T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

HUKUK BÖLÜMÜ

ESAS     NO : 2016/521

KARAR NO : 2016/631

KARAR TR  : 26.12.2016

 

ÖZET : 2981 sayılı Yasa kapsamında tapu tahsis belgesinin tanıdığı hak sahipliği nedeniyle, davalı belediye adına kayıtlı taşınmazın tapusunun iptal edilerek davacı adına tescili istemiyle açılan davanın İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

           

 

 

 

K  A  R  A  R

 

Davacı         : Y.P.

Vekili           : Av. C.Ü.

Davalı          : Gebze Belediye Başkanlığı            

Vekilleri       : Av. M.T., Av. T.D., Av. K.T.

 

O  L  A  Y   : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, mülkiyeti davalı Belediye’ye ait bulunan Gebze, Mustafa Paşa Mah. 81 pafta, 321 ada 64 parsel sayılı taşınmaz üzerinde tek katlı yığma konut inşa ederek ikamet etmekte iken, 24.02.1984 tarihinde yürürlüğe giren 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun gereğince tapu veya tapu tahsis belgesi almak için gerekli başvurularda bulunduğunu, kendisine Tapu Tahsis Belgesi verildiğini,  müracaat masrafı ve taşınmazın vergilerini de ödediğini; bu taşınmazın, daha sonra imar uygulamasına tabi tutularak Gebze, Mustafa Paşa Mahallesi 3166 ada, 9 parsel sayılı taşınmaz olarak sınırlandırıldığını; müvekkilinin, 2981 sayılı kanunla kurulan yeminli özel teknik büroya başvurarak dosya tanzim ettirdiğini ve dosyanın davalı Belediyeye sunulduğunu; Tahsis Belgesi’nde belirtildiği üzere tasarrufundaki taşınmaz kısmının, 23.06.1987 tarih ve 2135 sayılı yazı ile müvekkilinin adına tahsis edildiğini; bu yapının, 2981 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince “muhafaza edilecek” yapılardan olduğunu; Tespit Formunda da belirtildiği üzere 1981 yılından önce yapıldığını; 2981 sayılı yasanın 10/a maddesinden bahisle; taşınmazın bulunduğu Gebze, Mustafa Paşa mahallesinde kadastro çalışmalarının 1960'lı yıllarda yapılıp tamamlandığını, 2981 sayılı yasanın yürürlük tarihinden itibaren Belediyece sayısız imar uygulaması yapıldığını, buna rağmen müvekkiline tapu verilmesi gerekirken, bugüne kadar tapu verilmemiş olmasının, yasa hükmüne aykırılık oluşturduğunu; 2981 sayılı yasanın 7. maddesinin 9. paragrafında, “(Ek fıkra: 3366 - 18.5.1987) 2981 sayılı Kanun'a göre kurulan yeminli özel teknik bürolar, kendilerine intikal eden müracaatlara ilişkin tespit ve değerlendirme işlemlerine ait dosyaları en geç 7 Eylül 1987 tarihine kadar tamamlayarak sonuçlandırması için belediye, hazine, özel idare veya vakıflar idaresine teslim etmekle ve bu idareler de, kendilerine intikal eden dosyaları, intikal tarihinden itibaren en geç 3 ay içinde sonuçlandırmakla görevli ve sorumludurlar ” hükmüne yer verilmiş olmasına rağmen, aradan geçen 26 yıllık süre boyunca bu işlemin tamamlanmamış olması ve müvekkilinin yasa ile tanınan mülkiyet hakkını elde edememesinin, davalı kurumun görev ihmalini gösterdiğini; 23.07.1986 tarihinde yürürlüğe giren 3290 sayılı Kanun İle Bazı Maddeleri Değiştirilen ve Bazı Maddeler Eklenen 2981 sayılı Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 25. maddesinde, “Islah imar planı hazırlanıp onaylandıktan ve Kanunun 10. madde (c) bendi gereğince, kesin parselasyon durumu belirlenip tapuya tescil edildikten sonra, durum, belediye veya valilikçe gecekondu sahiplerine duyurulur. Gecekondu sahibi tapu tahsis belgesi ile birlikte, arsa tahsis eden kuruluşa müracaat ederek satın alma işlemini sonuçlandırır ve tapu idaresinden tapusunu alır” hükmüne yer verilmiş ise de, müvekkiline dava tarihine kadar ıslah imar planı yapıldığı şeklinde bir bildirimde bulunulmadığını, bu nedenle tapu alınması için başvuru yapılamadığını; davalı kurum nezdinde yapılan başvurularda ise, davalı kurumun ısrarla tapu vermeye yanaşmadığını, rayiç bedel adı altında keyfi olarak belirlenen yüksek maliyetlerle müvekkilini taşınmazı satın almaya zorladığını ifade ederek; Gebze, Mustafa Paşa Mah. 3166 ada, 9 parsel sayılı taşınmazın davalı Belediye adına olan tapusunun iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesi istemiyle, 20.11.2013 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı vekili süresi içerisinde sunduğu cevap dilekçesinde; davanın idari yargı yerinde çözülmesi gerektiğinden bahisle görev itirazında bulunmuştur.

