T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2023/289

KARAR NO  : 2023/708

KARAR TR  : 27/11/2023

ÖZET: 6292 sayılı Kanun'un 7. maddesi uyarınca taşınmazın rayiç bedeline uygun başka bir taşınmazın verilmesi veya bedelinin ödenmesi istemiyle açılan davada İDARİ YARGININ görevli olduğu hk.

 

 

 

 

 

 

 

K A R A R

 

Davacı     : Ş.Ş

Vekilleri  : Av. Ç.E.S, Av. F.Ç

Davalılar :1- Maliye Bakanlığı

Vekili       : Av. D.H.K

                   2- Karayollları Genel Müdürlüğü

Vekili      : Av. T. K

 

I. DAVA KONUSU OLAY

 

1. Davacı vekili, Kocaeli ili, Dilovası ilçesi,... Mahallesi, ... ada, ... parselde kayıtlı taşınmazın Maliye Hazinesi adına kayıtlı ve 2B vasfında olduğunu, bu taşınmazın tamamı üzerinde kullanım ve zilyetliğin 3. kişilerin adlarına tespit edilmiş olduğunu, müvekkilinin zilyetliği muvafakatname ile devraldığını ve hak sahibi olduktan sonra doğrudan satış talebi ile kuruma 27/01/2015 tarihinde müracaat ettiğini ancak herhangi bir sonuç alamadığını, yaptıkları inceleme sonucunda, taşınmazın Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından fiilen ve plan gereği yol olarak kullanılmakta olduğunu öğrendiklerini, hal böyleyken taşınmazın doğrudan devir ve satışının yapılamayacağını, davalı idarenin müvekkilinin taşınmazdaki zilyetliğini ve buna bağlı haklarını yok saydığını, taşınmaza kamulaştırma, bedel ödeme, anlaşma veya takas gibi imkanlar kullanılmadan bedelsiz olarak ve fiilen el atılmış olduğunu belirterek, taşınmazın bedelinin ödenmesi kaydıyla müvekkili adına tescilini, mümkün değilse, 6292 sayılı Kanun'un 7. maddesi uyarınca, rayiç bedeline uygun taşınmazın tahsis ve tesciline veya  taşınmazın, rayiç bedelinin tespiti ile davacıya ödenmesine, bu da mümkün değilse, taşınmaza kamulaştırmasız fiilen ve hukuken el atıldığındantaşınmazın dava tarihindeki piyasa rayiç bedelinintazmini ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL'nin kamulaştırmasız el atma tazminatı olarakyasal faizi ile birlikteödenmesine karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

 

2. Davalılardan Maliye Bakanlığı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın tapu kayıtlarına göre Maliye Hazinesi adına tescilli olduğunu, üzerinde 6831 sayılı Kanun'un 2/B şerhinin bulunduğunu dolayısıyla taşınmazın öncesinin kesinleşmiş orman sınırlarındayken yapılan çalışmalarda 2/B sahasında kalan alanlardan olduğunun görüldüğünü, bu nedenle 6292 sayılı Kanun kapsamı dışında hiç bir şekilde mülkiyet edinimine müsait olmadığını, öncesi kesinleşmiş orman sınırları içerisinde kalan yerlerin mülkiyetinin Hazineye ait olduğunu, taşınmazın önceki hak sahiplerinin bilgisi dahilinde, tapu üzerine 11/12/1996 tarih 6511 yevmiye numaralı 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkartıldığı şerhinin işlendiğini, davacının da tapu kayıtlarının aleniliği ilkesine dayanarak bilerek ve isteyerek bu taşınmazı satın almış olduğunu, dolayısıyla evveliyatı itibariyle kesinleşmiş orman sınırları içerisinde kalan taşınmazın tapusunun iptal edilebileceğini bilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. Adli Yargıda

 

3. Gebze 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 16/06/2022 tarih ve E.2021/222, K.2022/221 sayılı kararı ile, talebin idari işlem olduğu, davanın idari yargının görev alanına girdiği gerekçesiyledavanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermiş, bu karar istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir;

 

''... Somut olayda, dava konusu Gebze İlçesi... Mahallesi, ... ada, ... parselde kayıtlı taşınmazın Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan 2B vasıflı taşınmaz olduğunu, taşınmazda davacıya yönelik kullanım şerhi olduğunu, taşınmazın 6292 sayılı Kanun'un 7.maddesi kapsamında bedelinin ödenerek verilmesi, eş değer bir taşınmazın verilmesi ya da taşınmazın rayiç değerinin ödenmesinin talep edildiği, talebin idari işlem olduğu ve davanın idari yargı görevli alanına girdiğinden davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.''

 

4.Davacı vekili bu kez, aynı somut olay ve gerekçeler ile 6292 sayılı Kanun'un 7. maddesinin 4. bendi uyarınca doğan hakları doğrultusunda, dava konusu taşınmazın dava tarihindeki piyasa rayiç bedeline karşılık tazminat/alacak olarak şimdilik 10.000 TL'nin kamulaştırmasız el atma tazminatı olarak yasal faizi ile birlikteödenmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

B. İdari Yargıda

 

5. Kocaeli2. İdare Mahkemesi 09/03/2023 tarih ve E.2023/296, K.2023/272 sayılı kararı ile, mülkiyet hakkından kaynaklı bedele ilişkin olarak açılandavanın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle kesin olmak üzere görevsizlik kararı vermiş, bu karar kesinleşmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"...Dava; davaya konu taşınmaza hukuken el atıldığından bahisle tazminat ödenmesi istemiyle açılmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendinde, dava dilekçelerinin görev ve yetki yönünden ilk incelemeye tâbi tutulacağı; 15. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde ise, adlî yargının görevli olduğu konularda açılan davaların reddine karar verileceği kurala bağlanmıştır.

2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Ek 1. maddesinde, "Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır." hükümleri yer almıştır.

26.11.2022 tarih ve 32025 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7421 sayılı Vergi Usul Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 3. maddesiyle 2942 sayılı Kanun'un Ek 1. maddesine eklenen cümlede, "Bu süre içinde belirtilen işlemlerin yapılmaması halinde taşınmazların malikleri tarafından mülkiyet hakkından kaynaklı bedele ilişkin açılacak davaların adli yargıda görüleceği belirtilmek suretiyle kamulaştırmasız hukuki el atma davalarında adli yargı mercileri görevli kılınmış, kanunda görev kuralının, değişikliğin yürürlüğe girmesinden sonra açılacak davalarda uygulanacağı yönünde bir hükme yer verilmemiş, yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği öngörülmüştür.

Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı, bu nedenle, yeni bir kanunla kabul edilen görev kurallarının, geçmişe de etkili olacağı, bilinen bir genel hukuk ilkesidir.

Davacı tarafından, Kocaeli ili, Dilovası ilçesi Muallim 2 mahallesi (köyü) 236 ada 1 parselde kayıtlı taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığından bahisle dava tarihindeki piyasa rayiç bedeline karşılık olarak 10.000,00 TL'nin yasal faiziyle ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda;

Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlandığı ileri sürülen taşınmaz hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamalarının yapılmadığı, taşınmazın kamulaştırılmadığı ve her halde mülkiyet hakkının kullanılmasına engel teşkil edecek kısıtlılığın kaldırılması şeklinde imar planı değişikliği yapılmadığı iddialarıyla mülkiyet hakkından kaynaklı bedele ilişkin olarak açılan davanın görüm ve çözümünde yukarıda yer verilen kanun hükümleri ile yapılan açıklamalar çerçevesinde adli yargı görevli bulunmaktadır.''

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

6. 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun'un “Amaç ve kapsam” başlıklı 1. maddesi şöyledir:

 

(1) Bu Kanunun amacı; 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 2 nci maddesi gereğince, Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin değerlendirilmesi, yeni orman alanlarının oluşturulması, nakline karar verilen Devlet ormanları içinde veya bitişiğinde bulunan köyler halkının yerleştirilmesi ve orman köylülerinin kalkındırılmasının desteklenmesi ile Hazineye ait tarım arazilerinin satışına ilişkin usul ve esasların belirlenmesidir.

(2) Bu Kanun, 6831 sayılı Kanunun 2 nci maddesine göre Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler ile Hazineye ait tarım arazileri hakkında uygulanır.

 

7. 6292 sayılı Kanun'un “Tanımlar” başlıklı 2. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:

 

“(1) Bu Kanun'un uygulanmasında;

a) 2/A alanları: 6831 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (A) bendine göre Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan ve çıkarılacak yerleri,

b) 2/B alanları: 6831 sayılı Kanun'un 20/6/1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanun'la değişik 2 nci maddesi ile 23/9/1983 tarihli ve 2896 sayılı, 5/6/1986 tarihli ve 3302 sayılı Kanun'larla değişik 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (B) bendine veya kesinleşmiş mahkeme kararlarına göre Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan ve çıkarılacak yerleri,(…) ifade eder.”

 

8. 6292 sayılı Kanun'un “Hak sahibi, başvuru ve doğrudan satış” başlıklı 6. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:

 

"(1) 2/B alanlarında bulunan taşınmazlar hakkında bu Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten önce düzenlenen güncelleme listelerine veya kadastro tutanaklarına ya da kesinleşmiş mahkeme kararlarına göre oluşturulan tapu kütüklerinin beyanlar hanesine göre; bu taşınmazların 31/12/2011 tarihinden önce kullanıcısı ve/veya üzerindeki muhdesatın sahibi olarak gösterilen kişilerden bu taşınmazları satın almak için süresi içerisinde idareye başvuran ve idarece tespit edilen satış bedelini itiraz ve dava konusu etmeksizin kabul edenler bu Kanun'a göre hak sahibi sayılır.

(2) 2/B alanlarında bulunan taşınmazlar hakkında bu Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten sonra düzenlenecek güncelleme listelerine veya kadastro tutanaklarına ya da kesinleşmiş mahkeme kararlarına göre oluşturulacak tapu kütüklerinin beyanlar hanesine göre; bu taşınmazların 31/12/2011 tarihinden önce kullanıcısı ve/veya üzerindeki muhdesatın sahibi olarak gösterilecek kişilerden bu taşınmazları satın almak için süresi içerisinde idareye başvuran ve idarece tespit edilen satış bedelini itiraz ve dava konusu etmeksizin kabul edenler de hak sahibi sayılır.

(3) Hak sahiplerinden birinci fıkra kapsamında olanlar bu Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde, ikinci fıkra kapsamında olanlar ise, güncelleme listelerinin tescil edildiği veya kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren sekiz ay içinde idareye başvurarak, bu taşınmazların bedeli karşılığında kendilerine doğrudan satılmasını isteyebilirler.

...

(6) Hak sahiplerine satış işlemleri idarece, başvuru süresinin bittiği tarihten itibaren en geç altı ay içinde sonuçlandırılır.

(7) Bu Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten önce düzenlenen güncelleme listeleri veya kadastro tutanakları kapsamında kalan taşınmazların satış işlemleri, 1/5/2010 tarihinden itibaren tespit edilen rayiç bedeller üzerinden yapılır..."

 

9. 6292 sayılı Kanun'un “2/A veya 2/B belirtmelerinin terkini ve iade edilecek taşınmazlar” başlıklı 7. maddesi şöyledir:

 

“(1) İlgililer tarafından idareye başvurulması ve idarece bu başvuru üzerine veya resen yapılan inceleme ve araştırma sonucunda doğruluğu tespit edilmesi hâlinde;

a) Tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtları bedel alınmaksızın geçerli kabul edilir ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescilleri aynen devam eder, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılır. Ancak bukararlardan infaz edilerek tapuda Hazine adına tescil edilen taşınmazlar ise, ilgilileri tarafından bu Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde idareye başvurulması hâlinde, bedelsiz olarak önceki kayıt maliklerine veya kanuni mirasçılarına iade edilir.

b) Özel kanunları gereğince Devlet tarafından kişilere satılan, dağıtılan, trampa edilen, bedelli veya bedelsiz olarak devredilen veya iskânen verilen ya da özelleştirme suretiyle satılanlar ile hisseleri devredilen özel hukuk tüzel kişileri adına kayıtlı olan ancak daha sonra Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi konulan taşınmazların tapu kayıtları geçerli kabul edilir, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda Hazine adına tescil edilenler ise, bu Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde ilgilileri tarafından idareye başvurulması hâlinde önceki maliklerine veya kanuni ya da akdî haleflerine bedelsiz olarak iade edilir. Ancak, bu kişilerden taşınmazlarına karşılık daha önce yer verilenlere veya bedeli ödenenlere iade işlemi yapılmaz.

c) Bu fıkra kapsamında kalan taşınmazların kullanıcılarının kayıt maliklerinden farklı kişiler olmaları ve kayıt maliklerinin bu fıkradan yararlanmak istemeleri hâlinde, kullanıcılar bu Kanun'da belirtilen şartları taşısalar dahi doğrudan satış hakkından yararlanamazlar.

(2) Birinci fıkra kapsamında kalan taşınmazlardan orman sınırı dışına çıkartılacak yerlerde bulunan ve Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/B belirtmesi konulması gereken taşınmazların tapu kütüklerine 2/B belirtmesi konulmaz ve bunlar hakkında dava açılmaz.

(3) Birinci fıkra kapsamında kalan taşınmazlardan tapuda Hazine adına tescilli olan taşınmazlar hakkında aynı fıkrada belirtilen süre içerisinde idareye başvurmayan ilgililerin hakları bu süre sonunda sona erer, bu kişiler idareden başkaca talepte bulunamazlar, hak ve tazminat talep edemezler ve dava açamazlar. Bu taşınmazlardan Hazine adına tescilli olanlar idarece satış dâhil genel hükümlere göre değerlendirilir.

(4) Bu maddeye göre ilgililerine iade edilmesi gereken taşınmazlardan orman olduğu iddiasıyla Orman Genel Müdürlüğünce açılan davalar sonucunda orman niteliğiyle Hazine adına tescil edilen, fiilen orman niteliğinde olan veya bu nedenle dava açılması gereken, ağaçlandırılmak üzere Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilen, kamu hizmetlerine ayrılan veya bu amaçla kullanılan, özel kanunlar gereğince değerlendirilmesi gereken veya Maliye Bakanlığınca belirlenen taşınmazlar ilgililerine iade edilmez. Bu taşınmazların yerine, idarece belirlenen ve ilgililerince itiraz ve dava konusu edilmeksizin kabul edilen rayiç bedelleri ödenebilir veya rayiç bedellerine uygun taşınmazlar verilebilir.”

 

10. 2577 sayılıİdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

 

"1. (Değişik: 10/6/1994-4001/1 md.) İdari dava türleri şunlardır:

a) (İptal: Anayasa Mahkemesinin 21/9/1995 tarihli ve E:1995/27, K:1995/47 sayılı kararı ile; Yeniden Düzenleme: 8/6/2000-4577/5 md.) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

c) (Değişik: 18/12/1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar."

  

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

11. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL'ın Başkanlığında, Üyeler Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN’ın katılımlarıyla yapılan 27/11/2023 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Kanun'un 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı ve adli yargı dosyalarının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

B. Esasın İncelenmesi

 

12. Raportör-Hâkim Gülay DOĞAN'ın davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

13. Dava, Hazine adına kayıtlı, Dilovası ilçesi, ... ada, ... parselde sayılı taşınmazın bedelinin ödenmesi kaydıyla davacı adanı tescili olmaz ise rayiç bedeline uygun taşınmazın tahsis ve tescili, veya bedelin ödenmesi ya da kamulaştırmasız el atma tazminatı olarak 10.000 TL'nin ödenmesi istemiyle açılmıştır.

 

14. Uyuşmazlık Mahkemesinin yerleşmiş içtihatlarına göre, tapu kayıtlarına güvenerek kişilerin satın aldıkları taşınmazlarla ilgili olarak oluşan zararların tazmini amacıyla Medeni Kanun'un 1007. maddesi kapsamında açılan davaların adli yargı yerlerinde görülmesinin gerektiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır.Buna karşılık, adli ve idari yargı yerlerinde açılan davalarda, esas olarak 6292 sayılı Kanun'un 7. maddesi kapsamında taşınmazın iadesi, bunun mümkün olmaması halinde taşınmazın rayiç bedeline uygun başka bir taşınmaz verilmesi, bunun da mümkün olmaması halinde taşınmazın rayiç bedelinin ödenmesinin talep edildiği görüldüğünden, görev uyuşmazlığının bu kapsamda incelenip sonuçlandırılması gerekmektedir.

 

15. Konuya ilişkin mevzuat hükümleri ile somut olay birlikte irdelendiğinde; dava konusu taşınmazın 6292 sayılı Kanun kapsamında bedelsiz olarak iade şartlarını taşıyıp taşımadığı, taşınmazın yerine rayiç bedelinin ödenip ödenmeyeceği ya da rayiç bedeline uygun taşınmaz verilip verilmeyeceğinin saptanmasının birer idari işlem olduğu, işin esasının da idare hukuku ilkelerine göre incelemeye uygun olduğu, uyuşmazlık konusu talebin mülkiyet hakkına dayalı bir tapu iptali veya tesciline ilişkin de olmadığı, idarenin başvuruya yönelik tesis edeceği olası idari işlem sonucunda tapudan ferağ ve benzeri bir tapu kaydında değişiklik meydana gelecek olmasının da temel işlemin idarîlik unsurunu bertaraf etmeyeceği, davacı talebinin öncelikle 6292 sayılı Kanun'un 7. maddesinin 4. bendinden kaynaklı haklarının belirlenmesi kapsamında bulunduğu, bu nedenle kamulaştırmadan kaynaklı tazminat istemi kapsamında değerlendirilemeyeceği görülmektedir.

 

16. Bu durumda, açılan davanın, 2577 sayılı Kanun'un 2. maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde belirtildiği üzere; “İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları” ve “İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları”  kapsamında, idari yargı yerince çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

 

17. Yukarıda belirtilen hususlar gözönünde bulundurularak, Kocaeli 2. İdare Mahkemesinin 09/03/2023 tarih ve E.2023/296, K.2023/272 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

VI. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

A. Davanın çözümünde İDARİ YARGI YERİNİN GÖREVLİ OLDUĞUNA,

 

B. Kocaeli 2. İdare Mahkemesinin09/03/2023 tarih ve E.2023/296, K.2023/272 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

 

              27/11/2023 tarihinde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

         

 

            Başkan                       Üye                               Üye                              Üye

          Muammer                   Nilgün                           Doğan                           Eyüp

            TOPAL                      TAŞ                            AĞIRMAN                 SARICALAR

 

 

 

 

 

 

                                              Üye                                   Üye                               Üye

                                            Ahmet                               Mahmut                          Bilal

                                          ARSLAN                             BALLI                      ÇALIŞKAN