Hukuk Bölümü         1997/58 E.  ,  1997/56 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı            : S.D.

Davalı             : İçişleri Bakanlığı (Jandarma Genel Komutanlığı)

OLAY: Davacı, Zonguldak 3. J. Er. Eğt. Tugay Komutanlığı ve Zon­guldak İl Jandarma Komutanlığı emrinde istihdam edilmek üzere, 657 sayılı Devlet Me­murları Kanunu ile İlk Defa Devlet Kamu Hizmeti ve Görevle­rine Devlet Memuru Olarak Atanacaklar İçin Mecburi Yeterlilik ve Ya­rışma Sınavları Genel Yönetme­liği esasları uyarınca anılan Tugay Komu­tanlığınca açılan yazılı, sözlü ve mülakat-uygulama sınavlarına girerek başa­rılı olmuştur.

Tugay Komutanlığınca yapılan araştırma sonucunda yüksekokul me­zunu ol­duğu saptanan davacının, yapılan ilanda belirtilen “lise veya dengi okul mezunu olmak” ve “yüksekokul veya üniversite mezunu olmamak” ko­şullarına aykırı be­yanda bulunduğu nedeniyle, Jandarma Genel Komutanlı­ğının 17.4.1997 günlü emri gereğince adı geçenin başarılı olduğu yolundaki sınav sonucu iptal edilmiştir.

Davacı, sınav sonucunun iptali yolundaki 17.4.1997 günlü işlemin ip­tali is­temiyle Jandarma Genel Komutanlığına karşı idari yargı yerine dava açmıştır.

Zonguldak İdare Mahkemesi; 27. 6.1997 gün ve E.1997/500, K.1997/386 sayı ile, olayda, davacının kazandığı sivil memurluk sınavının iptal edilmesine iliş­kin işleme karşı dava açıldığı anlaşıldığından, 1602 sa­yılı Yasanın 20. maddesi uyarınca davanın görüm ve çözümünün Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin göre­vine girdiği gerekçesiyle davayı görev yönünden reddetmiş; bu karar, temyiz edil­meyerek kesinleşmiştir.

Davacı, bu kez, aynı istekle ve Jandarma Genel Komutanlığına karşı 21.7.1997 tarihinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesine dava açmıştır.

Askeri  Yüksek  İdare  Mahkemesi  Birinci  Dairesi; 23.9.1997 gün ve E.1997/589 sayı ile, İçişleri Bakanlığını hasım mevkiine alarak, Anaya­sanın 157. ve 1602 sayılı Yasanın değişik 20. maddesi hükümlerine göre Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin bir davaya bakabilmesi için dava ko­nusu işlemin “asker kişiyi ilgi­lendirmesi” ve “askeri hizmete ilişkin bulun­ması” koşullarının birlikte gerçekleş­mesi gerektiği; davacı Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu olmadığından dava konusu işlemin asker kişiyi ilgilen­dirmediği; davanın çözümünde uygulanacak kuralların askeri açıdan değer­lendirilecek bir yönü bulunmadığı gibi, bu dava ve bu davanın çözümüyle varılacak sonucun, sivil kurumlarca açılan memuriyet sınavı nedeniyle or­taya çıkan dava ve o davanın çözümüyle varılacak sonuçtan farklı bir mahi­yeti olmadığından dava konusu işlemin askeri hizmetle bir ilgisinin bulun­madığı; dola­yısıyla davanın çözümü görevinin genel idari yargı yerine ait olduğu kanısına var­mış ve daha önce İdare Mahkemesince görevsizlik kararı verildiğinden bahisle gö­revli yargı yerinin belirlenmesi için 2247 sayılı Ya­sanın 19. maddesine göre Uyuş­mazlık Mahkemesine başvurulmasına karar vermiş; askeri yargı dosyası, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başkanlığının 13.10.1997 günlü, GENSEK: 1997/1216 sayılı yazısı ekinde Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmiş bulunmaktadır.

İnceleme ve Gerekçe: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Selçuk Tüzün’ün Başkanlığında, Üyeler: O. Hulusi Mustafaoğlu, Ülkü Ay­dın, Nursel Aymakoğlu, Zafer Kantarcıoğlu, Ertuğrul Taka ve Halit Karabulut’un katılımlarıyla yapılan 17.11.1997 günlü toplantısında, Rapor­tör-Hâkim İsa Yeğenoğlu’nun dava­nın çözümünde genel idari yargı yeri görevli olduğundan AYİM Birinci Dairesinin başvurusunun kabulü gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Erdoğan Güneş ve Danıştay Savcısı Tülin Özdemir ile AYİM Savcısı Ayhan Akarsu’nun davanın çö­zümü genel idari yargının görev alanına girdiğinden AYİM Birinci Dairesi­nin baş­vurusunun kabulü gerektiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

