T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2022/37

KARAR NO  : 2022/98      

KARAR TR  : 28/02/2022

 

ÖZET: Hakkında açılan kamu davasının yargılaması sonucunda beraat eden davacının karar kesinleşmeden önce kamuya yararlı bir işte çalışarak ödediği adli para cezasının iadesi ve uğradığı manevi zararın giderilmesi için manevi tazminat istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

KARAR

 

 

 

Davacı    : Y... K

Vekili      : Av. M.Ö

Davalı     : Hazine ve Maliye Bakanlığı

Vekili      : Av. H. Ö

I. DAVA KONUSU OLAY

1.Davacı vekili, davacının Van 1. Asliye Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda, Mahkemenin 22/01/2013 tarihli ve E.2011/333, K.2013/87 sayılı kararıyla, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 3/5. maddesi uyarınca 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezasıve 5.000 TL adli para cezası aldığını, hapis cezasının aynı Kanun’un 51/1. maddesi uyarınca ertelendiğini, kararın diğer sanıklardan H... K ve davaya katılan kurum vekili tarafından temyiz edildiğini ve Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 25/01/2017 tarihli ve E.2014/32492, K.2017/534 sayılı kararı ile tüm sanıklar ve dolayısıyla davacı yönünden bozulmasına karar verildiğini, bozma kararı doğrultusunda yeniden yapılan yargılama sonucunda Van 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/04/2018 tarihli ve E.2017/131, K.2018/370 sayılı kararı ile davacı hakkında atılı suç yönünden beraat kararı verildiğini ve kararın Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 10/01/2019 tarihli ve E.2018/11644, K.2019/313 sayılı kararı ile onanmasına karar verildiğini,ancak davacının 5.000 TL adli para cezasını, Başkale Vali Özdemir Hanoğlu Orta Okulunda iki saat karşılığı bir gün hesabıyla günde sekiz saat çalışarak 17/12/2014-31/03/2015 tarihleri arasında ödediğini, yani anılan karar nedeniyle 5.000 TL adli para cezasını kamuya yararlı işte çalışmak suretiyle ödemek zorunda kaldığını belirterek, adli para cezasının bedelini ödedikten sonra kararın Yargıtay tarafından bozulması ve yapılan yargılama sonucunda beraat kararı verilmesi nedeniyle beraat ettiği bir suç nedeniyle 5.000 TL adli para cezası karşılığını kamuya yararlı işte çalışmak suretiyle ödemek zorunda kaldığından ve çalışma süresi boyunca ihtiyaçlarını kendi bütçesinden karşıladığından 5.000 TL adli para cezasının infaz tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesine, toplum içinde küçük düştüğü, ekonomik sıkıntılar yaşadığı nedenleriyle duyduğu elem ve kederin giderilebilmesi için 2.000 TL manevi tazminatın ödenmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

A. Adli Yargıda

2. Van 5. Asliye Hukuk Mahkemesi, haksız infaza dayalı olarak açılan davanın, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 141/3.maddesi ile142/2. maddesinde yer alan düzenlemeler uyarınca ağır ceza mahkemesi tarafından incelenerek karara bağlanması gerektiğini açıklayarakgörevsizlik kararı vermiş, itiraz edilmeyen karar kesinleşmiştir.

3. Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi 25/01/2021 tarihli ve E.2020/303, K.2021/71 sayılı kararı ile, talebin 5271 sayılı Kanun’un141. maddesinde sayılan haller arasında yer almadığı, Yargıtay 12. Ceza Dairesinin E.2012/23201, K.2012/26067 sayılı kararında da infaz aşamasına yönelik taleplerde görevsizlik kararı verileceği, tazminat istemine konu edilen hukuka aykırılığın çözümünün idari yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, davacı vekilinin itirazı Van 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 09/03/2021 tarihli ve Değ. İş.2021/89 sayılı kararı ile reddedilmiştir.

4. Davacı vekili, bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

B. İdari Yargıda

5. Van 4. İdare Mahkemesi 10/11/2021 tarihli ve E.2021/2395 sayılı kararı ile, hakim ve savcıların ceza soruşturması ve yargılaması kapsamında yaptıkları faaliyetlerin yargılama fonksiyonu içerisinde yer aldığı açık olup, savcıların ve hakimlerin talebi üzerine tesis edilen infaz işlemlerinin yargılamanın bir parçası olduğu konusunda bir duraksama bulunmadığı, hâkim ve cumhuriyet savcılarıyla adliye personelinin yargılamadaki fonksiyonu geniş çerçevede bir kamu hizmeti olarak değerlendirilse de, somut olarak, ifa edilen yargı faaliyetinin bir parçası olduğunda ve yargısal işlem mahiyetini taşıdığında kuşku bulunmadığı, yargılama sürecine katkıda bulunan işlemler ya da faaliyetler nedeniyle Devletin sorumlu tutulmasında da, bu sorumluluğun denetiminin aynı yargı düzeni içinde yapılması ve yargısal nitelikli bir işlemin idari yargı denetimi dışında tutulmasının gerektiğini belirterek,ceza yargılaması sonucunda verilen hüküm ve hükmün infazı işlemleri nedeniyle uğranılanmaddi ve manevi zararın tazmini istemine dayalı davanın görüm ve çözümünün adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulmasına karar vermiştir.

III. İLGİLİ HUKUK

6. 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nun "Kaçakçılık suçları" başlıklı 3. maddesinin beşinci fıkrası şöyledir:

"......

(5) Birinci ila dördüncü fıkralarda tanımlanan fiillerin işlenmesine iştirak etmeksizin, bunların konusunu oluşturan eşyayı, bu özelliğini bilerek ve ticarî amaçla satın alan, satışa arz eden, satan, taşıyan veya saklayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

......"

7. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun "Duruşmanın sona ermesi ve hüküm" başlıklı 223. maddesinin beşinci fıkrası şöyledir:

".......

 

(5) Yüklenen suçu işlediğinin sabit olması halinde, sanık hakkında mahkûmiyet kararı verilir.

......"

8. "Kamu davasına katılma" başlıklı 237. maddesi şöyledir:

" (1) Mağdur, suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile malen sorumlu olanlar, ilk derece mahkemesindeki kovuşturma evresinin her aşamasında hüküm verilinceye kadar şikâyetçi olduklarını bildirerek kamu davasına katılabilirler.

...."

9. "Katılanın kanun yoluna başvurması" başlıklı 242. maddesi şöyledir:

" (1) Katılan, Cumhuriyet savcısına bağlı olmaksızın kanun yollarına başvurabilir.

....."

10."Hükmün bozulmasının diğer sanıklara etkisi" başlıklı 306. maddesi şöyledir:

" (1) Hüküm, sanık lehine bozulmuşsa ve bu hususların temyiz isteminde bulunmamış olan diğer sanıklara da uygulanması olanağı varsa, bu sanıklar da temyiz isteminde bulunmuşçasına hükmün bozulmasından yararlanırlar.

......"

11. 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un "İnfazın koşulu" başlıklı 4. maddesi şöyledir:

" Mahkûmiyet hükümleri kesinleşmedikçe infaz olunamaz."

12. “İnfazın dayanakları ve kimin tarafından izleneceği” başlıklı 5. maddesinde, "Mahkeme, kesinleşen ve yerine getirilmesini onayladığı cezayailişkin hükmü Cumhuriyet Başsavcılığına gönderir. Bu hükme göre cezanın infazı Cumhuriyet savcısı tarafından izlenir ve denetlenir.” hükmü yer almakta olup, böylece Mahkemece kesinleştirmesi yapılarak yerine getirilmesi onaylanan ilamın ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesinden sonra, ilamın infazının Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yerine getirileceği belirtilmiştir.

13."Adlî para cezasının infazı" başlıklı 106. maddesi şöyledir:

" (1) Adlî para cezası, Türk Ceza Kanununun 52 nci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen usule göre tayin olunacak bir miktar paranın Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.

(2) Adlî para cezasını içerenilâm Cumhuriyet Başsavcılığına verilir. Cumhuriyet savcısı otuz gün içinde adlî para cezasının ödenmesi için hükümlüye 20 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca bir ödeme emri tebliğ eder.

(3) (Değişik: 18/6/2014-6545/81 md.) Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasınaçevrilerek,hükümlününikisaatçalışmasıkarşılığıbirgünolmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilir. Günlük çalışma süresi, en az iki saat ve en fazla sekiz saat olacak şekilde denetimli serbestlik müdürlüğünce belirlenir. Hükümlünün, hakkında hazırlanan programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymaması hâlinde, çalıştığı günler hapis cezasından mahsup edilerek kalan kısmın tamamı açık ceza infaz kurumunda yerine getirilir.

....."

 

14. 06/08/2015 tarihli 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Ceza Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin, “Yazı işleri hizmetlerinin yürütülmesi” başlıklı 105. maddesi şöyledir:

“ (1) Yazı işleri hizmetleri, ilgisine göre Cumhuriyet başsavcısı, Cumhuriyet başsavcıvekili, Cumhuriyet savcısı, mahkeme başkanı veya hâkimin denetimi altında, yazı işleri müdürünün yönetiminde zabıt kâtibi, mübaşir, hizmetli ve diğer görevliler tarafından yürütülür.

(2) Yazı işleri müdürünün görev ve sorumlulukları şunlardır:

(…..)

h) Kararların tebliğini sağlamak.

ı) Kanun yolu incelemesi için dosyada bulunan tüm belgelerin eksiksiz olarak UYAP ortamına aktarıldığını kontrol etmek, güvenli elektronik imza ile imzalamak ve diğer gerekli işlemleri yapmak.

i) Kesinleştirme işlemlerini yapmak, doğruluğunu kontrol ettikten sonra kesinleşen infaz evrakını ve tali karar fişini derhâl düzenleyerek Cumhuriyet başsavcılığına verilmek üzere mahkeme başkanı veya hâkimin onayına sunmak.

(…..)

(6) Yazı işleri müdürü, yerine getirmekle yükümlü olduğu görevleri yazı işleri hizmetlerinde görevli personele devredemez.”;

15."Tutulacak Kayıtlar" başlıklı 139. maddesi şöyledir:

"......

j) Temyiz kaydı,

.....

tutulması zorunludur."

16. "Temyiz kaydı" başlıklı 152. maddesi şöyledir:

" (1) Mahkemece verilen hüküm aleyhine yapılan temyiz kanun yolu başvurularına ilişkin işlemlerin safahatının işlendiği kayıttır.

(2) Bu kayıt; sıra numarası, temyiz numarası, hükmün tarihi ile esas ve karar numarası, başvuranların sıfatı ve kimlik bilgileri, dilekçenin verildiği veya beyanının tutanağa geçirildiği tarih, aleyhine temyiz olunanların sıfatı ve kimlik bilgileri, aleyhine temyiz olunana ve Cumhuriyet başsavcılığına tebliğ tarihi, ilâm numarası ve tarihi, temyizin süresinde yapılıp yapılmadığı, dosyanın temyize gönderildiği tarih, dosyanın temyizden geldiği tarih ve sonucu ile düşünceler sütunlarından oluşur."

17. “Müdürlüklerin denetim ve gözetimi”  başlıklı 259. maddesi şöyledir:

“(1) Müdürlükler, ilgisine göre bölge adliye mahkemesi başkanı, daire başkanları ve Cumhuriyet başsavcısı ve komisyon başkanı ile mahkeme başkanının denetim ve gözetimi altındadır.

(2) Bu denetim ve gözetim görevini; başkan, daire başkanlarına, daire başkanı ve mahkeme başkanı görevlendirecekleri üyelerden birine; Cumhuriyet başsavcısı da Cumhuriyet savcılarından birine yaptırabilir.

(3) Denetim;

a) Kayıt ve kartonların düzenli tutulup tutulmadığı,

b) Evrak havalesinin süresinde yapılıp yapılmadığı,

c) Fizikî ortamda teslimi gereken evrakla ilgili işlemlerin usulüne uygun yapılıp yapılmadığı,

ç) Kararların ilgililere tebliğinin sağlanıp sağlanmadığı,

d) Mühür ve beratın muhafaza edilip edilmediği,

e) Mevzuattan kaynaklanan veya ilgili birim amiri tarafından verilen diğer görevlerin usulüne uygun yapılıp yapılmadığı hususlarını kapsar.

(4) Denetim yılda en az bir kez yapılır, sonucu raporla tespit edilir.”

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

A. İlk İnceleme

18. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL'ın başkanlığında, Üyeler Birol SONER, Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN’ın katılımlarıyla yapılan 28/02/2022 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesince, anılan Kanun'un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, Mahkemece idari yargı dosyasının ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

B. Esasın İncelenmesi

19. Raportör-Hâkim Gülten Fatma BÜYÜKEREN’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra; gereği görüşülüp düşünüldü:

20. Dava, temyiz incelemesi sonucunda davacı hakkında verilen mahkumiyet kararının bozulması nedeniyle yeniden yapılan yargılama sonucunda davacı hakkında verilen beraat kararından önce, ilk verilen kararın kesinleşmeden infaz edilmesi nedeniyle zarara uğranıldığı iddiası ile maddi ve manevi tazminat ödenmesi istemiyle açılmıştır.

21. Dosyanın incelenmesinden, dosyada mevcut bilgi ve belgelerden, davacınınVan 1. Asliye Ceza Mahkemesinde kaçakçılık suçu nedeniyle yargılanması sonucunda, Mahkemenin 22/01/2013 tarihli ve E.2011/333, K.2013/87 sayılı kararıyla, 5607 sayılıKanun’un 3/5. maddesi uyarınca 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezasıve 5.000 TL adli para cezası aldığı ve hapis cezasının aynı Kanun’un 51/1. maddesi uyarınca ertelendiği, kararın 03/04/2013 tarihinde temyiz edilmeden davacı yönünden kesinleştiğinin kayıt altına alındığı, 5.000 TL adli para cezasının önce hapis cezasına çevrildiği ve sonuçta Van Cumhuriyet Başsavcılığınca 250 gün kamuya yararlı bir işte çalışma şeklinde 17/12/2014- 31/03/2015 tarihleri arasında infazının tamamlandığı, bu arada davaya katılan Gümrük İdaresi ile sanıklardan bir kişinin kararı temyiz ettiği ve Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 25/01/2017 tarihli ve E.2014/32492, K.2017/534 sayılı kararı ile hükmün eksik inceleme ile hüküm tesisi nedeniyle bozulmasına karar verilmesi üzerine Mahkemece 18/04/2018 tarihli ve E.2017/131, K.2018/370 sayılı karar ile davacı ile diğer sanıklar hakkında atılı suç yönünden beraat kararı verildiği ve kararın onanmak suretiyle 10/01/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

22. Olayda, asliye ceza mahkemesi tarafından verilen karar kesinleşmemiş olduğuhalde, kararın, kesinleştiği bildirilerek infazı için Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, infazın bu şekilde gerçekleştirildiği,bu işlemin adli yargı yeri tarafından yapılan işlemler silsilesinin bir parçası olduğu, bu yargı yerince icra edilen ve birbirinin sonucunu doğuran işlemlerin idari bir işlem olarak değerlendirilmesi, bu işlemlerin sonuçlarının farklı bir yargı kolu tarafından denetlenmesi sonucunu doğurabileceği, bunun da bir yargı koluna ait işlemin başka bir yargı kolu tarafından denetimi anlamına geleceği, dolayısıyla adli yargı yeri tarafından kararın kesinleşmiş olduğu bildirilerek infazı için dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesi işleminin adli bir işlem olduğu, adli görevin ihmal edildiği kuşkusuzdur.

23. Bu durumda, adli görevin ihmalinden kaynaklanan zararın tazmini isteminin adli yargı yerinde değerlendirilmesinin doğru olacağı, ancak Uyuşmazlık Mahkemesinin adli yargı içerisinde hangi yargı merciinin bu davalara bakmakla görevli olduğu hususunda karar verme yetkisi bulunmadığı gözetildiğinde, bu belirlemenin ilgili yargı kolunun kendi içerisinde yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır.

24. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, Van 4. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Van 3. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 25/01/2021 tarihli ve E.2020/303, K.2021/71 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Davanın çözümünde ADLİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

B. Van 4. İdareMahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Van 3. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 25/01/2021 tarihli ve E.2020/303, K.2021/71 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

28/02/2022 tarihinde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Muammer

TOPAL

Üye

Birol

SONER

Üye

Nilgün

TAŞ

Üye

Doğan

AĞIRMAN

 

 

 

 

 

 

Üye

Aydemir

TUNÇ

Üye

Nurdane

TOPUZ

Üye

Ahmet

ARSLAN