Hukuk Bölümü         2008/138 E.  ,  2009/106 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           : F.Ö.

Vekili              : Av. A.G.

Davalı           : Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörlüğü

Vekili             : Av. M.F.P.

 O L A Y : 2547 sayılı Kanun’un 33. maddesi uyarınca lisansüstü eğitim yapmak üzere 1.12.1993 tarihinden itibaren 8 yıl süreyle ABD'ye gönderilen davacı, Bakırköy 7. Noterliği’nde tanzim ettirdiği 9.11.1994 tarihli ve 69625 yevmiye nolu Taahhüt ve Kefalet Senedini davalı Kuruma ibraz etmiştir.

 Abant İzzet Baysal Üniversitesi Personel Daire Başkanlığı’nın 28.4.2004 gün ve 2068-2974 sayılı işlemi ile, davacıya, 2547 sayılı Kanun'un 33. maddesi uyarınca lisansüstü eğitim yapmak üzere yurtdışında görevlendirilmesi, 15.12.2001 tarihinde sona ermesine rağmen görevine başlamaması ve taahhüdünü yerine getirmemesi nedeniyle Üniversiteleriyle ilişiğinin kesildiği, Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü’nün Genel Tebliği gereğince, yurtdışına çıkarken imzaladığı Taahhüt ve Kefalet Senedi hükümleri doğrultusunda mecburi hizmet karşılığını Üniversiteleri Bütçe Daire Başkanlığına ödemesi gerektiği, bu nedenle ilişikte sunulan Yurtdışına Gönderilenlerden Yükümlülüklerini Yerine Getirmeyen Personele Ait Borç Bildirimi Forumu eline ulaştığı tarihten itibaren 15 gün içerisinde nakten veya defaten ödenmesi; aksi halde borcun süresi içinde ödenmemesi durumunda yasal icra takibine girişileceği, bu sürede faiz ve yargı masraflarıyla ödemesi gereken miktarın daha da artacağı bildirilmiştir.

Maliye Bakanlığı Abant İzzet Baysal Üniversitesi Bütçe Dairesi Başkanlığı’nın 18.5.2004 gün ve 519 sayılı işlemi ile de, davacıya, Abant İzzet Baysal Üniversitesi Personel Daire Başkanlığı’nın 28.4 2004 tarih ve 2083 sayılı yazısından, lisansüstü eğitim yapmak üzere yurtdışına gönderildiği, ancak, doktora eğitimini tamamlayamadığı için taahhüdünü ihlal etmesi nedeniyle adına çıkan mecburi hizmet karşılığının tahsil edilmesi gerektiğinin anlaşıldığı, bahse konu borç tutarının(TL:17.992.364.466, USD:127.564,97) Üniversiteleri Bütçe Dairesi Başkanlığı’nın Ziraat Bankası AİBÜ Bürosundaki 1252 nolu hesaba yatırılması gerektiği bildirilmiştir.

            Davacı vekili, bu işlemlerin iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı idare vekilince, birinci savunma dilekçesinde, dava konusu edilen işlemin, davacının ve kefillerinin imzaladığı Taahhüt ve Kefalet Senedinde yer alan, 'doktorasını bitirerek mecburi hizmetini yapmak üzere kurumuna dönmek’ olarak belirlenmiş taahhüdünü ihlal eden davacının, Yüklenme Senedinde kendisine yapılan tüm harcamaların yasal faizleriyle birlikte geri ödenmesi şeklinde belirlenmiş yükümlülüğünü yerine getirmesi gerektiğinin bildirilmesine ilişkin olduğu, Taahhüt ve Kefalet Senedinin davacı ve kefilleri tarafından hiçbir baskı altında kalmaksızın tek taraflı irade beyanıyla imza edildiği, davacının Taahhüt ve Kefalet Senedinin baskı altında alındığını, geçerli olmadığını iddia ettiği, Taahhüt ve Kefalet Senedinin idarenin katılımıyla düzenlenmeyip, tümüyle davacı ve kefilleri tarafından tanzim edilmiş bir özel hukuk işlemi olduğu, davacının imza ettiği Taahhüt ve Kefalet Senedinin, Abant İzzet Baysal Üniversitesi idaresinin tek taraflı, kamu gücü kullanarak tesis ettiği bir idari işlem olmadığı gibi özel hukuk hükümleri bağlamında taraf olduğu sözleşme dahi olmadığı, davacının kefalet yükümünün idari bir işlemden değil, özel hukuk hükümlerine göre tanzim edilmiş Taahhüt ve Kefalet Senedinden doğduğu, bu nedenle, davanın adli yargıda görülmesi gerektiği ileri sürülerek görev itirazında bulunulmuştur.

