T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS    NO : 2013 / 1784

          KARAR NO : 2014 / 315

          KARAR TR  : 01.04.2014

ÖZET : Davacı şirketin armatörü olduğu gemiye talep olmaksızın verildiği öne sürülen römorkör hizmeti nedeniyle davacı şirketten hizmet bedeli istenilmesine ilişkin işleme karşı yapılan itirazın reddine dair işlemin iptali istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

K  A  R  A  R

 

 

            Davacı           : Ç. Armatörlük Ltd.Şti.

Vekili             : Av. B.B.

Davalı            : Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü 

            Vekili             : Av. A.K.

 

 

O L A Y          : Davacı şirket vekili, dava dilekçesinde, müvekkili Ç. Armatörlüğün  7389833  IMO  numaralı 1983’te inşa edildiğini, 11965  GRT – 6517  NRT’luk MV G.İNEBOLU isimli geminin armatörü olduğunu, müvekkiline ait söz konusu geminin 20.08.2012 tarihinde Çanakkale Boğazı'ndan geçişi esnasında, Kilitbahir Mevkiinde hiçbir şekilde ihtiyaç duyulmamasına ve VTS ile yapılan telsiz görüşmelerinde Kaptan tarafından bu durum açıkça bildirilerek yardım istenmediği izah edilmesine rağmen Kurtarma-4 isimli römorkörün gemiye refakat etiğini,  VTS tarafından yapılan bu haksız ve gereksiz eylem neticesinde "Kıyı Emniyet Genel Müdürlüğü Gemi Trafik ve Kılavuzluk Hizmetleri Dairesi Başkanlığı Gemi Trafik Hizmetleri Şube Müdürlüğü Çanakkale Gemi Trafik Hizmetleri Operasyon Amirliği" tarafından 20.08.2012 tarihli B.11.2.KEG.0.13.02.22-103-02/1708 sayılı yazı ile Olay Raporu ve olay neticesinde ortaya çıktığı iddia edilen 12.888,00 TL'lik Borç Raporu düzenlendiğini ve 24.08.2012 tarihinde söz konusu borç miktarının müvekkili şirkete bildirdiğini, İddia edilen borç miktarının taraflarına bildirilmesini takiben müvekkili şirket tarafından 24.08.2012 tarihinde Kıyı Emniyet Genel Müdürlüğü nezdinde söz konusu borca itiraz edildiğini, müvekkili tarafından Kıyı Emniyet Genel Müdürlüğü nezdinde yapılan itirazın "Kıyı Emniyet Genel Müdürlüğü Gelirler İdaresi Başkanlığı"nın taraflarına 05.09.2012 tarihinde tebliğ edilen B.011.KEG.0.50.02.03-301.04.02/2194-6890 sayılı 29.08.2012 tarihli ve "G.İNEBOLU Gemisi" konulu yazısı ile haksız ve mesnetsiz şekilde reddedildiğini ileri sürerek, itirazlarının reddine ilişkin olarak verilmiş idari işlemin iptal edilerek 24.08.2012 tarihli itirazlarının kabulüne ve Kıyı Emniyet Genel Müdürlüğü'nce taraflarına yükletilen 12.888,00 TL'lik borcun iptal edilmesine karar verilmesi talebiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

            Davalı Kıyı Emniyet Genel Müdürlüğü vekili süresi içinde verdiği dilekçede özetle, müvekkili kuruluşun, Ana Statüsünün Hukuki Bünye Başlıklı 3. maddesinin 2. bendinde;  “Kuruluş; KHK ve bu Ana Statü hükümleri saklı kalmak üzere özel hukuk hükümlerine tabidir.” denildiğini, müvekkili kuruluş özel hukuk hükümlerine tabi olduğundan davanın görev yönünden reddi gerektiğini, görevli yargı yerinin adli yargı olduğunu, bu nedenle İstanbul 7. İcra Müdürlüğü’nün 2012/21389 E. sayılı dosyası ile yapılan icra takibine, davalı şirketin itirazı ile İstanbul 52. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 212/474 E. sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını ve davanın derdest olduğunu  ileri sürerek görev itirazında bulunmuştur.

İSTANBUL 8. İDARE MAHKEMESİ :  10.4.2013 gün ve E: 2012/1766  sayı ile, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü Ana Statüsü'nün 1 .maddesinde; "Bu Ana Statünün amacı; 8/6/1984 tarih ve 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine tabi olarak ve söz konusu Kanun Hükmünde Kararname çerçevesinde faaliyette bulunmak üzere, Bakanlar Kurulunun 12/5/1997 tarih ve 97/9466 Sayılı kararı ile, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü adı altında teşkil olunan Kamu İktisadi Kuruluşunun hukuki bünye, amaç ve faaliyet konuları, organları ve teşkilat yapısı, müessese, bağlı ortaklık ile bunlar arasındaki ilişkileri ve ilgili diğer hususları düzenlemektir" hükmüne, 3/5 maddesinde ise "Kuruluşun sermayesi, 51.094.639,44.- ( ellibirmilyon doksandörtbin altıyüzotuzdokuz lira kırkdört kuruş)Türk Lirası olup, tamamı Devlete aittir" hükmüne yer verildiği, buradan hareketle, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'nün 233 sayılı KHK hükümlerine tabi Kamu İktisadi Kuruluşu olduğu ve sahip olduğu tüzel kişilik altında Türk Boğazları'nda seyir, can, mal ve çevre güvenliğini sağlamak amacıyla deniz trafik düzenlemesini gerçekleştirmek için hazırlanmış olan Türk Boğazları Deniz Trafik Düzeni Tüzüğü kapsamında faaliyet gösterdiği, kendisine verilen görev ve yetki kuralları uyarınca kaza, arıza gibi durumlarda gemi ve personeline hizmet sunduğunun anlaşıldığı, kamu kurum ve kuruluşlarının kendilerine ilgili mevzuatla verilen görevi yaparken, kamu kudretini kullanmak suretiyle tek yanlı olarak tesis ettikleri icrai işlemler veya eylemlerden doğan uyuşmazlıkların idari yargı merciince çözümlenmesi gerektiği hususu dikkate alındığında, bir kamu iktisadi kuruluşu olan ve denizlerimizde seyreden gemilerin seyir güvenliğine yardımcı olmak, seyir emniyeti ve gemi kurtarma ile ilgili her türlü hizmetleri yapmak noktasında tekel konumunu kullanarak tek yanlı işlemler tesis ettiği anlaşılan davalı idareye ait işlemin, idari nitelikte olduğu ve buna ilişkin uyuşmazlığın da idare mahkemesince çözümlenmesi gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle, davalı idarenin görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalı vekilinin adli yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması yolunda süresi içerisinde verdiği dilekçesi üzerine dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmiştir.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI:  

“….Davaya konu olayda, davacı Şirketin donatanı olduğu geminin Çanakkale Boğaz geçişi sırasında Kilitbahir dönüşü sırasında süratinin aniden düşmesi ve kayalık ve sığ kıyı bölgesine sürüklenmeye başladığının Çanakkale Gemi Trafik Hizmetleri Operasyon Amirliği tarafından radarda tespit edilmesi sonucu, "Türk Boğazları Deniz Trafik Düzeni Tüzüğü Uygulama Talimatı" gereği, kurtarma römorkörü gönderilerek, Boğaz geçişine refakat hizmeti verilmesi sonucu, sunulan hizmet bedeli olarak fatura edilen alacağın hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü, 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri hakkındaki KHK hükümlerine tabi olmak üzere, Bakanlar Kurulunun 12/05/1997 tarih ve 97/9466 sayılı kararı ile kurulmuş, olay tarihinde yürürlükte bulunan RG.’nin değişik 27/03/2007 tarih ve 26475 sayısında yayımlanan "Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü Ana Statüsü"ne göre amaç, teşkilat ve yönetim tarzı ile hukuki statüsü belirlenmiş bir Kamu İktisadi Kuruluşudur.

Davalı Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın İlgili Kuruluşu olup 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname Hükümleri kapsamında faaliyet gösteren ve merkezi İstanbul’da olan, amacı; denizlerimizde ve karasularımızda seyreden Türk ve yabancı bayraklı gemilerin seyir güvenliğine yardımcı olmak, kıyı emniyeti ve gemi kurtarma hizmetleri ile kılavuzluk, römorkörcülük hizmetleri yapmak ve bunlarla ilgili cihaz ve tesislerini kurmak, işletmek, can, mal ve gemi kurtarmak, yardım, çeki, batık çıkarmak ve bunlarla ilgili römorkaj ve dalgıçlık hizmetlerini yürütmek, güvenli seyre yönelik kurulmuş ve kurulacak olan sahil telsiz istasyonları, Otomatik Tanımlama Sistemi, dGPS ve benzeri sistemlerle ilgili her türlü yatırımı yapmak ve tekel şeklinde işleterek seyir emniyetini artırmaktır.

Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü faaliyetlerini üç adedinde otorite olmak üzere yedi temel alanda sürdürmektedir. Bu hizmetler,

•Belirlenen Saha içerisinde Tekel Olmak Üzere Tüm Denizlerde Gemi Kurtarma •Tahlisiye (Can Kurtarma)

•Türk Boğazları Gemi Trafik Hizmetleri Otoritesi •Fenerler Otoritesi

•Deniz Haberleşmede Hesaplaşma Otoritesi Ve Navteks Yayın Koordinatörü •Kılavuzluk Hizmeti •Römorkaj Hizmetidir.

Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü ve bağlı ortaklıkları ile iştirakleri, Ana Statünün 3. maddesi 2. fıkrasına göre, KHK ve bu Ana Statü hükümleri saklı kalmak üzere özel hukuk hükümlerine tabidir. Aynı maddeye göre, faaliyetlerinde özerk ve Sayıştay denetimi dışında tutulmuş bir kuruluştur. Ana Statünün, 23. maddesinde ise "Kuruluşun tarifelerden doğan alacakları ve hasarlardan gemi kaptanı donatanı ve acentaları 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu ve 618 sayılı Limanlar Kanunu hükümlerince sorumludur." hükmü ile, Kuruluş ve bağlı iştiraklerinin verdiği hizmetlerden doğan alacakları bakımından özel hukuk hükümlerine tabi olduğu açıkça belirtilmektedir. Ana Statü ve Kuruluşun amaçlarından da anlaşılmaktadır ki, özel hukuk hükümlerine tabi olarak, Türk denizlerinde yukarıda sayılan ve esasen deniz ticaretine yönelik taşımacılık faaliyet alanında hizmet üreten bir yapıya sahiptir. Bu özelliği ile özel hukukun bir dalı olan deniz ticaret hukuku kurumları ile yakından ilgili ve bu hukuk alanında ticari faaliyet gösteren bir kuruluş söz konusudur. Bu alandaki boşluk ve teşkilatlanmanın güçlüğü ile denizlerdeki can ve mal güvenliğinin önemi dikkate alınarak tekel olarak, 233 sayılı KHK kapsamında teşkilatlanma sağlanmıştır.

Hukuk uygulamasında “Tüzel kişiler, belli bir amacı gerçekleştirmek üzere bağımsız bir varlık şeklinde örgütlenmiş, haklara ve borçlara sahip olabilen kişi ve mal topluluklarıdır. Tüzel kişiler, “özel hukuk tüzel kişileri” ve “kamu hukuku tüzel kişileri” olmak üzere ikiye ayrılır. “Özel hukuk tüzel kişileri, özel hukuka tâbi olan tüzel Dernekler, vakıflar, şirketler böyledir." (Kemal Gözler, "5018 Sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu ve 6085 Sayılı Yeni Sayıştay Kanununda Kullanılan “Genel Yönetim”, “Merkezî Yönetim”, “Kamu İdareleri” Terimleri Hakkında Bir Eleştiri 'AUHFD, 60 (4) 2011: 838-839) Özel Hukuk Tüzel kişiliklerinin kamusal amaçla ve kanunla kurulmuş olmaları, onların faaliyetlerinin kamu hukuku kurallarına göre yürüttükleri ve tek taraflı kamu gücü kullanarak ortaya koydukları idari eylem ve işlemlerden sayılmasını gerektirmemektedir. Nitekim Yasa koyucuda, bu konudaki iradesini, yukarıda açıklanan yasa hükümleri ile bu kurumların faaliyetlerinin ticari alanda özel hukuk hükümlerine göre yürüttüklerini ve şirketlerin hukuki statüsüne tabi olduklarını belirterek ortaya koymuş bulunmaktadır.

Davaya konu olayda, davalı idarenin, davacı tarafından itiraz edilmeyen savunmasına göre, verilen hizmet bedeli adli yargı yerinde ilamsız icra takibine konu olmuş, davacının itirazı sonucu, itirazın iptali davası olarakta İstanbul 52. Ticaret Mahkemesin 2012/474 E sayılı davası derdest bulunmaktadır. Bu davanın sonucu alınmadan davacının bu kez idari yargı yerinde iptal davası şeklinde alacağın iptalini amaçlayan davayı açtığı anlaşılmaktadır. Her iki davanın da taraflarının, amacının ve konusunun ve sebebinin aynı olduğunda da kuşku bulunmamaktadır.

Yukarıda açıklanan mevzuat hükümleri, doktrin görüşleri ve hukuki değerlendirmeye göre, davalı idarenin bağlı kuruluşu olan Gemi Trafik ve Kılavuzluk Hizmetleri Daire Başkanlığı (Çanakkale Gemi Trafik Hizmetleri Operasyon Amirliği) tarafından verilen kurtarma hizmetine ücret tahakkukuna ilişkin uyuşmazlığın deniz ticaret hukuku hükümlerine göre özel hukuk alanında adli yargı yerinde çözümlenmesi gerekmektedir…” şeklindeki açıklamalar ile 2247 sayılı Kanun'un 10. ve 13. maddeleri gereğince, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına, dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığına gönderilmesine karar vermiştir.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasanın 13. maddesine göre Danıştay Başsavcısı’nın da yazılı düşüncesi istenilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI:

“...Kamu kurum ve kuruluşlarının kendilerine ilgili mevzuatla verilen görevi yaparken, kamu kudretini kullanmak suretiyle tek yanlı olarak tesis ettikleri icrai işlemler veya eylemlerden doğan uyuşmazlıkların idari yargı merciince çözümlenmesi gerekmektedir.

Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü Ana Statüsünün 1. maddesinde; "Bu Ana Statünün amacı; 8/6/1984 tarih ve 233 sayılı Kamu iktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine tabi olarak ve söz konusu Kanun Hükmünde Kararname çerçevesinde faaliyette bulunmak üzere, Bakanlar Kurulunun 12/5/1997 tarih ve 97/9466 Sayılı kararı ile, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü adı altında teşkil olunan Kamu İktisadi Kuruluşunun hukuki bünye, amaç ve faaliyet konuları, organları ve teşkilat yapısı, müessese, bağlı ortaklık ile bunlar arasındaki ilişkileri ve ilgili diğer hususları düzenlemektir."  hükmüne,  3/5 maddesinde ise "Kuruluşun sermayesi,  51.094.639,44.-  (ellibirmilyon doksandörtbin altıyüzotuzdokuz lira kırkdört kuruş) Türk Lirası olup, tamamı Devlete aittir" hükmüne yer verilmiştir.

Olayda; Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'nün 233 sayılı KHK hükümlerine tabi Kamu iktisadi Kuruluşu olduğu ve sahip olduğu tüzel kişilik altında Türk Boğazlarında seyir, can, mal ve çevre güvenliğini sağlamak amacıyla deniz trafik düzenlemesini gerçekleştirmek için hazırlanmış olan Türk Boğazları Deniz Trafik Düzeni Tüzüğü kapsamında faaliyet gösterdiği, kendisine verilen görev ve yetki kuralları uyarınca kaza, arıza gibi durumlarda gemi ve personeline hizmet sunduğu anlaşılmaktadır.

Bir kamu iktisadi kuruluşu olan ve denizlerimizde seyreden gemilerin seyir güvenliğine yardımcı olmak, seyir emniyeti ve gemi kurtarma ile ilgili her türlü hizmetleri yapmak noktasında tekel konumunu kullanarak tek yanlı işlemler tesis ettiği anlaşılan davalı idareye ait işlemin idari nitelikte olduğu ve buna ilişkin uyuşmazlığın da idare mahkemesince çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır....” şeklindeki açiklamaları ile, 2247 sayılı Yasanın 13. maddesi uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının olumlu görev uyuşmazlığı çıkarma isteminin reddi ile uyuşmazlığın görüm ve çözümünün idari yargının olduğuna karar verilmesi gerektiği yolunda düşünce vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT‘un katılımlarıyla yapılan 01.04.2014 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı idare vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN davada adli yargının, Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ ise davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, 7389833 IMO numaralı G İNEBOLU isimli gemiye verilen römorkör hizmeti nedeniyle davacı şirketten 12.888,00 TL istenilmesine ilişkin işleme karşı yapılan itirazın reddine dair 29.08.2012 gün 6890 sayılı işlemin iptali istemi ile Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’ne karşı açılmıştır.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “Deniz Alacakları” başlıklı 1352. maddesinde, Deniz alacağının aşağıda sayılan hususların birinden veya birkaçından doğan istem anlamına geleceği belirtildikten sonra “j” bendinde “römorkaja”, “k” bendinde de “kılavuzluk” ‘a yer verilmiştir.

8/6/1984 tarih ve 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine tabi olarak ve söz konusu Kanun Hükmünde Kararname çerçevesinde faaliyette bulunmak üzere, Bakanlar Kurulunun 12/5/1997 tarih ve 97/9466 sayılı kararı ile, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü adı altında teşkil olunan Kamu İktisadi Kuruluşunun hukuki bünye, amaç ve faaliyet konuları, organları ve teşkilat yapısı, müessese, bağlı ortaklık ile bunlar arasında ilişkileri ve ilgili diğer hususları düzenlemek amacıyla Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü kurulmuştur.

Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü Ana Statüsünün 3. maddesinde “1- Bu Ana Statü ile teşkil olunan “Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü” Tüzel Kişiliğine sahip, faaliyetlerinde özerk ve sorumluluğu sermayesi ile sınırlı bir Kamu İktisadi Kuruluşudur.

            2- Kuruluş; KHK ve bu Ana Statü hükümleri saklı kalmak üzere özel hukuk hükümlerine tabidir.

            3-  Kuruluş, Sayıştay denetimine tabi değildir. ( Değişik 12 Şubat 2006 PAZAR -  Sayı: 26078 Resmi Gazete)

            4- Kuruluş’un Merkezi İstanbul’dadır. Kuruluşun merkezi, Kurul kararı ile değiştirilebilir.

5- Kuruluşun sermayesi, 51.094.639,44- (ellibirmilyon doksandörtbin altıyüzotuzdokuz lira kırkdört kuruş) Türk Lirası olup, tamamı Devlete aittir.(21/03/2007 tarihli ve 2007/T-8 sayılı YPK kararı)

            6- Kuruluş’un ilgili olduğu Bakanlık Denizcilik Müsteşarlığı’ndan sorumlu Bakanlıktır.

Kuruluşun ilgili olduğu Bakanlık, Başbakanlığın teklifi ve Cumhurbaşkanlığının onayı ile değiştirilebilir.” hükmüne yer verilmiştir.

            Türk Boğazları Deniz Trafik Düzeni Tüzüğü maddelerinin uygulanmasında açıklayıcı ve detaylandırıcı bir rehber olarak hazırlanan Türk Boğazları Deniz Trafik Düzeni Tüzüğü Uygulama Talimatının “Kurtarma Yardım Hizmetleri” başlıklı 18. maddesinde “(1) Kaza, arıza veya karaya oturma durumlarında seyir, can, mal ve çevre emniyeti ile deniz güvenliğinin sağlanması amacıyla, gemi ve gemi personeline kurtarma yardım hizmeti sağlamak için hızlı ve etkin bir şekilde müdahale edilmelidir.