Gebze 4.Asliye Hukuk Mahkemesi: 28.2.2014 gün ve E:2013/538, K:2014/64 sayı ile, “ (…) Davacı 2981 sayılı İmar Affı Kanunu çerçevesinde davalı İdare'den aldığı 23/06/1987 tarihli tapu tahsis belgesi çerçevesinde 01/04/2013 tarihli tapu talebini havi dilekçesinin yanıtlanması üzerine mahkememize tapu tahsis belgesine dayalı olarak tapu iptali ve tescil davası açmıştır.

Davacı vekili dava dilekçesinde 2981 sayılı Yasa'nın aradığı tüm koşulların oluştuğunu, buna karşın tapu verilmesi gerektiği halde davalı idare'nin tapu vermek için para istediğini belirterek, davacı Y.P.'e tahsis edilen yerin tapusunun verilmesini talep ettiğinden taşınmaz üzerinde mülkiyet iktisap yollarına ilişkin TMK hükümlerine değil 2981 sayılı Yasa'da öngörülün hak sahipliği esasına dayanmakta olup, hak sahibi olduğunun tespiti, davalı taraf ise hak sahipliğinin geçersiz duruma geldiğini ileri sürdüğü eldeki davada uyuşmazlığın çözümü 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanuna dayanılarak açılan tapu iptali ve tescil davasında, tapu tahsis belgesinin geçerliği araştırılarak, İdare'nin davacının talebine cevap vermeyerek örtülü şekilde talebini red işlemi sorgulanması zorunlu olarak ele alınması gerektiğinden, davanın görüm ve çözüm yerinin idari yargı yolu olduğu…” gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 14.Hukuk Dairesi: 23.10.2015 gün ve E:2014/14528, K:2015/9437 sayı ile, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “idari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlıklı 2. maddesinde idari dava türleri ve idari yargı yetkisinin düzenlendiği; somut olaya bakıldığında; davacının, tapu tahsis belgesine dayanarak tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuş olduğu;  davada, idari bir işlem ve kararın iptali istenmediğinden uyuşmazlığın adli yargıda çözümlenmesi gerektiğinden bahisle; temyiz itirazlarının kabulü ile kararın bozulmasına karar vermiştir.

GEBZE 4.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 18.3.2016 gün ve E:2015/714 sayı ile, “Davacı tarafın görev itirazı mahkemece 28.02.2014 tarihinde kabul edilerek görevsizlik kararı verilmiş, kararın Yargıtay 14.Hukuk Dairesi’nin 23.10.2015 tarihli bozma kararı üzerine mahkememizce 18.03.2016 tarihinde uyulma kararı vererek, dava konusu uyuşmazlıkta Adli Yargı'nın görevli olduğu benimsendiğinden, davalı vekilinin idari yargının görevli olduğu yönündeki talebinin reddine,” demek suretiyle, görevli olduğunu kabul etmiştir.

