Hukuk Bölümü         2013/1237 E.  ,  2013/1364 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı     : Ş.G.A.

Vekili      : Av. M.E.A.

Davalılar : 1- Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı

Vekili                      : Av. S.K.

                  2- Yenimahalle Belediye Başkanlığı

Vekili      : Av. O.S.

                  3- Gençlik ve Spor Bakanlığı Spor Genel Müdürlüğü

Vekili      : Av. F.G.                                                                

O L A Y  : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının Ankara İli, Yenimahalle İlçesi, 1. Bölge, Yuva Mahallesi, 43163 ada, 1 parsel sayılı taşınmazın hisseli maliki olduğunu, taşınmazın imar planında “spor ve oyun alanı’’ olarak ayrıldığını, taşınmazın tapu kaydının davalı idareler adına tescili ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faizi ile birlikte, davalı idarelerden tahsiline karar verilmesi istemiyle adli yargıda dava açmıştır.

Davalılardan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili, süresi içerisinde verdiği cevap dilekçesi ve 1. celsede; görev itirazında bulunmuştur.

Davalılardan Yenimahalle Belediye Başkanlığı vekili, süresi içerisinde 1. celsede beyanen, görev itirazında bulunmuştur.

Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesi; 24.01.2013 gün ve E:2012/382 sayı ile davalılardan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile Yenimahalle Belediye Başkanlığı vekillerinin görev itirazlarının reddine karar vermiştir.

Davalılardan Yenimahalle Belediye Başkanlığı vekilinin, idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresinde verdiği dilekçenin ardından 08.03.2013 günlü yargılama sırasında davacı vekili imzalı beyanında davalı Yenimahalle Belediyesi hakkındaki davadan feragat ettiğini açıklamış ancak, davalı Yenimahalle Belediye Başkanlığı’nın dilekçesi nedeniyle dava dosyasının onaylı bir örneği yine de Danıştay Başsavcılığı'na gönderilmiştir.

Danıştay Başsavcısı; İdarelerin 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 8. maddesi uyarınca tek yanlı irade açıklamaları ile tesis ettikleri, genel ve düzenleyici imar planları ile 2981 sayılı Yasanın 13.maddesinin (c) bendi uyarınca tek yanlı irade açıklamaları ile tesis edilen parselasyon, kamulaştırma, ruhsat bu planlara dayanılarak tesis edilen parselasyon, kamulaştırma, ruhsat gibi bireysel işlemler, "idari işlem’’, bu imar planı uyarınca yapmak zorunda oldukları program ve uygulamaları bunun için gerekli zamanda gerçekleştirmemeleri yani, bu konudaki hareketsizliklerin de, idari eylem niteliği taşıdığını belirterek, davanın, taşınmazın bedelinin tahsiline hükmedilmesi istemine ilişkin kısmı yönünden, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2'nci maddesinin 1'inci fıkrasının (b) bendinde yer alan "idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları," hükmü gereğince idari yargı yerinde görülmesinin gerektiği belirtilerek, 2247 sayılı Yasa'nın 10'uncu maddesi uyarınca, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 30.09.2013 günlü toplantısında; Raportör-Hakim Filiz Budak’ın davanın feragat nedeni ile karar verilmesine yer olmadığı yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı M. BAYHAN ile Danıştay Savcısı M. Ali GÜMÜŞ’ün feragat nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına ilişkin sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 10 ila 13. maddelerinde, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ilişkin hususlara;  27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmiştir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Davadan feragat” başlıklı 307.maddesinde, “(1) Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.”;

“Feragat ve kabulün şekli” başlıklı 309.maddesinde, “(1) Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır.

                (2) Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.

                (3) Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir.

                (4) Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.”;

                “Feragat ve kabulün zamanı” başlıklı 310.maddesinde, “(1) Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.”; 

                “Feragat ve kabulün sonuçları” başlıklı 311.maddesinde, “(1) Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” denilmiştir.

Anılan kanun hükümleri, öğretide ve uygulamada getirilen yorumlar birlikte ele alındığında, feragat isteğinin tek taraflı açık bir irade beyanı olduğu; karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı bulunmadığı ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurduğu görülmektedir.