Görevsizlik kararının Danıştay 8. Dairesi’nin 15.2.2006 gün ve E:2005/5900, K:2006/601 sayılı kararıyla bozulması üzerine SAKARYA 1. İDARE MAHKEMESİ; 25.10.2007 gün ve E:2007/476 sayı ile, davacı F.Ö. vekili tarafından Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörlüğü’ne karşı açılan davada, Mahkemeleri tarafından verilen 25.5.2005 tarih ve E:2004/1954, K:2005/534 sayılı davanın görev yönünden reddine ilişkin kararın Danıştay 8. Dairesi’nin 15.2.2006 tarih ve E:2005/5900, K:2006/601 sayılı kararıyla bozulması üzerine bozma kararına uyulduktan sonra davalı İzzet Baysal Üniversitesi Rektörlüğü’nün görev itirazı hakkında işin gereğinin görüşüldüğü, davanın, lisansüstü eğitim için yurtdışına gönderilen ve mecburi hizmet yükümlülüğü bulunan davacının, yüklenme senedine bağlı borcu ile ilgili olarak tesis edilen işlemlere ilişkin bulunduğu, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları; idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları; tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davaların idari dava türleri arasında sayıldığı, dava dosyasının incelenmesinden, Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nde araştırma görevlisi kadrosunda görev yapmakta iken davalı Üniversite adına 2547 sayılı Yasa’nın 33. maddesine göre lisansüstü eğitim yapmak üzere Amerika Birleşik Devletleri’ne gönderilen davacının, süresinde eğitimini tamamlayıp dönmemesi ve mecburi hizmet yükümlülüğünü yerine getirmeyerek istifa etmesi üzerine yurtdışına gitmeden düzenlenmiş olan taahhütname ve kefalet senedi içeriğinde yer alan parasal yatırımların hayata geçirilmesi amacıyla tarafına yapılan ödemelerin tahsili için Abant İzzet Baysal Üniversitesi Personel Dairesi Başkanlığı’nın 28.4.2004 gün ve 2068-2974 sayılı yazısı ile borcun ödenmesinin istenildiği, borcunun istenildiği süre içerisinde ödenmemesi durumunda yasal yoldan tahsili yoluna gidileceğinin bildirildiği, yine Bütçe Daire Başkanlığı’nın 18.5.2004 gün ve 5519 sayılı yazısı ile de davacının mecburi hizmet karşılığı olarak hesaplanan borç miktarının yatırılmasının istenildiği, bu idari işlemlerinin iptali istemiyle de bakılmakta olan davanın açıldığının anlaşıldığı, davacının verdiği taahhütname ve kefalet senedinin ilgilinin 2547 sayılı Yasa’nın 33. maddesi uyarınca yurtdışında bir üniversitede lisansüstü eğitim yapmak üzere görevlendirilmesindeki önemli etkisi gözönüne alındığında, davacının bu taahhütname  ve kefalet senedinin idare ile eşit düzeyde olarak, isteği ve özgür iradesi ile imzaladığının kabulü mümkün olmadığından, ortak özel hukuk alanını ilgilendiren bir uyuşmazlığın bulunduğundan söz etmeye olanak bulunmadığı, bu durumda, davacının imzaladığı taahhütname ve kefalet senedinde yer alan mali yatırımların hayata geçirilmesini öngören davalı idare işlemlerine yönelik uyuşmazlığın çözümünün 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca idare mahkemesinin görevine girdiği, bu nedenlerle, uyuşmazlığın görüm ve çözümü idari yargı yerinin görev alanına girdiğinden, davalı idarenin uyuşmazlığın görüm ve çözümünün adli yargı yerlerine ait olduğunu belirterek yaptığı görev itirazının reddine karar vermiştir.

         Davalı idare vekilinin olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması yolundaki dilekçesi üzerine, dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmiştir.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI : Davacının, davalı Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörlüğü aleyhine açtığı iptal davasında davalı idarenin görev itirazında bulunduğu, bu itirazın reddedilmesi üzerine de davalı idare tarafından olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması talebi nedeniyle dosyanın Başsavcılıklarına gönderildiğinin anlaşıldığı, davanın, Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nde araştırma görevlisi kadrosunda iken 2547 sayılı Yasa’nın 33. maddesi uyarınca lisansüstü eğitim yapmak üzere yurt dışına gönderilen ve süresi dolmasına rağmen Türkiye'ye dönüp görevine başlamayan ve göreviyle ilişiği kesilen davacının imzalamış olduğu taahhüt ve kefalet senedi doğrultusunda işlem yapılacağına ilişkin Personel Daire Başkanlığı'nın 28.04.2004 gün ve 2086-2947 sayılı işlemi ile taahhüdünü ihlal etmesi nedeniyle kendisine çıkarılan mecburi hizmet karşılığı olarak 17.992.364.466.-TL yada 127.564,97 Amerikan Dolarının Üniversitenin hesabına yatırılmasının istenmesine ilişkin Bütçe Dairesi Başkanlığı'nın 18.05.2004 gün ve 519 sayılı işleminin iptali isteminden ibaret olduğu, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun değişik 33. maddesinin (a) bendinin değişik üçüncü fıkrasında, lisansüstü eğitim-öğretim için yurtdışına gönderilecek araştırma görevlilerinin öğrenim ücretleri ve yollukları dahil her çeşit sosyal ve diğer giderleri ile ödenekleri hakkında düzenlemeye yer verildiği, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun "Yurtdışı Eğitim Masraflarının Tahsili" başlıklı Ek 34. maddesinde, "İlgili kanunlarına göre; öğrenim yapmak, yetiştirilmek, eğitilmek, bilgilerini artırmak, staj yapmak veya benzeri bir nedenle geçici süreli görevlendirilmek suretiyle, üç ay veya daha fazla süre ile yurtdışına gönderilen kamu personeli yurtdışında bulundukları sürenin iki katı kadar mecburi hizmetle yükümlüdürler. Bu şekilde yurtdışına gönderilecek personelden örneği Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanmış 'Yüklenme Senedi İle Muteber imzalı Müteselsil Kefalet  Senedi' alınır. Anılan personelin mecburi hizmet yükümlülüğünü yerine getirmeden veya tamamlamadan görevinden ayrılması, müstafi sayılması yada bir ceza ile görevine son verilmesi halinde, kendileri için kurumlarınca fiilen döviz olarak yapılmış olan her türlü masraflar aynı döviz cins ve miktarı üzerinden borçlandırılır. Döviz borcu toplamından mecburi hizmetin tamamlanan kısmı için hesaplanan miktar indirilir. Hesaplanan borç miktarı, ilgilinin durumu ve ödettirilecek meblağ dikkate alınarak azami beş yıla kadar taksitlendirilebilir. Borç miktarı ilgili tarafından Türk Lirası ile ödenir ve yapılan ödeme miktarı tahsil tarihindeki T.C. Merkez Bankasınca tespit ve ilan edilen efektif satış kuru üzerinden dövize çevrilerek yukarıda belirlenen şekilde hesaplanan döviz borcundan mahsup edilir. İlgilinin eğitimdeki başarısızlığı veya kendi kusuru nedeniyle yurtdışından geri çağrılması ya da verilen süreyi tamamlayıp başarısız olarak dönmesi durumunda da, ilgili için fiilen döviz olarak yapılmış olan her türlü masrafların tamamı aynı esaslara göre ödettirilir(...)" hükümlerine yer verildiği, anılan yasal düzenlemede, ilgilinin mecburi hizmet yükümlülüğünü yerine getirmemesi durumunda yurtdışı öğrenim giderlerinin tahsili için herhangi bir idari usul öngörülmemiş olup, yüklenme ve kefalet senedine dayanılarak açılacak bir alacak davası yoluyla hükmen tahsil yönteminin benimsendiğinin anlaşıldığı, olayda, lisansüstü eğitim için yurtdışına gönderilmiş bulunan davacıdan, doktora eğitimine başlaması nedeniyle ayrıca yüklenme ve kefalet senedi istenmiş olup, yurtdışında hesabına eğitim gördüğü Üniversiteye karşı mecburi hizmet yükümlülüğü ya da parasal karşılığı taahhüt edilmek suretiyle Üniversite ile araştırma görevlisi arasında, tarafların karşılıklı hak ve yükümlülüklerini içeren bir sözleşme ilişkisi kurulduğunun açık olduğu, bu duruma göre, olayda kamu görevlisinin yükümlülüğünü yerine getirmediğine ilişkin İdarece kamu gücüne dayalı, re'sen ve tek yanlı olarak tesis edilmiş bir işlem bulunmaması ve ilgilinin de idare ile böyle bir uyuşmazlık bulunduğu yolunda iddiası olmaması karsısında, davacının işlemin iptali amacıyla açtığı davanın, taraflar arasındaki sözleşmeden (yüklenme ve kefalet senedinden) doğan alacak- borç ilişkisi nedeniyle özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli bulunduğu, bu nedenlerle, 2247 sayılı Kanun’un 10 ve 13. maddeleri gereğince olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına, dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığı’na gönderilmesine karar vermiştir.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesine göre Danıştay Başsavcısı’nın da yazılı düşüncesi istenilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI : Abant İzzet Baysal Üniversitesi adına gönderildiği yurt dışında yaptığı lisansüstü eğitimini süresi içinde tamamlayamayan ve bu süre sonunda göreve başlamaması üzerine görevden çekilmiş sayılan davacının, Noterlikçe düzenlenen Taahhüt ve Kefalet Senedi uyarınca adına çıkarılan borcun ödenmesi yolunda tesis edilen işlemlerin iptali istemiyle Sakarya 1. İdare Mahkemesi’nde açtığı davada, davalının görev itirazının reddi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin 1/a fıkrasında, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davalarının idari dava türleri arasında sayıldığı, davacının verdiği taahhüt ve kefalet senedinin, 2547 sayılı Yasa’nın 33. maddesi uyarınca yurt dışında bir üniversitede lisansüstü eğitim yapmak üzere görevlendirilmesindeki önemli etkisi gözönüne alındığında, davacının bu taahhüt ve kefalet senedini idare ile eşit düzeyde olarak, isteği ve özgür iradesi ile imzaladığının kabulü mümkün olmadığından, ortada özel hukuk alanını ilgilendiren bir uyuşmazlığın bulunduğundan söz etmeye olanak bulunmadığı, bu durumda, idarece kamu gücüne dayanılarak ve tek yanlı irade ile kurulan taahhüt ve kefalet senedinde yer alan mali yaptırımların uygulanmasına ilişkin işlemlerin iptali isteminden doğan uyuşmazlığın çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğu sonucuna ulaşıldığı, bu nedenlerle, 2247 sayılı Kanun’un 13 üncü maddesi uyarınca yapılan başvurunun kabulüne hukuki olanak bulunmadığı yolunda yazılı düşünce vermiştir.

            İNCELEME VE GEREKÇE :

            Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa KICALIOĞLU, Mahmut BİLGEN, Habibe ÜNAL, Turan KARAKAYA, Serdar AKSOY ve Muhittin KARATOPRAK’ın katılımlarıyla yapılan 4.5.2009 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME : Başvuru yazısı ve dava dosyası üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı idare vekilinin anılan Yasanın 10/3 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

            II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ’un, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ’ın davada adli yargının, Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU’nun davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: 

Dava, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 33. maddesi uyarınca lisansüstü eğitim yapmak üzere ABD’ye gönderilen davacı tarafından, Üniversiteye karşı mecburi hizmet yükümlülüğü kapsamında verilen taahhüt ve kefalet senedi uyarınca mecburi hizmet karşılığının tahsili amacıyla hakkında düzenlenen işlemlerin iptali istemiyle açılmıştır.

2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 33. maddesinin (Değişik: 17/8/1983 - 2880/16 md.) (a) bendinde(Değişik: 12/8/1986 - KHK 260/3 md.), “Araştırma görevlileri, yükseköğretim kurumlarında yapılan araştırma, inceleme ve deneylerde yardımcı olan ve yetkili organlarca verilen ilgili diğer görevleri yapan öğretim yardımcılarıdır. Bunlar ilgili anabilim veya anasanat dalı başkanlarının önerisi, Bölüm Başkanı, Dekan, enstitü, yüksekokul veya konservatuvar müdürünün olumlu görüşü üzerine rektörün onayı ile araştırma görevlisi kadrolarına en çok üç yıl süre ile atanırlar; atanma süresi sonunda görevleri kendiliğinden sona erer.(Ek cümle: 21/4/2005 – 5335/10 md.)Bunlar aynı usulle yeniden atanabilirler.

Lisans üstü eğitim - öğretim için yurt dışına gönderilecek araştırma görevlileri ile ilk defa bu amaçla bu göreve atanacaklarda aranacak nitelikler ve diğer hususlar Yükseköğretim Kurulunca tespit edilir.

(Değişik: 9/4/1990 - KHK - 418/23 md.; İptal: Ana. Mah'nin 5/2/1992 tarih ve E. 1990/22, K. 1992/6 sayılı Kararı ile; Yeniden düzenleme: 18/5/1994-KHK-527/16 md.) Lisansüstü eğitim - öğretim için yurtdışına gönderilecek araştırma görevlileri hakkında yukarıdaki atama süresi ile ilgili hüküm uygulanmaz. Bu gibilerin öğrenim ücretleri ve yollukları dahil her çeşit sosyal ve diğer giderleri bağlı bulundukları üniversitelerin personel giderleri içerisinde açılacak özel tertipden ödenir. Lisansüstü eğitim - öğretim için yurt dışına gönderilen araştırma görevlileri kadrolarında bırakılırlar ve (Burslu gidenlerin biryılı aşan süreleri ile şahsen özel burs sağlayan ve bu burstan istifade etmesi için kurumlarınca kendilerine aylıksız izin verilmesi uygun görülenler hariç) aylık ve diğer her türlü ödemelerin kanuni kesintilerin sonra kalan net tutarının % 6O'ını kurumlarından alırlar. Bunlardan kurumlarınca gönderilenlere, 1416 sayılı Ecnebi Memleketlere Gönderilecek Talebe Hakkında Kanun hükümlerine göre aynı ülkede bulunan öğrencilere verilen tahsisat tutarında ayrıca ödeme yapılır. Burslu gidenlerin aldıkları burs miktarları bu miktarın altında ise aradaki fark kurumlarınca kendilerine ayrıca ödenir. Bunların okul ücretleri ile eğitim ve öğretime başlayabilmeleri için zorunlu olan kurs ücretleri karşılanır. Kitap ve kırtasiye bedelleri ile diğer eğitim ve öğretim giderlerini karşılamak için her yıl Mart ve Eylül aylarında iki eşit taksitte ödenmek üzere birer aylıkları tutarında ek ödenek verilir” hükmü yer almıştır.

Dosyanın incelenmesinden, lisansüstü eğitim için yurtdışına gönderilen davacının, noterde düzenlenen ve kendisi ile kefilleri tarafından imzalanan taahhüt ve kefalet senedi ile, yurtdışında hesabına eğitim gördüğü Üniversiteye karşı, mecburi hizmet ya da parasal karşılığını taahhüt etmek suretiyle yükümlülük altına girdiği, ancak, görevine başlamaması ve taahhüdünü yerine getirmemesi nedeniyle Üniversiteyle ilişiği kesilerek, söz konusu taahhüt ve kefalet senedi uyarınca davacı ile müşterek ve müteselsil kefillerinden yapılan ödemelerin tahsili amacıyla alacak davası açıldığı, bu davanın Bakırköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin E:2006/212 sayılı dosyasında görülmekte olduğu anlaşılmıştır.

Bu duruma göre, taahhüt ve kefalet senedinin davacı ve kefilleri tarafından tek taraflı olarak imzalanarak idareye karşı taahhütte bulunulmuş olması karşısında, davalı idare tarafından  taahhüt ve kefalet senedi uyarınca mecburi hizmet karşılığının tahsili amacıyla davacı hakkında düzenlenen işlemlerin iptali istemiyle açılan davanın, taraflar arasında taahhüt ve kefalet senedinden doğan alacak-borç ilişkisi nedeniyle özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli bulunduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile davalı Rektörlük vekilinin görev itirazının reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararının kaldırılması gerekmiştir. 

S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile davalı Rektörlük vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE İLİŞKİN Sakarya 1. İdare Mahkemesi’nin 25.10.2007 gün ve E:2007/476 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 4.5.2009 gününde Üyelerden Habibe ÜNAL ve Turan KARAKAYA’nın KARŞIOYLARI ve OYÇOKLUĞU  İLE KESİN OLARAK karar verildi.