Hukuk Bölümü         2003/75 E.  ,  2003/73 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           : İ.Ç.

Davalı            : Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü

Vekili              : Av. E.Z.Ç. 

            O  L  A  Y       : Mu.Asb. Üçvş. rütbesinde iken görev dönüşü askeri aracın karıştığı trafik kazası sonucunda yaralanan davacıya, GATA Sağlık Kurulu raporu esas alınarak Emekli Sandığınca 5434 sayılı Yasa’nın vazife malüllüğü hükümleri uygulanmak ve 18.8.1998 tarihinde sürekli 6. derece malüliyetine karar verilmek suretiyle, vazife malüllüğü ile aylığı bağlanmıştır.

            Davacı, 5434 sayılı Yasa’ya 4567 sayılı Yasa ile eklenen Ek 77. maddenin 13.6.2001 tarih ve 4677 sayılı Yasa ile değişik birinci fıkrası uyarınca emsal uygulaması yapılarak almakta olduğu aylığın yükseltilmesi için yaptığı başvurunun Emekli Sandığınca reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle, 19.11.2001 gününde askeri idari yargı yerinde dava açmıştır.

            ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ BİRİNCİ DAİRESİ; 27.2.2002 gün ve E:2002/62, K:2002/323 sayı ile, Anayasa’nın 157 ve 1602 sayılı Yasa’nın 20. maddelerine göre, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin bir davaya bakabilmesi için dava konusu idari işlem veya eylemin asker kişiyi ilgilendirmesi ve askeri hizmete ilişkin bulunması şartlarının birlikte gerçekleşmiş olması gerektiği; davacı astsubay statüsünde iken malüliyete uğradığından davada asker kişiyi ilgilendirme koşulunun gerçekleştiği; 4567 sayılı Kanun ve 624 sayılı KHK. ile, vasıflı vazife malüliyeti, harp malüliyeti halleriyle 2330, 2453, 2566, 2629 ve 3713 sayılı Kanun kapsamındaki görevler nedeniyle malül hale gelen iştirakçilere bağlanan emekli aylıklarının, öngörülen esaslar dahilinde periyodik şekilde emsalleri gibi yükseltilmesi imkanı getirildiği; anılan mali iyileştirme ve düzenleme salt TSK mensuplarını değil tüm kamu personelini kapsadığından, uyuşmazlığın çözümünde davacının asker kişiliğinin ve askeri hizmetin değerlendirme ve uygulama yerinin olmayacağı; bu nedenle davada askeri hizmete ilişkinlik unsurunun bulunmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, yasa yoluna başvurulmayarak kesinleşmiştir.

            Davacı, aynı istekle, 29.3.2002 gününde genel idari yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 8. İDARE MAHKEMESİ; 31.1.2003 gün ve E:2002/477, K:2003/33 sayı ile, uyuşmazlığın çözümünde, asker kişi olduğunda tartışma bulunmayan davacının, yaptığı görev açısından askerlik hizmetinin amacı, genel olarak askeri görev tanımı ve askeri görev yerlerinin özelliklerinin dikkate alınması gerektiğinden, olayda 1602 sayılı Yasa’nın 20. maddesinde öngörülen koşulların birlikte gerçekleştiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir. 

İNCELEME VE GEREKÇE  :  Uyuşmazlık   Mahkemesi   Hukuk    Bölümü’nün,   Yalçın

ACARGÜN’ün  Başkanlığında , Üyeler:  Dr.  Atalay  ÖZDEMİR,   M.  Lütfü   ÜÇKARDEŞLER,

Serap AKSOYLU, Z.Nurhan YÜCEL,Turgut ARIBAL ve H.Hasan MUTLU’nun     katılımlarıyla yapılan 29/9/2003 günlü toplantısında, Raportör- Hakim İsa YEĞENOĞLU’ nun  davanın çözümünde genel idari  yargının  görevli  olduğu   yolundaki   raporu   ile   dosyadaki    belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen  Danıştay Savcısı Nevzat ÖZGÜR’ün   davada genel idari  yargının; AYİM Savcısı Mustafa OKŞAR’ın ise davada askeri idari yargının görevli olduğu  yolundaki yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: 

USULE İLİŞKİN İNCELEME    :

            Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, askeri ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu ve idari yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak, davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık görülmediğinden esas inceleme yapılmasına oybirliği ile karar verildi.   

            ESASA İLİŞKİN İNCELEME         :

Dava, almakta olduğu vazife malüllüğü aylığının 5434 sayılı Yasa’nın Ek 77. maddesinin değişik birinci fıkrası uyarınca emsal uygulaması yapılarak yükseltilmesi isteğinin reddine ilişkin işlemin iptali istemidir.

            Anayasa’nın 157. maddesinde, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların yargı denetimini yapan ilk ve son derece mahkemesi olduğu; ancak askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda ilgilinin asker kişi olması şartının aranmayacağı belirtilmiş; 20.7.1972 tarih ve 1602 sayılı Yasa’nın 25.12.1981 tarih ve 2568 sayılı Yasa ile değişik 20. maddesinde de aynı hüküm yer almıştır. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin bir davaya bakabilmesi için dava konusu idari işlemin “asker kişiyi ilgilendirmesi” ve “askeri hizmete ilişkin bulunması” koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.