                Olayda, davacı vekilinin,  Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin E: 2012/382 sayılı esasında yargılaması devam eden dosyada, davacı vekilinin 08.03.2013 tarihli yargılama oturumunda davalı Yenimahalle Belediyesi hakkındaki davadan feragat ettiği anlaşılmaktadır.

Bu durumda, feragat kesin hükmün hukuki sonuçlarını doğuracağından ve davacı vekilinin istemi nedeniyle, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’a göre görev uyuşmazlığının esasının incelenmesi olanağı bulunmadığından; feragat nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir. 

SONUÇ : Davacı tarafın davadan feragat etmesi nedeniyle,  2247 sayılı Kanun uyarınca   görev uyuşmazlığının esasının incelenmesi olanağı bulunmadığından; FERAGAT NEDENİYLE KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 30.09.2013  gününde Üye Mustafa Aysal ile Üye Eyüp Sabri BAYDAR’ın KARŞI OYLARI ve OYÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

KARŞI OY YAZISI 

Davacı vekili, dava konusu taşınmazın imar planında spor ve oyun alanı olarak ayrılması nedeniyle, taşınmazın tapu kaydının davalı idareler adına tescili ile bedelinin yasal faiziyle birlikte tahsili istemiyle, davalılar Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Yenimahalle Belediye Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Spor Genel Müdürlüğü aleyhine adli yargıda dava açmıştır.

Davalılardan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Yenimahalle Belediye Başkanlığı tarafından süresi içerisinde, davanın idari yargıda görülmesi gerektiği nedeniyle yargı yolu itirazında bulunulması üzerine, görevlilik kararı verilerek yargı yolu itirazının reddine karar verilmiştir.

Davalılardan Yenimahalle Belediye Başkanlığı İdari Yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması için Danıştay Başsavcılığına başvurduktan sonra, davacı vekili, davalı Yenimahalle Belediyesi hakkındaki davadan feragat ettiğini bildiren dilekçe ibraz etmiş, dosya bu şekilde görev uyuşmazlığının çözümlenmesi için uyuşmazlık mahkemesinin önüne gelmiştir.

Somut olayda çözümlenmesi gereken sorun, göreve ilişkin kurallar ile feragata ilişkin kurallar karşı karşıya geldiğinde, ihtilafın öncelikle hangi kurallara değer verilerek çözümleneceği noktasındadır.

Bu durumda, göreve ilişkin kurallar ile feragata ilişkin kuralların gözden geçirilmesinde yarar bulunmaktadır.

6100 sayılı HMK. nun 1 inci maddesinde; mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir, hükmü öngörülmüştür. Bu hüküm, Anayasanın 142 inci maddesi uyarınca mahkemelerin görevleri ancak kanunla tayin edilebilir, hükmünün ve yine Anayasanın 37 inci maddesiyle güvence altına alınmış bulunan, tabii hakim ilkesine uygunluğun gereğidir.

Görevin kamu düzenine ilişkin bulunmasının doğal sonucu da, bu alanın tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği bir alan konumunda bulunmamasıdır. Yani taraflar anlaşmak suretiyle, bir başka ifadeyle görev sözleşmesi yaparak, somut uyuşmazlık bağlamında görevli olmayan bir yargı yerini görevli hale getiremezler.

HMK'nun dava şartları ve ilk itirazlar başlıklı 2 inci bölüm, 1 inci ayrımında, yargı yolunun caiz olmasının ve mahkemenin görevli olmasının dava şartları arasında sayılmıştır.

Burada sözü edilen dava şartlarından maksat, davanın esastan görülüp karara bağlanabilmesi için, varlığı ya da yokluğu hakim tarafından davanın her aşamasında kendiliğinden gözetilen ve taraflarca da noksanlığı davanın her aşamasında da ileri sürülebilen hallerdir. Mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse HMK'nun 115/2. maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verir.

Davaya son veren taraf işlemlerinden olan davadan feragat ise, HMK'nun 307 ve devam eden maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelerde davadan feragatin, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi (md.307) olarak tanımlandıktan sonra, feragatin dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılacağı, hüküm ifade etmesi için karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı olmadığı, kayıtsız ve şartsız olması gerektiği (md.309) feragatin hüküm kesinleşinceye kadar yapılabileceği (md.310) ve kesin hüküm gibi sonuç doğuracağı, irade bozukluğu hallerinde iptalinin istenebileceği (md.311) açıkça düzenlenmiş bulunmaktadır.

Bu düzenlemeler ve açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, dava konusu taşınmaz imar planında spor ve oyun alanı olarak ayrılmıştır. Davacı bu nedenle uğradığı zararın tazmini için bu davayı açmıştır. Taşınmazın imar planında idare tarafından spor ve oyun alanı olarak ayrılması, bir idari işlem olduğundan, buna karşı açılacak davaların idari yargıda açılması gerektiği uyuşmazlık mahkemesinin öteden beri sapma göstermeyen kararlılık kazanmış içtihatları gereğidir. Başka bir anlatımla eldeki davanın görülme yeri adli yargı olmayıp idari yargıdır. Böyle olduğu hususu uyuşmazlık konusu değildir.

Hal böyle olunca, Danıştay Başsavcısının davanın idari yargı yerinde görülmesine işaret eden düşüncesi, yerinde olduğundan, uyuşmazlığın 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluşu ve İşleyişi Hakkında Kanun hükümlerine göre çözümlenmeli ve görevli yargı yeri belirlenmelidir.

Zira, az yukarıda açıklandığı üzere, mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenmekte olup, göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir ve dava şartı olarak düzenlendiğinden, taraflarca ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözetilir. Dava şartı noksanı tesbit edilirse işin esasına girilmeden davanın usulden reddine karar verilir.

Oysa, davadan feragat, davanın esasını halleden bir usul işlemidir. Yani davadan feragat da bir usul işlemidir. Ancak, davayı esastan hallettiği için, davanın esasını halleden bir usul işlemidir. Davadan feragat halinde, mahkeme davayı esastan sonuçlandırmaktadır. Böylece uyuşmazlık esastan çözüme kavuşmaktadır.

Gelinen bu noktada, davanın esasını halleden feragat beyanının, görevli yargı yerinde değerlendirilip çözümlenmesi gerektiği, bunun Anayasanın ve HMK’nun emredici kuralları gereği olduğu açıkça ortaya çıkmaktadır.

Bu bağlamda, davacının feragati, davadan feragati içermemektedir. Davacı sadece Yenimahalle Belediyesi hakkındaki davadan feragat etmiştir. Diğer iki davalı hakkındaki davasını sürdürmektedir. Ancak, davanın devam ettiği yargı kolu, Uyuşmazlık Mahkemesinin istikrarlı içtihatlarına göre, görevli değildir. İdari yargı görevlidir. Görev sorunu bu şekilde Uyuşmazlık Mahkemesi önüne geldiğinden, işin esası incelenmeli ve görevli yargı yeri belirlenmeliydi.

Çünkü, ancak bu takdirde dosya görevli mahkeme önüne gidecek ve görevli mahkeme bir davalı hakkındaki feragat beyanı değerlendirilecek, diğer iki davalı hakkındaki dava da esastan görülüp sonuçlandırılacaktı.

Şimdi ise, davacının feragat beyanı ve davanın esası, Anayasanın ve kanunun emredici hükmüne ve Uyuşmazlık Mahkemesinin sapma göstermeyen istikrarlı içtihatlarına rağmen görevsiz mahkemece görülüp sonuçlandırılacaktır.

Bu nedenlerle, kamu düzenini ilgilendiren göreve ilişkin uyuşmazlığın öncelikle çözümlenmesi gerekirken ve feragata ilişkin beyanın görevli mahkemede değerlendirilmesi gereği dikkate alınmadan, “feragat nedeniyle bir karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde tezahür eden sayın çoğunluğun değerli görüşüne katılmıyoruz. 

Üye                                                                                       Üye

      Mustafa AYSAL                                                               Eyüp Sabri BAYDAR