            (2) Kurtarma hizmeti sürecinde, tehlikenin açıkça devam ettiği durumlara münhasır olmak üzere, kurtarılan gemileri tekrar tehlikeye düşürmemek amacıyla, kurtarma faaliyetinin devamı niteliğinde ve faaliyetin bir parçası olması ve gerekli diğer işlemlerin daha sonra ikmal edilmesi kaydıyla, kazazede gemi Liman Başkanlığının bilgisi ve dahilinde ilgili TBGTH Merkezinin koordinesinde daha sığınaklı bölgeye veya tamir bölgesine götürülebilir.” düzenlemesi yer almaktadır.

            Diğer yandan Kanun, Tüzük, Yönetmelik ve Talimatlarda belirtilen esaslar dahilinde, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’nün yetkilendirildiği/yetkilendirileceği yerlerde verilecek kılavuzluk, römorkaj ve bu tarifede belirlenen diğer hizmetlerin uygulama koşullarını ve ücretlerini düzenlemek amacıyla Kılavuzluk, Römorkaj, ve Diğer Hizmetler Tarifesi hazırlanmış; bu tarifede kılavuzluk hizmetleri ücret tablosu, römorkör hizmetleri ücret tablosu vb. ücret tablolarına da yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden,  davacı şirketin armatörü olduğu 7389833 IMO numaralı G İNEBOLU isimli geminin 20.08.2012 tarihinde Çanakkale Boğazı geçişi sırasında arızalandığından bahisle Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'ne bağlı römorkör vasıtasıyla müdahale edildiği, sözkonusu gemiye verilen refakat hizmeti nedeniyle Klavuzluk, Römorkaj ve Diğer Hizmetler Tarifesi uyarınca davacı şirketten 12.888,00 TL istenilmesi üzerine 24.08.2012 tarihinde itiraz edildiği, sözkonusu itirazın 29.08.2012 gün 6890 sayılı işlemle reddedilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Olayda davalı Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğünce verilmiş olan davaya konu hizmetin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. kitabında belirtilen gemi ve deniz ile ilgili düzenleme ve konularından olduğu, römorkaj ve kılavuzluk hizmetlerinin deniz alacakları arasında sayıldığı ve bu alacakların teminat altına alınması için yalnızca ihtiyati haciz kararı verilebileceği, devamı maddelerinde de deniz alacaklarının nasıl teminat altına alınacağı, yetkili mahkemeler ve uygulama şekillerinin anlatıldığı açıktır.

Bu durumda, gerek davalı kuruluşun Ana statüsü gereği özel hukuka tabi olması, gerekse davalı kuruluşun tabi olduğu 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin “Teşebbüslerin Fiyat ve Tarifeleri” başlıklı 35.maddesinin 1.fıkrasında “Teşebbüs, müessese ve bağlı ortaklıklar, işletmelerinde üretilen mal ve hizmet fiyatlarını tespitte serbest olduğu” hükmü uyarınca çıkartılan Kılavuzluk, Römorkaj, ve Diğer Hizmetler Tarifesi uyarınca ücretlendirme yapılmış olması ve gerekse verilen hizmetin Türk Ticaret Kanunu’nun 1352 maddesine göre deniz alacaklarından sayılması karşısında davanın görüm ve çözümünün adli yargı yerine ait olduğu belirlenmektedir.

Açıklanan nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile İstanbul 8. İdare Mahkemesince verilen görevlilik kararının kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç      : Davanın görüm ve çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna,      bu nedenle  Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile İstanbul 8. İdare Mahkemesinin 10.4.2013 gün ve E: 2012/1766 sayılı GÖREVLİLİK KARARININ KALDIRILMASINA,  01.04.2014  gününde  OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

Başkan

            Serdar           

ÖZGÜLDÜR

 

Üye

Eyüp Sabri

BAYDAR

 

 

 

 

 

 

Üye

Nurdane

TOPUZ

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Sıddık

YILDIZ

 

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT