T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

            ESAS   NO : 2019/111

            KARAR NO : 2019/140

            KARAR TR: 25.02.2019

ÖZET : Davacının taşınmazından davalı tarafından iş makinesiyle toprak aldığından bahisle, idare tarafından yapılan müdahalenin men'i ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla maddi tazminatın hesaplanacak yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyleaçılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KARAR  

 

 

 

 

Davacı         : M.A.

Vekili         : Av. M.Ç.

Davalı        : 1- Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığı

Vekili         : Av. M.K.

                      2- Halfeti Belediye Başkanlığı

 

O L A Y  : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Şanlıurfa İli, Halfeti İlçesi, Şimaliye Mahallesi, Höllez Mevkiinde bulunan 303 ada, 9 parselin maliki olduğunu, davalı kurumun müvekkilinin bilgisi dışında veirtifak hakkı kurmadan müvekkiline ait olan taşınmazda iş makineleriyle kazı yaparak kum çektiğini, çekilen bu kumun Halfeti İlçesi ve çevresinde yapılan karayollarında kullanıldığını, bu nedenle dava konusu taşınmaza haksız şekilde el atıldığını, müvekkilinin 24.2.2015 tarihinde arsanın mülkiyetini aldığı zaman arsanın yükseklik seviyesinin yanında bulunan 3 katlı bir binanın tavan seviyesindeyken davalı kurumun haksız yere müdahale etmesinden sonra arsanın seviyesinin zemin katının bile altına düştüğünü ileri sürerek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla haksız olan müdahalesinin men'i ile taşınmazın haksız kullanımından dolayı 10.2.2017 tarihinden itibaren 1.000,00-TL ecrimisilin yasal faizi ile birlikte tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

HALFETİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 14.2.2018 gün ve E:2017/64, K:2018/42 sayı ile, davalı kurumun yol yapım çalışmalarında kullanmak üzere zamanında Halfeti Belediyesi'nin mülkiyetine tabi taşınmazlardan kum çekme işlemini gerçekleştirmiş olması olayında idarenin hizmet kusurunun bulunduğunun kabulü gerektiği; taraflar arasındaki uyuşmazlığın kaynağının idarenin hizmet kusuruna dayanması nedeniyle uyuşmazlığın İdari Yargı Merciinde görülüp sonuçlandırılmasının gerekmekte olduğu, 6100 sayılı HMK’nın 114/c maddesinin mahkemenin görevli olmasını dava şartı olarak kabul ettiği; 115. maddede ise "Mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir." şeklinde düzenlemeye yer verildiği; bu durumda açılan davada mahkemelerinin görevli olmadığı, bu şekilde dava şartının oluşmadığı kanaatine varılmakla; HMK'nın 114/1-b maddesi uyarınca yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ŞANLIURFA 2. İDARE MAHKEMESİ: 11.1.2019 gün ve E:2018/904 sayı ile, olayda, Halfeti Asliye Hukuk Mahkemesi'nce dava, idarenin hizmet kusurundan kaynaklanan bir dava olarak nitelendirilmiş ise de; davacının talebinin fiili el atmanın men'inin talep edildiği, bu durumda dava konusu uyuşmazlığın adli yargı yerinin görevine girdiği sonucuna varıldığından, görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvurma zarureti hasıl olduğundan; görevli merciin belirtilmesi için dava dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine, Uyuşmazlık Mahkemesince bir karar verilinceye kadar yargılamanın ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi'nin, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Süleyman Hilmi AYDIN, Aydemir TUNÇ ve Nurdane TOPUZ'un katılımlarıyla yapılan 25.02.2019 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava; Şanlıurfa İli, Halfeti İlçesi, Şimaliye Mahallesi, 303 ada 9 parsel sayılı taşınmazdan davalı tarafından iş makinesiyle toprak aldığından bahisle, idare tarafından yapılan müdahalenin men'i ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00-TL maddi tazminatın 10.02.2017 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açılmıştır.

İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men’i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.

Nitekim yukarıda belirtilen genel kabul doğrultusundaki Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 11.2.1959 günlü, E:1958/17, K:1959/15 sayılı kararının III. bölümünde,“İstimlaksız el atma halinde amme teşekkülü İstimlak Kanununa uygun hareket etmeden ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmuş durumdadır. Ve bu bakımdan dava Medeni Kanun hükümlerine giren mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davasıdır. Ve bu bakımdan adliye mahkemesinin vazifesi içindedir.

Bundan başka, bir amme teşekkülü tarafından bir tesisin yaptırılması sırasında Devlet malı olmayan yerlerden toprak alınması veya böyle yerlere toprak veya moloz yığılması neticesinde meydana gelen zararların tazmini davası da başkasının malına amme teşekkülünün dilediği gibi el atma hakkı bulunmadığı ve plan ve projelere ve şartnamelere başkasının malına ihtiyaca göre el atılabilmesini gerektirecek esaslar konulamayacağı cihetle, haksız fiilden doğan bir tazminat davası sayılır.

Yapılan işlerin plan veya projeye aykırı olarak yapılması hali de idari karara aykırı bir hareket bulunması itibariyle yine idari kararın tatbiki olan bir fiil sayılamaz ve bu bakımdan bu iddia ile açılmış bir dava haksız fiilden doğan bir davadan ibaret olacaktır.

Bu bentte anılan davalar, içtihadı birleştirme kararının dışında kaldıklarından kararın bunlara şümulü yoktur” denilmektedir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlığını taşıyan 2. maddesinin birinci fıkrasında, “1. (Değişik: 10/6/1994 - 4001/1 md.) İdari dava türleri şunlardır:

(İptal: Ana.Mah.nin 21/9/1995 tarih ve E:1995/27, K:1995/47 sayılı kararı ile; Yeniden Düzenleme: 8/6/2000 - 4577/5 md.) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları,

İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

(Değişik: 18/12/1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar" hükmüne yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; davacı vekili tarafından, davacının maliki olduğu Şanlıurfa İli, Halfeti İlçesi, Şimaliye Mahallesi, 303 ada 9 parsel sayılı taşınmazdan, davalı tarafından iş makinesiyle toprak aldığından bahisle, idare tarafından yapılan müdahalenin men'i ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00-TL maddi tazminatın ödenmesi istemiyle dava açıldığı, adli yargı yerinde açılan davada mahkemelerince keşif sonucu hazırlanan 17.8.2011 günlü bilirkişi raporunda taşınmazdan 649,17 m3'lük yarma yapılarak, malzeme alındığı ve 17.11.2017 günlü bilirkişi raporunda da taşınmazın zemininin çukur alanlardan oluştuğu; taşınmazda kazı çalışmalarının yapıldığının gözlendiği yolunda tespitler yapıldığı anlaşılmıştır.

Mülkiyeti davacıya ait taşınmazda, davalı idare tarafından, plan ve proje kapsamı haricinde, kum çekilmek suretiyle taşınmazların yapısının bozulduğu iddiasıyla meydana gelen zararın tazmini söz konusu olduğundan,davanın haksız fiilden doğan bir tazminat davası sayılacağı kuşkusuzdur.

Belirtilen duruma ve davanın niteliğine göre, idarenin ayni bir hakka müdahalesinin hukuka uygunluğunun yargısal denetimi işin esasını teşkil etmekte olup, açılan dava ile bir idari tasarrufun iptalinin ya da böyle bir tasarruf nedeniyle uğranılan zararın tazmininin istenilmemiş bulunması karşısında, haksız fiilden doğan zararların tazmini davasının, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevli bulunmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, Şanlıurfa 2. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile, Halfeti Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.2.2018 gün ve E:2017/64, K:2018/42 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle  Şanlıurfa 2. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Halfeti Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.2.2018 gün ve E:2017/64, K:2018/42 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 25.02.2019 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                               Üye                               Üye                              Üye

      Hicabi                              Şükrü                          Mehmet                          Birol      

    DURSUN                           BOZER                         AKSU                          SONER          

 

 

 

 

                                                  Üye                                Üye                              Üye    

                                        Süleyman Hilmi                 Aydemir                        Nurdane

                                              AYDIN                          TUNÇ                          TOPUZ