T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2024/294

KARAR NO  : 2024/342      

KARAR TR  : 07/10/2024

ÖZET: Taraflar arasında imzalanan kamu ihale sözleşmesinin uygulanmasısırasında ibraz edilen belgelerdeki sahtelikten bahisle 4735 sayılı Kanun'un 25/(b) maddesi uyarınca sözleşmenin feshinden kaynaklanan maddi ve manevi zararın tazmini için açılan davanın ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

K A R A R

                       

           

Davacı         : E. B. V. İ. T. S. V. T. A. Ş.

Vekili           : Av. B. T.

Davalı          : Sağlık Bakanlığı

Vekili           : Av. G. K., Av. M. A. A., Av. R. Y.

 

I. DAVA KONUSU OLAY

 

1. Davacı vekili, müvekkili şirketin 13/01/2012 tarihinde gerçekleştirilen 2011/204445 ihale kayıt numaralı, "2012 Yılı İçin İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü ve Bağlı Birimlerin Sistem Yönetim Hizmet Alımı" işine ait ihaleye katıldığını ve ihalenin uhdesinde kaldığını, 02/02/2012 tarihli sözleşmeye davet yazısı üzerine davalı ile 13/02/2012 tarihinde İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü ve Bağlı Birimlerin Sistemi Yönetim Hizmet Alımı Sözleşmesi imzalanıp aynı tarihte işe başlandığını, davalı kurum ile yapılan sözleşmenin konusunun, İl Sağlık Müdürlüğü hizmet binalarında bulunan sistem odaları, sunucular, bilgisayar ağları ve internet servislerinin tasarımı, kurulumu, entegrasyonu, yönetimi ve bilişim güvenliğinden sorumlu sistem yönetim hizmetleri olduğunu, kamu ihale sözleşmesinin imzalanmasının ardından ve sözleşmenin uygulanması sürecinde, sözleşme gereği İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü yetkilerinin müvekkilinden sistem yönetim hizmeti işlerinde görevlendirilecek personelle ilgili bilgileri şifahen istemesi üzerine 23/02/2012 tarihinde 94186 evrak kayıt numaralı yazı ile teknik şartnamenin 6.1.1 ve 6.1.2 maddelerinde her iki personel için istenilen sertifikaların ID numaralarını bildirdiğini ve personelin iş deneyimlerini gösterir özgeçmişlerinin ve diplomalarının birer suretinin yazı ekinde gönderildiğini, davalı kurumun gönderilen belgelerin eksik olduğunu ve söz konusu belgelerin on takvim gününde teslim edilmesi gerektiğini ihbar ettiğini, aksi takdirde sözleşmenin ceza hükümlerine ve 4735 sayılı Kanun'un ilgili maddelerine göre işlem yapılacağını bildirdiklerini, davacı şirketten istenilen tüm evrakın süresinde tamamlanarak davalı kuruma ulaştırıldığını, personellerin teknik şartnamede yazılı niteliklere uygun olduğunun belgelendiğini ve halihazırda davalı kuruma hizmet verildiği halde 16/03/2012 tarihinde müvekkilişirkete gönderilen yazı ile "4735 sayılı Kanun'un 25/(b) maddesi uyarınca" sözleşmenin feshedildiğini ve teminatın irat kaydedildiğini belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, sözleşmenin fesih işleminin iptali, sözleşmenin fesih işleminin iptali mümkün olmadığı takdirde sözleşmenin haksız feshedildiğinin tespiti ile irat kaydedilen 9.596,40 TL tutarındaki teminatın iadesi, sözleşmenin feshinden dolayı müvekkili şirketin uğradığı zararların tazmini için 10.000 TL maddi tazminat ile 30.000 TL manevi tazminatın fesih tarihiden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, 8.387,64 TL tutarındaki fatura alacağının da fatura tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. Adli Yargıda

 

2. İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesi 12/11/2020 tarih ve E.2012/297, K.2020/395 sayılı kararı ile, uyuşmazlığın esasını inceleyerek davanın kısmen kabulüne karar vermiş, bu karar davalı tarafça istinaf edilmiştir.

 

3. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi 02/11/2023 tarih ve E.2021/477, K.2023/2480 sayılı kararı ile, "dava konusu uyuşmazlığın idari yargının görev alanına girdiği" gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan kabulü ile istinafa konu kararın kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar vermiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"... ihale sürecinde ortaya çıkan bir sebepten dolayı idare tarafından sözleşmenin feshedilmesinden kaynaklı, fesih işleminin iptali, aksi halde tazminat ve alacak taleplerine yönelik dava konusu uyuşmazlığın idari yargının görev alanına girdiği anlaşıldığından, davalı yanın sair İstinaf talepleri incelenmeksizin, yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK'nın 353/1-a-4 maddesi gereği kaldırılmasına ve dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine... "

 

4. İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesi 15/12/2023 tarih ve E.2023/349, K.2023/402 sayılı kararı ile, İstinaf Merciinin kararı doğrultusunda davanın çözümünün idari yargı alanına girdiği ve bu nedenle yargı yolunun caiz olmadığı anlaşıldığından, mahkemenin görevsiz olması nedeniyle 6100 sayılı Kanun'un 114/b ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar vermiş ve bu karar kesinleşmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1/b maddesinde, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları idari dava türleri arasında sayılmış olup, idare tarafından, bir kamu hizmetinin yürütülmesi dolayısıyla kamu gücü kullanılarak tek taraflı iradeyle tesis edilen kesin ve yürütülmesi zorunlu idarî işlemlere karşı açılacak davalarda idari yargı yeri görevli bulunmaktadır.           

4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ile 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununun kamu hukukunu ilgilendiren yasalar olması nedeniyle, sözleşme aşamasına kadar yasaya dayanılarak idarece alınan karar ve yapılan işlemlerin iptali istemiyle açılan davaların idari yargı yerinde, sözleşme yapıldıktan sonra sözleşme hükümlerinin uygulanması nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlıkların ise sözleşme ve özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde görülmesi gerekmekte ise de; sözleşme yapıldıktan sonra tesis edilse bile sözleşmenin uygulanmasından kaynaklanmayan, sözleşmeden doğan bir hak veya alacağın takibi niteliğini taşımayan, idarenin kamu gücüne dayanarak ve tek yanlı olarak tesis ettiği idari işlemlerin iptali istemiyle veya bu nitelikteki idari işlemler nedeniyle doğan tazminat istemleriyle açılan davaların da idari yargı yerinde görülüp çözümlenmesi gerekmektedir (Danıştay 13. Dairesinin 2016/3988 Esas-2017/315 Karar sayılı kararı)    

Yine Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2009/5398 Esas-2010/5426 Karar sayılı kararında; "Kural olarak kamu ihalelerinde ihale kararı ve ekleri ile ilgili sözleşmenin imzalanmasından önceki aşamada doğan ihtilâfların çözüm yeri idari yargı, sözleşmenin imzalanmasından sonraki uyuşmazlıkların çözüm yeri adli yargıdır. Somut olayda ihtilâf sözleşmenin imzalanmasından önceki dönemde ihale evrakının eksikliği nedeniyle teminat mektuplarına el konulması ile ilgilidir. Bu durumda davanın idari yargıda görülmesi gerekeceğinden görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esası hakkında karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur" şeklinde karar verilmiştir.             

 

Yine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin, 04/05/2015 tarih ve 2015/4590 Esas-2015/6253 Karar sayılı kararı da aynı yöndedir.        

Tüm bu kapsamda somut olay incelendiğinde de; sözleşme yapıldıktan sonra tesis edilmiş olmakla birlikte, ihale sürecinde ortaya çıkan bir sebepten dolayı idare tarafından sözleşmenin feshedilmesinden kaynaklı olarak, fesih işleminin iptali, aksi halde tazminatve alacak taleplerinin esası hakkında karar verme görevinin idari yargı mahkemelerine ait olduğu, eş söyleyişle dava konusu edilen işlemin, 4735 sayılı Yasa’nın 21. maddesi uyarınca tesis edilen bir idari işlem olması karşısında, sözleşme yapıldıktan sonra tesis edilmiş olsa bile, 4734 ve 4735 sayılı Yasa hükümlerine yukarıda özetlenen hükümlerine aykırılıktan bahisle idarece kamu gücüne dayanılarak ve tek yanlı olarak tesis edilen ve icrai nitelik taşıyan bu işlemin, sözleşmeden doğan bir ihtilaf olarak nitelendirilmesine ve iradi bir özel hukuk ilişkisinin verdiği haklar çerçevesinde tesis edildiğini kabul etmeye olanak bulunmadığı, bu durumda, ihale sürecinde Kamu İhale Kanununa göre yasak fiil veya davranışlarda bulunulduğunun sözleşme yapıldıktan sonraki aşamada tespit edilmesi üzerine tesis edilen işlemin iptali istemiyle açılan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1-a maddesi kapsamında görüm ve çözümü hakkında karar verme görevinin idari yargı mahkemelerine ait olduğu (Benzer davalarda Uyuşmazlık Mahkemesi'nin,2018/539 Esas- 2018/652 Karar ve 2023/260 Esas-2023/398 karar sayılı ilamları), HMK 114/1-b maddesine göre yargı yolunun caiz olmasının ise dava şartı olduğu, HMK 115. Maddesinde de; "Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir." düzenlemesinin yer aldığı, bu haliyle de yukarıda da açıklandığı gibi, ihale sürecinde ortaya çıkan bir sebepten dolayı idare tarafından sözleşmenin feshedilmesinden kaynaklı, fesih işleminin iptali, aksi halde tazminat ve alacak taleplerine yönelik dava konusu uyuşmazlığın idari yargının görev alanına girdiği anlaşıldığından, mahkememizin görevsiz olması nedeniyle HMK 114/b ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş(tir) ..."

 

5. Davacı vekili, bu kez aynı hukuki sebeplerle, 400.000 TL maddi tazminatınfeshin tebliğ tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari avans faiziyle , sözleşmenin haksız feshi sebebiyle 10.000 TL manevi tazminatın 03/04/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle, davalı idare tarafından sözleşme ve ihale dosyası sebebiyle irat kaydedilerek nakden tahsil edilmiş olan 9.596,40 TL tutarındaki teminatın ve 024180 nolu 06/03/2012 tarihli 8.387,64 TL tutarındaki fatura bedelinin 03/04/2012 tarihinden itibaren işlemiş ticari faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

B. İdari Yargıda

 

6. İstanbul 11. İdare Mahkemesi 02/04/2024 tarih ve E.2024/372 sayılı kararı ile, uyuşmazlığın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesi uyarınca görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulmasına, dava dosyasının ve İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesi dava dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, dosyanın incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin ertelenmesine karar vermiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"...İdari yargının görev alanı, idare hukuku kuralları içinde, kamu hizmetininyürütülmesiamacıyla, kamu gücü kullanılarak tesis edilen idari işlemler, idari eylemler ve idari sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklar nedeniyle açılan davaların görüm ve çözümüyle sınırlıdır.

İdarenin kamu gücüne dayanan, re'sen ve tek yanlı olarak tesis ettiği ihale işlemleri hakkındaki yargısal denetimin, idare hukuku ilkelerine göre idari yargı yerlerince yapılacağı açıktır. Ancak, ihalenin kesinleşmesinden sonraki işlemlerin hangi hukuki rejime tabi olacağının tespiti için, yapılan sözleşmenin konusu ile içerdiği hüküm ve şartların niteliğinin incelenmesigerekmektedir.

İdari sözleşmeler, idarenin kamusal yetkisine dayanarak kamu hizmetleri gerekleri için kamu yararı nedeniyle yaptığı sözleşmelerdir. Bu tür sözleşmeler idarenin tek taraflı olarak ayrıcalıklı üstün hak ve yetkilerini içerirler. Bu nitelikte olmayan sözleşmeler ise idarenin özel hukuk kurallarına göre akdettiği sözleşmelerdir. Bunlardan doğan uyuşmazlıklar adli yargı yerlerince çözümlenir.

Bakılan davanın, taraflar arasında sözleşme imzalanmasından sonra ortaya çıkan uyuşmazlığa ilişkin olduğu, sözleşmenin imzalanmasından önce ortaya çıkan uyuşmazlıkların idari yargı mercilerince karara bağlanabileceği, sözleşme sonrası sözleşme hükümlerine aykırılıktan kaynaklı olarak yine sözleşme hükümleri uyarınca tatbik edilen sözleşmenin feshinden kaynaklı olarak uğranılan maddi ve manevi zararların tazmini konulu işbu dava konusu uyuşmazlığın ise görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır. ..."

 

7. İstanbul 11. İdare Mahkemesi tarafından 2247 sayılı Kanun’un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için idari ve adli yargı dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmiştir.

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

A. Mevzuat

 

8. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun "İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrası şöyledir:

 

"1. (Değişik: 10/6/1994-4001/1 md.) İdari dava türleri şunlardır:

a) (İptal: Anayasa Mahkemesinin 21/9/1995 tarihli ve E:1995/27, K:1995/47 sayılı kararı ile; Yeniden Düzenleme: 8/6/2000-4577/5 md.) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

c) (Değişik: 18/12/1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar."

 

9. 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun ''Kapsam'' başlıklı 2. maddesi şöyledir:

''Bu Kanun, Kamu İhale Kanununa tabi kurum ve kuruluşlar tarafından söz konusu Kanun hükümlerine göre yapılan ihaleler sonucunda düzenlenen sözleşmeleri kapsar.''

 

10. 4735 sayılı Kanun'un''İlkeler'' başlıklı 4. maddesi şöyledir:

 

"Bu Kanuna göre düzenlenecek sözleşmelerde, ihale dokümanında yer alan şartlara aykırı hükümlere yer verilemez.

Bu Kanunda belirtilen haller dışında sözleşme hükümlerinde değişiklik yapılamaz ve ek sözleşme düzenlenemez.

Bu Kanun kapsamında yapılan kamu sözleşmelerinin tarafları, sözleşme hükümlerinin uygulanmasında eşit hak ve yükümlülüklere sahiptir.İhale dokümanı ve sözleşme hükümlerinde bu prensibe aykırı maddelere yer verilemez. Kanunun yorum ve uygulanmasında bu prensip göz önünde bulundurulur."

 

11. 4735 sayılı Kanun’un "İdarenin sözleşmeyi feshetmesi" başlıklı 20. maddesi şöyledir:

" Aşağıda belirtilen hallerde idare sözleşmeyi fesheder:

a) Yüklenicinin taahhüdünü ihale dokümanı ve sözleşme hükümlerine uygun olarak yerine getirmemesi veya işi süresinde bitirmemesi üzerine, ihale dokümanında belirlenen oranda gecikme cezası uygulanmak üzere, idarenin en az on gün süreli ve nedenleri açıkça belirtilen ihtarına rağmen aynı durumun devam etmesi,

b) Sözleşmenin uygulanması sırasında yüklenicinin 25 inci maddede sayılan yasak fiil veya davranışlarda bulunduğunun tespit edilmesi,

Hallerinde, ayrıca protesto çekmeye gerek kalmaksızın kesin teminat ve varsa ek kesin teminatlar gelir kaydedilir ve sözleşme feshedilerek hesabı genel hükümlere göre tasfiye edilir"

 

12. 4735 sayılı Kanun'un "Yasak fiil ve davranışlar" başlıklı 25. maddesi şöyledir:

 

"Sözleşmenin uygulanması sırasında aşağıda belirtilen fiil veya davranışlarda bulunmak yasaktır:

a) Hile, vaat, tehdit, nüfuz kullanma, çıkar sağlama, anlaşma, irtikap, rüşvet suretiyle veya başka yollarla sözleşmeye ilişkin işlemlere fesat karıştırmak veya buna teşebbüs etmek.

b) Sahte belge düzenlemek, kullanmak veya bunlara teşebbüs etmek.

c) Sözleşme konusu işin yapılması veya teslimi sırasında hileli malzeme, araç veya usuller kullanmak, fen ve sanat kurallarına aykırı, eksik, hatalı veya kusurlu imalat yapmak.

d) Taahhüdünü yerine getirirken idareye zarar vermek.

e) Bilgi ve deneyimini idarenin zararına kullanmak veya 29 uncu madde hükümlerine aykırı hareket etmek.

f) Mücbir sebepler dışında, ihale dokümanı ve sözleşme hükümlerine uygun olarak taahhüdünü yerine getirmemek.

g) Sözleşmenin 16 ncı madde hükmüne aykırı olarak devredilmesi veya devir alınması."

 

13. 4735 sayılı Kanun'un"Hüküm bulunmayan haller" başlıklı 36. maddesi şöyledir:

 

"Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır."

 

B. Yargı Kararları

 

14. Uyuşmazlık Mahkemesi, benzer konulara ilişkin olarak önüne gelen uyuşmazlıklarda; sözleşme aşamasına kadar kanuna dayanılarak idarece alınan karar ve yapılan işlemlerin iptali istemiyle açılan davaların idari yargı yerinde, sözleşme yapıldıktan sonra sözleşme hükümlerinin uygulanması nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlıkların ise sözleşme ve özel hukuk hükümlerine göre adlî yargı yerinde görülmesi gerektiği yolunda pek çok karar vermiştir. (16/06/2003 tarihli ve E.2003/47, K.2003/51; 05/02/2007 tarihli, E.2006/154, K.2007/3; 04/06/2013 tarihli ve E.2013/394, K.2013/881; 13/10/2014 tarihli ve E.2014/671, K.2014/890; 29/12/2014 tarihli ve E.2014/1097, K.2014/1145; 20/02/2017 tarihli ve E.2016/91, K.2017/3; 24/12/2018 tarihli, E.2018/865, K.2018/865; 24/02/2020 tarihli, E.2019/859, K.2020/162; 30/05/2022 tarihli ve E.2021/622, K.2022/347 sayılı kararlarında olduğu gibi.)

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

15. Uyuşmazlık Mahkemesinin Kenan YAŞAR'ın Başkanlığında, Üyeler Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Seyfi HAN, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN’ınkatılımlarıyla yapılan 07/10/2024 tarihli toplantısında;2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesince, anılan Kanun'un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, Mahkemece idari yargı dosyasının ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliğiyle karar verildi.

 

B. Esasın İncelenmesi

 

16. Raportör-Hâkim Murat UÇUR'un davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

17. Dava, davacı ile davalı Kurum arasında 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında yapılan "2012 Yılı İçin İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü ve Bağlı Birimlerin Sistem Yönetim Hizmet Alımı" ihalesi sonrası imzalanan kamu ihale sözleşmesinin uygulanması sırasında sahte belge düzenlemek ve kullanmak yasaklı fiilinden dolayı sözleşmesin feshi nedeniyle uğranıldığı iddia olunan maddi ve manevi zararın tazmini istemiyle açılmıştır.

 

18. Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler çerçevesinde, 4734 sayılı Kanun ile 4735 sayılı Kanun'un kamu hukukunu ilgilendiren Kanunlar olması nedeniyle, sözleşme aşamasına kadar Kanuna dayanılarak idarece alınan karar ve yapılan işlemlerin iptali istemiyle açılan davaların idari yargı yerinde, sözleşme yapıldıktan sonra sözleşme hükümlerinin uygulanması nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlıkların ise sözleşme ve özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde görülmesi gerekmekte ise de, sözleşme yapıldıktan sonra tesis edilse bile sözleşmenin uygulanmasından kaynaklanmayan, sözleşmeden doğan bir hak veya alacağın takibi niteliğini taşımayan, idarenin kamu gücüne dayanarak ve tek yanlı olarak tesis ettiği idari işlemlerin iptali istemiyle açılan veya bu nitelikteki idari işlemler nedeniyle doğan tazminat istemleri nedeniyle açılan davaların da idari yargı yerinde görülüp çözümlenmesi gerektiği tartışmasızdır.

 

19. İdari sözleşmeler, idarelerin tek yanlı, kamusal yetkiye dayanarak, kamu hizmetinin gereklerinin yerine getirilmesi için kamu yararı amacı ile taraflar arasında akdedilen ve idareye üstün hak ve yetkiler veren, gerektiğinde tek yanlı değişiklik ve fesih yetkisini de idareye tanıyan nitelikte sözleşmelerdir. Kamu idarelerinin özel hukuk alanında akdettikleri sözleşmelerin ise idari sözleşme niteliği taşımayıp, özel hukuk kurallarına göre düzenlendiği kuşkusuzdur.

 

20. Dava konusu olayda; "2012 Yılı İçin İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü ve Bağlı Birimlerin Sistem Yönetim Hizmet Alımı" ihalesinin davacı üzerinde kaldığı, 02/02/2012 tarihli sözleşmeye davet yazısı üzerine davacı şirket ile davalı idare arasında 13/02/2012 tarihinde sözleşmenin imzalandığı ve aynı tarihte işe başlanıldığı, bilahare sözleşmenin uygulanması sürecinde davacı şirketin sözleşme gereğince İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü yetkilerinin sistem yönetim hizmeti işlerinde görevlendirilecek personelle ilgili bilgilerin istenilmesi üzerine teknik şartnamenin 6.1.1 ve 6.1.2 maddelerinde her iki personel için sunulan sertifikaların sahte olduğundan bahisle "4735 sayılı Kanun'un 25/(b) maddesi uyarınca" sözleşmenin feshedildiği ve teminatın irat kaydedildiği, davacı şirket tarafından sözleşmenin fesih işleminin iptali, sözleşmenin feshinin mümkün olmaması halinde sözleşmenin haksız feshedildiğinin tespiti ile irat kaydedilen teminatın iadesi, sözleşmenin feshinden dolayı davacı şirketin uğradığı maddi ve manevi zararların tazmini istemiyledava açıldığı anlaşılmıştır.

 

21. Buna göre, İdarelerce 4734 ile 4735 sayılı Kanunlar kapsamında ihaleye çıkılması aşamasında,ihalenin sonuçlanıp kesinleşmesine kadar geçen süreçte tesis edilen işlemlerin idari nitelikte olduğu kabul edilmekte ve bu aşamada ortaya çıkan anlaşmazlıklarla, sözleşmenin imzalanmasından sonra ortaya çıkmakla birlikte sözleşme öncesine ait olduğu anlaşılan uyuşmazlıkların çözümünün idari yargı yerlerine, ihalenin kesinleşmesi ve sözleşmenin akdedilmesinden sonraki aşamada idare ile yüklenici arasındaki sözleşmenin ifası sırasında ve taahhüt edilen edimin ifasından doğan uyuşmazlıkların görüm ve çözümünün ise özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerlerine ait olduğu genel kabulü doğrultusunda, dava konusu işlemin ihale sonucunda imzalanan sözleşmenin ifasına ilişkin olduğu, ihale aşaması tamamlanıp taraflar arasında sözleşme imzalandıktan sonra ortaya çıkan ve sözleşmenin imzalanmasından önceki olgu ve olaylara dayanmayan uyuşmazlığın görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

 

22. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, İstanbul 11. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile, İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15/12/2023 tarih ve E.2023/349, K.2023/402 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

A. Davanın çözümünde ADLİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

 

B. İstanbul 11. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ileİstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15/12/2023 tarih ve E.2023/349, K.2023/402 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

 

07/10/2024 tarihinde,OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

        Başkan Vekili                      Üye                                Üye                                 Üye

              Kenan                           Doğan                             Eyüp                               Seyfi

            YAŞAR                     AĞIRMAN                     SARICALAR                      HAN

 

 

 

 

 

                                                       Üye                                Üye                                  Üye

                                                    Ahmet                              Mahmut                            Bilal

                                                 ARSLAN                            BALLI                        ÇALIŞKAN