T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO      : 2014 / 188

            KARAR NO : 2014 / 233

            KARAR TR  : 3.3.2014

 

ÖZET:Polis memuru olan davacı tarafından, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’nın, davacının; ‘’ 1. Adi Malul olduğu, 2. Emniyet Hizmetleri Sınıfında görev yapamayacağı, ateşli silah taşıyamayacağı, 3. Genel İdare Hizmetler Sınıfında görev yapabileceğine’’ dair rapor ve bu rapor neticesi yapılmış olan, Genel İdare Hizmetler Sınıfına tercih zorunluluğuna ilişkin işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle açılan davanın İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

K  A  R  A  R

            Davacı           : O.S.

Vekili             : Av. A.K.

            Davalılar       : 1- Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı

Vekili             : Av. S.D. (Adli Yargıda)

                          2- İçişleri Bakanlığı

 

O L A Y          : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; polis memuru olan davacının İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 15.09.2010 tarih ve 160200 sayılı yazılarıyla tebliğ edilen; Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’nın 2.9.2010 tarih ve 77.883.106 sayılı raporu ile Genel İdare Hizmetler Sınıfında görevine devam ettiğini, bu raporda davacının;   Adi Malul olduğu, Emniyet Hizmetleri Sınıfında görev yapamayacağı, ateşli silah taşıyamayacağı, Genel İdare Hizmetler Sınıfında görev yapabileceği hususlarının belirtildiğini ifade ederek, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 15.09.2010 tarih ve 160200 sayılı yazılarıyla tebliğ edilen; Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’nın 2.9.2010 tarih ve 77.883.106 sayılı, davacının; ‘’ 1. Adi Malul olduğunu, 2. Emniyet Hizmetleri Sınıfında görev yapamayacağına, ateşli silah taşıyamayacağına, 3. Genel İdare Hizmetler Sınıfında görev yapabileceğine’’ dair (bu rapor neticesi yapılmış olan, Genel İdare Hizmetler Sınıfında tercih zorunluluğun da) raporun iptaline karar verilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

 Eskişehir 2.İdare Mahkemesi: 18.02.2011 gün ve E:2010/1323,K:2011/133 sayı ile özetle, “…davacı hakkında, 5510 sayılı Yasanın 95.maddesi uyarınca Sosyal Sigortalar Sağlık Kurulunca adi malul olduğuna, Emniyet Hizmetleri Sınıfında görev yapamayacağına, Genel İdari Hizmetler Sınıfında görev yapabileceğine ilişkin olarak düzenlenen raporun iptali istemine ilişkin uyuşmazlığın 5510 sayılı Kanun’un uygulanmasından doğduğu anlaşılmakla, iş bu davanın görüm ve çözümünde genel görevli mahkeme olan iş mahkemesinin görevli olduğu sonucuna varıldığından, söz konusu işleme karşı açılan dava mahkememizin görev alanına girmemektedir.’’ demek suretiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiş ve karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili aynı istemle bu kez adli yargı yerinde dava açmıştır.

Eskişehir İş Mahkemesi: 09.08.2011 gün ve E:2011/635, K:2011/1086 sayı ile özetle; “…5521 Sayılı İş Mahkemeleri yasasının 1.maddesinde hangi davalara İş Mahkemelerinin bakacağı açıkça düzenlenmiştir. Anılan yasa maddesinde işçi sayına kimseler ile işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi ve ayrıca işçi sigortaları kurumlan ile sigortalılar veya yerine kayım olan hak sahipleri arasındaki uyuşmazlıklardan doğan itiraz ve davalara bakacağı belirtilmiştir.

Davacı genel idari hizmetler sınıfında çalışan ve emekli sandığına tabi memur statüsünde olan bir kişidir. 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü hakkındaki kanunun 2.maddesinde idari işlemler hakkında menfaati ihlal edilenler tarafından açılacak iptal davalarının idari yargıda görüleceği düzenlenmiştir. Yapılan işlem idari bir işlemdir. Davacı alınan rapor doğrultusunda genel idari hizmetler sınıfına geçirilmiş ve halen bu sınıfta görev yapmaktadır. Alınan raporda SGK'nın herhangi bir etkisi bulunmamaktadır. Söz konusu raporlar davacının daha önce çalışmış olduğu İçişleri Bakanlığı tarafından aldırılmış ve daha sonra bu raporlara istinaden davacının genel idari hizmetler sınıfına geçirilmesi sağlanmıştır. Yapılan işlemler tamamen idari işlemlerdir. Davacının rapora sevk edilmesi, rapor alınması, tamamen bağlı olduğu idare tarafından yapılmıştır, idare mahkemesinin görevsizlik kararında belirtildiği 5510 Sayılı Yasanın 95.maddesi ve 101.maddesinin bu olayda uygulanması mümkün değildir. İdare Mahkemesinin söz konusu yasa maddelerine yanlış anlam vererek sanki rapor SGK tarafından alınmış ve davacının görevi kurum tarafından değiştirilmiş gibi değerlendirerek görevsizlik kararı vermiştir. 5521 Sayılı Yasanın 1.maddesinde hangi tür davalara İş Mahkemelerinin bakacağı açıkça düzenlenmiştir, idare tarafından düzenlenen işlemlere İş Mahkemesinin bakması anılan yasa hükmü çerçevesinde mümkün değildir. Dolayısı ile dava dosyasının görev yeri nedeni ile reddine karar vermek gerekmiştir.” demek suretiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiştir.

İş bu karara yapılan temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 31.01.2013 gün, E:2011/14522, K:2013/1675 sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiş ve karar bu şekilde kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 3.3.2014 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; idari ve adli yargı yerleri arasında 2247 sayılı yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, davacı vekilinin istemi üzerine, adli yargı dosyasının son görevsizlik kararını veren mahkemece, idari yargı dosyası da temin edilmek suretiyle Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Selim Şamil KAYNAK’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava,Polis memuru olan davacı tarafından, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 15.09.2010 tarih ve 160200 sayılı yazılarıyla tebliğ edilen; Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’nın 2.9.2010 tarih ve 77.883.106 sayılı, davacının; ‘’ 1. Adi Malul olduğu, 2. Emniyet Hizmetleri Sınıfında görev yapamayacağı, ateşli silah taşıyamayacağı, 3. Genel İdare Hizmetler Sınıfında görev yapabileceğine’’ dair rapor ve bu rapor neticesi yapılmış olan, Genel İdare Hizmetler Sınıfına tercih zorunluluğunun iptaline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

 

Dosya kapsamında yapılan incelemede; Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu’nun 06.08.2010 gün, 56/4487 sayılı kararı ile davacının 1-Adi malul olduğuna, 2-Emniyet Hizmetleri sınıfında görev yapamayacağına, ateşli silah taşıyamayacağına, 3-Genel İdari Hizmetler sınıfında görev yapabileceğine karar verilmiştir.

Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü Kamu Görevlileri Emeklilik İşlemleri Daire Başkanlığı’nın,İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü’ne yazdığı 02.09.2010 gün, 77.833.106 sayılı yazısında; davacı O.S. adına Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesince düzenlenen 30.04.2010 gün ve 2677 sayılı raporun Sosyal Sigortalar Yüksek Sağlık Kurulunca 5510 sayılı Kanun’un 95.maddesi gereğince 06.08.2010 günü incelenmesi neticesinde, davacının; 1-Adi Malul olduğuna, 2-Emniyet Hizmetleri Sınıfında görev yapamayacağına, ateşli silah taşıyamayacağına, 3-Genel İdare Hizmetler Sınıfında görev yapabileceğine karar verildiğinin belirtildiği anlaşılmıştır.  

İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü’nün, Eskişehir Emniyet Müdürlüğü’ne hitaben yazmış olduğu 15.09.2010 gün, 160200 sayılı yazısı ile, davacı O.S. adına düzenlenen raporların Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığınca incelenmesi neticesinde 02.09.2010 gün ve 77.833.106 sayılı kararın alındığını, bu karar doğrultusunda  O.S.’ya; Malulen emekli olması ya da hizmet sınıfının Emniyet Hizmetleri Sınıfından, Genel İdare Hizmetler Sınıfına aktarılması yönünden dilekçe ile tercihte bulunması gerektiğinin, Tercihini, Genel İdare Hizmetler Sınıfına aktarılması yönünde kullanması halinde atanmak istediği yerin bildirilmesinin, Malulen emekli olması yönünde tercihte bulunması halinde ise, 5 adet vesikalık fotoğraf, nüfus cüzdanı fotokopisi ile emekli olduktan sonraki ikamet adresinin bildirilmesinin, Tercihini bildirir dilekçenin ivedi gönderilmemesi halinde ise bahse konu karar gereğince malulen emekliye sevk edileceğinin tebliğinin talep edildiği anlaşılmıştır.     

Belirtilen bu işlemler neticesinde de, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 15.09.2010 tarih ve 160200 sayılı yazılarıyla tebliğ edilen; Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’nın 2.9.2010 tarih ve 77.883.106 sayılı, davacının; ‘’ 1.Adi Malul olduğu,2.Emniyet Hizmetleri Sınıfında görev yapamayacağı,ateşli silah taşıyamayacağı, 3.Genel İdare Hizmetler Sınıfında görev yapabileceğine ’’ dair rapor ve bu rapor neticesi yapılmış olan, Genel İdare Hizmetler Sınıfına tercih zorunluluğu işleminin iptaline karar verilmesi istemiyle görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

 

Davacının iptalini talep ettiği söz konusu rapor özü itibariyle, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu’nun 06.08.2010 gün, 56/4487 sayılı, davacının 1.Adi Malul olduğu, 2.Emniyet Hizmetleri Sınıfında görev yapamayacağı, ateşli silah taşıyamayacağı, 3.Genel İdare Hizmetler Sınıfında görev yapabileceğine dair kararı olup, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu bahse konu işlemi 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 95.maddesine göre yapmaktadır.

Buna göre; 5510 sayılı Kanun’un Sağlık Raporlarının Usul ve Esaslarının Belirlenmesi başlıklı 95.maddesinde; ‘’ Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usul ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usulüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade ederek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir.

Usulüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbi belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, vazife malûllük derecesini iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usulüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.

Bu maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esaslar, Sağlık Bakanlığı ile Kurumun birlikte çıkaracağı yönetmelikle düzenlenir.’’ hükmü yer almakta, dolayısıyla davaya konu uyuşmazlık 5510 sayılı Kanun’un 95.maddesinin uygulanmasından kaynaklanmaktadır.Söz konusu sağlık kurulu raporu ve buna dayalı olarak tesis edilen malullük/sınıf değişikliği kararları esas itibariyle birer idari işlem olmakla beraber; 5574 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarih olan 01.10.2008 tarihinden sonra kamu görevlisi statüsüyle 5510 sayılı Kanun’a tabi olarak göreve başlayanlar yönünden, 5510 sayılı Kanun’un 101.maddesi uyarınca İş Mahkemeleri bu konudaki ihtilaflarda da genel yetkili mahkemelerdir. 

31.5.2006 tarih ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 506, 1479, 2925, 2926 ve 5434 sayılı Kanunlar kapsamındaki hizmet akdine göre ücretle çalışanlar (Sosyal Sigortalılar), kendi hesabına çalışanlar (Bağ-Kur’lular), tarımda kendi adına ve hesabına çalışanlar (Tarım Bağ-Kur’luları), tarım işlerinde ücretle çalışanlar, (Tarım sigortalıları), devlet memurları ve diğer kamu görevlilerini (Emekli Sandığı İştirakçileri), geçici maddelerle korunan haklar dışında, sosyal güvenlik ve sağlık hizmetleri yönünden yeni bir sisteme tabi tutmuş, beş farklı emeklilik rejimini aktüeryal olarak hak ve hükümlülükler yönünden tek bir sosyal güvenlik sistemi altında toplamıştır.5510 sayılı Kanunun iptali amacıyla açılan davada Anayasa Mahkemesi, 15.12.2006 tarih ve E: 2006/111, K: 2006/112 sayılı kararıyla, anılan Kanunun birçok maddesi ile birlikte, bu Kanunun yürürlük tarihinden önce 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine tabi olarak görev yapmakta olan memurlar ve diğer kamu görevlilerini diğer sigortalılarla aynı sisteme tabi kılan (başta 4/c maddesi) hükümlerin iptaline karar vermiş; bu karardan sonra kabul edilen 17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı Kanunla 5510 sayılı Kanunda düzenlemeler yapılmış ve anılan Kanuna eklenen Geçici 1 nci ve Geçici 4 ncü maddelerle, 5754 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 1 Ekim 2008 tarihinden önce 5510 sayılı Kanunun 4 ncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında olanlar (memurlar ile diğer kamu görevlileri) ile bunların dul ve yetimleri hakkında, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılacağı hüküm altına alınmıştır. 5754 sayılı Kanunun kimi hükümlerinin iptali istemiyle açılan dava Anayasa Mahkemesi’nin 30.3.2011 tarih ve              E: 2008/56, K:2011/58 sayılı kararı ile reddedilmiştir.

5510 sayılı Kanunun 101 nci maddesinde yer alan “…bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar İş Mahkemelerinde görülür.” bölümünün iptali istemiyle yapılan itiraz başvurusunda Anayasa Mahkemesi, 22.12.2011 tarih ve E: 2010/65, K: 2011/169 sayılı kararıyla (RG. 25.1.2012, Sayı: 28184) davayı retle sonuçlandırmakla birlikte; söz konusu kararın Mahkememiz önündeki uyuşmazlığa ışık tutacak şekilde şu gerekçeye dayandırmıştır: “…5754 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önce memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmakta olanlar, evvelce olduğu gibi 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olacaklar ve bunların emeklileri bakımından da aynı Kanun hükümleri uygulanmaya devam edecek; ancak 5754 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonra memur ve diğer kamu görevlileri olarak çalışmaya başlayanlar ise 5510 sayılı Kanunun 4/c maddesi uyarınca, bu Kanun hükümlerine tabi sigortalı sayılacak ve haklarında 5434 sayılı Kanun değil, 5510 sayılı Kanun’un öngördüğü kural ve esaslar uygulanacak; ihtilaf halinde de adli yargı görevli bulunacaktır. 5754 sayılı Kanunun yürürlüğüyle birlikte, artık Sosyal Sigortacılık esasına göre faaliyet gösteren ve yaptığı, tesis ettiği işlem ve muameleler idari işlem sayılamayacak bir sosyal güvenlik kurumunun varlığından söz etmek gerekli bulunmaktadır. 5754 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce iştirakçisi sıfatıyla çalışmakta olan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile emekli sıfatıyla 5434 sayılı Kanun’a göre emekli, dul ve yetim aylığı almakta olanlar ve ayrıca memurlar ve diğer kamu görevlilerinden ileride emekliliğe hak kazanacaklar yönünden ise Sosyal Güvenlik Kurumu’nun tesis edeceği işlem ve yapacağı muameleler idari işlem niteliğini korumaya devam edecek, bunlara ilişkin ihtilaflarda da evvelce olduğu gibi idari yargı görevli olmaya devam edecektir, Bu bakımdan 5510 sayılı Kanunun yürürlüğünden sonra, prim esasına dayalı yani sistemin içeriği ve Kanun kapsamındaki iş ve işlemlerin niteliği göz önünde bulundurulduğunda, itiraz konusu kuralla, yargılamanın bütünlüğü ve uzman mahkeme olması nedeniyle Kanun hükümlerinin uygulanması ile ortaya çıkan uyuşmazlıkların çözümünde iş mahkemelerinin görevlendirilmesinde Anayasa’ya aykırılık görülmemiştir. Ancak, yukarıda açıklandığı üzere 5754 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce statüde bulanan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile ilgili sosyal güvenlik mevzuatının uygulanmasından doğan idari işlem ve idari eylem niteliğindeki uyuşmazlıklarda idari yargının görevinin devam edeceği açıktır…”

Yukarıda sözü edilen mevzuat hükümlerinin ve Anayasa Mahkemesi kararının birlikte değerlendirilmesinden, 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önce memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmakta olanlar, daha önce olduğu üzere 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olacakları gibi bunların emeklilikleri bakımından da aynı Kanun hükümlerinin uygulanmaya devam edileceği; ancak, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmaya başlayanların ise 5510 sayılı Kanunun 4/c maddesi uyarınca, bu Kanun hükümlerine tabi sigortalı sayılacağı ve haklarında 5434 sayılı Kanunun değil 5510 sayılı Kanunun öngördüğü kural ve esasların uygulanacağı dolayısıyla ihtilafların da adli yargı yerinde çözümleneceği açıktır.

Kaldı ki; T.C. Anayasası’nın 158.maddesindeki “…diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır ” hükmü uyarınca Anayasa Mahkemesi kararının bu uyuşmazlığın çözümünde esas alınacağı tartışmasızdır.

Bu durumda,5510 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesinden önce iştirakçi sıfatıyla çalışmakta olan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile emekli sıfatıyla 5434 sayılı Kanuna göre emekli, dul ve yetim aylığı almakta olanlar ve ayrıca memurlar ve diğer kamu görevlilerinden ileride emekliliğe hak kazanacaklar yönünden Sosyal Güvenlik Kurumunca tesis edilen işlem ve yapacağı muamelelerin “idari işlem” ve “idari eylem” niteliğini korumaya devam edeceği, dolayısıyla, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1-a maddesinde belirtilen idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları kapsamında bulunan, 5754 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten önce emekli sandığı iştirakçisi olan davacı tarafından açılan davanın, görüm ve çözümünün idari yargı yerinde görüleceği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Eskişehir 2. İdare Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç      : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Eskişehir 2. İdare Mahkemesinin 18.02.2011 gün ve E:2010/1323, K:2011/133 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA 3.3.2014 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Eyüp Sabri

BAYDAR

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Nurdane

TOPUZ

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Sıddık

YILDIZ

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT