T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2024/225 KARAR NO : 2024/209 KARAR TR : 03/06/2024 |
ÖZET: OHAL KHK kapsamında kapatılan ticari şirket bünyesinde işçi olarak çalışmakta iken, iş akdi feshedilen davacıya işçilik alacaklarının ödenmesi istemiyle açılan davanın 675 sayılı KHK'nın 16. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk. |
K A R A R
Davacı :M.T
Vekili : Av. M.Y
Adli Yargıda
Davalılar : 1- Hazine ve Maliye Bakanlığı
Vekili : Av. N.T
2- S.Eğ.Tes.İşl.ve Tic. A.Ş.
İdari Yargıda
Davalı : Bursa Valiliği
I. DAVA KONUSU OLAY
1. Davacı vekili, müvekkilinin 667 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler İle Bazı Kurum ve Kuruluşlara Dair Düzenleme Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname kapsamında kapatılan ve Maliye Bakanlığı'na devredilen S.Eğ.Tes.İşl.ve Tic. A.Ş. bünyesinde 01/10/1997 tarihinden itibaren işçi olarak çalışmakta iken, iş akdinin tek taraflı feshedildiği 23/07/2016 tarihine kadarki çalışmasından kaynaklı işçilik alacaklarının (kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret alacağı) ödenmesine yönelik olarak, 07/09/2016 tarihinde yaptığı başvurunun Bursa Valiliği Defterdarlık KHK İşlemleri İl Bürosunun 10/10/2019 tarih ve E.413628 sayılıişlemle reddedildiğini ifade ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 500 TL kıdem tazminatının, 250 TL ihbar tazminatının ve 250 TL ücret alacağının fesih tarihinden itibaren uygulanacak en yüksek mevduat faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi istemiyle 16/08/2021 tarihindeadli yargı yerinde dava açmıştır.
II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ
A. Adli Yargıda
2. Bursa 17. İş Mahkemesi 02/11/2021 tarih ve E.2021/279, K.2021/442 sayılı kararı ile, "davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunmaması ile 675 sayılı KHK'nın 16/3. fıkrası uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle" davanın usulden reddine karar vermiş, bu karara karşı yapılan istinaf başvurusu Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 09/02/2022 tarih ve E.2021/3557, K.2022/151 sayılı kararı ile esastan reddedilmiştir. Davacı vekili, bu kararı temyiz etmiştir.
3. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 01/06/2022 tarih ve E.2022/4930, K.2022/6924 sayılı kararı ile, temyize konu istinaf mercii kararının kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar vermiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:
"...Somut olayda davalı Silm Eğitim Tesisleri İşletme ve Ticaret Anonim Şirketinin,20.07.2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hâl kapsamında yürürlüğe konulan Kanun Hükmünde Kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları sahibi tüzel kişilerden olduğu anlaşıldığından, 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 16 ncı maddesi uyarınca dava şartı değerlendirilerek sonuca göre hüküm tesis edilmesi gerekmektedir. Anılan yön gözetilmeyip; belirsiz alacak davası açılmayacağı nedenine dayalı usulden red kararı verildiğinin de gerekçeye konu edilmesi isabetli değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. ..."
4. Bursa 17. İş Mahkemesi 27/10/2022 tarih ve E.2022/263, K.2022/426 sayılı kararı ile, bozma ilamı ve gerekçesi çerçevesinde davanın usulden reddine karar vermiş, bu karara karşı yapılan temyiz başvurusu Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 23/01/2023 tarih ve E.2023/438, K.2023/1191 sayılı kararı ile reddedilerek bu karar onanmış ve kesinleşmiştir. Mahkeme kararının ilgili kısmı şöyledir:
"...Bozma ilamına uyulmasının ardından yapılan yargılama sonunda davalı Silm Eğitim Tesisleri İşletme ve Ticaret Anonim Şirketinin,20.07.2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hâl kapsamında yürürlüğe konulan Kanun Hükmünde Kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları sahibi tüzel kişilerden olduğu anlaşıldığından, 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 16. maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine dair ... hüküm kurulmuştur. ..."
