T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          CEZA BÖLÜMÜ

          ESAS      NO : 2014/19

          KARAR   NO : 2014/19

          KARAR   TR   : 02.06.2014

ÖZET: 2247 sayılı Yasa'nın 1 ve 14. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadı-ğından, (Ağır Ceza Mahkemesinin gö-revsizlik kararı kesinleşmediğinden) aynı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN RED-DİNE karar verilmesinin gerektiği hk.                                                                                 

 

 

 

 

 

 

 

K A R A R

 

 

            Davacı           : K.H.

            Sanık             : S.Ç.

                                    

          OLAY               : Topkule/İstanbul 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı emrinde  Temmuz 2004 - Temmuz 2008 tarihleri arasında maaş mutemeti olarak görevli Mu.Kad. Bçvş. S.Ç.’ın, aynı Komutanlık emrinde görevli iken  24.10.2005 tarihinde sözleşmesi sona eren Uzm.Çvş.Vedat Özer’i 15.08.2006 tarihinden itibaren, 03.03.2004 tarihinde sözleşmesi sona eren Uzm.Çvş.Anıl Çapraz’ı 15.08.2007 tarihinden itibaren, 21.04.2003 tarihinde sözleşmesi biten Uzm.Çvş.Cengiz Kaya ve Uzm.Çvş.Ahmet Bulut’u 15.11.2007 tarihinden itibaren gerçekte görev yapmadıkları halde maaş bordrolarına (15.07.2008 tarihi dahil olmak üzere) dahil ederek 16.975.41 YTL.si emekli keseneği olmak üzere bu kişiler adına tahakkuk ettirdiği toplam 94.874.32 YTL maaşın 73.132.39 YTL.lik bölümünü kendisi çekerek zimmetine geçirdiği, ayrıca görev yaptığı döneme ilişkin olarak Komutanlığa  ait ortak hesaptan çektiği ya da kendi hesabına aktardığı para miktarları ile bu dönemde Tugay Sosyal Yardım Sandığına aktardığı para miktarı ile özel telefon görüşme bedelleri olarak Muhabere Takımına teslim ettiği para miktarı arasında 125.478.64 YTL fark olduğu, bu farkın 73.132.39 TL.lik kısmının yukarıda izah edildiği üzere sanığın daha evvelden Komutanlık emrinde görevli iken ilişkisi kesilmiş olan gerçekte Tugayda görevli olmayan şahıslara maaş tahakkuk ettirilmesinden kaynaklandığı, geri kalan 52.346.26 YTL lik kısmın ise maaş tahakkuku sırasında personele ait veri girişlerinde oynama yaparak fazladan maaş tahakkuk ettirmesinden kaynaklandığı, bu şekilde hazırlanıp Mal Müdürlüğüne teslim edilen maaş ödeme evraklarının tahakkuk tutarının Mal Müdürlüğü tarafından Tugay Komutanlığının anlaşması olan bankada bulunan yukarıda ifade edilen ortak hesaba aktarıldığı ve sanık tarafından çekildiği ve sanığın bu eylemleri görev yaptığı 2004 Temmuz ile 2008 Temmuz arasında aynı kasıt altında işlediği göz önüne alındığında zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının gerektiği açıklanarak, sanığın zimmet suçunu işlerken gerçekte olmayan kişileri varmış gibi göstererek bunlar adına maaş tahakkuk ettirilmesi için gerçeğe aykırı belgeleri tanzim etmek suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu da işlediği ileri sürülerek, eylemine uyan Askeri Ceza Kanunu’nun 131/1. maddesi ile Türk Ceza Kanunu’nun 204/2, 212 ve  43. maddeleri uyarınca ayrı ayrı cezalandırılması, meydana gelen hazine zararının Askeri Ceza Kanunu’nun 131/1 (üçüncü fıkrası) uyarınca sanıktan tahsili ve sanığın aynı Kanun’un 30/B. maddesi uyarınca Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkartılmasına karar verilmesi istemiyle 3. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı’nın 14.10.2008 gün ve E:2008/608, K:2008/599 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır.

3. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi 11.2.2011 gün ve E:2011/36, K:2011/52 sayılı kararı ile, sanığın yüklenen zimmet suçunu işlediğinin sabit görüldüğü gerekçesiyle bu suç nedeniyle cezalandırılmasına, yüklenen resmi belgede sahtecilik suçunun ise, suçun askeri bir suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması ve sanığın 08.07.2009 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişinin kesilmiş olmasıyla askeri mahkemede yargılanmayı gerektiren ilginin kesildiği nedeniyle sanığı yargılama görevinin adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, kararın sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, Askeri Yargıtay 4. Dairesi, 27.11.2012 gün ve  E:2012/1143, K:2012/1123 sayılı kararı ile, zincirleme zimmet suçundan verilen mahkumiyet hükmü ile zincirleme resmi evrakta sahtecilik suçundan verilen görevsizlik kararının suç vasfında yapılan hata sebebiyle ayrı ayrı bozulmasına karar vermiştir.

 

          3. KOLORDU KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 2.5.2013 gün ve E:2013/421, K:2013/208 sayıyla; sanığa yüklenen eylemlerin Türk Ceza Kanunu’nun 158/1-e maddesinde düzenlenen “zincirleme kamu kurumuna karşı dolandırıcılık” ve yine aynı Kanun’un 204/2. maddesinde yazılı “zincirleme resmi belgede sahtecilik” suçlarını oluşturabileceği değerlendirilerek bu suçların ikisinin de askeri bir suç veya askeri bir suça bağlı suç olmadıkları ve sanığın Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilişiğinin kesilmiş olması nedeni ile askeri mahkemede yargılanmayı gerektiren ilginin kesildiği açıklanarak, sanığı yargılama görevinin adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, kararın sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Askeri Yargıtay 4. Dairesi, 19.11.2013 gün ve E:2013/1302, K:2013/1282 sayılı kararı ile   hükmün onanmasına karar vermiş, bu şekilde kesinleşen karar ve dava dosyası Bakırköy 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmiştir.

 

BAKIRKÖY 5. AĞIR CEZA MAHKEMESİ: 21.1.2014 gün ve E:2014/11, K:2014/3 sayıyla; asker kişi sanığın görevi dolayısıyla yedinde bulunan para veya sair menfaati üzerine almasının nitelikli dolandırıcılık suçuyla ilgisinin bulunmadığı, eylemin Askeri Ceza Kanununun 131. maddesinde düzenlenen zimmet suçunu oluşturma ihtimalinin bulunduğu, sanığın daha sonra askerlik görevinden çıkartılmış olmasının, suç tarihi itibariyle asker kişi  olmadığı anlamına gelmediği, resmi belgede sahtecilik suçu yönünden ise, sanığın suç tarihi itibariyle asker kişi  olması nedeniyle Anayasa'nın 145 maddesi kapsamında yargılamanın askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesine itiraz yolu açık olmak üzere  görevsizlik kararı vermiş, dava dosyası Bakırköy Cumhuriyet Başsav-cılığınca, Mahkememize gönderilmiştir.

 

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler; Ahmet KARADAVUT, Davut TELLİ, Şuayip ŞEN, Haluk ZEYBEL, Yusuf Tamer ÇETİN, Mehmet AVCIOĞLU’nun katılımlarıyla yapılan 02.06.2014 günlü toplantısında, Raportör-Hâkim G. Fatma BÜYÜKEREN’in, başvurunun reddi yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Veli ÇALIŞKAN’ın, başvurunun reddine ilişkin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

 

Dosyanın incelenmesinde, adli yargı yerince verilen görevsizlik kararının itiraz yolu açık olmak üzere verildiği anlaşılmıştır.

 

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 34. maddesi ikinci fıkrasında, “Kararlarda, başvurulabilecek kanun yolu, süresi, mercii ve şekilleri belirtilir” denilmiş, 223. maddesinin onuncu fıkrasında, “Adli yargı dışındaki bir yargı merciine yönelik görevsizlik kararı kanun yolu bakımından hüküm sayılır” düzenlemesi yer almış, 232. maddesinin altıncı fıkrasında ise, “Hüküm fıkrasında, 223 üncü maddeye göre verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir” hükmüne yer verilmiştir.

 

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun’un “Olumsuz görev uyuşmazlığı” başlığı altında düzenlenen 14. maddesinde, “Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir” denilmektedir.

 

Uyuşmazlığın incelenebilmesi için, 2247 sayılı Yasa’nın 1 ve 14. maddeleri uyarınca, yargı yerlerince verilen kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekmektedir. Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri dışında ayrıca, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 9.12.1931 gün ve E:1931/12, K:1931/48 sayılı kararında da belirtildiği gibi yargı yolunu değiştirmeye yönelik görevsizlik kararlarının temyize tabi oldukları kuşkusuzdur. Böylece, başvuracağı kanun yolu, süresi, mercii yasaya uygun olarak gösterilmeyen kararın kesinleşmesinden söz edilmesine olanak yoktur. Bu nedenle, sanığa yukarıda açıklanan haklarını belirtir nitelikte tebligat yapılarak temyiz süresinin beklenmesi, görevsizlik kararı kesinleştikten sonra dosyanın Mahkememize gönderilmesi gerekmektedir.

 

Açıklanan nedenlerle, Bakırköy 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce verilen görevsizlik kararının kesinleşmemiş olması nedeniyle, 2247 sayılı Yasa'nın 1 ve 14. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadığından, aynı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan başvurunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.

 

SONUÇ : 2247 sayılı Yasa'nın 1 ve 14. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadığından, aynı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİNE, 02.06.2014 günü  OYBİRLİĞİ  İLE  KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Serdar ÖZGÜLDÜR

Üye

Ahmet KARADAVUT

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

       Haluk ZEYBEL

Üye

Davut TELLİ

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Yusuf Tamer ÇETİN

 

Üye

Şuayip ŞEN

 

 

 

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet AVCIOĞLU