Hukuk Bölümü         2013/1875 E.  ,  2014/23 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı     :  E. Sigorta A.Ş.

Vekilleri   : Av. D.B.

Davalı      : Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı

Vekili       : Av. R.Y. 

O L A Y   : Davacı şirket vekili dava dilekçesinde; davacı şirket tarafından 19927672 nolu kasko ile sigortalı bulunan 21…… plakalı aracın, 11.08.2011 tarihinde, Diyarbakır ili Musa Anter Caddesi’nde yol üzerinde bulunan münferit çukur ve çıkıntıya çarpması sonucu oluşan hasarlarının karşılanması için davacı şirketçe araç sahibine ödenen 3.228,68 TL tutarındaki tazminatın, davalı idarenin %75 oranındaki kusuruna tekabül eden 2.499,13TL kısmı için davalı aleyhine Diyarbakır 3. İcra Müdürlüğü’nün 2012/2283 Esas sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını ancak davalının itiraz ettiğini açıklayarak davalının Diyarbakır 3. İcra Müdürlüğü’nün E:2012/2283 sayılı takip takip dosyasına yaptığı itirazlarının iptali istemiyle adli yargıda dava açmıştır.

 DİYARBAKIR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 11.12.2012 gün ve E:2012/256 K:2012/583 sayılı kararında “…davacının talebinin kendisine kasko sigortası ile sigortalanmış olan 21……. plakalı aracın davalının sorumluluğundaki caddede bulunan çukura düşmesi neticesinde meydana gelen zararın araç maliklerine ödenmesine dayalı rücu davası olduğu, ancak bu haliyle hasarın sebebinin trafik kazası değil, davalının bakım ve onarım görevini ihmal etmesine dayalı haksız fiil sorumluluğu olduğu anlaşılmıştır.

Bu durumda kamu kurumu niteliğinde olan davalının haksız bir eylemle sebep olduğu zararın tazmini tam yargı davasının konusunu oluşturduğundan dava dilekçesinin yargı yolu yokluğu nedeniyle reddine …” denilmek suretiyle  görevsizlik kararı verilmiştir.

Görevsizlik kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 20.05.2013 gün ve E:2013/3856 K:2013/7323 sayılı kararı ile görevsizlik kararını onamıştır.

Davacı vekili, bu kez aynı istemle idari  yargıda dava açmıştır.

DİYARBAKIR 2. İDARE MAHKEMESİ : 12.12.2013 gün ve E:2013/2538 sayılı gönderme kararında özetle; davalı idarenin gerekli tedbirleri almadığı iddiasından kaynaklanan uyuşmazlığın görüm ve çözümünün 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 110. Maddesi hükmü uyarınca adli yargının görev alanına girdiği gerekçe gösterilmek suretiyle, davanın görev nedeniyle reddine, 2247 sayılı Kanunun 19. Maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dava dosyalarının Uyuşmazlık Mahkemesi başkanlığı’na gönderilmesine karar vererek dosya Mahkememize gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Bahri Aydoğan, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Ayhan Akarsu ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 27.01.2014 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesi’nce anılan Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen usul ve yönteme uygun biçimde başvuruda bulunulduğu anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık görülmediğinden esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Filiz BUDAK’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali istemiyle açılmıştır.

                2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamsız takip” başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra dairesine yazı ile veya sözlü olarak veya elektronik ortamda yapılacağına işaret edilmiş; değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra müdürünce ödeme emri düzenleneceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

                İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Yasada iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.

                İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.

Söz konusu 67. Madde (Değişik: 18/2/1965 - 538/37 md.), “(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

(Değişik: 9/11/1988 - 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

(Mülga dördüncü fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.)

Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır” hükümlerini taşımaktadır.

Anılan Yasanın değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur” denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile, icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

Bu duruma göre, İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, Diyarbakır 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir. 

SONUÇ  : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Diyarbakır 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.12.2012 gün ve E:2012/256 K:2012/583 GÖREVSİZLİK KARARIN KALDIRILMASINA, 27.01.2014 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.