Hukuk Bölümü         2008/398 E.  ,  2009/64 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

 

Davacı          : D.G

Vekili              : Av. Ş.G.

Davalı            : Altındağ Belediye Başkanlığı

Vekili             : Av. İ.G. 

O L A Y     : Davacı vekili, dava dilekçesinde, davacının muris babasından miras kalan Ankara-Altındağ ­1. Bölge, Güneşevler, 23791 ada, 5 parselde kayıtlı gayrimenkulün bir kısmının, davalı Altındağ Belediyesi tarafından imar uygulaması nedeniyle yıkıldığını, bu hususla ilgili Ankara 10. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2007/521 D.iş dosyası ile tespit yapıldığını, söz konusu tespit dosyasında bilirkişi tarafından ibraz edilen raporda tespit konusu binadaki zararın miktarının toplam 15.779,25YTL, ağaçlar için 2.320,00YTL olarak belirlendiğini, bu tespit raporuna göre müvekkilinin uğramış olduğu toplam zararın 18.099,25YTL olduğunu, ancak, söz konusu tespit raporuna itiraz ettiklerini, Mahkemenin yaptıracağı bilirkişi incelemesinde zarar miktarının daha fazla çıkması ihtimalinin bulunduğunu, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 18.099,25YTL’nin faizi ile tahsilini talep ettiklerini, davalı tarafından yıkılmış olan ağaç, bina, duvar vs. için bugüne kadar yapılan tüm müracaatlara rağmen davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı tarafından davacıya ait ağaç, bina vs. nin yıkımı nedeniyle uğramış olduğu zararın karşılanması için iş bu davayı açmak zarureti hasıl olduğunu ileri sürerek fazlaya dair hak ve taleplerinin saklı tutulmasına, yıkım nedeniyle uğranmış olunan şimdilik 18.099,25YTL nin yıkım tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı vekilince, savunma dilekçesinde, Belediyelerince davacıya ait binanın bir kısmının ve eklentilerinin yıkılması işleminin tamamen imar uygulaması sonucu imar yolunda kalan binanın tasfiyesinden ibaret olduğu, davacının binası ile ilgili olarak Belediyelerince Kamulaştırma Kanunu’na göre hiçbir işlem yapılmadığı, yapılan ve kesinleşen imar planı gereği davacıya ait tapulu hissenin binasının bulunduğu ada parsel üzerinden karşılandığı, imar yolu üzerinde kalan kaçak binasının bir kısmının da yıkıldığı, bu nedenle, davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiği ileri sürülerek görev itirazında bulunulmuştur.

ANKARA 17. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 30.4.2008 gün ve E:2007/438 sayı ile, davalı vekili, davanın idari yargıda görülmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmesini talep etmiş ise de; dava konusunun davalı Belediyenin imar uygulaması sonucu davacıya ait gayrimenkulün bir kısmının yıkılması nedeniyle yıkılan binanın zararı ve ağaçların bedelinin tahsili talebi olduğu, davalının bu filinin haksız fiil oluşu nedeni ile davaya adli yargıda bakılması gerektiğinden davalı vekilinin görev itirazının reddine (asıl kararla birlikte temyiz edilmek şartıyla) karar vermiştir.      

Davalı vekilinin, idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolundaki süresi içinde verdiği dilekçesi üzerine, dava dosyası Danıştay Başsavcılığı'na gönderilmiştir. 

DANIŞTAY BAŞSAVCISI : Davacının 23791 ada, 5 sayılı parsel üzerinde bulunan kaçak bina ve eklentilerinin imar yolunda kalan kısmının yıktırılmasından dolayı uğranılan zararın yasal faiziyle birlikte ödenmesine hükmedilmesi istemiyle Ankara 17. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin E:2007/438 sayısında kayıtlı olarak açılan davada, davanın görüm ve çözümünün idari yargının görevine girdiği ileri sürülerek davalı idarece görev itirazında bulunulduğu ve itirazın reddi üzerine olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasının istenildiği, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesinde, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davalarının idari dava türleri arasında sayıldığı, dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlığın, davacıya ait Altındağ İlçesi, Yıldıztepe Mahallesi, 173. Sokak, 7 nolu bina ve eklentilerinin bir kısmının davalı idarece imar yolu üzerinde bulunması ve kaçak yapı olduklarından dolayı yıkılması nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 18.099,25Yeni Türk Lirasının davalı idareden tahsili isteminden kaynaklandığının anlaşıldığı, davalı idarece, bina ve eklentilerinin bir kısmının 81520 no'lu imar planında yolda kalması ve kaçak yapı olmaları nedeniyle yıkıldığını, davacıya tapulu hissesine karşılık aynı parselden yer tahsis edildiğini, herhangi bir bedel ödenmesinin mümkün bulunmadığını iddia ettiği, bu durumda, davacıya ait kaçak yapı ve eklentilerin bir kısmının 81520 nolu imar planında imar yolu üzerinde kalması nedeniyle yıktırılmasından dolayı bir bedel ödenip ödenmeyeceği noktasından kaynaklanan ve sonuçta bir idari işlem olan imar planına dayanılarak sözü edilen yapı ve eklentilerin kısmen yıktırılmasından doğan zararın tazminine ilişkin bulunan davanın, imar mevzuatı hükümleri çerçevesinde idari yargı yerinde çözümlenmesinin icap ettiği gerekçesiyle 2247 sayılı Yasa’nın 10. maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermiştir.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın da yazılı düşüncesi istenilmiştir.

            YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI : Davacı D.G. vekili tarafından davalı Altındağ Belediye Başkanlığı aleyhine Ankara 17. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan 2007/438 Esas sayılı tazminat davasında, Danıştay Başsavcılığı tarafından 2247 sayılı Kanun’un 10. maddesi gereğince olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması nedeniyle gönderilen 2008/398 Esas sayılı dosyanın incelendiği, Ankara İli, Altındağ İlçesi, 1. Bölge Yıldıztepe Mahallesi, 173. Sokak No:7 adresinde, 23791 ada ve 5 nolu parselde kayıtlı bulunan yapının ve eklentilerinin bir kısmının davalı idare tarafından yıktırılması nedeniyle, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 18.099,25YTL nin yasal faizi ile birlikte tazmini istemiyle Ankara 17. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne davanın açıldığı, davalı idare tarafından görev itirazında bulunulması üzerine olumlu görev uyuşmazlığının çıkarıldığının anlaşıldığı, Anayasa'nın 125/son madde ve fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü bulunduğunun kurala bağlandığı, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1-b maddesi gereğince idari eylem ve işlemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılan tam yargı davalarının, idari dava türleri arasında sayıldığı, davanın, davacının sahibi bulunduğu 81520 nolu imar planında yer alan binanın bir kısmının yola girmesi üzerine, davalı idare tarafından yıktırılmasından dolayı uğranılan zararın, yasal faizi ile birlikte ödenmesine hükmedilmesi istemiyle açıldığı, davalı idarenin, davacının bedelini talep ettiği kaçak olarak inşa edilen binanın, imar planında bir kısmının yola terk edilmesi nedeniyle bir kısmının yıktırılarak karşılığında belediye hissesi tahsis edildiğinden bahisle herhangi bir bedel ödenmesinin mümkün bulunmadığını iddia ettiği, davacı tarafından Ankara 10. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde açılan tespit davasında, yapı ve müştemilatı için bedel tespiti yaptırılmış ve bu bedel dava konusu edilmiş ise de, ortada idarenin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu kapsamında bir işleminin bulunmaması karşısında, davanın anılan Kanunun 14. maddesinde işaret edilen bedel artırma davası niteliğinde olduğunun kabulüne olanak bulunmadığı, dava dilekçesi incelendiğinde de, davacının davasını idarenin uygulanmasından doğan zararın giderilmesi istemiyle açtığının görüldüğü, bu nedenlerle, imar planı ve buna dayalı imar uygulaması sonucunda uğranılan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, 2577 sayılı Kanun’un 2/1-b maddesinde yer alan "idari eylem ve işlemlerden doğan kişisel hakları doğrudan zarar görenler tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği, bu nedenle, Danıştay Başsavcılığı’nın 2247 sayılı Yasa’nın 10. maddesi gereğince yapmış olduğu başvurunun kabulü ile Ankara 17. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/438 Esas sayılı görevlilik kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği yolunda yazılı düşünce vermiştir.

            İNCELEME VE GEREKÇE :

            Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa KICALIOĞLU, Mahmut BİLGEN, Habibe ÜNAL, Turan KARAKAYA, Serdar AKSOY ve Muhittin KARATOPRAK’ın katılımlarıyla yapılan 2.3.2009 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME :Başvuru yazısı ve dava dosyası üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı idarenin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı'nca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

            II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ’un, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU’nun davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacıya ait binanın imar planında imar yolu üzerinde kalması nedeniyle davalı idarece herhangi bir bedel ödenmeksizin binanın bir kısmının ve eklentilerinin yıktırılmasından dolayı 18.099,25YTL nin yıkım tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

Davacı vekili, dava dilekçesinde, davacının babasından miras kalan gayrimenkulün bir kısmının, davalı Altındağ Belediyesi tarafından imar uygulaması nedeniyle yıkıldığını, davalı tarafından yıkılmış olan ağaç, bina, duvar vs. için yapılan tüm müracaatlara rağmen davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı tarafından davacıya ait ağaç, bina vs. nin yıkımı nedeniyle uğramış olduğu zararın karşılanması için iş bu davayı açmak zarureti hasıl olduğunu belirtmiştir.

Davalı vekilince, savunma dilekçesinde, Belediyelerince davacıya ait binanın bir kısmının ve eklentilerinin yıkılması işleminin tamamen imar uygulaması sonucu imar yolunda kalan binanın tasfiyesinden ibaret olduğu, davacının binası ile ilgili olarak Belediyelerince Kamulaştırma Kanunu’na göre hiçbir işlem yapılmadığı, yapılan ve kesinleşen imar planı gereği davacıya ait tapulu hissenin binasının bulunduğu ada parsel üzerinden karşılandığı, imar yolu üzerinde kalan kaçak binasının bir kısmının da yıkıldığı ileri sürülmüştür.

Bu durumda, her ne kadar davacı tarafından Ankara 10. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde açılan tespit dosyasında yapı ve eklentileri için bedel tespiti yaptırılmış ve bu bedel dava konusu edilmiş ise de, ortada idarenin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu kapsamında bir işleminin bulunmadığı, davanın anılan Yasanın 14. maddesinde işaret edilen bedel arttırma davası niteliğinde olmadığı sonucuna varılmıştır.

Olayda, imar planının uygulaması sonucu imar yolunda kalan binanın bir kısmının ve eklentilerinin yıkıldığı, davalı Altındağ Belediyesi vekilince, imar planı gereği davacıya ait tapulu hissenin binasının bulunduğu ada parsel üzerinden karşılandığının beyan edildiği anlaşılmış olup, belirtilen duruma göre, imar planı ve buna dayalı imar uygulaması sonucunda uğranılan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesinde yer alan "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenle, Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile Altındağ Belediye Başkanlığı vekilinin görev itirazının reddine ilişkin Asliye Hukuk Mahkemesi kararının kaldırılması gerekmiştir. 

SONUÇ   : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile davalı Belediye vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE İLİŞKİN Ankara 17. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 30.4.2008 gün ve E:2007/438 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 2.3.2009 gününde Üyeler Mustafa KICALIOĞLU ile Mahmut BİLGEN’in KARŞI OYLARI ve  OYÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

                KARŞI OY YAZISI

3194 sayılı İmar Kanununun 18/10. maddesi uyarınca "Bu maddede belirtilen kamu hizmetlerine ayrılan yerlere rastlayan yapılar, belediye veya valilikçe kamulaştırılmadıkça yıktırılamaz."

16.5.1956 gün ve 1956/1-6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı uyarınca istimlak işlemlerine girişilmeksizin idare tarafından taşınmazına el atılan kişinin ilgili kamu tüzel kişiliği aleyhine el atmanın önlenmesi veya el atılan taşınmazın mülkiyetinin kamu tüzel kişiliğine devri karşılığında tazminat davası açabilir. Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin istikrarlı kararlarında da, bu tür davaların kamulaştırmasız el atma davası olarak adli yargı yerinde görülmesi gerektiği kabul edilmiştir(Y5HD. 1.5.2006, E.2006/2677,K.2006/5324) Bu bakımdan; uyuşmazlığın adli yargı yerinde çözülmesi gerektiği, Danıştay Başsavcılığının 2247 sayılı Yasanın 10. maddesi uyarınca yaptığı başvurunun reddine karar verilmesi düşüncesinde olduğumuzdan değerli çoğunluğun aksi yönde oluşan görüşüne katılamıyoruz. 2.3.2009