Davalı vekilinin idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde verdiği dilekçe üzerine;  dilekçe, 12.4.2016 tarihli, E:2015/714 sayılı ara kararı ve dava dosyasının onaylı bir örneği ile birlikte Danıştay Başsavcılığı'na gönderilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI: “Gebze İlçesi, Mustafa Paşa Mahallesi, 3166 ada, 9 parsel (eski, Gaziler Mahallesi 81 pafta, 321 ada, 64 parsel) sayılı taşınmaz üzerindeki tapu tahsis belgesi bulunan gecekondu nedeniyle taşınmazın davalı belediye adına olan tapu kaydının iptal edilerek davacı adına tescili istemiyle adli yargıda açılan davada, davalı idare tarafından davanın görüm ve çözümünün idari yargının görevine girdiği ileri sürülerek görev itirazında bulunulmuş, itirazın kabulü ile davanın görev yönünden reddine ilişkin kararın temyizen bozulmasından sonra adli yargı yerince, 2247 sayılı Yasanın 10. maddesinin 3. fıkrası uyarınca açıkça görevli olduğu yolunda karar verilmemişse de, Yargıtay'ın bozma ilamına uyulduğu belirtilerek yargılamaya devam olunduğu, bunun üzerine davalı idarece olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasının istenilmiş olduğu anlaşılmakla, 2247 sayılı Yasanın 10. maddesine aykırılık bulunmadığı sonucuna varılarak gereği düşünüldü.

2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanunun tespit ve değerlendirme işlemleri başlıklı 8. maddesinde tespit kapsamına, temel inşaatı tamamlanmış veya sömel betonları dökülmüş olmak kaydı ile hazine, belediye, il özel idarelerine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idare etmekte olduğu arsa veya arazilerdeki inşaatına Kanunun 14. maddesinin (f) fıkrasındaki tarihlerden önce başlanmış mesken, kısmen işyeri ve konut olarak kullanılan veya evvelce konut olarak kullanılıp sonra işyerine çevrilen gecekondular ile imar mevzuatına, ruhsat ve eklerine aykırı tüm yapıların dahil olduğu hükme bağlanmıştır. Aynı Yasanın 10. maddesinde, bu Kanun hükümlerine göre, hazine, belediye, il özel idarelerine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idare ettiği arsa veya araziler üzerinde, gecekondu sahiplerince yapılmış yapıların, 12. madde hükümlerine göre tespit ettirildikten sonra, kayıt maliki kamu kuruluşunca bu yerin hak sahibine tahsis edileceği ve bu tahsisin yapıldığının tapu sicilinin beyanlar hanesinde gösterilerek ilgilisine "Tapu Tahsis Belgesi" verileceği; tapu tahsis belgesinin, ıslah imar planı veya kadastro planları yapıldıktan sonra hak sahiplerine verilecek tapuya esas teşkil edeceği, hak sahibi olmadığı halde tapu verilen kişilerin tapularının resen iptal edileceği; aynı Yasanın 13. maddesinin 1. fıkrası (b) bendinde; hazine, belediye, il özel idarelerine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idaresinde olan veya bu Kanun uyarınca mülkiyetlerine geçen arsa veya araziler üzerinde ıslah imar planları ile meydana getirilen imar parselleri içinde hak sahiplerine, yapılarının işgal ettiği arazi de dikkate alınarak ıslah imar planında getirilen ölçülere uygun şekilde arsa veya hisse tahsis edileceği; gecekondusu muhafaza edilemeyen hak sahiplerine aynı bölgede veya diğer gecekondu ıslah veya önleme bölgesinden başka bir arsa veya hisse verileceği; aynı maddenin 2. fıkrasında da, bulundukları yerde korunamayan gecekondu sahiplerinden hak sahibi sıfatı taşıyanlara, bir gecekondu önleme veya ıslah bölgesinde veya yakın bölgelerde yapılmış ıslah imar planı içinde meydana gelen boş imar parsellerinin müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esasına göre verileceği hükme bağlanmış; 14. maddesinde ise bu kanun hükümlerinden yararlanamayacak olan yapılar ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, Gebze Belediye Başkanlığına ait taşınmaz üzerinde davacıya ait gecekondu nedeniyle 2981 sayılı Yasadan yararlanmak amacıyla yapılan başvurunun kabul edilerek davacıya tapu tahsis belgesi verildiği, davacı tarafından davalı belediyeye yapılan başvuruların zımnen reddedilerek tapu verilmemesi üzerine taşınmazın belediye adına olan tapu kaydının iptali ile adına tescili istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

2981 sayılı Yasa hükümlerine göre, idarenin, hak sahibi olduğu saptanan kişilere tapu vermek, şartları taşımayanların tapularını resen iptal etmek konusundaki yetkisinin idari nitelik taşıyan uygulama işlemlerinin doğrudan bir sonucu olarak kullanılması ve bu yolla kurulan mülkiyetin de Medeni Kanun hükümleri dışında idari bir işlemin icrası niteliğini taşıması karşısında, uyuşmazlığın bu uygulama işlemlerinin dayanağı olan 2981 sayılı Yasal düzenleme çerçevesinde çözümlenmesi gerekmektedir.

Bu durumda, davacı adli yargı yerinde tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmış ve idari bir işlemin iptalini istememişse de, davacının dava açmaktaki asıl amacı, taşınmazın Medeni Kanun hükümleri uyarınca adına tescilini sağlamak değil, 2981 sayılı Yasa uyarınca verilen tapu tahsis belgesine dayalı olarak idari tescil yoluyla tapu almak için yaptığı başvuruların davalı idarece yanıt verilmeyerek reddi üzerine tescilin gerçekleştirilmesi olup, uyuşmazlığa konu zımni ret işleminin dayanağı olan 2981 sayılı Yasada öngörülen hak sahipliği esaslarının uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlığın çözümünde idari yargı yerleri görevli bulunmaktadır.

Nitekim Gebze İlçesi, Mustafa Paşa Mahallesi, 3132 ada, 2 parselle ilgili olarak davacısı Şeref Karataş tarafından Gebze 5. Asliye Hukuk Mahkemesinde aynı nitelikte açılan davada verilen 27.05.2015 gün ve E:2015/193 sayılı görevlilik kararına yapılan itiraz sonrasında Başsavcılığımıza gelen ve E:2015/86 esasına kayıt olan dosyada verilen 18.9.2015 günlü olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ilişkin karar sonrasında Uyuşmazlık Mahkemesinin 30.11.2015 gün ve E:2015/758, K:2015/775 sayılı kararıyla da davanın çözümünde İdari Yargı yerinin görevli olduğuna karar verilmiştir.

SONUÇ: Açıklanan nedenle, 2247 sayılı Yasa'nın 10'uncu maddesi uyarınca, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine …”karar vermiştir.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın yazılı düşüncesi istenilmemiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 26.12.2016 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, davalı vekilince anılan Yasanın 10. maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak görev itirazında bulunulduğu, bunun üzerine adli yargı yerince, dava dilekçesinin görev-yargı yolu yönünden reddine karar verildiği, ancak bu kararın temyizen bozulmasından sonra, 2247 sayılı Yasanın 10. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, Mahkemece, Yargıtay'ın bozma ilamına uyulduğu belirtilerek davalı vekilinin görev itirazın reddedildiği,  bu aşamadan sonra, davalı vekilince 12. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunulması üzerine, Danıştay Başsavcısınca 10.maddede öngörülen biçimde, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, üzerinde gecekondu bulunan Gebze İlçesi, Mustafa Paşa Mahallesi, 81 pafta, 321 ada 64 parsel(3166 ada, 9 parsel) sayılı taşınmazın, tapu tahsis belgesine dayanılarak Belediye adına olan tapusunun iptal edilerek davacı adına tescili istemiyle açılmıştır.

Uyuşmazlığa konu işlemin tesis edildiği ve davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun, imar ve gecekondu mevzuatına aykırı olarak inşa edilmiş ve inşa halindeki bütün yapılar hakkında uygulanacak işlemleri düzenlemek ve bu işlemlere dair müracaat, tespit, değerlendirme, uygulama ve duyuru esaslarını ve ilgili diğer hususları belirlemek amacını taşımakta olup, valilik veya belediyelerce yetki ve sorumluluk alanlarında ıslah imar düzenlemeleri yapılmak suretiyle, yeniden gecekondu yapılmasının önlenmesi için temin edilecek arsaların ve muhafazası mümkün görülen gecekonduların Yasa’da öngörülen usul ve esaslara göre hak sahipliği belirlenen kişilere verilmesine olanak sağlamıştır.   

