15.07.2011      

5-Davaların birleştirilmesi nedeniyle Çankaya Belediye Başkanlığı ile birlikte davalı olan  Spor Genel Müdürlüğü, vekili Av.D.K. vasıtasıyla  verdiği 2.4.2012 havale tarihli cevap dilekçesinde,  (Davacı  İ.K., Vekili: Av. M.E.A.’ı göstermek suretiyle) görev itirazında bulunmamıştır.

6-Davalılardan Çankaya Belediye Başkanlığı vekili 10.5.2012 havale tarihli olan ve  “30.4.2012 günü idarelerine tebliğ edilen İ.K. ile M.Ş. dahili davalı talebi dilekçesi ile Ş.B.’nın bila tarihli dava dilekçesine karşı verdiğini belirttiği cevap dilekçesinde”; davanın görüm ve çözüm yerinin idari yargı olduğundan bahisle görev itirazında bulunmuştur.

7-ANKARA 7.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ:23.5.2012 günlü 7.oturumda ve E:2011/237 sayı ile, Davacı İ.K. ve ark. vekili Av. M.E.A. tarafından davaya Çankaya Belediyesinin de dahil edilmesini isteyen dilekçesini 20.04.2012 de verdiği, tebliğe çıktığının anlaşıldığı; davacı vekillerinden ayrı ayrı sorulduğu;  Çankaya belediyesinin birleşen dosyalardan İ.K. ve ark. vekili tarafından dahili davalı haline getirilmiş olduğu;  Davalı Çankaya BId. vekilinden sorulması üzerine: “Esas dosya yönünden önceki itiraz ve beyanlarımızı tekrarlarız, birleşen dosyalar yönünden Çankaya Belediyesinin sonradan dahili davalı haline getirilerek davanın yürütülmesi ile ilgili yapılan işlemlerle ilgili vermiş bulunduğumuz cevap dilekçemizi ve beyanlarımızı da tekrarlarız, cevap dilekçemizde belirttiğimiz üzere ilk itiraz mahiyetinde itirazlarda bulunduk, bu itirazlarımız yargı yolu, görev, husumet, zamanaşımı itirazlarıdır, bunlarla ilgili de karar verilsin, davacıların yenden keşif yapılması talebini kabul etmiyoruz dediler.” Hususuna yer verdikten sonra; “Çankaya Belediyesi'nin görev ve yargı yoluna ilişkin itirazının hukuki el atma ve kamulaştırmasız el atma davalarında da Yargıtay uygulamasında adli yargıda görülmesi nedeniyle reddine” karar vermiştir.

8-Davalılardan Çankaya Belediye Başkanlığı vekili, davacı olarak İ.K. ve M.Ş. ile diğer davacı olarak Ş.B.’yı gösterdiği dilekçe ile idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılmasını talep etmiş ve dava dosyasının onaylı bir örneği Danıştay Başsavcılığı'na gönderilmiştir.

 DANIŞTAY BAŞSAVCISI;  Karşı Taraf (Davacı)  olarak  “Ş.B.”yı göstermek suretiyle; aynen, “İNCELEME: Davacıların, paydaşı olduğu Ankara İli, Çankaya İlçesi, Mürsel Uluç Mahallesi, 27120 ada, 14 parsel sayılı taşınmazın imar planında spor alanı olarak ayrıldığı, bugüne kadar taşınmazın bedellerinin ödenmediği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında, taşınmaza fiilen el atılmasa da imar planı gereğinin uzun yıllar yerine getirilmemesi halinde kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiğinin kabul edildiği öne sürülerek kamulaştırmasız el atma nedeniyle şimdilik 8.000,00 TL.nın, yargılama sırasında belirlenecek gerçek zararın ve davada ıslah edilecek toplam miktarın yasal faiziyle birlikte davalı idareden tahsiline ve dava konusu taşınmazın davalı idare adına tesciline karar verilmesi istemiyle Ankara Yedinci Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/237 esas sayısında kayıtlı dosyada açtığı davada, davanın görüm ve çözümünün idari yargının görevine girdiği ileri sürülerek davalı idarece birinci oturumdan önce görev itirazında bulunulduğu; ancak, Mahkemece bu itiraz dikkate alınmayarak yargılamaya devam edildiği, daha sonra davalı idarenin tekrar görev itirazında bulunması üzerine itirazın reddedildiği ve olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasının istenildiği anlaşılmış olmakla, birinci oturumdan önce yapılmış olan görev itirazının Mahkemece karşılanmaması nedeniyle davalı idarenin tekrar yaptığı görev itirazının Mahkemece reddedilmesi üzerine çıkarılan olumlu görev uyuşmazlığının, ilk oturumda yapmış olduğu görev itirazı ile bağlantılı ve 2247 sayılı Kanunun 10 ve 12'nci maddelerine uygun olduğu sonucuna varılarak gereği düşünüldü.

Uygulama ve Öğreti'de, kamu idarelerinin, kamu hizmetinin yürütümü sırasında, kamu gücü kullanarak tek yanlı irade açıklamalarıyla yapmış oldukları işlemler, "idari işlem"; herhangi bir işlem ya da karara dayanmaksızın gerçekleştirdikleri maddi faaliyetleriyle, görevleriyle ilgili hareketsizlikleri de, "idari eylem" olarak tanımlanmaktadır.

Bu tanıma göre; idarelerin 3194 sayılı imar Kanununun 8'inci maddesi uyarınca tek yanlı irade açıklamaları ile tesis ettikleri, genel ve düzenleyici imar planları ile bu planlara dayanılarak tesis edilen parselasyon, kamulaştırma, ruhsat gibi bireysel işlemler, "idari işlem"; bu imar planı uyarınca yapmak zorunda oldukları program ve uygulamaları bunun için gerekli zamanda gerçekleştirmemeleri; yani, bu konudaki hareketsizlikleri de, idari eylem niteliği taşımaktadır.

Dosyanın incelenmesinden; davacı tarafından, dava dilekçesinde, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.12.2010 günlü kararında, fiili el atma olmadan da hukuki el atmanın kamulaştırmasız el atma olarak nitelendirildiği ileri sürülmek suretiyle, imar planında spor alanı olarak ayrılan taşınmazının bedelinin ödenmesine hükmedilmesinin istenildiği anlaşılmıştır.

Bu bilgiler karşısında; davanın, davacının taşınmazının, imar planında spor alanına ayrılması sebebiyle mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamadan kaynaklanan tazminat talebiyle açıldığı sonucuna ulaşılmıştır.

Dava dilekçesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında, mülkiyet hakkına getirildiği söylenen kısıtlamanın, taşınmazın maliki yönünden zarar doğurucu sonuçlarının olabileceğinde kuşku yoktur. Ancak; bu sonuç ya da sonuçlar, yukarıda da söylenildiği üzere, genel ve düzenleyici nitelikte bir idari işlem olan imar planında taşınmazın spor yeri olarak gösterilmesinden; bu planda öngörülen kamulaştırma programlarının zamanında yapılmamasından ve imar uygulamalarından; başka anlatımla da, idari işlemlerden ve davalı idarenin imar planı gereği yapılması gereken kamulaştırmalar konusundaki hareketsizliği şeklinde ortaya çıkan idari eylemlerden kaynaklanmaktadır.

İdari işlem ve eylemlerden doğan zararların tazmini taleplerinin ise; 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun 12 ve 13'üncü maddeleri uyarınca, idari yargı yerlerinde açılacak tam yargı davalarına konu edilmeleri, anılan yasa hükümlerinin gereğidir.

Bu bakımdan; hukuka uygunluklarının denetimi ve zarar doğurucu sonuçlarının giderilmesi İdari Yargı'nın görev alanında bulunan idari işlem ve eylemlerin hukuk düzeninde yaratmış oldukları etki ve sonuçların, "hukuki el atma" olarak nitelendirilmesine ve bu olumsuz sonuçlarla ilgili tazminat taleplerinin adli yargı yerlerinde açılacak tazminat davalarına konu edilmelerine, hukuken olanak bulunmamaktadır.

Dolayısıyla; davanın taşınmazın bedelinin tahsiline hükmedilmesi istemine ilişkin kısmının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2'nci maddesinin 1 'inci fıkrasının (b) bendinde yer alan "idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları," hükmü gereğince idari yargı yerinde görülmesi gerekmektedir.

SONUÇ   : Açıklanan nedenle, 2247 sayılı Yasa'nın 10'uncu maddesi uyarınca davanın taşınmazın bedelinin tahsiline hükmedilmesi istemine ilişkin kısmı yönünden olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, durumun Ankara Yedinci Asliye Hukuk Mahkemesine bildirilmesine, 11.10.2012 tarihinde kesin olarak karar verildi.” Denilmiştir.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın da yazılı düşüncesi istenilmiştir.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI: Dava dosyasının incelenmesi sonucunda; Ankara Büyükşehir Belediyesinin 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 8 ve 18. maddeleri uyarınca arazi ve imar uygulamalarına ilişkin işlemler kapsamında, davacının da hissesinin bulunduğu Mürsel Uluç mahallesinde bulunan taşınmazın spor alanı olarak belirlenmesi karşısında, bu parseldeki bedelin ödenmesine ilişkin davanın; dava konusu uyuşmazlıkta, idarenin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu kapsamında bir işleminin bulunmaması karşısında, davanın anılan Kanun’un 14. maddesinde işaret edilen bedel artırma davası niteliğinde olduğunun kabulüne olanak bulunmadığı; Anayasa'nın 125/son madde ve fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü bulunduğunun kurala bağlandığı; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1-b maddesi gereğince idari eylem ve işlemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılan tam yargı davalarının idari dava türleri arasında sayıldığı; uyuşmazlık konusu işlemin, imar planı ve buna dayalı imar uygulaması sonucunda uğranılan zararın tazminine yönelik bulunduğu,  davanın, 2577 sayılı Kanun’un 2/1-b maddesinde yer alan idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan zarar görenler tarafından açılan tam yargı davaları kapsamında idari yargı yerinde çözümlenmesinin gerektiği; bu nedenle, Danıştay Başsavcılığının 2247 sayılı Yasa’nın 10. maddesi gereğince yapmış olduğu başvurunun kabulü ile Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/237 esas sayılı görevlilik kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği yolunda düşünce vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 13.5.2013 günlü toplantısında: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı M. BAYHAN’ın, birleşen davanın davacıları tarafından yapılan başvurunun usulüne uygun olduğu, Danıştay Başsavcılığınca, maddi hata sonucu asıl davanın davacısı yönünden uyuşmazlık çıkarıldığı,  hak kaybının önlenmesi için dahili davalılar yönünden işin esasının incelenmesi gerektiği;  Danıştay Savcısı Tuncay DÜNDAR’ın ise başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 10. maddesinde, “Görev uyuşmazlığı çıkarma; adli, idari ve askeri bir yargı merciinde açılmış olan davada ileri sürülen görev itirazının reddi üzerine ilgili Başsavcı veya Başkanunsözcüsü tarafından görev konusunun incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesinden istenmesidir.

Yetkili Başsavcı veya Başkanunsözcüsünün Uyuşmazlık Mahkemesinden istekte bulunabilmesi için, görev itirazının, hukuk mahkemelerinde en geç birinci oturumda, ceza mahkemelerinde delillerin ikamesine başlamadan önce; idari yargı yerlerinde de dilekçe ve savunma evresi tamamlanmadan yapılmış olması ve yargı yerlerinin de kendilerinin görevli olduklarına karar vermiş bulunmaları şarttır.

Görev itirazının yargı merciince yerinde görülerek görevsizlik kararı verilmesi halinde, görev konusunun Uyuşmazlık Mahkemesince incelenebilmesi, temyizen bu kararın bozulmuş ve yargı merciince de bozmaya uyularak görevli olduğuna karar verilmiş bulunmasına bağlıdır.

Uyuşmazlık çıkarma isteminde bulunmaya yetkili makam; reddedilen görevsizlik itirazı adli yargı yararına ileri sürülmüş ise Cumhuriyet Başsavcısı, idari yargı yararına ileri sürülmüş ise Danıştay Başkanunsözcüsü, askeri ceza yargısı yararına ileri sürülmüş ise Askeri Yargıtay Başsavcısı, Askeri İdari Yargı yararına ileri sürülmüş ise bu mahkemenin Başkanunsözcüsüdür.

Görev itirazının reddine ilişkin karara karşı itiraz yolunun açık bulunduğu ceza davalarında ret kararı kesinleşmeden uyuşmazlık çıkarma istenemez” hükmüne;   Kanun’un, “Yargı merciince yapılacak işlemler” başlıklı 12. maddesinde; “Görev itirazında bulunan kişi veya makam, itirazın reddine ilişkin kararın verildiği tarihten, şayet bu kararın tebliği gerekiyorsa tebliğ tarihinden, itiraz yolu açık bulunan ceza davalarında ise ret kararının kesinleştiği tarihten başlayarak onbeş gün içinde, uyuşmazlık çıkarılmasını istemeye yetkili makama sunulmak üzere iki nüsha dilekçeyi itirazı reddeden yargı merciine verir.

Bu yargı mercii, dilekçenin bir nüshasını ve varsa eklerini yedi gün içinde cevabını bildirmesi için diğer tarafa tebliğ eder. Tebligat yapılan taraf, süresi içinde bu yargı merciine cevabını bildirmezse, cevap vermekten vazgeçmiş sayılır.

(Değişik fıkra: 23/07/2008-5791 S.K./4.mad) Yargı mercii, itiraz dilekçesi üzerine verdiği itirazı ret kararını kaldırarak görevsizlik kararı vermediği takdirde; yetkili makama sunulmak üzere kendisine verilen dilekçeyi, alınan cevabı ve görevsizlik itirazının reddine ilişkin kararını, dava dosyası muhtevasının onaylı örnekleriyle birlikte uyuşmazlık çıkarma isteminde bulunmaya yetkili makama gönderir.

Bir davada uyuşmazlık çıkarılması için yalnız bir kez başvurulabilir.” hükmüne;  “Uyuşmazlık Çıkarma İsteminde Bulunmaya Yetkili Makamca Yapılacak İşlemler” başlıklı 13. maddesinde; “(Değişik cümle: 23/07/2008-5791 S.K./5.mad) Uyuşmazlık çıkarma konusundaki dilekçe ile ekleri kendisine ulaşan yetkili makam, gerekirse dilekçedeki veya eklerindeki eksiklikleri tamamlattıktan sonra, uyuşmazlık çıkarmaya yer olmadığı sonucuna varırsa veya yapılan başvuruda 12 nci maddenin birinci fıkrasında öngörülen sürenin geçirilmiş olduğunu tespit ederse, istemin reddine karar verir. Bu karar, ilgili kişilere veya makama ve ilgili yargı merciine, hemen tebliğ olunur. Bu karara karşı hiç bir yargı merciine başvurulamaz.

        Uyuşmazlık çıkarılmasını gerekli gördüğü durumlarda yetkili makam, dilekçe ve eklerinin kendisine ulaştığı tarihten, şayet eksiklikleri tamamlatmak yoluna gitmiş ve bu erekle gönderdiği yazıları on gün geçmeden postaya vermiş ise eksikliklerin tamamlandığı tarihten başlayarak en geç on gün içinde düzenleyeceği gerekçeli düşünce yazısını, kendisine gönderilen dilekçe ve ekleri ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine yollar ve ayrıca Uyuşmazlık Mahkemesine başvurduğunu ilgili yargı merciine hemen bildirir.(Ek cümle: 23/07/2008-5791 S.K./5.mad) Bu takdirde ilgili yargı mercii, 18 inci maddede öngörüldüğü şekilde davanın görülmesini geri bırakır.

Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanı, düşünce yazısıyla eklerini, görevsizlik itirazını reddeden yargı merciine göre ilgili bulunan Başsavcı veya Başkanunsözcüsüne tebliğ edebilir. Tebliği alan makam karşılık vermek isterse, yedi gün içinde yazılı karşılığını vermekle görevlidir.”hükmüne yer verilmiş; Kanun’un 27. maddesinde ise “Uyuşmazlık Mahkemesi, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceler; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddeder.” denilmiştir.

Olayda, Ankara 7.Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen ve Davacısının Ş.B.,  Davalısının Çankaya Belediye Başkanlığı ve Esas davanın ise E:2011/237 olduğu davada; davalı Çankaya Belediye Başkanlığı tarafından,  en geç birinci oturumda yapılmış bir görev itirazının bulunmadığı; anılan idare tarafından, birleşen davalardan ikisine yönelik olarak, dahili davalı olması kapsamında kendisine gönderilen dilekçeye verdiği ve 7. oturumdan önceki tarihi taşıyan dilekçe ile görev itirazında bulunulduğu;  bu itiraz dilekçesinde asıl davacı olarak, birleşen davaların davacıları olan İ.K. ile M.Ş.’in isimlerinin zikredildiği; Mahkeme’nin görev itirazının reddine ilişkin karardan sonra, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle verilen dilekçede de aynı davacı isimlerine yer verildiği; hal böyle iken, Danıştay Başsavcısınca,  Karşı Taraf (Davacı) olarak “Ş.B.”yı göstermek suretiyle olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı ve istemin reddedilmediği anlaşılmıştır.

Bu durumda; Davalılardan Çankaya Belediye Başkanlığı vekili tarafından, Ankara 7.Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen davada, asıl dava ve asıl davanın davacısı yönünden(en geç)birinci oturuma kadar görev itirazında bulunulmadığı halde; birleşen davanın davacıları yönünden 7.oturumdan önce yapılan görev itirazının; süresinde olduğunun kabulü mümkün değildir.

Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasa’nın 10., 12 ve 13. maddelerinde  öngörülen koşulları taşımayan istemin  ve bu istem nedeniyle Danıştay Başsavcılığınca yapılan başvurunun, aynı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir. 

SONUÇ  : 2247 sayılı Yasa’nın 10, 12 ve 13. maddelerinde öngörülen koşulları taşımayan  BAŞVURUNUN, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 13.5.2013 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.