            1602 sayılı Yasa’nın değişik 20. maddesinde, Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bulunan veya hizmetten ayrılmış olan, subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci uzman çavuş, uzman jandarma çavuş, erbaş ve erler ile sivil memurlar asker kişi sayılmaktadır.

            İdari işlemin, görevli yargı yerinin tespiti yönünden “ askeri hizmete ilişkin” olup olmadığının saptanabilmesi için işlemin konusuna bakılması gerekmektedir. Eğer idari işlem askeri gereklere, askeri usul ve yönteme ve askeri hizmete göre tesis edilmiş ise bu işlemin askeri hizmete ilişkin olduğu kabul edilmelidir. Daha açık bir ifadeyle, askeri hizmete ilişkin idari işlemler: idarenin bir asker kişinin askeri yeterlik ve yeteneklerinin, tutum ve davranışlarının, askeri geçmişinin, asker kişi olmaktan kaynaklanan hak ve ödevlerinin; askerlik hizmetinin amacı, askeri görev yerlerinin özellikleri, askeri kural ve gerekler  gözönünde tutularak değerlendirilmesi sonucunda tesis edilen işlemlerdir. İşlem, askeri olmayan bir makam tarafından tesis edilmiş olsa bile durum değişmemekte menfaati ihlal edilen asker kişinin açtığı davanın Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nde görülmesi gerekmektedir.

            Astsubay olarak görev yapmakta iken malülen emekliye ayrılan davacı anılan Yasa maddesinde sayılan asker kişilerden olduğundan, dava konusu işlemde asker kişiyi ilgilendirme koşulunun gerçekleştiği kuşkusuzdur.

            İşlemin askeri hizmete ilişkin olup olmadığına gelince:

            5434 sayılı Yasa’ya 11.5.2000 tarih ve 4567 sayılı Yasa ile eklenen Ek 77. maddenin (15.9.2000 tarih ve 624 sayılı KHK.’nin 1. maddesinin değiştirilerek kabulüne dair 13.6.2001 tarih ve 4677 sayılı Yasa’nın 1. maddesi ile) değişik birinci fıkrasında “Bu Kanunun 64., 3.11.1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun, 23.4.1981 tarihli ve 2453 sayılı Yurtdışında Görevli Personele Nakdi Tazminat Verilmesi ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun, 18.12.1981 tarihli ve 2566 sayılı Bazı Kamu Görevlilerine Nakdi Tazminat Verilmesi ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun, 28.2.1982 tarihli ve 2629 sayılı Uçuş, Paraşüt, Denizaltı, Dalgıç ve Kurbağa Adam Hizmetleri Tazminat Kanunu ve 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ve 12.4.1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki görevler ile ayrıca barışta veya olağanüstü hallerde yapılan eğitim, tatbikat ve manevralar ile birlikte halinde intikaller sırasında, bu harekat ve hizmetlerin sebep ve etkileriyle hayatlarını kaybedenlerin dul ve yetimleri ile malul olanlara, bu Kanuna göre bağlanan aylıklar, aşağıdaki esaslar dahilinde yükseltilir.

a)      ( Değişik  birinci  fıkra:   15.  9.  2000 -   KHK-   624/1   md. ;   Değiştirilerek   kabul:

13.6.2001-4677/1 md.) Subay, astsubay, uzman jandarma, uzman erbaşlar ve sivil iştirakçilerin dul ve yetimleri ile malul olanlara bunların ölümleri halinde de dul ve yetimlerine bağlanan aylıklar, kendisinden aylık bağlananlar ile malullerin emsalleri esas alınarak, her yıl kademe ilerlemesi, her üç yılda bir derece yükselmesi işlemine tabi tutulur.” denilmiş; aynı fıkranın (f) bendinde ise, “ Bağlanacak aylıkların hesaplanmasında, tekabül eden unvan ve rütbenin derece ve kademesinin gösterge ve ek göstergesi ile bu Kanun’un Ek 70. maddesine göre emekli aylığına yansıtılan tutar esas alınır.” hükmüne yer verilmiştir.

            Anılan düzenlemede, maddede sayılan ilgililere bağlanmış olan aylıkların emsaline göre yükseltileceği öngörülmüş ve bu aylıkların ne şekilde hesaplanacağı da gösterilmiş olup, bu düzenlemeye göre emsal uygulaması yapılabilmesi için ilgilinin malüliyetinin ne şekilde olduğunun saptanması gerekmediği gibi, Emekli Sandığınca işlem tesis edilirken ve bu işlemin yargısal denetimi sırasında askeri kural ve gerekler yönünden bir değerlendirme yapılması gerekmediğinden, dava konusu işlemin askeri hizmete ilişkin bulunduğundan sözetmek olanaksızdır.

            Belirtilen durum karşısında, olayda Anayasa’nın 157. ve 1602 sayılı Yasa’nın 20. maddelerinde öngörülen, idari işlemin asker kişiyi ilgilendirmesi ve askeri hizmete ilişkin bulunması koşulları birlikte gerçekleşmediğinden, davanın görüm ve çözümü genel idari yargı yerinin görevine girmektedir.

            Açıklanan nedenlerle, Ankara 8. İdare Mahkemesi’nce verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir. 

SONUÇ         : Davanın çözümünde GENEL İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle  Ankara 8. İdare Mahkemesi’nin 31.1.2003 gün ve E:2002/477, K:2003/33 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 29.9.2003 gününde KESİN OLARAK OYBİRLİĞİ İLE  karar verildi.