Nitekim, anılan Yasa’nın “Tapu Verme” başlıklı 3290 sayılı Yasa ile değişik 10. maddesinin (a) bendinde, “Bu Kanun hükümlerine göre hazine, belediye, il özel idaresine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idare ettiği arsa veya araziler üzerinde, gecekondu sahiplerince yapılmış yapılar, 12 nci madde hükümlerine göre tespit ettirildikten sonra, kayıt maliki kamu kuruluşunca bu yer hak sahibine tahsis edilir ve bu tahsisin yapıldığı tapu sicilinin beyanlar hanesinde gösterilerek ilgilisine “Tapu Tahsis Belgesi” verilir. Tapu tahsis belgesi, ıslah imar planı veya kadastro planları yapıldıktan sonra hak sahiplerine verilecek tapuya esas teşkil eder. (Ek: 18/5/1987-3366/4 md.) Ancak ıslah imar planı veya kadastro planları ile belirlenen alanlarda tapu tahsis belgesi yerine hak sahiplerine doğrudan tapuları verilebilir” hükmüne yer verilmiştir.

Buna göre, Yasa’da öngörülen usul ve koşullara uygunluğu saptananlara hak sahipliği ölçütüne dayalı olarak arsa veya hisse tahsis edilmekte ve gerekli düzenlemeler tamamlandıktan sonra da, yapılmış olan tahsis esas alınarak idarece hak sahiplerine tapu verilmektedir.

2981 sayılı Yasa hükümlerine göre, idarenin hak sahiplerine "tapu vermek" ya da 10. maddesinin b bendinde belirtildiği gibi hak sahibi olmadıkları anlaşı­lanlara verilmiş olan "tapuları resen iptal etmek" şeklindeki bu yetkilerini idari nitelik taşıyan uygulama işlemlerinin doğrudan bir sonucu olarak kullanması ve ayrıca bu şekilde kurulan mülkiyet, Medeni Kanun hükümleri dışında ve özel bir kanun hükmü gereğince idari tescile dayandığı gibi tapuya yapılan tescilin de, bu idari işlemin icrası niteliğinde olması karşısında, uyuşmazlığın sözü edilen uygu­lama işlemlerinin dayanağı olan yasal düzenleme çerçevesinde çözümlenmesi gere­keceği açıktır.

Dava dosyasının incelenmesinden; davacı vekilinin, müvekkilinin üzerinde tek katlı yığma konut niteliğindeki gecekondusunun bulunduğu taşınmaz için 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun ile 2981 sayılı Kanunun bazı Maddelerinin Değiştirilmesi ve Bu Kanuna Bazı Maddeler Eklenmesi Hakkında 3290 sayılı Kanunun aradığı tüm koşulların yerine getirildiğini; anılan Yasa uyarınca tapu tahsis belgesi verilmesine karşın, adına tescil edilmemesi nedeniyle taşınmazın Belediye adına olan tapusunun iptal edilerek müvekkili adına tescili istemiyle bakılan davayı açtığı anlaşılmıştır.

Bu duruma göre, davacının taşınmaz üzerindeki iddiası, gayrimenkul mülkiyetinin iktisap yollarına ilişkin Medeni Kanun hükümlerine değil, 2981 sayılı Yasa’da öngörülen hak sahipliği esasına dayandığı, hak sahipliğinin tespiti ve geri alınmasının idari usul ve esaslar çerçevesinde belirlendiği göz önüne alındığında, uyuşmazlığa konu işlemin tesis edildiği ve davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan 2981 sayılı Yasa’ya dayanılarak açılan tapu iptali ve tescil davasının görüm ve çözümü idari yargı yerinin görevine girmektedir.

Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcısı’nca yapılan başvurunun kabulü ile davalı vekilinin görev itirazının Gebze 4. Asliye Hukuk Mahkemesince reddine ilişkin 18.3.2016 gün ve E:2015/714 sayı kararın kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç  : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nca yapılan BAŞVURUNUN KABULÜ ile davalı vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE İLİŞKİN Gebze 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.3.2016 gün ve E:2015/714 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 26.12.2016 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri 

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN