Hukuk Bölümü         2013/65 E.  ,  2013/493 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı     : S.U.

Vekili      : Av. H.Y.

Davalılar  : 1- N.A.   (Adli Yargıda)

                  2- G.A., 3- Ü.A., 4- R.G.

Vekilleri  : Av. Güneş Gürseler

Davalı      : Tekirdağ Valiliği     (İdari Yargıda)

 OLAY  : Davacı vekili, dava dilekçesinde, tarafların hissedar olduğu ve 1988 yılında Tekirdağ Belediye Başkanlığınca 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. madde uygulaması sonucunda, davacının 18. madde uygulamasının amacına uygun olarak pay ve yaptığı bina da dikkate alınarak 1419 ada 22 nolu parsel80 m2olarak, davalıların da pay ve binasının 1419 ada 23 nolu parsel ve296 m2olarak ifrazen tapuda tescil edildiğini; davacının binasının Belediyece verilen 27.6.1989 gün ve 250776 sayılı İnşaat Ruhsatname ile 2981 sayılı Yasa uyarınca yapıldığını; ancak yapılan bu uygulama ve ifraz sonucu davacının binasının giriş ve kapısının davalıların arsası içinde kaldığını; davacının bu yanlış uygulamanın giderilmesi için Tekirdağ Belediye Başkanlığı’na 18.7.1989 tarihli dilekçe ile müracaat ettiğini; Tekirdağ Belediye Başkanlığınca yapılan yanlışlığın kabul edilerek bunun giderilmesi amacıyla 4.12.1990 gün ve 3412 sayılı Encümen kararı ile davacının mağduriyetinden söz edilerek bu mağduriyetin giderilmek üzere her iki parselin yeniden birleştirilip14 m2kadar kısmın davalıların parselinden ayrılıp,282 m2olarak bırakılmasına; böylece14 m2nin davacıya ait 1419 ada 22 nolu ve80 m2lik parsele ilave edilmek suretiyle94 m2olarak düzeltilip yeniden ifrazına ve buna göre gereğinin yapılması için Encümen kararı ve kroki eklenerek Tekirdağ Kadastro Müdürlüğü’ne 13.12.1990 gün ve 6880 sayılı Yazı ile gönderildiğini; bu düzeltmeye davalıların da muvafakat ettiğini ileri sürerek, davalılara ait 1419 ada 23 nolu296 m2lik parsel taşınmazın14 m2sinin Belediye Encümeni Kararı ile ve ilişiği folyede ve keşif sırasında belirleneceği üzere davacılara ait sınır 22 nolu parsele paralel olarak iptaline ve davacı adına tesciline karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde tapu iptali ve tescil davası açmıştır.

TEKİRDAĞ 1 ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 25.5.2009 gün ve E:2007/571 K:2009/157 sayı ile, dosya kapsamından, celp edilen tapu kayıtlarından, mahallinde yapılan keşiften, davacının kendisine ait dava konusu 1419  ada 22 parsel nolu taşınmazı üzerindeki ev ile birlikte Yosmaoğlu İnşaattan satın aldığı, kapısının davalılara ait taşınmaz içersinde kalan ve davalılar tarafından kalan kısımdaki evinin kapısını kullandığı, dinlenen davacı tanıklarından Münip Karanlık’ın yeminli beyanına göre davacının tescilini istediği davalıya ait taşınmaz içersinde kalan kısmın ana yoldan denize inmek için taşınmazları satan Yosmanoğlu İnşaat tarafından yol olarak bırakıldığı, bilahare denize girişin kapatıldığı, davacının taşınmaz  üzerinde bulunan binanın kapısının bulunduğu tescili istenen yerin denize inmek için yol olarak bırakıldığı, davacının tescilini istediği davalılara ait taşınmazın dava konusu yerin davalılara ait taşınmazın içersinde kaldığı ve bu şekilde tapuda adlarına tescil edildiği, tescili istenen davalılara ait taşınmaz içersinde kalan kısmın davacının taşınmazı satın aldığı kişiden satın aldığına dair belge ibraz edemediği, bu kısmın denize inmek için yol olarak bırakıldığı, aynı yerde ve konumda bulunan taşınmazlarda da binalar arasında denize inmek için yol olarak bırakılan yerlerin olduğu, bilahare bu kısımların kapatıldığı, davacı davasını ispat edemediğinden davacının açmış olduğu davanın reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş, bu karar davacı vekilince temyiz edilmiş, Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 30.12.2009 gün ve E:2009/12063, K:2009/14140 sayılı kararı ile, dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu yerde imar uygulaması yapıldığı ve kesinleştiği, sonradan davacının belediyeye müracaatı üzerine Belediye Encümeninin 4.12.1990 tarih ve 3412 sayılı kararıyla tevhit ve sınır tashihi mahiyetinde ifraz kararı verildiği, daha sonra da bu kararın infazı için 13.12.1990 tarih ve 6880 sayılı yazı ile Kadastro Müdürlüğü’ne Encümen kararı doğrultusunda yazı yazıldığı, evrak arasında mevcut tevhit ve ifraza ilişkin folyede davalıların imzalarının bulunduğu, öyleyse sorunun anılan Belediye Encümen kararının idarece infazından ibaret olduğu, niteliği ile olayın idari olup, idari yoldan infazının sağlanmaması durumunda başvurulacak yargı yolunun idari yargı olduğu, o halde, davanın bu gerekçe ile reddinde bir isabetsizlik bulunmadığı davacının temyiz itirazlarının yerinde olmadığı, gerekçesiyle hükmün onanmasına karar vermiş, bu kararın düzeltilmesi istemi de yine aynı Dairenin 29.3.2010 gün ve E:2010/2475, K:2010/3549 sayılı kararıyla reddedilmiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili, 3.2.2012 gün Tekirdağ İdare Mahkemesi kayıtlarına giren dilekçesi ile, 5.12.2011 tarihinde Tekirdağ Kadastro Müdürlüğü’ne başvurulduğunu; 1419 ada 23 nolu296 m2lik parsel taşınmazın14 m2sinin Belediye Encümeni kararı ve ilişiği folyede belirlendiği üzere iptaline ve davacıya ait 1419 ada 22 nolu parsele ilavesi ile adına tescilinin talep edildiğini; Tekirdağ Valiliği Kadastro Müdürlüğü’nün 23.12.2011 gün ve 484 sayılı cevabi yazısı ile, Tekirdağ Kadastro Müdürlüğü’nün re’sen anılan parseldeki sorunu çözebilmesinin yasalar gereği mümkün olmadığı Encümen Kararının geçerli olduğu ve Tekirdağ Belediyesince onaylanması ve Encümen Kararında adı geçen parsellerin maliklerinin ya da yasal temsilcilerinin bizzat başvurması halinde taleplerinin müdürlükçe karşılanacağının bildirildiğini ileri sürerek, davanın kabulü ile davalı Tekirdağ Valiliği Kadastro Müdürlüğü’nün 23.12.2011 gür ve 484 sayılı yazısının iptalini istemiştir. 

