T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS     NO : 2017/527

          KARAR NO : 2017/634

          KARAR TR  : 23.10.2017

 

ÖZET: Davalı Şirkette çalışırken Kurumun özelleştirilmesi nedeniyle kamu kurumuna nakledilen davacının, maaş nakil bildiriminin ilgili mevzuata uygun düzenlenmemesi nedeniyle uğradığı parasal kaybın giderilmesi istemiyle açtığı davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk

 

 

 

K  A  R  A  R

 

 

            Davacılar        : R.A. Mirasçıları

1-      A.A.

2-      F.A.

3-      N.A.

Vekili              : Av. Dr. B.Y. & Av. Dr. İ.Y.

Davalı             : Adli  Yargıda

  Türk Telekomünikasyon  A.Ş. 

            Vekili              : Av. Ö.S.Ö.

   İdari Yargıda

1- İzmit Kaymakamlığı

            Vekili              : Av. A.E.

2- Başbakanlık Özel İdare Başkanlığı

            Vekili              : Av. C.D.

3- Türk Telekomünikasyon  A.Ş.

 

                          

O L A Y          : İl Telekom Müdürlüğünde görev yapmakta iken, 406 sayılı Yasanın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasanın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen R.A. kamu kurumu emrine atanmıştır.

R.A. maaş nakil ilmühaberinin iptali ve düzeltilmesi ile fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla eksik yapılan ödemeler karşılığının hüküm altına alınması istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

KOCAELİ 3. İŞ MAHKEMESİ: 5.3.2013 gün ve E:2011/221, K:2013/72 sayı ile, Uyuşmazlığın 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek II. cetvelinde yer alan ve özelleştirme sonucu hissesi devredilen davalı kurumda TİP 2 sözleşmesi ile nakle tabi olarak çalışan davacının davalının özelleştirmeden önce tabi olduğu ve özelleştirme ile bazı hükümleri değişen 406 sayılı Kanunun Ek.29.Maddesi kapsamındaki düzenleme ve sözleşmedeki hüküm nedeni ile 375 sayılı KHK.’un Ek 3 maddesi ve 399 sayılı KHK.’un Ek II.cetvelinde yer alan kurumlarda çalışan sözleşmeli personele yapılan artışlardan yararlanıp yararlanmayacağı, nakledilirken bu artışların yer aldığı ücreti gösteren nakil maaş ilmühaberinin buna göre düzenlenmesi gerekip gerekmediği noktasında toplandığı, görülen davada HMK’nun 114/1-b maddesi gereğince yargı yolunun caiz olmadığı nedeniyle 115/2 maddeleri uyarınca davaya idare mahkemelerince bakılması gerektiği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar vermiş, bu karar  davacılar vekili ile davalı Türk Telekomünikasyon  A.Ş.  tarafından temyiz edilmiştir.

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi : 29.4.2013 gün ve E:2013/7666, K:2013/8815 sayı ile, Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının yerinde olmadığı; 6100 sayılı kanunun "Esastan Sonuçlanmayan Davada Yargılama Gideri" başlığı altındaki 331. maddesinin 2. fıkrasındaki "görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararlarından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder" hükmü uyarınca yargı yolu ile görevsizlik kararı sonucu verilen red kararları henüz davayı esastan sonuçlandırmadığından davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderine de o mahkemece hükmolunacağı, anılan Kanunun 323/ğ. maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan vekâlet ücretine de görevsizlik veya yargı yolu sebebi ile verilen red kararında ayrıca hükmolunamayacağı, mahkemece bu husus gözardı edilerek yargılama giderlerine; bu bağlamda davacı aleyhine yargılama gideri yükletilmesi ve davalı yararına da vekalet ücretine takdir edilmesinin doğru olmayacağı; ancak, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438/7. maddesi uyarınca, temyiz olunan kararın hüküm kısmında geçen yargılama giderine ilişkin bend ile, vekalet ücretine ilişkin bendin hüküm fıkrasından çıkarılmasına; hükmün bu şekli ile düzeltilerek onanmasına karar vermiş, davalı idare vekilince, düzeltilerek onama kararının maddi bir yanılgı sonucu verildiği, zira adli yargı açısından bu davanın kesin olarak sonuçlandırıldığı, vekil vasıtasıyla da bu dava takip edildiğinden yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği ileri sürülerek maddi hatanın düzeltilmesi istenilmiştir.  

 Yargıtay 22. Hukuk Dairesi : 12.11.2013 gün ve 2013/20161, 2013/24082 sayı ile, dosya içeriğine göre, Dairelerince temyiz incelemesi sonucunda verilen kararda maddi hatanın saptanamadığı gibi, maddi hataya dayandığı ileri sürülen hususun hukuki takdire ilişkin olduğu ve 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 8. maddesi gereğince İş Mahkemelerinin kararları ile ilgili Yargıtay kararlarına karşı karar düzeltme istenemeyeceği de dikkate alınarak davalı vekilinin dilekçesinin reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacılar vekili bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Kocaeli 1. İdare Mahkemesi: 20.6.2013 gün ve E:2011/714, K:2013/684 sayı ile, yapılan bilirkişi incelemesi sonucu Mahkemelerine sunulan 26.4.2013 tarihli raporda davacının 22.9.2010 ile 22.6.2011 tarihleri arasındaki dönem için hakettiği ek ödeme miktarının 4.030,80 TL olarak hesaplandığının belirtildiği; bu durumda davacının talebi ile bağlı kalınarak 3.000,00 TL ek ödemenin başvuru tarihi olan 14/02/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesi gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle; davanın maaş nakil ilmühaberine ilişkin kısmının görev yönünden reddine, 08.4.2011 tarih ve 5913 sayılı işlemin iptaline, tazminat talebinin kabulüne, davanın kısmen görev ret, kısmen iptal, kabulüne karar vermiş, bu karara davalı İzmit Kaymakamlığı ve davacılar vekili tarafından itiraz edilmiştir.  

Sakarya Bölge İdare Mahkemesi: 18.02.2015 gün ve E:2013/2168, K:2015/391 sayı ile, kamu görevlisi olan davacının özlük ve parasal haklarıyla ilgili olarak açılmış olan işbu davanın idari yargı yerlerinin görevine girdiğinin kabulü gerektiği, aksi düşünceyle maaş nakil ilmühaberi yönünden davanın görev yönünden reddedilmesinde hukuki isabet görülmediği, bu nedenlerle, itiraza konu Kocaeli 1. idare Mahkemesi Hakimliği'nin 20/06/2013 gün ve E:2011/714; K:2013/684 sayılı kararının "iptal" ve "kabul"e ilişkin kısmı aynı gerekçe ve nedenlerle Mahkemelerince de uygun görüldüğü, davalı idarenin itiraz istemine ilişkin dilekçesinde öne sürülen iddialar sözü geçen kısmın bozulmasını gerektirecek durumda bulunmadığından, kararın "iptal" ve "kabul"e ilişkin kısmına itiraz isteminin reddine ve kararın belirtilen kısımlarının onanmasına, davacı tarafından kararın "görev ret" kısmına yapılan itirazın kabulü ile kararın "görev ret" kısmının bozulmasına karar vermiştir.

Kocaeli 1. İdare Mahkemesi: 18.05.2015 gün ve E:2015/625 sayı ile, davanın doğru hasım olan İzmit Kaymakamlığı ve Türk Telekom A.Ş husumetiyle incelenmesi gerektiğinden Türk Telekom A.Ş'nin hasım mevkiine alınarak dava dilekçesinin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15. maddesinin (c) fıkrası gereğince gerçek hasım olarak tesbit edilen Türk Telekom A.Ş'ye bu kararla birlikte tebliğ edilmek suretiyle dava dosyasının tekemmül ettirilmesine ve kararın bir örneğinin davacıya tebliğine karar vermiştir.

Davalı Türk Telekomünikasyon A.Ş. vekilince davanın adli yargı yerinde görülmesi gerektiği ileri sürülerek görev itirazında bulunulmuştur. 

Kocaeli 1. İdare Mahkemesi: 31.7.2015 gün ve E:2015/625 sayı ile, imtiyaz sözleşmesi ile bir kamu hizmetinin yürütmekle görevli ve yetkili kılınması nedeniyle, diğer özel hukuk tüzel kişilerinden farklı olarak kimi kamusal ayrıcalıklara ve yükümlülüklere tabi olan 406 sayılı Yasa hükümleri ile, kamu kurumlarına nakil hakkı bulunan personeli ile ilgili olarak bazı kamusal görevler yüklenen davalı şirketin, belirtilen görevleri kapsamında tesis ettiği işlemlerin idari işlem niteliğinde olduğu ve bu işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların idari yargının görevinde bulunduğu gerekçesiyle; davalı idarenin görev itirazının reddine, uyuşmazlığı çözümlemeye Mahkemelerinin görevli olduğuna karar vermiştir.

Davalı Türk Telekomünikasyon A.Ş. vekilinin, adli yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde verdiği dilekçesi üzerine dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı “2247 sayılı Yasa’nın 10 ve 13. maddeleri gereğince olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına” karar vermiş ve dosyayı Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığına göndermiştir.

Uyuşmazlık Mahkemesi: 26.12.2016 gün ve E:2016/526, K:2016/632 sayı ile, 2247 sayılı Kanunda öngörülen olumlu görev uyuşmazlığı çıkarma yönteminin usulüne uygun olabilmesi için, yararına görev itirazında bulunulan yargı merciince aynı davada görevsizlik kararı verilmemiş olması gerektiği, davanın somutunda idare mahkemesinin görevlilik kararından önce adli yargı yerince verilmiş ve kesinleşmiş bir görevsizlik kararının mevcudiyeti karşısında; 2247 sayılı Yasa’nın 10. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca reddine karar vermiştir.

Kocaeli 1. İdare Mahkemesi: 7.2.2017 gün ve E:2015/625, K:2017/265 sayı ile, Mahkemelerinin 20.06.2013 tarih ve E:2011/714 K:2013/684 sayılı kararında; "5473 sayılı Kanun hükümleri uyarınca verilen ek ödemenin davacının maaşına yansıtılması gerekirken, bu yöndeki başvurusunun reddedilmesine yönelik dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığına" karar verilmiş olup, davacının devrolunan yeni kurumundaki maaşının, eski kurumunda düzenlenen maaş nakil ilmühaberine dayanılarak hazırlandığı dikkate alındığında, davacı tarafından hakedilen ek ödemelerin maaş nakil ilmühaberinde yer alması gerektiğinin açık olduğu; bu durumda, mevzuat hükümlerinin ve dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesinden personelin nakledileceği kamu kurumunda yararlanacağı parasal haklara esas olmak üzere düzenlenen dava konusu memur maaş nakil ilmühaberinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15/1-a maddesi hükmü uyarınca davalılardan Türk Telekomünikasyon A.Ş. açısından davanın maaş nakil ilmühaberine ilişkin kısmının iptaline karar vermiş,  bu karara davalı Türk Telekomünikasyon A.Ş. vekili ve davalı İzmit Kaymakamlığı itiraz etmiştir. 

İSTANBUL BÖLGE İDARE MAHKEMESİ ÜÇÜNCÜ İDARE DAVA DAİRESİ: 29.5.2017 gün ve E:2017/307 sayı ile, iptali istenilen işlemin tesis edildiği ve davanın açıldığı tarihte davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmek olanaksız olduğundan, uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu kanaatine varıldığı; bu nedenlerle, görevli merciinin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulmasına, esasa ilişkin işin incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Ahmet Tevfik ERGİNBAY, Suna TÜRE, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN ve Birgül KURT’un katılımlarıyla yapılan 23.10.2017 günlü toplantısında:

            l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; Bölge İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davalı şirkette görev yapmakta iken, 406 sayılı Yasa'nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen, sonrasında Kamu Kurumu emrine atanan R.A. mirasçıları tarafından; maaş nakil ilmühaberinin iptali ile, geriye dönük eksik ödemelerinin fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 3.000,00 TL alacağın yürütülecek yasal faiziyle birlikte iadesi istemiyle açılmıştır.

Telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini 31.12.2003 tarihine kadar “tekel” olarak yürütmekle görevli kılınan ve çoğunluk hisseleri kamuya ait bulunan Türk Telekom’un, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, ancak kuruluş yasasındaki son düzenlemeler ile kendine özgü statüye sahip olan ve sermayesindeki kamu payı %50’nin altına düşünceye kadar kamu kuruluşu niteliğini taşıyan bir kuruluş olduğu tartışmasızdır.

Ancak, özelleştirme kapsamında bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.’deki tamamı Hazineye ait bulunan hisselerden % 55’i, 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile Oger Telekomünikasyon Anonim Şirketine satılmıştır.

Olayda, davalının hisse devir (14.11.2005) tarihinde çalışmakta iken 406 sayılı Yasa'nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen ve sonrasında kamu kurumu emrine atanan R.A. mirasçıları tarafından; maaş nakil ilmühaberinin düzeltilmesi istemiyle dava açılmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinin değişik 1 numaralı bendinde:

a) (Değişik : 8.6.2000-4577/5 md.) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

c) (Değişik: 18.12.1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar” idari dava türleri olarak sayılmış olup; kural olarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabilir.

Buna göre,  iptal istemi tarihinde davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan sözetmek olanaksız olduğundan;  uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu dolayısıyla, İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Üçüncü İdare Dava Dairesinin başvurusunun kabulü ile Kocaeli 3. İş Mahkemesince verilen 5.3.2013 gün ve E:2011/221, K:2013/72 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç   : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Üçüncü İdare Dava Dairesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Kocaeli 3. İş Mahkemesince verilen 5.3.2013 gün ve E:2011/221, K:2013/72 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 23.10.2017 gününde Üye Birgül KURT’un KARŞI OYU VE OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

Üye

Ahmet Tevfik

ERGİNBAY

 

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Suna

TÜRE

 

 

 

 

 

 

Üye

Birgül

  KURT

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KARŞI OY

 

Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketi; 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu’nun, 18/06/1994 günlü, 21964 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 4000 sayılı Yasa’yla değiştirilen 1. maddesi uyarınca, Posta İşletmesi Genel Müdürlüğünce yürütülen telekomünikasyon hizmetlerinin sermayesinin tamamı kamu kesimine ait olacak bir anonim şirket şeklinde yapılandırılması suretiyle kurulmuş ve 233 ile 399 sayılı Kanun Hükmünde KaramameTere tabi bir kamu iktisadi kuruluşu statüsü verilmişken; özelleştirilmesi amacıyla 4502 ve 4673 sayılı Yasa’lar ile yapısı yeniden düzenlenmiş, 233 sayılı KHK’nin ekindeki “B-Kamu İktisadi Kuruluşları (KİK)” bölümünde yer alan kuruluşlar listesinden çıkarılmıştır.

Türk Telekomünikasyon A.Ş.’nde çalışan personelin hukuki statüsü ise, 406 sayılı Yasa’ya, 4502 sayılı Yasa ile eklenen Ek 22.madde ile yeniden düzenlenmiş; aynı Yasa’nın Geçici 4. maddesinde, 4502 sayılı Yasa’nın yürürlüğe girdiği tarihte Türk Telekomünikasyon A.Ş’de 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi olarak kadrolu veya sözleşmeli personel statüsünde çalışmakta olanlardan isteyenlerin iş mevzuatına tabi personel statüsüne geçirileceği, iş mevzuatına tâbi personel statüsüne geçmek istemeyenlerin mevcut statü, sosyal ve özlük haklarıyla istihdamlarına devam olunacağı kurala bağlanarak, iş mevzuatına geçmek istemeyenlerin mevcut statü, sosyal ve özlük hakları korunmuştur.

Hisselerin fiilen devredildiği ve Telekomünikasyon Kurumu ile imzalanan “Telekomünikasyon Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin İmtiyaz Sözleşmesi” nin imzalandığı 14/11/2005 tarihinden sonra, hisselerinin yüzde elliden fazlası özel hukuk tüzel kişisine geçen Türk Telekomünikasyon A.Ş. kamu kuruluşu niteliğini kaybetmiştir.

Ancak, 406 sayılı Yasa'nın Ek 29. maddesinin, 5398 sayılı Kanun’un 14. maddesi ile değişik birinci fıkrasında; özelleştirme tarihi itibarıyla Türk Telekomünikasyon A.Ş. de çalışmakta olan personelin haklarının korunması amacıyla, hukuki statülerini ve kamu kurumlarına nakil olanaklarını belirlenerek; Türk Telekomünikasyon A.Ş.’nin özelleştirilmesi sonucunda, işlevsel görevlerde bulunan ve ikamesi kısa sürede imkansız personelin isteklerine bağlı olarak makul bir süre kamu görevlerinden aylıksız izinli sayılmasına ve aylıksız izin süresinin bitiminden itibaren beş yıl süre ile nakil hakları korunarak özel hukuk tüzel kişisinde çalışmalarına olanak sağlanmıştır.

Diğer yandan, İmtiyaz Sözleşmesi ile bir kamu hizmetini yürütmek hakkını elde eden Türk Telekomünikasyon A.Ş.’ne, devir sonrasında yetişmiş personel yetersizliği nedeniyle doğabilecek aksaklıkların önüne geçilebilmesi için, bünyesinde belli süre ile çalışmaya devam eden söz konusu personelin kamu kurumlarına naklen atanmasının sağlanması amacıyla, 406 sayılı Yasa hükümleri uyarınca; hak sahibi personelinin Devlet Personel Başkanlığına bildirilmesi, bildirim ile beraber personelin nakledileceği kamu kurumunda yararlanacağı parasal haklara esas olmak üzere memur maaş nakil ilmühaberi düzenlenmesi, personelin ilişiğinin kesilmesi gibi görevler yüklenmiştir.

Sayılan görevler kapsamında yapılan bu işlemler, idare hukuku alanında hukuki sonuçlar doğurmakta ve ilgili personelin nakledilecekleri kurumdaki statülerini, özlük ve parasal haklarını belirlenmesine esas oluşturmaktadır.

Bu durumda; 406 sayılı Yasa hükümleri ile kamu kurumlarına nakil hakkı bulunan personeli ile ilgili olarak bazı kamusal görevler yüklenen Türk Telekomünikasyon A.Ş.’nin belirtilen görevleri kapsamında tesis ettiği işlemin, idari işlem niteliğinde olduğu ve bu işlemden kaynaklanan uyuşmazlığa konu davanın görüm ve çözümünün idari yargının görevinde bulunduğu sonucuna varıldığından, davanın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu yolunda verilen karara katılmıyorum.

       Üye

Birgül  KURT