Hukuk Bölümü         2013/1792 E.  ,  2013/2000 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı     : M.D.

Vekili      : Av. B.Y.

Davalı      : Türk Telekom A.Ş.

Vekili       : Av. M.E.   (Adli Yargıda) 

O L A Y  : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı kurum nezdinde çalışmakta iken başka bir kuruma nakledildiğini; ancak, bu nakil sırasında maaş nakil bildiriminin 4046 sayılı yasanın 22.maddesi ve 406 sayılı yasanın ek 29.maddesine uygun düzenlenmediğini; bu nedenle davalı şirkette çalıştığı sürelerde hak ettiği  ek ücretleri alamadığı gibi şu anda çalıştığı kurumda da kendisine eksik maaş verildiğini, bu şekilde zarara uğratıldığını belirterek; düzenlenen maaş nakil ilmuhaberinin hatalı olduğunun tespiti ile  yıllar itibariyle değişen ek ödeme ve denge tazminatlarının ve buna bağlı olarak  değişen maaş tutarına uygulanan ikramiye tutarları farkının fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 40,00 TL ‘sinin, ödenmesi gereken tarihlerden itibaren işleyecek en yüksek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi istemi ile adli yargı yerinde dava açmıştır.

Ankara 15. İş Mahkemesi :  14.02.2012 gün ve  2011/356 Esas, 2012/252 Karar sayılı kararı ile, benzer bir davada Danıştay 5. Dairesi’nin 22.08.2010 gün ve 2010/88 Esas, 2010/4718 Karar sayılı kararı ile; 5473 sayılı Kanun uyarınca öngörülen ek ödemelerin, çalışanın iş sözleşmesinin feshedildiği tarihten önce yürürlüğe girmesi halinde, çalışanın bu ek ödemelerden yaralanması gerektiğine hükmedildiğini, bu nedenle davacının davasının sübuta erdiğini belirterek; davanın  kabulüne karar vermiş, bu karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi; 27.04.2012 gün ve 2012/14985 Esas, 2012/14841 Karar sayılı kararı ile;“…davacı ile ilgili davalı işyerinde tüm bordrolar, ücret ve mali haklarını ilişkin işverence alınan tüm işletmesel kararlar getirtilmeli, davacının kapsam dışı nakle tabi olarak çalıştığı dönemde 406 sayılı Kanunun Ek 29 ve sözleşmenin 7. maddeleri uyarınca aynı statüde kamuda çalışan ve 399 sayılı KHK nun ek II. Cetveline tabi çalışanlara uygulanan artışlardan yararlandırılıp yararlandırılmadığı, artış yapılıp yapılmadığı, yapılan artışın tebliğlerle getirilen artışların altında kalıp kalmadığı, tebliğlere göre yapılacak artışları kapsayacak şekilde maaş nakil ilmühaberinin düzenlenip düzenlenmediği, davacının fark alacağı olup olmadığı konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir.

                Ayrıca fark olduğu ve maaş nakil ilmühaberinin fark ücrete göre düzenlenmediği tespit edildiği takdirde, maaş nakil ilmühaberinin gerçek ödenmesi gereken ücrete göre düzenlenmesi gerektiğinden tespitine de karar verilmesi gerekir. Eksik inceleme ile yazılı şekildi verilmesi hatalıdır.

                Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA,..” denilerek mahkemece verilen kabul kararı bozulmuştur.

                Ankara 15. İş Mahkemesi bozma ilamına uyarak yargılama yapmıştır.

                Ankara 15. İş Mahkemesi; 26.03.2013 gün ve 2012/416 Esas, 2013/188 Karar sayılı kararında özetle; talep konusu uyuşmazlıkların kapsadığı dönem açısından davacının memur olarak 657 sayılı Yasaya tabi olmak üzere çalıştığı ve statü hukukuna tabi memur olması bakımından, uyuşmazlığın çözüm yerinin idari yargı yeri olduğu gerekçesiyle, HMK 114/1-b maddesi göz önüne alınarak aynı yasanın 115/2 maddesi gereğince davanın usulden reddine karar vermiş, kararın verildiği 26.03.2013 tarihli celseye davalı vekili katılmamış ve kendisine mahkeme kararının tebliğine ilişkin evraka dosya kapsamında rastlanmamıştır.

                Davacı vekili, bu kez hatalı olarak düzenlenen maaş nakil ilmuhaberinin iptal edilerek dava konusu artış ve zamların eklenmesi sureti ile yeniden düzenlenmesi; eksik bildirim nedeni ile davacının uğradığı zararların tespiti ve ödenmesi gereken tarihler itibari ile işleyecek en yüksek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi istemleri ile idari yargı yerinde dava açmıştır.

Ankara 4. İdare Mahkemesi: 18.11.2013 gün ve 2013/725 sayılı ara kararı ile işlemin tesis edildiği tarihte davalı kurumun, kamu kurumu niteliği kalmadığını, bu nedenle davaya adli yargı mercilerince bakılması gerektiğini belirterek;  mahkemelerinin görevine girmeyen ve  adli yargı yerince de görevsizlik kararı verilen bu davada, görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesi uyarınca Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine, davanın Uyuşmazlık Mahkemesi kararına kadar ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Ayhan AKARSU, Mehmet AKBULUT ’un katılımlarıyla yapılan 30.12.2013 günlü toplantısında; Raportör-Hakim Birgül YİĞİT’in 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada başvurunun reddi gerektiğine ilişkin sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. maddesinde “Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler.

(Değişik ikinci fıkra: 23/7/2008 – 5791/9 md.) Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir.” hükme bağlanmış, aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmiştir.

Mahkememiz gönderilen idari yargı dosyası içinde bulunan Ankara 15. İş Mahkemesi’nin  26.03.2013 gün ve 2012/416 Esas, 2013/188 Karar sayılı dosyasında yapılan inceleme neticesinde; mahkemenin  14.02.2012 gün ve  2011/356 Esas, 2012/252 Karar sayılı ilk kararı ile davanın kabulüne hükmettiği, kararın davalı vekilince temyizi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 27.04.2012 gün ve 2012/14985 Esas, 2012/14841 Karar sayılı kararı ile; yeterli inceleme yapılmadan karar verilmesi gerekçesi ile mahkeme kararını bozduğu,  bozma ilamına uyan 15. İş Mahkemesi’nin  26.03.2013 gün ve 2012/416 Esas, 2013/188 Karar sayılı ikinci kararı ile davanın görev yönünden reddine karar verdiği, kararın verildiği 26.03.2013 tarihli celseye davacı vekilinin katıldığı, davalı vekilinin ise katılmadığı gibi gerekçeli kararın kendisine tebliğ edildiğine dair dosya içinde bir bilgi ya da tebligat evrakı da bulunmadığı tespit edilmiştir.

Olayda, İdare Mahkemesince, görevli merciin belirlenmesi için Mahkememize başvurulmasına karşın, iş mahkemesinin görevsizlik  kararı davalı vekiline tebliğ edilmemiş ve bu nedenle kesinleşmemiş olup, ortada adli yargı yerine ait kesinleşmiş bir görevsizlik kararı bulunmadığından, 2247 sayılı Yasanın 19. maddesinde öngörülen “kesin ve kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine” koşulu gerçekleşmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasanın 19. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan Ankara 4. İdare Mahkemesi’nin başvurusunun aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir. 

SONUÇ   : 2247 sayılı Yasanın 19. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan Ankara 4. İdare Mahkemesinin 18.11.2013 gün ve 2013/725 Esas sayılı BAŞVURUSUNUN, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 30.12.2013 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.