T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS NO      : 2016 / 372

          KARAR NO  : 2016 / 410

          KARAR TR   : 26.09.2016

 

 

 

 

 

ÖZET : Türk Telekomünikasyon A.Ş.’de çalışırken Kurumun özelleştirilmesi nedeniyle başka kuruma nakledilen davacının, maaş nakil ilmuhaberinin düzeltilmesi istemiyle açtığı davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

K  A  R  A  R

 

Davacı            : K.Y.

Vekili              : Av.N.A.Ç.

Davalı             : Türk Telekomünikasyon A.Ş.

Vekili              : Av. K.A.     

İhbar Olunan: Maliye Bakanlığı

Vekili              : Av. İ.A.

 

O L A Y     : Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacının Elazığ Telekom Müdürlüğünde nakle tabi personel olarak görev yaparken 406 sayılı Yasanın Ek 29 ve 4046 sayılı Yasanın 22. maddeleri uyarınca Elazığ İl Sağlık Müdürlüğüne 657 sayılı Yasa’ya tabi devlet memuru olarak atamasının yapılması sonucu yeni görevine başladığını, önceki kurumunda imzaladığı “Türk Telekomünikasyon A.Ş.’de Kamu Kurum ve Kuruluşlarına Nakil Hakkını Saklı Tutarak Çalışmaya Devam Edecek Tüm Personel İçin İş Sözleşmesi (2. Tip İş Sözleşmesi)” gereğince yılda ödenen dört maaş tutarındaki ikramiye tutarından bir aya isabet eden bedelin güncel haliyle tespit edilerek maaş nakil ilmühaberinin yeniden düzenlenmesi istemiyle davalı idareye yaptığı başvurunun zımnen reddedildiğini, zımni red işleminin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek; 04.08.2014 tarihli yazılı başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ile davacı için düzenlenen maaş nakil bildirimindeki maaşına göre, yılda ödenen dört maaş tutarındaki ikramiye tutarındaki ikramiye tutarından bir aya isabet eden bedelin güncel hali ile tespit edilmek suretiyle, davacının maaş nakil bildirimindeki maaşına ilave edilmesine ve aradaki farkın dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı Türk Telekomünikasyon A.Ş. vekili cevap dilekçesinde, davanın adli yargının görev alanına girdiğini öne sürerek görev itirazında bulunmuştur.   

Elazığ 1. İdare Mahkemesi:26.11.2015 gün ve 2014/l355 Esas sayı ile; “(...) 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanunun 5.maddesinde, iptal davalarını çözümlemek idari mahkemelerinin görevleri arasında sayılmış olup, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 4577 sayılı Kanunla yeniden düzenlenen 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde ise; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için kişisel menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılacak iptal davalarının idari dava türleri arasında olduğu belirtilmiştir.

406 sayılı Yasanın değişik 1. maddesinin 7. fıkrasında; "Türk Telekom, bu kanun ve özel kanun hükümlerine tabi bir anonim şirkettir. Bu kanun hükümleri saklı kalmak üzere kamu iktisadi teşebbüsleri de dahil, sermayesinin yansından fazlası kamuya ait olan kamu kurum, kuruluş ve ortaklıklarına uygulanan mevzuat Türk Telekoma uygulanmaz" hükmüne yer verilerek Türk Telekom'a özgü farklı bir statü oluşturulmuştur.

Aynı Yasanın 4673 sayılı Yasayla değişik Ek 22. maddesinin işlemin tesis tarihi itibariyle yürürlükte olan şeklinde, personelin iş mevzuatı uyarınca istihdam edileceği, iş mevzuatına göre istihdam edilenlere ilişkin kayıt ve şartların yönetim kurulunca belirleneceği hükme bağlanmıştır.

Diğer yandan anılan 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu'nun değişik ek 29. maddesinde davacının durumunda kurumunda daha önce statü hukuku kapsamında çalışmakta iken iş hukuku kapsamında çalışmaya devam edenlerin 4046 sayılı yasanın 22. maddesi uyarınca başka kamu kumrularının kadrolarına nakledilmelerinin yöntem ve koşulan düzenlenmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden, davacının statü hukuku kapsamında davalı idare bünyesinde görev yapmakta iken 4046 sayılı Yasanın 22. maddesi uyarınca Elazığ İl Sağlık Müdürlüğüne atamasının yapıldığı, atama sırasında düzenlenen maaş nakil ilmühaberinde bir yılda ödenen dört maaş

tutarındaki ikramiyenin bir aya isabet eden kısmının maaşına yansıtılarak, buna ilişkin maaş nakil bildiriminin yeniden düzenlenmesi istemiyle yapmış olduğu başvurunun cevap verilmemek suretiyle zımnen reddi üzerine de görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda, davalı idare her ne kadar özel hukuk tüzelkişisi statüsünde bulunuyor ise de, davacının yönetim hukuku alanında idarelerin tek yanlı işlemleri ile yine statü hukuku kapsamında kamu görevlisi olarak bir başka kuruma naklen atanması sırasında düzenlenen ve davacının hukukunu etkilediği açık olan maaş nakil ilmühaberinin yeniden düzenlenmesi istemiyle yapılan başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan iş davanın görüm ve çözümünün idari yargı yerine ait olduğu sonucuna ulaşılmıştır.(...)” şeklindeki gerekçesiyle davalı idarenin görev itirazının reddi ile görevlilik kararı vermiştir.

Davalı Türk Telekomünikasyon A.Ş. vekilince süresi içinde verilen dilekçe ile olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine; dilekçe dava dosyası ile birlikte Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı; “(…) Bilindiği gibi, telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini 31/12/2003 tarihine kadar "tekel" olarak yürütmekle görevli kılınan ve çoğunluk hisseleri kamuya ait bulunan Türk Telekom'un, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, ancak kuruluş yasasındaki son düzenlemeler ile kendine özgü statüye sahip olan ve sermayesindeki kamu payı %50'nin altına düşünceye kadar kamu kuruluşu niteliğini taşıyan bir kuruluş olduğu tartışmasızdır.

Özelleştirme kapsamında bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.'deki tamamı Hâzineye ait bulunan hisselerden %55'i, Bakanlar Kurulu'nun 25/07/2005 tarih ve 2005/9146 sayılı "Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketi (Türk Telekom)'nin. %55 oranındaki Hissesinin Blok Olarak Satışına İlişkin Nihai Devir İşlemlerine Dair Kararın Yürürlüğe Konulması Hakkında Karar" ı uyarınca, 14/11/2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile Ojer Telekomünikasyon A.Ş.'ne satılmıştır.

Anayasa'nın 128. maddesinde, "Devletin, kamu İktisadî teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği aslî ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür" hükmü yer almaktadır.

406 sayılı Yasa'nın Ek 29. maddesinin 03.07.2005 tarih ve 5398 sayılı Kanunla değişik birinci fıkrasında, "Türk Telekom hisselerinin devri sonucu kamu payının yüzde ellinin altına düşmesi durumunda; Türk Telekomda Ek 22. maddenin (a) bendinin bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri uyarınca belirlenen asli ve sürekli görevlerde çalışmakta olanlar ile 22/01/1990 tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi olarak kadrolu veya sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personel, kamu görevlerinden yüzseksen gün aylıksız izinli sayılır. Bu personel belirtilen süre içinde Türk Telekomda çalışmaya devam eder ve hisse devir tarihinden nakli için Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihe kadarki aylık ücret, harcırah, sağlık giderleri, cenaze giderleri ve ölüm yardımı ile diğer mali ve özlük hakları Türk Telekom tarafından karşılanır..." hükmü yer almaktadır.

Olayda, davacı 1991 yılında davalı idarede çalışmaya başlamış olup, davalının hisse devir (14.11.2005) tarihinde çalışmakta iken 406 sayılı Yasa'nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen ve sonrasında kamu kurumu emrine atanan davacı tarafından; yılda ödenen dört maaş tutarındaki ikramiye tutarından bir aya isabet eden bedelin güncel haliyle tespit edilerek maaş nakil ilmühaberinin yeniden düzenlenmesi istemiyle dava açılmıştır.

            Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sının" başlıklı 2. maddesinin değişik (1) numaralı bendinde:

"a) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları,

 b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel haklan doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

c) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar." idari dava türleri olarak sayılmış olup; kural olarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabilir.

Dolayısıyla, davanın açıldığı tarihte davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin bulunması karşısında, ortada idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz edilemeyeceğinden, daha önce davalı şirkette görev yapmış olan davacı ile özelleştirilen kuruluş arasındaki uyuşmazlık konusu davanın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde de, adli yargı yerinin görevli olduğu(...)” gerekçesiyle 2247 sayılı Kanun'un 10 ve 13. maddeleri gereğince, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına, dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığı’na gönderilmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 26.09.2016 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME:Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; davalı Türk Telekom A.Ş. vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davalı şirkette görev yapmakta iken, 406 sayılı Yasa'nm Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen, sonrasında kamu kurumu emrine atanan davacı tarafından; bir yılda ödenen dört maaş tutarındaki ikramiyenin bir aya isabet eden kısmının maaşına yansıtılarak, buna ilişkin maaş nakil bildiriminin yeniden düzenlenmesi istemiyle yapmış olduğu başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ile bir aya isabet eden ikramiye tutarının güncel hali tespit edilmek suretiyle, maaş nakil bildirimindeki maaşına ilave edilmesine ve aradaki farkın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi istemiyle açılmıştır.

Telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini 31.12.2003 tarihine kadar “tekel” olarak yürütmekle görevli kılınan ve çoğunluk hisseleri kamuya ait bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.’nin, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, kuruluş yasasındaki son düzenlemeler ile kendine özgü statüye sahip olan ve sermayesindeki kamu payı %50’nin altına düşünceye kadar kamu kuruluşu niteliğini taşıyan bir kuruluş olduğu tartışmasızdır.

Ancak, özelleştirme kapsamında bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.’deki tamamı Hâzineye ait bulunan hisselerden % 55’i, 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile Oger Telekomünikasyon Anonim Şirketine satılmıştır.

Olayda, davalının hisse devir (14.11.2005) tarihinde davalı kuruluşta çalışmakta iken 406 sayılı Yasa'nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen ve sonrasında kamu kurumu emrine atanan davacının vekili tarafından; bir yılda ödenen dört maaş tutarındaki ikramiyenin bir aya isabet eden kısmının maaşına yansıtılarak, buna ilişkin maaş nakil bildiriminin yeniden düzenlenmesi istemiyle yapmış olduğu başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ile bir aya isabet eden ikramiye tutarının güncel hali tespit edilmek suretiyle, maaş nakil bildirimindeki maaşına ilave edilmesine ve aradaki farkın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi istemiyle dava açılmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinin değişik 1 numaralı bendinde:

“a) (Değişik : 8.6.2000-4577/5 md.) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

c) (Değişik: 18.12.1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar” idari dava türleri olarak sayılmış olup; kural olarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabilir.

Buna göre, dava açıldığı tarihte davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmek olanaksız olduğundan; uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının başvurusunun kabulü ile Elazığ 1. İdare Mahkemesinin 26.11.2015 gün ve 2014/1355 Esas sayılı görevlilik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç      : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Elazığ 1. İdare Mahkemesinin 26.11.2015 gün ve 2014/1355 Esas sayılı GÖREVLİLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 26.09.2016 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin CENİK

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN