Hukuk Bölümü         2012/346 E.  ,  2013/38 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

                 Davacı     : B. Elekt. Malz. İml. San. Ve Tic. Ltd. Şti.

                Vekili      : Av. B.U.T.

                Davalı     : Sanayi ve Ticaret Bakanlığı                              

                 O L A Y                : Samsun Valiliği Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü’nce, B. Elektrik Malzeme İmalat Sanayi Ticaret Limited Şirketi tarafından üretilen H05VV-F4G2,5 mm² ve H07V-U1*4 mm² elektrik kablolarının güvensiz olduğunun TSE raporundan anlaşıldığı nedeniyle, 4703 sayılı Kanun’un 11. maddesi ve Sanayi ve Ticaret Bakanlığı PGD Yönetmeliğinin 17. maddesi uyarınca Bakanlık Oluru ile bu ürünlerin toplatılmasına 4703 sayılı Kanun’un 12. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca 22.892 TL idari para cezası verilmesine karar verilmiştir.

                Davacı vekili, ürünlerin toplatılması kararının iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmış, idari para cezasının iptali istemiyle de adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur.

SAMSUN 2. SULH CEZA MAHKEMESİ: 2.11.2011 gün ve D. İş No:2010/1598 sayı ile, Kabahatler Kanunu’nun 27/8. maddesine göre, ürünlerin toplatılması kararına karşı idari yargı yerinde dava açıldığı, davanın Ankara 8. İdare Mahkemesi’nin E:2010/3014 sayı ile halen derdest olduğu anlaşıldığından, görevsizlik kararı ile dosyanın Ankara 8. İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermiştir.

ANKARA 8. İDARE MAHKEMESİ: 2.2.2012 gün ve E:2012/85 K: 2012/155 sayı ile, davacı tarafından idare mahkemesine hitaben ve usulüne uygun şekilde düzenlenecek bir dilekçe ile dava açılması gerektiğini açıklayarak usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığı gerekçesiyle dosyanın Samsun 2. Sulh Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermiştir.

Samsun 2. Sulh Ceza Mahkemesi; 8.5.2012 gün ve D. İş No: 2012/182 sayı ile, Ankara 8. İdare Mahkemesi’nin gönderme kararının, karşı görevsizlik kararı olarak değerlendirilerek, adli ve idari yargı yerleri arasında görev uyuşmazlığı doğduğunun kabulü ile bu görev uyuşmazlığının giderilmesi istemiyle dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermiş, dosya sehven gönderildiği Yargıtay Cumhuriyet Başsav-cılığı’nca, Mahkememize gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Aydan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 14.01.2013 günlü toplantısında:: Raportör-Hakim G. Fatma BÜYÜKEREN’in, 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Tuncay DÜNDAR’ın başvurunun reddi gerektiğine ilişkin sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulunun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, “2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ‘ceza uyuşmazlıkları’ ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının ‘hukuk uyuşmazlığı’ sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ‘ceza davası’ olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği…” açıkça belirtilmiştir. Bu durum göz önüne alındığında, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.

2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde, “Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir.

                Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca ve ceza davalarında ise ayrıca ilgili makamlarca ileri sürülebilir” ve 19. maddesinde, “Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler.

                (Değişik ikinci fıkra: 23/7/2008 – 5791/9 md.) Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir” denilmiştir. Aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmiştir.

                Olayda; Sulh Ceza Mahkemesi’nce, açılan dava sonucunda idari yargının görevli olduğuna ilişkin bir görevsizlik kararı verilmiş olmasına karşılık; dosyanın doğrudan gönderilmesi üzerine İdare Mahkemesi’nce; “görevsizlik kararı sonrasında anılan mahkeme tarafından dava dosyasının doğrudan mahkememize gönderildiği anlaşılmış olup, usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığından, esas kaydının kapatılarak dosyanın ait olduğu Samsun 2. Sulh Ceza Mahkemesine gönderilmesine” karar verilmiş olduğundan, ortada olumsuz görev uyuşmazlığı doğmasına neden olacak şekilde idari yargı yerince göreve ilişkin olarak verilmiş bir karar bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasa’nın 14. ve 19. maddelerinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir.

SONUÇ  : 2247  sayılı Yasa’nın 14 ve 19.  maddelerinde  öngörülen  koşulları  taşımayan  BAŞVURUNUN,  aynı  Yasanın  27.  maddesi  uyarınca  REDDİNE,  14.01.2013  gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.