T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO       : 2015 / 700

            KARAR NO  : 2015 / 760

            KARAR TR   : 30.11.2015

ÖZET : Davalı İdarenin yol ve yeşil alan yapılmak suretiyle dava konusu taşınmaza kamulaştırmasız el atmasından doğan zararın tazminine yönelik bulunan davanın haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

                                                          

 

K  A  R  A  R

 

Davacı             : İ.D.

            Vekili              : Av. Z.D.

Davalı             : İncesu Belediye Başkanlığı

Vekili              : Av. Y.K.                 

 

O L A Y         : Davacı vekili dava dilekçesinde; “Müvekkilim İsmail Dirim birikimlerini değerlendirmek için İlimiz İncesu ilçesi, Vali İhsan Aras Mahallesi, Ali Boran Mevkii, 435 ada-3 parsel ile 341 ada- 3 parsel nolu davaya konu taşınmazları satın almış; taşınmazları satın alındığı dönemde tapu kaydında herhangi bir şerh olmaması nedeniyle de taşınmazların fiilen kullanımının mümkün olmadığını satış işlemlerinden sonra öğrenmiştir. Müvekkilim davaya konu taşınmazların fiilen kullanımının mümkün olmadığını öğrenince taşınmazları satmak istemiş; ancak davalı belediye tarafından yol ve yeşil alan yapılmak suretiyle kamulaştırmasız olarak el atılan taşınmazın bu konumu nedeniyle satışı mümkün olmamıştır.

Müvekkilime ait davaya konu taşınmazlar, ilimizin hızla gelişmekte olan ilçesinin gözde mahallelerinden olan Vali İhsan Aras Mahallesi’nde yer alan ve gelecek vadeden, ticaret sirkülasyonu mevcut olan yeni konut ve işyerlerinin inşa edildiği kıymetli bir yerdedir. Belirttiğimiz gibi ilimizin merkeze ve özellikle Organize Sanayi Bölgesi’ne yakın ve rayiç değer açısından önemli bir mahallinde bulunan müvekkilime ait taşınmazın büyük kısmı, müvekkilimin veya önceki maliklerin rızası ve muvafakati olmaksızın, en önemlisi de bilgi dahi verilmeksizin, davalı İncesu Belediye Başkanlığı tarafından kamulaştırmasız el atma suretiyle fiilen üzerinden yeşil alan ve yol geçirilerek tasarruf dışı bırakılmış bulunmaktadır.

Burada doğal ve olağan olan doğrudan kamulaştırma keyfiyeti iken, davalı belediyenin kamulaştırma prosedürünü uygulamayıp davaya konu taşınmaza, haber ve bilgi vermeden doğrudan kamulaştırmasız el atmak suretiyle hukuk devletinin benimsemediği bir usulü denemiştir. Dolayısıyla davalı belediyenin bu davranışı müvekkilime, mahkemenize müracaat ile kamulaştırmasız el atma sebebiyle tazminat davası açma hakkı doğurmuştur. Bu hakka istinaden, öncelikle mahkemenizce yapılacak keşifte el atılan kısmın net olarak belirlenmesi ile davaya konu taşınmazların m2 karşılığının rayiç değer araştırması sonucu belirlenecek miktarın, fazlayla dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL, kamulaştırmasız el atma sebebiyle tazminatın davalı belediyeden tahsili ile müvekkilime verilmesi talebiyle mahkemenize başvurmuş bulunuyoruz.

Sonuç ve istem: Yukarıda arz ve izah ettiğimiz sebepler doğrultusunda olmak üzere, mülkiyeti müvekkilim İsmail Dirim’e ait bulunan Kayseri ili, İncesu İlçesi, Vali İhsan Aras Mahallesi, Ali Boran Mevkii, 435 ada, 3 parsel ile yine Kayseri İli, İncesu ilçesi, Vali ihsan Aras Mahallesi, Ali Boran Mevkii 341 ada, 3 parsel nolu taşınmazlara davalı İncesu Belediye Başkanlığı tarafından kamulaştırmasız el atılmış olması sebebiyle öncelikle mahkemenizce yapılacak keşifte el atılan kısmın m2 olarak tespiti; taşınmazların tespit edilen el atılan kısımlarının m2’sinin rayiç değerinin belirlenmesi ile fazlayla dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL kamulaştırmasız el atma sebebiyle tazminatın, davalı İncesu Belediye Başkanlığımdan tahsili suretiyle müvekkilim İsmail Dirim’e verilmesi hususunda hüküm tesisini;

Yine başlangıçtan itibaren arz ve izah ettiğimiz sebepler doğrultusunda olmak üzere, talep etmiş olduğumuz ve mahkemenizce belirlenecek kamulaştırması el atma sebebiyle tazminat bedeline, dava tarihinden itibaren kamu kurum alacakları için öngörülen en yüksek faizin uygulanmasını; ayrıca dava ve yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin de davalı kuruma yükletilmesi hususunda gereğini; mahkemenizden saygılarımızla bilvekale arz ve talep ederiz.” demek suretiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

İNCESU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 14.07.2014 gün ve E:2014/45, K:2014/276 sayılı kararında özetle; “(...) 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1-b maddesi gereğince; idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davalarının idari davalardan olduğu hükmü yer almaktadır. İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 2/1-b maddesi gereğince idareye karşı, idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekir. Görev konusu kamu düzenine ilişkindir. Taraflarca ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözetilir. Bu nedenlerle mahkememizce davanın usul yönünden reddi ile görevsizliğine karar vermek gerekmiştir.” demek suretiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiş ve tarafların kararı temyiz etmemesi üzerine karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili süresi içerisinde 341 ada, 3 parsel nolu taşınmaza fiilen el atıldığı nedeniyle tazminata hükmedilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

KAYSERİ 2.İDARE MAHKEMESİ: 11.06.2015 gün ve E:2015/54 sayılı gönderme kararında özetle; “(...) dava konusu 341 ada, 3 parsel sayılı taşınmaza, davalı idarece rızası ve bilgisi dışında kamulaştırmasız el atıldığı, yol ve yeşil alan çalışması yapılarak idarece taşınmazın üzerinden fiilen yol ve yeşil alan geçirildiği ileri sürüldüğünden, Mahkememizin 07.05.2015 günlü ara kararı ile davalı belediyeden; “dava konusu 341 ada 3 parsel sayılı taşımazın hali hazırda üzerinde fiilen yol ve park bulunup bulunmadığının açıklanarak, taşınmazın hava fotoğrafları ile taşınmazı tüm cepheleri (sınırları) ile gösterilen güncel fotoğraflarının çekilerek Mahkememize gönderilmesi” istenilmiş, verilen ara kararına cevaben gönderilen bilgi ve belgelerin (taşınmazın hava fotoğrafı vs...) incelenmesinden, dava konusu 435 ada 3 parsel sayılı taşınmazda hali hazırda yol ve park yapıldığı, bir başka ifadeyle dava konusu taşınmaza fiili el atma durumunun bulunduğu görülmüştür.

(...)dava konusu Kayseri İli, İncesu İlçesi, Vali İhsan Aras Mahallesi, Ali Boran Mevkii, 341 ada, 3 parsel sayılı taşınmaza yol ve park yapılmak suretiyle fiilen el atıldığı, taşınmazda 1/1000 ölçekli uygulama imar planı projesinin fiilen uygulanmasına davalı Belediye yönünden başlandığı, taşınmaz üzerinde fiili el atmanın bulunduğunun anlaşılması karşısında, idarenin dava konusu taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın fiilen el atmasından doğan zararın tazminine yönelik olan davanın, haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünün adli yargı yerinin görevine girdiği sonucuna varılmıştır.” demek suretiyle 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesi uyarınca dava dosyasının adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine, dosyanın incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilene kadar ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 30.11.2015 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME:

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27.maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; Kayseri İli, İncesu İlçesi, Vali İhsan Aras Mahallesi, 341 ada, 3 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak, 2247 sayılı Kanunun 19.maddesinde öngörülen biçimde görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının mahkemece, adli yargı dosyası da temin edilmek suretiyle Uyuşmazlık Mahkemesi’nin 2015/701 nolu dosyasına gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacının maliki olduğu taşınmazına kamulaştırma yapılmaksızın yol ve yeşil alan olarak kullanılmak suretiyle fiilen el atıldığından bahisle açılan tazminat istemine ilişkindir.

Davalı idarenin 17.2.2015 günü Kayseri İdare Mahkemesi kayıtlarına giren cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın 1/5000 ölçekli imar planında ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı sınırları içerisinde olduğu, imar planında yol ve yeşil alan olarak gözükmekte olduğu, davacı tarafından yada taşınmazların önceki malikleri tarafından söz konusu imar planlarına herhangi bir itirazın söz konusu olmadığı, dava konusu taşınmazın bulunduğu bölge, İller Bankası Genel Müdürlüğü tarafından yapılan ve Kayseri Büyükşehir Belediye Meclisinin 11.4.2005 tarih, 152 sayılı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planına uygun olarak, İncesu Belediye Meclisinin 4.4.2005 tarih ve 15 sayılı kararına istinaden hazırlanan 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planında park ve yol olarak planlandığı; dava konusu taşınmazın, İncesu İlçesi merkez mahalleler için yapılan, 3.2.2010 tarih, 19 sayılı İncesu Belediye Meclis kararına istinaden hazırlanan ve 12.3.2010 tarih, 133 sayılı Kayseri Büyükşehir Belediye Meclis kararıyla onaylanan 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planının sınırları içerisinde olduğu, bu planda da park ve yol olarak düzenlendiği;  söz konusu planın halen yürürlükte bulunduğu; dava konusu taşınmazın 1976 yılında yapılan kadastro çalışmaları neticesinde oluşmuş bir parsel olduğu, 3194 Sayılı İmar Kanunu’nun ilgili maddeleri gereğince ifraz, tefrik ve 18. madde uygulaması yapılmadığı; kadastro parseli durumunda bulunduğu dava konusu taşınmazın tapu kaydında herhangi bir şerh bulunmadığı dava dilekçesinde belirtilmiş ise de; tapu kaydı ve tapu kütük bilgilerinden de anlaşılacağı üzere taşınmaz üzerinde Karayolları Genel Müdürlüğü lehine irtifak hakkı tesis edilmiş olduğu, hususun tapuya şerh edildiği belirtilmiştir.

Belediyelerin 3194 sayılı İmar Kanunu 8. maddesi ve 18. maddesinin verdiği yetki ile arazi ve arsalar üzerinde imar planlarının hazırlanması ve yürürlüğe konulması, arazi ve arsa düzenlemesi gibi faaliyetleri kapsamında yaptıkları imar planlarından kaynaklanan işlemlerin tek yanlı ve kamu gücüne dayanan irade açıklamaları ile tesis edilen genel ve düzenleyici işlemler olduğu bu yönü ile de idari eylem ve işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların idari yargı yerlerinde çözümlenmesi gerektiği tartışmasızdır. Buna karşılık, davalı Belediyece, Kamulaştırma Kanunu’nda öngörülen usul ve yöntemlere uygun idari nitelikte uygulama işlemleri yapılmaksızın, dava konusu taşınmazın bir kısmına fiilen el atması karşısında, idarenin bu eyleminin kamulaştırmasız el atma niteliğini taşıdığı açıktır.

Öte yandan, İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men’i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.

Nitekim, yukarıda belirtilen genel kabul doğrultusundaki Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 11.2.1959 günlü, E:1958/17, K:1959/15 sayılı kararının III. bölümünde,  “İstimlaksiz el atma halinde amme teşekkülü İstimlak Kanununa uygun hareket etmeden ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmuş durumdadır. Ve bu bakımdan dava Medeni Kanun hükümlerine giren mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davasıdır. Ve bu bakımdan adliye mahkemesinin vazifesi içindedir.” görüşüne yer verilmiştir.

Olayda, dava konusu taşınmaza ilişkin Mahkemeye gönderilen yazı ekindeki hava fotoğrafı, 1/1000 uygulama imar planı ve 1/5000 uygulama imar planında dava konusu 341 ada 3 parsel sayılı taşınmazda hali hazırda yol (ve park) yapıldığı, bir başka ifadeyle dava konusu taşınmaza fiili el atma durumunun bulunduğu görülmüştür.

Bu durumda, idarenin dava konusu taşınmaza kamulaştırmasız el atmasından doğan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, davalı idarece kamulaştırma yapılmaksızın taşınmaz üzerinde yol (ve park) yapılması suretiyle taşınmaza el atılması karşısında, haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünün adli yargı yerinin görevine girdiği anlaşılmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, Kayseri 2.İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile, İncesu Asliye Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Kayseri 2.İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, İncesu Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 14.07.2014 gün ve E:2014/45, K:2014/276 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 30.11.2015 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN