Hukuk Bölümü         2003/59 E.  ,  2003/58 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           : İ.E.

Davalı            : Karahüyük Belediye Başkanlığı 

            O  L  A  Y       : Davacı, ruhsatsız ilave inşaat yaptırdığı nedeniyle,  3194 sayılı Yasa’nın 42. maddesine göre 714.290.000.-TL. para cezası verilmesine ve Yasada öngörülen ruhsat şartlarını yerine getirmemesi halinde kaçak inşaatın yakılmasına ilişkin Belediye Encümeni kararının kaldırılması istemiyle, 11.12.2002  gününde adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur.

            AKŞEHİR SULH CEZA MAHKEMESİ; 18.2.2003 gün ve E:2002/206 Müt. sayı ile, emsal davada Yargıtay’ca 18.12.2002 gün ve 2002/20339-18970 sayı ile görev yönünden bozma kararı verildiğinden bahisle Mahkemenin görevsizliğine, dosyanın görevli Konya İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

            Dosyanın gönderilmesi üzerine KONYA İDARE MAHKEMESİ TEK HAKİMİ’nce 19.3.2003 gün ve E:2003/293, K:2003/273 sayı ile, 2577 sayılı İ.Y.U.K.’nun 3 ve 9. maddelerine göre, adli yargı yerinde açılmış ve idari yargı mercilerinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi üzerine ilgililerin adli yargı yerinden dosyanın idari yargı mercilerine gönderilmesinin istenmesi ve adli yargı mercilerinin de dosyayı göndermesi mümkün olmayıp, görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine ilgililerce 2577 sayılı Yasa uyarınca usulüne uygun olarak tanzim olunacak dilekçe ile dava açılmasının zorunlu bulunduğu; adli yargı yerince görevsizlik kararı verilmesi durumunda HUMK. 27. maddesine göre dava dosyasının ancak adli yargı düzeni içinde yer alan mahkemelere gönderilebileceği; idari yargının görevli olduğu halde ise, dosyanın idari yargı yerine gönderilmesi mevzuatta öngörülmediğinden böyle bir yolun işletilmesinin, mahkemenin şahısların yerine geçerek ve bu arada ilgililerin hak kaybına sebebiyet vererek mevzuata aykırı işlem yapması sonucunu doğurmakta olduğu; nitekim, Danıştay İ.D.D.G.K. ile Uyuşmazlık Mahkemesi kararlarının da bu doğrultuda bulunduğundan bahisle, Akşehir Sulh Ceza Mahkemesi’nce görevsizlik kararı verilerek gönderilen dava dosyasının esas kaydının kapatılarak Mahkemesi’ne iadesine karar verilmiştir.

            Akşehir Sulh Ceza Hakimliğince, her iki mahkeme arasında görev uyuşmazlığı bulunduğundan bahisle görevli mahkemenin belirlenmesi yolundaki yazı ekinde dava dosyası Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmiştir.

            İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Ali HÜNER'in

Başkanlığında. Üyeler: Yılmaz DERME, Dr.Mustafa KILIÇOĞLU, Ayla ALKIVILCIM, Ahmet BAŞPINAR, Dr.Serdar ÖZGÜLDÜR ve Hıfzı ÇUBUKLU'nun katılımlarıyla yapılan 16.6.2003 günlü toplantısında, Raportör-Hakim İsa YEĞENOĞLU'nun 2247 sayılı Yasa'da öngörülen koşulu taşımayan ve yönteme uymayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Danıştay Savcısı Tülin ÖZGENÇ'in başvurunun reddi gerektiğine ilişkin yazılı düşünceler doğrultusundaki açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: 

            USULE İLİŞKİN İNCELEME :

            Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu’nun 13.10.1988 tarih ve 19958 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararının sonuç kısmında, “ 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un bütünü ile incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanun’un uygulanması yönünden, 2. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan  ‘ceza uyuşmazlıkları’  ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebiyle başlayan yargılanması sonucunda sanığın mahkûmiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda ASKERİ ve ADLİ CEZA MAHKEMELERİ arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması; bunun dışında kalan tüm görev ve hüküm uyuşmazlıklarının ‘ hukuk uyuşmazlığı’ sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır.” denilmekte olup, adli ceza mahkemesi ile idare mahkemesi arasında görev uyuşmazlığı doğduğu öne sürüldüğüne göre, başvurunun 2247 sayılı Yasa’nın uygulanması yönünden “hukuk uyuşmazlığı” kapsamında bulunduğu açıktır.

            Hukuk uyuşmazlıklarında, görevli veya yetkili olmayan mahkemeye açılan davanın görev veya yetki yönünden reddedilerek dava dosyasının görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesi ancak aynı yargı düzeni içinde yer alan mahkemeler arasında olanaklı olup; bu hususa ilişkin H.M.U.K’nun 27. maddesiyle İ.Y.U.K.’nun 15. maddesinin 1. fıkrası (a) bendinin ikinci cümlesinde yer alan “görev” kuralları, aynı yargı düzeni içindeki mahkemelerin işbölümü esasına ilişkin düzenlemelerdir. Oysa yargı yolunu değiştiren görevsizlik kararı verilmesi durumunda , görevli olduğundan bahisle farklı bir yargı düzeninde yer alan mahkemeye dava dosyasının gönderilebilmesine olanak tanıyan bir düzenleme bulunmamaktadır.

            Göreve ilişkin kararın, işbölümü esasına göre veya yargı yolu bakımından verilmiş olması farklı sonuçlar doğurmaktadır. Şöyle ki; işbölümü esasına göre verilen görevsizlik kararı sonucu dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi durumunda; dava başvuru tarihi itibariyle görevli mahkemede  açılmış sayılmaktadır. Yargı yolunu değiştiren görevsizlik kararı verilmesi durumunda ise; görevli olduğu işaret edilen yargı yerinde, bu yargı yerinin uyguladığı usul kurallarına uygun olarak yeniden dava açılması zorunlu bulunmaktadır.

            Olay kısmında belirtildiği üzere, adli yargı yerince görevsizlik kararı verilerek müştekinin isteği nedeniyle dava dosyasının idari yargı yerine gönderilmesi üzerine, bu yargı yerince, İ.Y.U.K.’nun 3 ve 9. maddelerinde öngörülen usule uygun şekilde Mahkemelerinde açılmış bir dava bulunmadığı nedeniyle adli yargı yerine ait dava dosyasının Mahkemesine iade edilmiş olması, yukarıda yapılan tespite uygun düşmektedir.

            2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanunun 14. maddesine göre; olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararın kesin veya kesinleşmiş olması gerekmekte; bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, hukuk uyuşmazlıklarında ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilmektedir. Aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmektedir.

            Olayda, Akşehir Sulh Ceza Mahkemesince verilmiş bir görevsizlik kararı bulunmakta ise de; Konya İdare Mahkemesi Tek Hakiminin  kararı, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 3 ve 9. maddelerinde öngörülen usul ve yönteme uygun şekilde dava açılmadığı nedeniyle dosyanın Mahkemesine iadesi yolunda olup, ortada olumsuz görev uyuşmazlığı doğmasına neden olacak şekilde idari yargı yerince göreve ilişkin olarak verilmiş bir karar bulunmamaktadır.

Diğer taraftan, olumsuz görev uyuşmazlığının bulunması halinde, 2247 sayılı Yasanın 14. maddesine göre bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, hukuk uyuşmazlıklarında ancak davanın taraflarınca ileri sürülebileceğinden, yargı yerlerince anılan 14. madde kapsamında oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi için re’sen Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulabilmesine olanak bulunmadığını da belirtmek gerekir.

            Belirtilen nedenlerle, 2247 sayılı Yasanın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan  ve yöntemine uygun bulunmayan başvurunun anılan Yasanın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmektedir.

             SONUÇ         : 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşulları  taşımayan ve yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 16.6.2003 gününde KESİN OLARAK OYBİRLİĞİ İLE karar verildi.