TEKİRDAĞ İDARE MAHKEMESİ: 7.11.2012 gün ve E:2012/134 sayı ile, uyuşmazlığın, 1496 ada 23 parselin14 m2lik kısmının davacı parseli olan 22 nolu parsel lehine iptali ile 22 nolu parsel lehine tesciline yönelik tapu iptal ve tescil davası ile çözümlenebilecek nitelikte, 4721 sayılı Yasa’nın 1027. maddesi kapsamında yer aldığı, bu tür uyuşmazlıkları çözme görevinin Adli Yargı mercilerinde olduğu sonucuna varıldığı, bakılan davanın, Tekirdağ 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 25/05/2009 gün ve E:2007/571, K:2009/157 sayılı kararının onanmasına ilişkin Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 30.12.2009 tarih ve E:2009/12063, K:2009/14140 sayılı kararı sonrasında açıldığından, 2247 sayılı Kanun’un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesi zorunluluğu doğurduğu gerekçesiyle 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi’nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Ayhan AKARSU ve Metin ULUKANLIGİL’in katılımlarıyla yapılan 8.4.2013 günlü toplantısında; Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı M. BAYHAN ile Danıştay Savcısı Tuncay DÜNDAR’ın davada başvurunun reddi gerektiğine ilişkin sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. maddesinde, “Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler.” hükmüne yer verilmiştir.

Anılan hükme göre, yargı yerleri arasında görev uyuşmazlığı doğabilmesi için öncelikle, her iki yargı merciinde de dava açılmış olması ve ilk yargı yerince bu davada verilmiş kesin ya da kesinleşmiş bir görevsizlik kararının bulunması gerekmektedir.

Dosyanın incelenmesinden, davacılar vekilince adli yargı yerinde tapu iptali ve tescil davası açıldığı ve Tekirdağ 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 25.5.2009 gün ve E:2007/571, K:2009/157 sayılı kararı ile, dosyanın esasının incelenerek, davanın reddine karar verildiği dolayısıyla adli yargı yerinde açılan davada verilmiş bir görevsizlik kararı bulunmadığı anlaşılmıştır.

Belirtilen duruma göre, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen koşulu taşımayan başvurunun, aynı Yasa’nın 27. maddesinde yer alan “ Uyuşmazlık Mahkemesi, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceler; yöntemine uymayan ve süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddeder.” kuralı uyarınca reddi gerektiği düşünülmektedir.

Açıklanan nedenlerle, Tekirdağ İdare Mahkemesi’nin 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen koşulu taşımayan başvurusunun, aynı yasanın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir.

SONUÇ  : Tekirdağ İdare Mahkemesi’nin 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen koşulu taşımayan BAŞVURUSUNUN, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 8.4.2013 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.