T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2022/196

KARAR NO  : 2022/217      

KARAR TR  : 18/04/2022

ÖZET: 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna alındıktan sonra güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlandığından bahisle yapılan fesih üzerine davacının işe iadesi istemiyle açtığı davanın, İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

K A R A R

 

 

Davacı     : M. C. A

Vekili       : Av. S. K

Davalı      : İ. G. A. Ş (İSTGÜVEN A.Ş)

Vekili       : Av. M. B Av. S. T Av. Ç. T

Davalı      : İstanbul Elektrik Tramvay ve Tünel İşletmeleri Genel Müdürlüğü (İETT)

Vekili       : Av. Ş. K

 

I. DAVA KONUSU OLAY

1. Davacı vekili; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığının iştiraki olan İstgüven A.Ş. bünyesinde taşeron firma nezdinde işçi olarak çalışan davacının 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 23. maddesi kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildikten sonra güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlandığından bahisle iş akdinin feshedilerek işine son verilmesine ilişkin 24/01/2019 tarih ve 355 sayılı işlemin iptali ile işe iadesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

A. Adli Yargıda

2. İstanbul 29. İş Mahkemesi, E.2019/53, K.2020/31 sayılı dosyada 23/01/2020 tarihinde, "yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine" karar vermiş, söz konusu kararın istinaf başvurusunun reddedilmesiyle 07/10/2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Kararın gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:

"...696 Sayılı KHK ve 01/01/2018 tarih ve 30288 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Kamu Kurum ve Kuruluşlarında personel çalışmalarına dayalı hizmet sözleşmeleri kapsamında çalıştırılmakta olan işçilerin mahalli idari şirketlerinde işçi statüsüne geçirilmesine ilişkin 375 sayılı KHK'nın geçici 23 ve 24.maddelerinin uygulanmasına dair usul ve esaslar çerçevesinde; davalılar arasında yapılan hizmet ihalesi kapsamında 10.10.2014 tarihinden itibaren çalışmakta olan davacının 24/12/2017 tarihli 696 sayılı KHK ile 01.04.2018 tarihinde kadro geçişinin sağlanarak İstgüven A.Ş de çalışmaya devam ettiği, bu dönemde tüm personel için yapılan arşiv ve güvenlik araştırması sonucunda davacının İstanbul valiliği tarafından yapılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırılmasının değerlendirilmesi sonucunda 375 Sayılı KHK'nın 24.maddesi hükümlerindeki şartları taşımadığına karar verildiği anlaşılmaktadır.

Tüm dosya genelinden davacının talebinin kadroya geçiş işleminin iptaline ilişkin idari işlemin kaldırılarak kamu kadrosuna geçirilmesi talebi olduğu, dava görüm ve çözümü yönünden idari yargının görev alanına girdiği..."

3. Davacı vekili bu kez benzer taleple idari yargı yerinde dava açmıştır.

B. İdari Yargıda

4. İstanbul 2. İdare Mahkemesi, 15/12/2021 tarihli ve E.2021/299 sayılı kararına istinaden, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için 14/03/2022 tarihli ve E.2021/299 sayılı üst yazı ile Uyuşmazlık Mahkemesine başvurmuştur. Kararın gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:

"...Dava dosyasının incelenmesinden; davacının İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığının iştiraki olan İstgüven A.Ş. bünyesinde "696 sayılı KHK gereğince doğrudan hizmet alımı kapsamında istihdam edilen işçiler için iş sözleşmesi" kapsamında sürekli işçi statüsünde özel güvenlik görevlisi olarak istihdam edilmekte iken İl Özel Güvenlik Komisyonunun 27.12.2018 tarih ve 2018/3325 sayılı kararıyla çalışma izninin (özel güvenlik kimlik belgesinin) iptal edildiği, buna istinaden İstgüven A.Ş. tarafından tesis edilen 24.01.2019 tarih ve 355 sayılı fesih ihbarnamesi ile yasal hakları ödenmek üzere iş sözleşmesinin feshedildiğinin davacıya bildirilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlıkta, dava konusu fesih ihbarnamesinde davacının çalışma izninin iptal edilmiş olması nedeniyle iş sözleşmesinin feshedildiğinin belirtildiği, ihbarnameyi gönderen İstanbul Güvenlik (İstgüven) A.Ş tarafından dosyaya sunulan savunma ve itiraz dilekçelerinde de; şirketlerinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulmuş bir anonim şirket statüsünde olduğu ve davacının iş sözleşmesinin feshini konu alan ihbarnamenin, 4857 sayılı İş Kanununun 25/3. maddesi (zorlayıcı sebepler) hükmüne (silahlı özel güvenlik kimlik belgesinin iptal edilmesine) dayandırıldığı, dolayısıyla uyuşmazlığın taşeron işçi konumunda bulunan davacının şartları taşımadığı halde sürekli işçi kadrosuna geçirildiğinin tespiti üzerine tesis edilen herhangi bir idari işlemden kaynaklanmadığı görülmektedir.

Buna göre, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesi ile, İş Kanunu’na göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya İş Kanunu’na dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesiyle İş Mahkemelerinin görevli kılınmış olması ve daha sonra yürürlüğe giren 7306 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5. maddesi ile de 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına İş Mahkemelerinin bakacak olması karşısında, işçi olan davacı ile işvereni arasında iş akdinden kaynaklanan ve iş sözleşmesinin feshini konu alan iş bu uyuşmazlığın görüm ve çözümünde, adli yargı yerinin görevli olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır..."

III. İLGİLİ HUKUK

5. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4. maddesinde kamu hizmetlerinin; memurlar, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçiler eliyle gördürüleceği hükme bağlanmış olup, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan işçilerin de geniş anlamda kamu görevlisi olduğu içtihatlarla kabul edilmiştir.

6. 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nun "Şirket kurulması" başlıklı 26. maddesi şöyledir:

"Büyükşehir belediyesi kendisine verilen görev ve hizmet alanlarında, ilgili mevzuatta belirtilen usullere göre sermaye şirketleri kurabilir. Genel sekreter ile belediye ve bağlı kuruluşlarında yöneticilik sıfatını haiz personel bu şirketlerin yönetim ve denetim kurullarında görev alabilirler. Büyükşehir belediyesi, mülkiyeti veya tasarrufundaki hafriyat sahalarını, toplu ulaşım hizmetlerini, sosyal tesisler, büfe, otopark ve çay bahçelerini işletebilir; ya da bu yerlerin belediye veya bağlı kuruluşlarının % 50’sinden fazlasına ortak olduğu şirketler ile bu şirketlerin % 50’sinden fazlasına ortak olduğu şirketlere, 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine tabi olmaksızın belediye meclisince belirlenecek süre ve bedelle işletilmesini devredebilir. (Ek cümle: 12/11/2012-6360/10 md.) Ancak, bu yerlerin belediye şirketlerince üçüncü kişilere devri 2886 sayılı Kanun hükümlerine tabidir."

7. 24/12/2017 tarihli ve 30280 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 696 sayılı KHK'nın, 127. maddesinde 375 sayılı KHK'da eklendiği belirtilen geçici maddelerden 23. maddenin 1. fıkrasında şu düzenlemeye yer verilmiştir:

"5018 sayılı Kanuna ekli (I), (II), (III) ve (IV) sayılı cetvellerde yer alan kamu idareleri (MİT Müsteşarlığı hariç) ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar, bu Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (I) sayılı listede yer alan idarelerin merkez ve taşra teşkilatlarında; ödemeleri merkezi yönetim, sosyal güvenlik kurumu, fon, kefalet sandığı, yatırım izleme ve koordinasyon başkanlığı, gençlik hizmetleri ve spor il müdürlüğü bütçelerinden veya döner sermaye bütçelerinden, anılan liste kapsamındaki diğer idareler için ise kendi bütçelerinden karşılanan 4734 sayılı Kanun ve diğer mevzuattaki hükümler uyarınca personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmeleri kapsamında yükleniciler tarafından 4/12/2017 tarihi itibarıyla çalıştırılmakta olanlar;

          a) 657 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin (A) bendinin (1), (4), (5), (6), (7) ve (8) numaralı alt bentlerinde belirtilen şartları taşımak,

          b) Herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik, yaşlılık veya malullük aylığı almaya hak kazanmamış olmak,

          c) Bu kapsamda çalıştırılmalarına ilişkin olarak açtıkları davalardan ve/veya icra takiplerinden feragat edeceğine dair yazılı beyanda bulunmak,

          ç) En son çalıştığı idare ile daha önce kamu kurum ve kuruluşlarında alt işveren işçisi olarak çalıştığı iş sözleşmelerinden dolayı bu madde ile tanınan haklar karşılığında herhangi bir hak ve alacak talebinde bulunmayacağını ve bu haklarından feragat ettiğine dair yazılı bir sulh sözleşmesi yapmayı kabul ettiğini yazılı olarak beyan etmek,

          kaydıyla, bu fıkranın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren on gün içinde idaresinin hizmet alım sözleşmesinin yapıldığı birimine, sürekli işçi kadrolarında istihdam edilmek üzere yazılı olarak başvurabilirler. Başvuranların şartları taşıyıp taşımadıklarının tespiti, bu tespite itirazların karara bağlanması, şartları taşıyanların idarelerince belirlenen usul ve esaslara göre yapılacak yazılı ve/veya sözlü ya da uygulamalı sınava alınması, sınav sonuçlarına itirazların karara bağlanması ve sınavda başarılı olanların kadroya geçirilmesine ilişkin süreç bu fıkranın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren doksan gün içinde idarelerince sonuçlandırılır. Sınavlarda başarılı olanlar, varsa bu fıkranın (c) bendinde öngörülen davalardan feragat ettiklerini tevsik eden belgeyi ve/veya icra takibine konu alacaktan feragat ettiğine dair icra müdürlüğünden alınacak belgeyi ibraz etmek, bu fıkranın (ç) bendinde öngörülen sulh sözleşmesini ibraz etmek ve öngörülen şartları taşımaya devam etmek kaydıyla, sınav sonuçlarının kesinleşmesini müteakip, her bir sözleşme itibarıyla, yüklenicinin hakedişlerinin ödendiği bütçe, teşkilat ve birim/yerleşim yeri adına vize edilmiş sayılan sürekli işçi kadrolarına idarelerince topluca geçirilir. Bu fıkra kapsamında feragat edilen davalara veya takiplere ilişkin yargılama ve takip giderleri davacı veya takip eden üzerinde bırakılır ve taraflar lehine vekalet ücretine hükmolunmaz, hükmedilenler tahsil edilmez ve bu fıkranın yürürlüğe girdiği tarihe kadar tahsil edilenler ise iade edilmez. Bu fıkra kapsamında yapılacak sulh sözleşmelerinden damga vergisi alınmaz."

8. Öte yandan 02/07/2018 tarihli ve 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Geçici 9. maddesinde; "(1) 13/12/1983 tarihli ve 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararname yürürlükten kaldırılmıştır. 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki cetvellerde yer alan kadrolar, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde yeniden düzenlenerek genel kadro ve usulüne ilişkin ilgili Cumhurbaşkanlığı kararnamesine eklenir. Bu süre içinde anılan cetveller ile 10/5/2018 tarihli ve 7142 sayılı Kanunun verdiği yetkiye dayanılarak yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararname ve ilgili Cumhurbaşkanlığı kararnameleri çerçevesinde yeniden teşkilatlanan kurumlara ait kadro ve pozisyonlar genel kadro ve usulüne ilişkin ilgili Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükümleri çerçevesinde geçerliliğini korur." denilmiştir.

          9. Yukarıdaki paragrafta yer verilen madde uyarınca, Genel Kadro ve Usulü Hakkında 2 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin "Sürekli işçi kadroları ve sözleşmeli personel pozisyonları" başlıklı 8. maddesinde şu düzenleme yapılmıştır:

"(1) Bu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi kapsamına giren kuruluşların,

          a) Atölye, şantiye, fabrika ve çiftlik gibi işçi istihdamı zorunlu olan hizmet birimleri ile temizlik, koruma ve güvenlik, bakım ve onarım gibi destek hizmetleri için Cumhurbaşkanınca sürekli işçi kadrosu ihdas edilebilir.

          b) Sürekli işçi kadroları Devlet Personel Başkanlığınca başka unvanlı sürekli işçi kadroları ile değiştirilebilir, birimler arası aktarmalarda da aynı usule uyulur. Bu işlemlere ilişkin bilgiler Devlet Personel Başkanlığınca bir ay içerisinde Strateji ve Bütçe Başkanlığına bildirilir.

          c) Sürekli işçi kadrolarından boş olanların açıktan atama amacıyla kullanılması, ilgili mevzuatı uyarınca yükümlü oldukları engelli ve eski hükümlü işçi atamaları ile sürekli işçiyken askerlik görevi sebebiyle kurumlarından ayrılanlardan muvazzaf askerlik hizmeti dönüşü göreve başlayacaklar hariç Devlet Personel Başkanlığının görüşü üzerine Strateji ve Bütçe Başkanlığının iznine tâbidir.

(2) Bu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi kapsamına giren kuruluşların;

          a) Sözleşmeli personel pozisyonları; sayı, unvan, nitelik, sözleşme ücreti ve sürelerinin belirlenmesi suretiyle merkezde toplam sayı olarak, taşrada ise bölge veya il bazında Cumhurbaşkanınca ihdas edilebilir.

          b) Sözleşmeli personel pozisyonları Devlet Personel Başkanlığınca başka unvanlı sözleşmeli personel pozisyonları ile değiştirilebilir, birimler arası aktarmalarda da aynı usule uyulur. Bu işlemlere ilişkin bilgiler Devlet Personel Başkanlığınca bir ay içerisinde Strateji ve Bütçe Başkanlığına bildirilir.

          c) Sözleşmeli personel pozisyonlarından boş olanların açıktan alım amacıyla kullanılması, Devlet Personel Başkanlığının görüşü üzerine Strateji ve Bütçe Başkanlığının iznine tâbidir.

          (3) İhdas ve izin işlemleri tamamlanmaksızın sürekli işçi ve sözleşmeli personel çalıştırılamaz.

          (4) Boş kadro ve pozisyonlara yapılacak atamalar, atamanın yapıldığı tarihten itibaren bir ay içerisinde Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Devlet Personel Başkanlığına bildirilir."

10. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin 1. fıkrasında idari dava türleri sayılmış olup, (a) bendinde; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davalarının bir idari dava türü olduğu belirtilmiştir.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

A. İlk İnceleme

11. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL'ın başkanlığında, Üyeler Birol SONER, Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN’ın katılımlarıyla yapılan 18/04/2022 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesince, anılan Kanun'un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, Mahkemece idari yargı dosyasının ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

B. Esasın İncelenmesi

12. Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU’nun, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

13. Dava, davalı şirkette çalışırken güvenlik soruşturması sonucunun olumsuz çıktığından bahisle başka bir neden gösterilmeksizin işine son verildiğini belirten davacının işe iadesi istemiyle açılmıştır.

14. Dosyanın incelenmesinden; taşeron şirket nezdinde çalışmakta iken 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 127. maddesiyle, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen Geçici 23. madde kapsamında 01/04/2018 tarihinde düzenlenen belirli süreli iş sözleşmesiyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi kadrosuna alınarak İstgüven A.Ş nezdinde çalışmaya başlayan davacının, 24/01/2019 tarihli ve 355 sayılı bildirimi ile güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlandığı gerekçesiyle iş akdinin feshedilmesi üzerine görev uyuşmazlığına konu davaların açıldığı anlaşılmaktadır.

15. Yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerinden anlaşıldığı üzere uyuşmazlığa konu olayda davacının, 696 sayılı KHK ile taşeron işçilerin kamuda sürekli işçi kadrosunda istihdam edilmeleri kapsamında idarenin tek yanlı olarak ve kamu gücüne dayanarak belirlediği şartlar çerçevesinde 01/04/2018 tarihi itibari ile çalışmaya başlamış olması ve davalı kurumun statüsü birlikte değerlendirildiğinde, uyuşmazlığa konu olan davada davalının, olağanüstü hal kapsamındaki 696 sayılı KHK ile kamuda sürekli işçi kadrosuna geçirilmesine ilişkin işlemin ve bu işlemi ortadan kaldıran fesih işleminin, idari nitelikte olduğu değerlendirildiğinden davanın görüm ve çözümünde idari yargının görevli olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

16. Belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, İstanbul 2. İdare Mahkemesinin 15/12/2021 tarihli ve E.2021/299 sayılı başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.

V. HÜKÜM

Açıklanan nedenlerle;

A. Davanın çözümünde İDARİ YARGI YERİNİN GÖREVLİ OLDUĞUNA,

B. İstanbul 2. İdare Mahkemesinin 15/12/2021 tarihli ve E.2021/299 sayılı gönderme kararına istinaden yaptığı BAŞVURUNUN REDDİNE,

18/04/2022 tarihinde,Üyelerden Nilgün TAŞ ve Doğan AĞIRMAN'ın KARŞI OYLARI ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

 

          Başkan                       Üye                               Üye                              Üye

        Muammer                    Birol                             Nilgün                          Doğan      

          TOPAL                    SONER                           TAŞ                         AĞIRMAN        

 

 

 

                                                Üye                                Üye                              Üye

                                            Aydemir                         Nurdane                        Ahmet

                                              TUNÇ                           TOPUZ                      ARSLAN

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KARŞI OY

 

Davalı mevkiinde bulunan özel hukuk tüzel kişisi İstanbul Güvenlik Anonim Şirketi (İSTGÜVEN A.Ş)’ne karşı, idari yargı yetkisi kapsamında dava açılması olanaksız olduğundan; bu davalı yönünden uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu kanaatiyle çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.18/04/2022

 

ÜYE                                                                                                    ÜYE

Doğan AĞIRMAN                                                                                    Nilgün TAŞ