5. Davacı vekili, bunun üzerine, yapılan idari başvurunun reddine ilişkin davalı idarenin 10/10/2019 tarih ve E.413628 sayılı işleminin iptali ile işlem nedeniyle mahrum kalınan zararın işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.
B. İdari Yargıda
6. Bursa 4. İdare Mahkemesi 03/05/2023 tarih ve E.2023/428, K.2023/587 sayılı kararı ile, 17/08/2016 tarih ve 29804 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin "Devir işlemlerine ilişkin tedbirler" başlıklı 5. ve29/10/2016 tarih ve 29872 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin "Dava ve takip usulü" başlıklı 16. maddesihükümlerinin yanı sıra, 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun,4857 sayılı İş Kanunu'nunve 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun ilgili hükümlerine yer verdikten sonra, davanın adli yargının görev alanına girmesi sebebiyle görev yönünden reddine karar vermiş, bu karara karşı yapılan istinaf başvurusu Bursa Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesinin 30/11/2023 tarih ve E.2023/1652, K.2023/1704 sayılı kararı ile esastan kesin olarak reddedilmiş ve ilk derece mahkemesi kararı kesinleşmiştir. İlk derece mahkemesi kararının ilgili kısmı şöyledir:
"...Dosyanın incelenmesinden; davacı tarafından, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararnamesi ile kapatılan Silm Eğitim Tesisleri İşletme ve Ticaret Anonim Şirketi'nde işçi olarak çalıştığı, şirketten alacaklı olduğundan bahisle kıdem, ihbar tazminatı ve ücret alacaklarının ödenmesi talebiyle yaptığı 07.09.2016 tarihli başvurunun Bursa Valiliği Defterdarlık KHK İşlemleri İl Bürosu'nun 10.10.2019 tarih ve 413628 sayılı işlemi işlemi ile reddedildiği, ret işlemi sonrasında iş mahkemesi nezdinde açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddedildiği, ret kararının Yargıtay nezdinde onanması üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda sözüedilen 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca, 17.08.2016 tarihinden önce, kapatılan kurum ve kuruluşlar hakkında açılmış olan davalarda verilen dava şartı yokluğu nedeniyle red kararı üzerine, davacının belirli bir süre içerisinde idareye başvuracağı ve bu başvuru sonucu tesis edilen işlemin iptali için idari yargı yerinde dava açacağı açıkça belirtilmiş olmasına karşın, aynı Kanun Hükmünde Kararnamenin 16. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, 17.08.2016 tarihinden sonra açılmış olan davalarda dava şartının bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verileceği ve bu davanın özellikle idari yargı yerinde açılacağının belirtilmemiş olduğu açıktır.
Uyuşmazlıkta, davacının işçilikten kaynaklı alacaklarının iadesini talep ettiği şirketin 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kapatıldığı görülmekle anılan 670 ve 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri bir arada değerlendirilerek özel hukuk ilişkisinden kaynaklandığı ileri sürülen alacağın ödenmesi istemiyle açılan işbu davanın, 17.08.2016 tarihinden sonra açıldığı ve davacının özel hukuktan kaynaklanan işçilik alacağı haklarına ilişkin olduğu anlaşıldığından, uyuşmazlığın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır..."
III. İLGİLİ HUKUK
Mevzuat
7. 17/08/2016 tarihli ve 29804 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin "Devir işlemlerine ilişkin tedbirler" başlıklı 5. maddesi şöyledir:
"(1) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan Kanun Hükmünde Kararnameler gereğince kapatılan ve Vakıflar Genel Müdürlüğüne veya Hazineye devredilen kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanallarının her türlü taşınır, taşınmaz, malvarlığı, alacak ve hakları ile belge ve evraklarının (devralınan varlık);her türlü tespit işlemini yapmaya, kapsamını belirlemeye, idare etmeye, avans dahil her türlü alacak, senet, çek ve diğer kıymetli evraka ilişkin olarak dava ve icra takibi ile diğer her türlü işlemi yapmaya, devralınan varlıklarla ilgili olup kanaat getirici defter, kayıt ve belgelerle tevsik edilen borç ve yükümlülükleri tespite ve hiçbir şekilde devralınan varlıkların değerini geçmemesi, ek mali külfet getirmemesi, kefaletten doğmaması ve Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ/PDY)’ne aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olmayan kişilerle gerçek mal veya hizmet ilişkisine dayanması şartıyla bu varlıkların değerlendirilmesi suretiyle bunları uygun bir takvim dahilinde ödemeye, kapatılan kurum ve kuruluşların taahhüt ve garanti ettiği ancak vermediği mal ve hizmet bedellerinin ödemesini durdurmaya veya ödemeye, tahsili mümkün olmadığı anlaşılan veya tahsilinde ve takibinde yarar bulunmayan hak ve alacaklar ile taahhüt ve garantilerin tahsilinden vazgeçmeye, her türlü sulh işlemini yapmaya, devralınan varlıklarla ilişkili kredi veya gerçek bir mal veya hizmet ilişkisine dayanan borçlar nedeniyle konulmuş ve daha önce kaldırılmış takyidatları kredinin veya borcun ödenebilmesini sağlamak amacıyla kaldırıldığı andaki koşullarla tekrar koydurmaya ve ihyaya, menkul rehinleri dikkate almaya, devralınan varlıklara konulan takyidatların sınırlarını belirlemeye ve kaldırmaya, finansal kiralama dahil sözleşmelerin feshine veya devamına karar vermeye, devralınan varlıkların idaresi, değerlendirilmesi, elden çıkarılması için gerekli her türlü tedbiri almaya, gerektiğinde devralınan varlıkların tasfiyesi veya satışı amacıyla uygun görülen kamu kurum ve kuruluşlarına devretmeye, devir kapsamında olmadığı belirlenen varlıkları iadeye, kapatılanların gerçek kişiye ait olması halinde devralınacak varlıkların kapsamını belirlemeye, tereddütleri gidermeye, uygulamaları yönlendirmeye, bütün bu işlemleri yapmak amacıyla usul ve esasları belirlemeye, vakıflar yönünden Vakıflar Genel Müdürlüğü, diğerleri yönünden Maliye Bakanlığı yetkilidir.
(2) Bu madde kapsamında devralınan varlıklardan nakit ve diğer hazır değerler emanet, diğer varlıklar ise nazım hesaplarda izlenir. Nazım hesaplarda izlenen varlıklardan elden çıkarılanların tutarı emanet hesaplarına alınır. Ödenmesine karar verilen borçlar bu emanetlerden ödenerek kalan tutar bütçeye gelir kaydedilir.
(3) Kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanallarının bağlı oldukları şirketlerin faaliyetleri sonlandırılarak ticari sicil kayıtları resen terkin edilir. Bunların devralınan varlıkları dışındaki varlıkları da Hazineye bedelsiz devredilmiş sayılır. Bu durumda şirketlere daha önce atanmış kayyımlar tasfiye memuru olarak görevlendirilebilir veya bu şirketlere tasfiye memuru atanabilir. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye ve birinci fıkrada yer alan hususları bu şekilde devralınan varlıklar için de uygulamaya Maliye Bakanlığı yetkilidir.
(4) Birinci fıkra kapsamında tespite konu edilebilecek borç ve yükümlülüklere ilişkin olarak hak iddiasında bulunanlarca bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altmış günlük hak düşürücü süre içerisinde ilgili idaresine kanaat getirici defter, kayıt ve belgelerle müracaat edilir. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra yapılacak kapatma işlemlerinde ise altmış günlük süre kapatma tarihinden itibaren başlar.
(5) Borçların ödenmesinde; malvarlığının aynından doğan vergi borçları, rehinli alacaklar, çalışanların sigorta primleri, kamu idarelerine ödenmesi gereken vergi, resim, harç, fon kesintisi, pay gibi borçlar, enerji, iletişim ve su kullanım borçları, çeşidine bakılmaksızın beşyüz Türk Lirasını geçmeyen borçlar ve diğerleri şeklinde sıralama esas alınır.
(6) 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri gereğince kapatılan vakıflara ait olup mülkiyetleri Vakıflar Genel Müdürlüğüne intikal eden taşınmazlar üzerinde bulunan eğitim tesisleri kamu kurum ve kuruluşlarına bedelsiz, özel hukuk tüzel kişilerine ise bedeli karşılığında tahsis edilebilir.
(7) Kamu kurum ve kuruluşları, gerçek ve tüzel kişiler ile tüzel kişiliği olmayan kuruluşlar bu madde kapsamında istenilecek bilgi ve belgeleri onbeş gün içerisinde vermek zorundadır. Bu çerçevede talepte bulunulanlar özel kanunlarda yazılı hükümleri ileri sürerek bilgi ve belge vermekten kaçınamazlar."
8. 29/10/2016 tarihli ve 29872 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin "Dava ve takip usulü" başlıklı 16. maddesi şöyledir:
"(1) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17/8/2016 tarihinden önce açılan davalar ile bu kapsamda Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen davalarda mahkemelerce, 15/8/2016 tarihli ve 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle red kararı verilir. Bu kararlar duruşma günü beklenmeksizin dosya üzerinden kesin olarak verilir ve davacılara resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.
(2) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17/8/2016 tarihinden önce başlatılan icra ve iflas takipleri ile bu kapsamda Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen takipler hakkında icra müdürlüklerince, 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi uyarınca düşme kararı verilir. Bu kararlar dosya üzerinden kesin olarak verilir ve takip alacaklısına resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı takip giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.
(3) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler veya kapatılma ya da resen terkin üzerine Maliye Bakanlığı ile Vakıflar Genel Müdürlüğü aleyhine 17/8/2016 tarihi dahil bu tarihten sonra açılan davalar ile icra ve iflas takipleri hakkında 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi gereğince dava veya takip şartının bulunmaması nedeniyle davanın reddine veya takibin düşmesine karar verilir.
(4) Birinci ve ikinci fıkralar uyarınca verilen kararlarda davacı veya alacaklının 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesinde belirtilen usule uygun olarak ilgili idari makama, tebliğ tarihinden itibaren otuz günlük hak düşürücü süre içinde başvurabileceği belirtilir. İdari başvuru üzerine idari merci tarafından verilecek karar aleyhine idari yargıda dava açılabilir. İdari yargının verdiği karar kesin olup, uyuşmazlık adli yargıda hiçbir şekilde dava konusu yapılamaz."
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
A. İlk İnceleme
9. Uyuşmazlık Mahkemesinin Kenan YAŞAR'ın Başkanlığında, Üyeler Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN'ın katılımlarıyla yapılan 03/06/2024 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun’un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; idari ve adli yargı yerleri arasında Kanun'un 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, dava dosyalarının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliğiyle karar verildi.
B. Esasın İncelenmesi
10. Raportör-Hâkim Murat UÇUR'un davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
11. Dava,667 SayılıOHAL KHK'sı kapsamında kapatılan ticari şirket bünyesinde 01/10/1997 tarihinden itibaren işçi olarak çalışmakta iken iş akdi feshedilen davacıya kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve ücret alacaklarının ödenmesi, bu konuda yapılan başvurunun reddine ilişkinişlemin iptali ile işçilik alacaklarının tahsiline ilişkin bulunmaktadır.
12. Dava dosyalarının incelenmesinden; davacının, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler İle Bazı Kurum ve Kuruluşlara Dair Düzenleme Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname kapsamında kapatılan ve Maliye Bakanlığına devredilen S.Eğ.Tes.İşl.ve Tic. A.Ş. bünyesinde 01/10/1997 tarihinden itibaren işçi olarak çalışmaya başladığı, 23/07/2016 tarihinde de sözleşmesinin tek taraflı feshedilmesi sebebiyle iş akdinin sonlandırıldığı, anılan işyerinin 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca davalı Hazine ve Maliye Bakanlığına devredilmesi sonrasında "eksik ödenen maaş alacağı ile kıdem ve ihbar tazminatı alacağının" ödenmesi istemiyle davalı idareye yapmış olduğu başvurunun reddedildiğinden bahisle 16/08/2021 tarihinde adli yargı yerinde dava açıldığı; adli yargı yerince verilen görevsizlik kararından sonra idari işlemin iptali ve bahsi geçen işçilik alacaklarının tahsili istemiyle idari yargı yerinde dava açıldığı anlaşılmıştır.
13. Yukarıda yer verilen 670 ve 675 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararnameler ile getirilenhükümler irdelendiğinde; düzenlemelerin, darbe teşebbüsünde bulunan Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ/PDY)'nün mal varlığına, diğer bir ifadeyle suç eşyasına el konulması, bunların olağanüstü hal kapsamında ve kamu gücüyle tasfiye edilip, mülkiyetin suçtan zarar gören kamuya geçirilmesine ilişkin olduğu; tasfiye için maliye idaresinin görevli ve yetkili kılındığı ve tasfiye sonunda kalan mal varlığı değerinin genel bütçeye gelir olarak kaydedilmesi öngörülmüştür. Bu haliyle idarenin KHK ile tanınan görev ve yetkiler çerçevesinde tasfiyeye ait işlemlerinin idari nitelikte olduğunun ve bu işlemlerin hukuka uygunluğunun denetiminde idari yargı yerinin görevli ve yetkili olduğunun kabulü gerekir. Nitekim bu nedenle, el konulup tasfiye edilen özel hukuk tüzel kişisine karşı açılmış / açılacak davalarda ve icra takiplerinde bu davaların reddi / icra takiplerinin düşürülmesi ile bu davaya / icra takibine konu hakkın ilgili idareye başvurularak yerine getirilmesinin istenilmesi yöntemi benimsenmiş; bu başvuru üzerine idare tarafından verilen kararlara karşı idari yargı yerinde dava açılması yolunda özel bir görev kuralı getirilmiş ve bu uyuşmazlıkların adli yargıda hiç bir şekilde dava konusu edilemeyeceği için idari yargı yerinin verdiği kararın kesin olduğu belirtilmiştir.
14. 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca, 17/08/2016 tarihinden önce kapatılan kurum ve kuruluşlar hakkında açılmış olan davalarda verilen dava şartı yokluğu nedeniyle red kararı üzerine, davacının belirli bir süre içerisinde idareye başvuracağı ve bu başvuru sonucu tesis edilen işlemin iptali için idari yargı yerinde dava açacağı açıkça belirtilmiş olmasına karşın; aynı Kanun Hükmünde Kararname'nin 16. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, 17/08/2016 tarihinden sonra açılmış olan davalarda ise dava şartının bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verileceği ve bu davanın özellikle idari yargı yerinde açılacağının belirtilmemiş olduğu anlaşılmaktadır.
15. Somut olayda, davacınıngörev yaptığı terör örgütüne müzahir ticari şirketin 667 sayılı KHK ile kapatıldığı, davacının ücret alacaklarının ödenmesi istemiyleilgili KHK'lar kapsamında idari başvurusunu da yaptığı ve talebinin idarece reddedildiği, uyuşmazlığın çözümündegörevli yargı yerinintespiti açısından 675 sayılı KHK'nın 16. maddesinin dördüncü fıkrası kapsamında değerlendirme yapıldığında, davaya bakmanın idari yargının görevinde olduğu sonucuna varılmıştır.
16. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak; Bursa 4. İdare Mahkemesinin 03/05/2023 tarih ve E.2023/428, K.2023/587 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Davanın çözümünde İDARİ YARGI YERİNİN GÖREVLİ OLDUĞUNA,
B. Bursa 4. İdare Mahkemesinin 03/05/2023 tarih ve E.2023/428, K.2023/587 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,
03/06/2024 tarihinde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Vekili Üye Üye Üye
Kenan Nilgün Doğan Eyüp
YAŞAR TAŞ AĞIRMAN SARICALAR
Üye Üye Üye
Ahmet Mahmut Bilal
ARSLAN BALLI ÇALIŞKAN