Dava, Askeri Makamca sivil memur kadroları için açılan sınavda da­vacının başarılı olduğu yolundaki sonucun iptal edilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

Anayasanın 157. maddesinde, AYİM’in askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların yargı denetimini yapan ilk ve son derece mah­kemesi olduğu, ancak askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda ilgilinin asker kişi olması şartının aranmayacağı belirtil­miş; 20.7.1972 günlü ve 1602 sayılı Yasa’nın 25.12.1981 günlü ve 2568 sayılı Yasa ile değişik 20. maddesinde de aynı hüküm yer almıştır. AYİM’in bir davaya bakabilmesi için dava konusu idari işlemin “asker ki­şiyi ilgilendirmesi” ve “askeri hizmete ilişkin bulunması” şartlarının bir­likte gerçekleşmesi gerekmektedir.

1602 sayılı Yasa’nın değişik 20. maddesinde, Türk Silahlı Kuvvetle­rinde gö­revli bulunan veya hizmetten ayrılmış olan, subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci, uzman çavuş, uzman jandarma çavuş, erbaş ve erler ile sivil memurlar asker kişi sayılmaktadır.

İdari işlemin, görevli yargı yerinin tespiti yönünden “askeri hizmete ilişkin” olup olmadığının saptanabilmesi için işlemin konusuna bakılması gerekmektedir. Eğer idari işlem askeri gereklere askeri usul ve yönteme ve askeri hizmete göre tesis edilmiş ise bu işlemin askeri nitelikte olduğu kabul edilmelidir. İşlem, askeri olma­yan bir makam tarafından tesis edilmiş olsa bile durum değişmemekte menfaati ihlal edilen asker kişinin açtığı davanın AYİM’de görülmesi gerekmektedir.

Dava dilekçesinin incelenmesinden, sivil memurluk sınavında başarılı olması üzerine davacıdan ataması için gerekli belgelerle birlikte başvuruda bulunmasının istenildiği; ancak, adı geçenin memuriyete ataması yapılma­dan, olay kısmında ya­zılı nedenlerle sınav sonucunun iptal edildiği anlaşıl­maktadır.

Bu durumda, davacı, 1602 sayılı Yasanın değişik 20. maddesinde as­ker kişi sayılan sivil memur kadrosunu ve dolayısıyla “asker kişi” statüsünü kazanmamış olduğundan, davada “asker kişiyi ilgilendirme” koşulu gerçek­leşmemiştir.

Öte yandan, dava konusu işlemin sebebini oluşturması bakımından, adayların sınava kabul edilmesi için öngörülen koşullara aykırı beyanda bulunmaları halinde idarece sınav sonucunun iptal edilip edilemeyeceği hu­susunun yargısal deneti­minde, ilan edilen sınavın dayanağı olarak gösterilen 657 sayılı Yasa ve bu Yasaya göre çıkarılan Genel Yönetmelik ile düzenle­nen esas ve kuralların uygulanacak olması karşısında, dava konusu işlemin “askeri hizmete ilişkin” bir yanının bulun­madığı; bir başka deyişle, askeri kurumlarca açılan sivil memurluk sınavından do­ğan bu dava ve bu davanın çözümüyle varılacak sonucun, sivil kurumlarca açılan memurluk sınavından doğan aynı konudaki dava ve o davanın çözümüyle varılacak sonuçtan farklı olmayacağı açıktır.

Belirtilen duruma göre ve olayda Anayasanın 157. ve 1602 sayılı Ya­sanın değişik 20. maddelerinde öngörülen, dava konusu işlemin “asker kişiyi ilgilendir­mesi” ve “askeri hizmete ilişkin bulunması” koşullarının gerçek­leşmemiş olması karşısında, davanın görüm ve çözümünde genel idari yargı yeri görevli bulunmak­tadır.

Açıklanan nedenlerle, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Birinci Daire­sinin başvurusunun kabulü ve Zonguldak İdare Mahkemesince verilen gö­revsizlik kararı­nın kaldırılması gerekmektedir.

SONUÇ: Anlaşmazlığın niteliğine göre, davanın genel idari yargı ye­rinde görülmesi gerektiğine, bu nedenle Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Birinci Dairesi­nin başvurusunun kabulü ile, Zonguldak İdare Mahkemesinin 27.6.1997 günlü, E.1997/500, K.1997/386 sayılı görevsizlik kararının kaldı­rılmasına, 17.11.1997 gününde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.