Hukuk Bölümü         2004/129 E.  ,  2005/46 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           : Z. B. I. Merkez Şubesi

Vekili              :Av. S. D. U.

Davalı            :Isparta Belediye Başkanlığı

              O L A Y         :ISOT İşletme Müdürlüğü ile Zabıta Müdürlüğünün müşterek ekibince yapılan abone kontrolleri sırasında Banka lojmanı aboneliğindeki su sayacının haricinde küresel vana vasıtasıyla kaçak su kullanıldığının saptandığı ve bu suretle Belediye Zabıta Yönetmeliğinin 178. maddesine aykırı davranıldığının saptandığı nedeniyle, Belediye Encümenince 17.6.2004 tarih ve 854 sayı ile, 765 s. TCY. 4421 s.Y.  ile değişik 24. maddesi uyarınca 111.350.000.-TL. para cezası ile tecziyesine ve ayrıca adıgeçen aboneden 240 ton su bedelinin ISOT İşletme Müdürlüğünce tahsil edilmesine karar verilmiştir.

            Davacı banka vekilince, anılan Encümen kararının iptali istemiyle, idari yargı yerinde dava açılmıştır.

            ANTALYA 2. İDARE MAHKEMESİ ; 14.9.2004 gün ve E:2004/904, K:2004/814 sayı ile, davacı banka hakkında düzenlenen tutanakta kaçak su kullanıldığının saptandığından bahisle Belediye Zabıta Yönetmeliğinin 178. maddesine aykırı davranışta bulunulduğu belirtilerek  765 sayılı TCK. 4421 sayılı Kanunla değişik  24. maddesi  uyarınca  111.350.000.-TL. para cezası ile cezalandırılması ve 240 ton su bedelinin bankadan tahsil edilmesi yolunda tesis edilen 17.6.2004 tarihli encümen kararının, Belediye Zabıta Yönetmeliğine aykırı davranış nedeniyle verildiği belirtilen para cezasına ilişkin kısmının, 1608 sayılı Umuru Belediyeye Müteallik Ahkâmı Cezaiye Hakkında 16 Nisan 1340 Tarih ve 486 Numaralı Kanunun Bazı Maddelerini Muaddil Kanun’un kapsamında bulunması ve 240 ton su bedelinin tahsiline ilişkin kısmının ise, su bedelinin, su satışı karşılığında, maliyet- kâr hesabı göz önünde tutularak yapılan tarifeye ve abone sözleşmesine göre alınması nedeniyle idare ile hizmetten yararlanan arasında alacak- borç ilişkisi doğuran özel hukuk sözleşmesine dayanması nedeniyle davanın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

            Davacı Banka vekilince, sözkonusu encümen kararına karşı, 23.7.2004 gününde adli yargı yerinde itirazda bulunulmuştur.

            ISPARTA SULH CEZA MAHKEMESİ; 12.10.2004 gün ve E:2004/211 D.İş. sayı ile, görülen lüzum üzerine mahallinde bilirkişi tetkikatlı keşif yapıldığı, bilirkişi mütalaasında kaçak su kullanıldığı iddia edilen yerden herhangi bir şekilde boru döşenmedikten başka vana çevrilmek suretiyle kaçak su alınmasının mümkün olmadığının, kalorifer dairesindeki bahsedilen borunun kalorifer tesisatına bağlı tahliye borusu olup buraya gelen suyun saatten geçtiğinin, buradan kaçak su kullanılmasının mümkün olmadığının belirtildiği; zabıt tutan belediye görevlisince de zaten kaçak olarak su kullanıldığının tespit edilmeyip sadece tesisattan ayrılan borunun ucuna kör tapa yerleştirilmediğinden dolayı zabıt tutulduğunun beyan edildiği, itirazcı şubenin kaçak su kullandığına dair bir delil bulunmadığı anlaşılmakla para cezasına ilişkin itirazın kabulü gerektiği; diğer taraftan aynı encümen kararındaki 240 ton su bedelinin ISOT İşletme Müdürlüğünce tahsil edilmesi hususu idari nitelikte bir tasarruf olduğundan buna itiraz merciinin İdare Mahkemesi olacağı gerekçesiyle, Belediye Encümeninin 17.6.2004 tarih ve 854 sayılı kararıyla verilen 111.350.000.-TL. para cezasına ilişkin kısmına yapılan itirazın kabulü ile bu cezanın iptaline; aynı Encümen kararının 240 ton su bedelinin ISOT İşletme Müdürlüğünce tahsiline ilişkin kısmına yapılan itirazın görev yönünden reddine karar vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

            İNCELEME VE GEREKÇE   :  Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Cafer ŞAT’ın Başkanlığında, Üyeler: M. Lütfü ÜÇKARDEŞLER Coşkun ÖZTÜRK, Serap AKSOYLU, Z. Nurhan YÜCEL, Abdullah ARSLAN ve H. Hasan MUTLU’nun katılımlarıyla yapılan 13.06.2005 günlü toplantısında;

l- İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, adli ve idari yargı yerleri arasında 17.6.2004 tarih ve 854 sayılı encümen kararının 240 ton su bedelinin aboneden tahsil edilmesine ilişkin kısmı yönünden anılan Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, adli yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

ll- ESASIN İNCELENMESİ: Raportör- Hakim İsa YEĞENOĞLU’nun davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Danıştay Savcısı Ahmet Yahya ÖZDEMİR’in davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

            İncelenen görev uyuşmazlığının konusu, 17.6.2004 tarih ve 854 sayılı encümen kararının, aboneden 240 ton su bedeli tahsil edilmesine ilişkin kısmına yapılan itirazdan; bir başka deyişle, su abonesinin borçlu olmadığı iddiasıyla açtığı menfi tespit davasından ibarettir.

            1580 sayılı Belediye Kanunu’nun 15. maddesinin 25 numaralı bendinde “28 Nisan 1926 tarih ve 831 sayılı Sular Kanunu mucibince su getirtmek, suları sıhhi ve temiz tutmak” belediyenin görevleri arasında sayılmış; aynı Yasa’nın 70. maddesinde, belediye meclisinin müzakere edeceği ve karar vereceği işler arasında “Belediye vergi ve resimlerinin taallûk ettiği hususat haricinde belediye dairesi tarafından ifa olunacak hizmetlere mukabil alınacak ücret tarifeleri” gösterilmiştir.

            Belediye, belde halkının mahalli müşterek ihtiyaçlarını karşılamakla  yükümlü, kamu tüzel kişiliğine sahip bir yerel yönetim kuruluşudur.

            Böyle olmakla birlikte, bu kuruluşun kişilere sağladığı hizmete ilişkin işlem ve eylemlerinin yargısal denetimini yapacak yargı düzenini belirleyebilmek için, işlem ya da eylemin özel hukuk ilişkilerinden veya kamusal yetkilerin kullanılmasından doğup doğmadığına bakmak gerekir.

            Su satışı işi, bir kamu hizmeti niteliğini taşımakta ise de, belediye bu hizmeti, kârlılık ve verimlilik ilkelerine ve özel hukuk kurallarına göre yürütmek durumundadır. Abone ile belediye arasında yapılan abone sözleşmesi, daha çok tip sözleşme görünümündedir. Hizmetten yararlanan kişinin, sözleşmeyi idareyle birlikte düzenlemesi yerine katılımı sözkonusudur. Ancak bu durum, idare ile kişi arasında kurulan özel hukuk ilişkisini kamu hukuku ilişkisine dönüştürmez. Çünkü,birçok durumda hizmetin tekel niteliği ve çok kişiye götürülme zorunluluğu, işin, çoğunlukla tip sözleşmeler yoluyla ve kişilerin katılımı ile gerçekleşebilmesini olanaklı kılmaktadır.

            Su bedeli ise, su satışı karşılığında maliyet-kâr hesabı gözönünde tutularak belediye meclisi tarafından yapılacak bir tarifeye ve abone sözleşmesine göre alınmakta; bu suretle, idare ile hizmetten yararlanan arasında sözleşme yoluyla alacak- borç ilişkisi doğmaktadır. Ödenmeyen su bedelinin tahsili konusunda idareye 6183 sayılı Yasa’da olduğu gibi bir kamusal yetki ve ayrıcalık tanınmamış olduğundan, tahsilatın özel hukuk hükümlerine göre takibinin gerekeceği açıktır.

            Öte yandan, Anayasa Mahkemesi 18.2.1985 günlü, E:1984/9, K:1985/4 sayılı kararında, karayollarından, köprülerden alınan geçiş parası, su, elektrik, havagazı, demiryolları, hava yolları, kimi hastane ücretleri gibi, ekonomik koşullara göre oluşturulan ve tesislerin bakımını, idamesini ve yeni yatırımlar yapılmasını sağlamak için yapılan ödemeleri ,  belirli kamu hizmetleri karşılığında kişilerden alınan, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerden ayrı kabul etmiştir.

            Bu kabule göre, vergi benzeri mali yükümlülükler, genellikle, bir kamu hizmeti karşılığında kamu gücüne dayanılarak tek taraflı yükletilmekte ve harç ve resime göre, daha çok ücret görünümünde olmasına ve kanunla koyulmasına karşılık, anılan kararda sayılanların yanısıra, su ücretlerinin bu nitelikte olmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.

Tüm bu açıklamalara göre, idarenin kamusal yetkilerini kullanmasıyla ilgili olmayıp, dayanağı su aboneliği sözleşmesi olan işlemden doğan davanın, özel hukuk hükümleri çerçevesinde adli yargı yerince çözümlenmesi ve bu nedenle Sulh Ceza Mahkemesi’nce yargı yolu yönünden verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir.

 SONUÇ: Davanın görev uyuşmazlığına konu olan Isparta Belediye Encümeninin 17.6.2004 tarih ve 854 sayılı kararının su bedeli tahsiline ilişkin kısmının çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Isparta Sulh Ceza Mahkemesi’nce 12.10.2004 gün ve E: 2004/211 D.İş sayı ile kısmen yargı yolu yönünden verilen GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 13.06.2005 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.