T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          ESAS    NO  : 2019 / 200

          KARAR NO : 2019 / 265

          KARAR TR  : 29.4.2019

ÖZET : Yargı kararı ile tazminle yükümlü tutulan ve tazminatın tamamını ödemiş bulunan davacı tarafından,  ödenen tazminattan kusur ve sorumluluğu oranındaki tutarın, olayda sorumlu olduğu ileri sürülen Karayolları Genel Müdürlüğünden rücuen tahsili istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

K  A  R  A  R

 

Davacı         : Güneş Sigorta A.Ş.

Vekili           : Av. A. B.

Davalı          : Karayolları Genel Müdürlüğü

Vekilleri       : Av. N. F.G., Av.N. Ö.

 

O  L  A  Y    : Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili şirket nezdinde sigortalı 58 … 353 plaka sayılı aracın,  26.5.2008 tarihinde tek taraflı olarak yaptığı kaza sonucu araç içerisinde bulunan S.D.’ın yaralanarak malul kaldığını, kaza sonrası adıgeçen tarafından müvekkili şirket ve davalı idareye karşı Sivas 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin E:2007/135 sayılı dosyası ile dava açıldığını,  dava sonucunda K:2013/461 sayı ile alınan bilirkişi raporları ve 6098 sayılı Kanun'un 62/1. maddesine göre, sigortalı araç sürücüsünün %75, Karayolları Genel Müdürlüğü'nün ise yolun bakımındaki aksaklıklar nedeniyle %25 oranında kusurlu olduğunu; karar müşterek ve müteselsil sorumluluk hükümlerine göre verildiğinden müvekkili şirketin karara istinaden Sivas 1. İcra Müdürlüğü'nün 2014/1416 E. Sayılı dosyasına %100 kusura göre tüm borcu ödediğini, müvekkil şirket ve davalı Karayolları Genel Müdürlüğü aleyhine açılan dava sonucu 44.419,10-TL maddi tazminat asıl alacağına hükmedildiğini ve müvekkili şirket tarafından Sivas 1. İcra Müdürlüğü'nün 2014/1416 E. Sayılı dosya hesabına, kararda gösterilen ferilerle birlikte 88.421,52-TL ödendiğini, bu nedenle Karayolları Genel Müdürlüğünden %25 kusur oranında 22.105,00-TL tutarında alacaklarının bulunduğunu ifade ederek; fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, 22.105,00-TL'nin,  ödeme tarihi olan 24.02.2014’ten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı idareden tahsili istemiyle 18.8.2014 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

Ankara 7.Asliye Ticaret Mahkemesi: 22.5.2015 gün ve E:2014/1225, K:2015/235 sayı ile, somut olayda davalının tacir olmadığı, davanın TTK'nun 4. maddesinde belirtilen ticari dava niteliğinde olmaması sebebiyle genel hükümlere göre davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle; mahkemenin görevsizliği nedeniyle HMK 114/c ve 115/2.maddeleri uyarınca davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar vermiş; temyiz yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 17.Hukuk Dairesi: 27.10.2016 gün ve E:2016/10061, K:2016/9433 sayı ile, “(…)Dava, tek taraflı kazada aracın zorunlu mali mesuliyet trafik sigortacısının yol kusuru nedeniyle davalı KGM'ye karşı açtığı rücuan tazminat istemine ilişkindir.

Kamu hizmeti görmekle yükümlü olan davalı Karayolları Genel Müdürlüğü, kamu hizmeti sırasında verdiği zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi değildir. Hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar yönünden açılan davaların ise, İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun' un 2. maddesi hükmü uyarınca, idare aleyhine idari yargı yerinde tam yargı davası olarak açılması gerekmektedir.

Somut olayda, yol kusuru nedeniyle davalı KGM'nin %25 kusurlu olduğu ve kazada araç içinde bulunan dava dışı yolcu S. D.'ın yaralandığı iddia edilmektedir.

Bu durumda mahkemece, davanın HMK 114/1-b.maddesi gereğince yargı yolu caiz olmadığından HMK 115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA…” karar verilmiştir.

ANKARA 7.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ: 28.3.2017 gün ve E:2016/958, K:2017/193 sayı ile, bozma ilamına uyduktan sonra “(…)Dosya kapsamına, iddia, savunma, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin bozma kararına göre, hizmet kusuruna dayalı olarak davalı Karayolları Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davanın idari yargı yerinde tam yargı davası olarak açılması gerektiği, adli yargıda görülemeyeceği, HMK.114/l-b Maddesi gereğince yargı yolunun caiz olmadığından mahkememizin görevsiz olduğu anlaşıldığından HMK. 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-HMK. 114/1 -b Maddesi gereğince yargı yolunun caiz olmadığından HMK. 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine…” karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Ankara 2.İdare Mahkemesi: 30.1.2019 gün ve E:2018/2610, K:2019/190 sayı ile, bakılan uyuşmazlığın görüm ve çözümünde, kazanın Malatya ilinde meydana geldiği, davalı idarenin Mahkeme kararıyla kusurlu bulunduğu görüldüğünden, hizmetin görüldüğü yer olan Malatya ilinin yargı çevresi bakımından bağlı olduğu Malatya İdare Mahkemesinin yetkili olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle; 2577 sayılı Kanun'un 15/1-a maddesi uyarınca davanın yetki yönünden reddine, dava dosyasının yetkili Malatya İdare Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

MALATYA İDARE MAHKEMESİ: 21.2.2019 gün ve E:2019/165 sayı ile, “(…)19.01.2011 günlü ve 27820 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Tebligat Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 14.maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 110.maddesinde değişikliğe gidilerek, işleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil, bu Kanundan doğan sorumluluk davalarının, adli yargıda görüleceği kurala bağlandıktan sonra, yine aynı Kanun'un 15.maddesi ile 2918 sayılı Kanuna Geçici 21.madde eklenerek, bu Kanunun 110'uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmünün yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmayacağı belirtilmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden, davacı şirketin kasko sigortalısı olan 58 … 353 plaka sayılı araç sürücüsünün 26.05.2006 tarihinde tek taraflı olarak yaptığı kazada yaralanan üçüncü kişi tarafından açılan davada, Sivas 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin E:2007/135, K:2013/461 sayılı kararı ile davacının sigortalısının %75 kusurlu, davalı idarenin ise %25 kusurlu bulunması üzerine, borcun tamamını müteselsil sorumluluk dolayısıyla ödediğinden bahisle davalı idarenin %25 oranında kusuruna denk geldiği iddia edilen fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 22.105,00-TL'nin ödenmesi istemiyle Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde rücuen tazminat davası açtığı, bu davanın görev yönünden reddedilmesi üzerine anılan maddi zarar miktarının ödeme tarihi olan 24.02.2014 tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Yukarıda alıntısı yapılan 2918 sayılı Kanun'un 110.maddesinde, 6099 Kanun'un 14.maddesiyle yapılan değişiklikle 2918 sayılı Kanundan kaynaklanan uyuşmazlıkların görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğunun belirtilmesi, anılan Kanuna yine 6099 sayılı Kanunun 15.maddesiyle eklenen geçici 21.maddesinde de, değişikliğin yürürlüğe girmesinden önce idari yargıda ve AYİM'de açılmış olan davalarda anılan hükmün uygulanmayacağının öngörülmesi karşısında, anılan kanun değişikliğinin yürürlüğe girdiği 19.01.2011 tarihinden itibaren 2918 sayılı Kanunun uygulanmasından kaynaklanan tazminat davalarının idare mahkemelerinde çözüme bağlanmasına olanak bulunmadığından ve iş bu davadaki uyuşmazlığın da, davalı idarenin 2918 sayılı Kanun uyarınca bir sorumluluğunun bulunup bulunmadığından kaynaklanması nedeniyle davanın esasına girilerek karar verilmesine yasal olarak olanak bulunmamaktadır.

Bu durumda; uyuşmazlığın görüm ve çözümünde adli yargı mercilerinin görevli olduğundan bakılan davanın yukarıda yapılan açıklamalar ışığında görev yönünden reddi gerekmektedir.

Nitekim; Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 26.11.2018 tarih ve E:2018/734, K2018/783 sayılı kararı bu yöndedir.

Bakılan dava; Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 28.03.2017 tarih ve E:2016/958 K:2017/193 sayılı görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra açıldığından, 2247 sayılı Kanun’un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle; 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için işbu dava dosyasının Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin E:2016/958 sayılı dava dosyası da temin edilmek suretiyle Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosyanın incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesi'nce bu konuda karar verilinceye kadar ertelenmesine…” karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Süleyman Hilmi AYDIN, Aydemir TUNÇ ve Nurdane TOPUZ'un katılımlarıyla yapılan 29.4.2019 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyasının UYAP sisteminden temin edilen örneği ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, yargı kararı ile tazminle yükümlü tutulan ve tazminatın tamamını ödemiş bulunan davacı tarafından,  ödenen tazminattan kusur ve sorumluluğu oranındaki tutarın, olayda sorumlu olduğu ileri sürülen Karayolları Genel Müdürlüğünden rücuen tahsili isteminden ibarettir.

Olayda, meydana gelen trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunan S. D. tarafından,  aralarında davacı Güneş Sigorta A.Ş.nin de olduğu, Karayolları Genel Müdürlüğü ve sigortalı araç sürücüsü ile araç sahibi şirkete  karşı tazminat davası açıldığı; tazminat davasına bakan Sivas 2.Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 28.11.2013 gün ve E:2007/135, K:2013/461 sayılı kararda; araç sürücüsünün %75, Karayolları Genel Müdürlüğünün %25 oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığı belirtilerek,  hükmolunan tazminatın müştereken ve müteselsilen davalılardan  alınarak davacıya verilmesine  karar verildiği;  davacı Şirketin ise; bu karara istinaden İcra Müdürlüğünün dosyasına %100 kusura göre tüm borcu, kararda gösterilen ferilerle birlikte ödediğinden bahisle, Karayolları Genel Müdürlüğünden %25 kusur oranına göre hesaplanan alacaklarının bulunduğunu ifade ederek bakılan davayı açtığı anlaşılmıştır.

Tazminat davasına bakan Sivas 2.Asliye Hukuk Mahkemesince, anılan dava kapsamında,  saptanan kusur ve sorumluluk oranları esas alınarak davanın konusu bakımından ayrım yapılmayıp zararın idare hukuku ilkelerine göre idari yargı yerinde saptanmasının gerekeceği yolunda bir görevsizlik kararı verilmediğine ve hükmolunan tazminatın da tamamen ödenmiş olduğu belirtildiğine göre; olayda, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesinde belirtilen "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında, zarar gören tarafından açılmış bir dava yoktur.

Öte yandan, ortada, Devlete, il özel idarelerine ve belediyelere ait akitten, haksız fiil ve haksız iktisaptan doğanlar dışındaki alacakların tahsil usulünü düzenleyen 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamına giren bir kamu alacağı da bulunmamaktadır.

Belirtilen tüm bu hususlara göre, tam yargı davası niteliği taşımayan ve konusu bir kamu alacağı olmayan rücu davasının, Borçlar Kanunu hükümlerine göre adli yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, Malatya İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Ankara 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 28.3.2017 gün ve E: 2016/958, K:2017/193 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç   : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Malatya İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Ankara 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 28.3.2017 gün ve E: 2016/958, K:2017/193 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 29.4.2019 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                          Üye                                  Üye                                 Üye                    

       Hicabi                         Şükrü                             Mehmet                             Birol        

    DURSUN                    BOZER                            AKSU                            SONER            

 

 

 

                                            Üye                                  Üye                                 Üye                    

                                    Süleyman Hilmi                   Aydemir                         Nurdane           

                            AYDIN                            TUNÇ                            TOPUZ