Hukuk Bölümü         2013/1115 E.  ,  2013/1299 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacılar : 1- M.O., 2- M.T., 3- İ.T., 4- E.B., 5- B.M., 6- T.Ö., 7- Z.B.

Vekili        : Av. A.A.

Davalılar  : 1.Tarsus Belediye Başkanlığı

Vekili       : Av. E.S.S.

                  2. Mersin İl Özel İdaresi

Vekili       : Av. B.D.

O L A Y  : Davacılar vekili dava dilekçesinde;  müvekkillerinin dava konusu 3383 Ada 1 parselde kayıtlı taşınmazın hissedarları olduğunu, dava konusu taşınmazın imar planında  “Ortaokul Alanı” olarak ayrıldığını,  davacıların taşınmazına fiilen el atıldığını, davacıların kullanım hakkının imar düzenlemesi nedeni ile kısıtlandığını ve bu nedenle zarar gördüklerini belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000 TL bedelin,  taşınmazın Ortaokul Alanı olarak tahsisi edildiği 1990 tarihinden itibaren işleyecek kamu alacakları için öngörülen en yüksek faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacılara verilmesi istemi ile adli yargı yerinde dava açmıştır.

Davalılar Tarsus Belediye Başkanlığı vekili ile Mersin İl Özel İdaresi vekili süresi içerisinde verdikleri cevap dilekçelerinde özetle; görev itirazında bulunmuşlardır.

Tarsus 3. Asliye Hukuk Mahkemesi: 19.03.2013 gün ve 2012/515 esas sayılı kararı ile görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalılar Tarsus Belediye Başkanlığı vekili ile Mersin İl Özel İdaresi vekilinin idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda verdikleri dilekçeler üzerine  dava dosyasının onaylı bir örneği Danıştay Başsavcılığı’na gönderilmiştir.

Danıştay Başsavcısı: Davalılardan Mersin İl Özel İdaresi vekilinin görev itirazının kaldırılmasına yönelik talebinin 2247 sayılı Kanunun 12/1 maddesinde öngörülen yasal süresinde yapılmadığından reddine, diğer davalı Tarsus Belediye Başkanlığı vekilinin talebi yönünden ise İdarelerin 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 8'inci maddesi uyarınca tek yanlı irade açıklamaları ile tesis ettikleri, genel ve düzenleyici imar planları ile bu planlara dayanılarak tesis edilen parselasyon, kamulaştırma, ruhsat gibi bireysel işlemler, "idari işlem, bu imar planı uyarınca yapmak zorunda oldukları program ve uygulamaları bunun için gerekli zamanda gerçekleştirmemeleri yani, bu konudaki hareketsizliklerin de, idari eylem niteliği taşıdığını belirterek, davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2'nci maddesinin 1'inci fıkrasının (b) bendinde yer alan "idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları," hükmü gereğince idari yargı yerinde görülmesinin gerektiği belirtilerek, 2247 sayılı Yasa'nın 10'uncu maddesi uyarınca, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 30.9.2013 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME:Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre,  davalılar Tarsus Belediye Başkanlığı vekili ile Mersin İl Özel İdaresi vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedildiği, bu red kararına karşı davalı Mersin İl Özel İdaresi vekili tarafından 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunulmadığı, diğer davalı Tarsus Belediye Başkanlığı vekili tarafından 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı'nca, davalılardan Mersin İl Özel İdaresi tarafından yapılan başvurunun 12/1.maddede öngörülen süresinde olmadığından reddine karar verilmesi talep edildiği, diğer davalı Tarsus Belediye Başkanlığı vekili bakımından 10.maddede öngörülen biçimde, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Birgül YİĞİT’in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı M. BAYHAN ile Danıştay Savcısı M. Ali GÜMÜŞ’ün davalılardan Mersin İl Özel İdaresi vekilince yapılan görev itirazının süresinde olmaması nedeni ile reddine, diğer davalı Tarsus Belediye Başkanlığı vekilinin görev itirazı yönünden ise davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Davalı Mersin İl Özel İdaresi Vekili’nin görev itirazı yönünden;

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 10. maddesinde, “Görev uyuşmazlığı çıkarma; adli, idari ve askeri bir yargı merciinde açılmış olan davada ileri sürülen görev itirazının reddi üzerine ilgili Başsavcı veya Başkanunsözcüsü tarafından görev konusunun incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesi’nden istenmesidir.

Yetkili Başsavcı veya Başkanunsözcüsünün Uyuşmazlık Mahkemesinden istekte bulunabilmesi için, görev itirazının, hukuk mahkemelerinde en geç birinci oturumda, ceza mahkemelerinde delillerin ikamesine başlamadan önce; idari yargı yerlerinde de dilekçe ve savunma evresi tamamlanmadan yapılmış olması ve yargı yerlerinin de kendilerinin görevli olduklarına karar vermiş bulunmaları şarttır.

Görev itirazının yargı merciince yerinde görülerek görevsizlik kararı verilmesi halinde, görev konusunun Uyuşmazlık Mahkemesi’nce incelenebilmesi, temyizen bu kararın bozulmuş ve yargı merciince de bozmaya uyularak görevli olduğuna karar verilmiş bulunmasına bağlıdır.

Uyuşmazlık çıkarma isteminde bulunmaya Yetkili makam; reddedilen görevsizlik itirazı adli yargı yararına ileri sürülmüş ise Cumhuriyet Başsavcısı, idari yargı yararına ileri sürülmüş ise Danıştay Başkanunsözcüsü, askeri ceza yargısı yararına ileri sürülmüş ise Askeri Yargıtay Başsavcısı, Askeri İdari Yargı yararına ileri sürülmüş ise bu mahkemenin Başkanunsözcüsüdür.

Görev itirazının reddine ilişkin karara karşı itiraz yolunun açık bulunduğu ceza davalarında ret kararı kesinleşmeden uyuşmazlık çıkarma istenemez” denilmiş; 12.maddesinde, “Görev itirazında bulunan kişi veya makam itirazının reddine ilişkin kararın verildiği tarihten, şayet bu kararın tebliği gerekiyorsa tebliğ tarihinden, itiraz yolu açık bulunan ceza davalarında ise ret kararının kesinleştiği tarihten başlayarak 15 gün içinde, uyuşmazlık çıkarılmasını istemeye Yetkili makama sunulmak üzere iki nüsha dilekçeyi itirazı reddeden yargı merciine verir.

Bu yargı mercii dilekçenin bir nüshasını ve varsa eklerini yedi gün içinde cevabını bildirmesi için diğer tarafa tebliğ eder. Tebligat yapılan taraf, süresi içinde bu yargı merciine cevabını bildirmezse cevap vermekten vazgeçmiş sayılır.

Yargı mercii, itiraz dilekçesi üzerine verdiği itirazı ret kararını kaldırarak görevsizlik kararı vermediği takdirde Yetkili makama sunulmak üzere kendisine verilen dilekçeyi alınan cevabı ve görevsizlik itirazının reddine ilişkin kararını, dava dosyası müktevasının onaylı örnekleriyle birlikte uyuşmazlık çıkarma isteminde bulunmaya Yetkili makama gönderir.

Bir davada uyuşmazlık çıkarılması için yalnız bir kez başvurabilir.” hükmü yeralmış, 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmiştir.

Olayda, Tarsus 3.  Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan davada, birinci oturum tarihi olan 19.03.2013 gününden önce (25.01.2013 tarihinde), davalı Mersin İl Özel İdaresi vekilince görev itirazında bulunulduğu; görev itirazının mahkemece reddine karar verildiği 19.03.2013 tarihli duruşmaya davalı Mersin İl Özel İdaresi’nin katıldığı ve davalı  Mersin İl Özel İdaresi  vekilinin 04.04.2013 günü kayda giren dilekçesi ile olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunduğu anlaşılmıştır.

                Yukarıda sözü edilen Kanun hükümleri uyarınca, görev itirazının reddine ilişkin kararın tefhim edildiği günden başlayan onbeş gün içinde uyuşmazlık çıkarılmasının istenebileceği gözetildiğinde, verilen görevlilik kararının tefhimi nedeniyle, on yedinci gün olan 04.04.2013 günü kayda giren dilekçenin süresi içerisinde verildiğinin kabulü olanaksızdır.

Bu durumda, davalı Mersin İl Özel İdaresi vekili tarafından Tarsus 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan davada verilen görevlilik kararının tefhim nedeniyle, on beşinci gün olan 2.4.2013 tarihinden sonra olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle yapılan başvuru süresinde olmadığından, davalı Mersin İl Özel İdaresi vekilince yapılan başvurunun reddi gerektiği açıktır.

Diğer davalı Tarsus Belediye Başkanlığı’nın görev itirazı yönünden;

Dava,  davacıların taşınmazına, imar planında “Ortaokul Alanı”nda kaldığı belirtilmek suretiyle kamulaştırmasız el atıldığından bahisle, taşınmazın imar planında “Ortaokul Alanı”nda kalan kısmı bakımından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000 TL bedelin,  taşınmazın Ortaokul Alanı olarak tahsisi edildiği 1990 tarihinden itibaren  işleyecek  kamu alacakları için öngörülen en yüksek faizi ile birlikte  davalılardan  alınarak  davacılara verilmesi istemiyle açılmıştır.

Her ne kadar, davacı vekili tarafından dava dilekçesinde; dava konusu taşınmaza idarece fiilen el atıldığı iddia edilmiş ise de; mahkemece dava konusu alanda gerçekleştirilen keşif sırasında tutanağa geçirilen hakim gözleminde, taşınmazın boş olduğu belirtildiğinden; taşınmaza davalı idare tarafından fiilen el atılmadığı anlaşılmıştır.

                3194 sayılı İmar Kanunu’nun “Planların hazırlanması ve yürürlüğe konulması” başlıklı 8. maddesinde;  “Planların hazırlanmasında ve yürürlüğe konulmasında aşağıda belirtilen esaslara uyulur.

                a) Bölge planları; sosyo - ekonomik gelişme eğilimlerini, yerleşmelerin gelişme potansiyelini, sektörel hedefleri, faaliyetlerin ve alt yapıların dağılımını belirlemek üzere hazırlanacak bölge planlarını, gerekli gördüğü hallerde Devlet Planlama Teşkilatı yapar veya yaptırır.

                b) İmar Planları; Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından meydana gelir. Mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer. (Değişik dördüncü cümle: 8/8/2011- KHK-648/21 md.) Bu planlar onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tespit edilen ilan yerlerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. Belediye başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planları belediye meclisi onbeş gün içinde inceleyerek kesin karara bağlar.

                Belediye ve mücavir alan dışında kalan yerlerde yapılacak planlar valilik veya ilgilisince yapılır veya yaptırılır. Valilikçe uygun görüldüğü takdirde onaylanarak yürürlüğe girer. (Değişik üçüncü cümle: 8/8/2011- KHK-648/21 md.) Onay tarihinden itibaren valilikçe tespit edilen ilan yerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. İtirazlar valiliğe yapılır, valilik itirazları ve planları onbeş gün içerisinde inceleyerek kesin karara bağlar.

                Onaylanmış planlarda yapılacak değişiklikler de yukarıdaki usullere tabidir.

                Kesinleşen imar planlarının bir kopyası, Bakanlığa gönderilir.

                İmar planları alenidir. Bu aleniyeti sağlamak ilgili idarelerin görevidir. Belediye Başkanlığı ve mülki amirlikler, imar planının tamamını veya bir kısmını kopyalar veya kitapçıklar haline getirip çoğaltarak tespit edilecek ücret karşılığında isteyenlere verir.

                c) (Ek: 3/7/2005 - 5403/25 md.) Tarım arazileri, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda belirtilen izinler alınmadan tarımsal amaç dışında kullanılmak üzere plânlanamaz.” hükmüne yer verilmiştir.

Olayda, imar planının uygulaması sonucu, uyuşmazlığa konu parselin imar planında “Ortaokul Alanı” alanı alanında kaldığı, kamulaştırmasız el atma nedeniyle taşınmazın bedelinin ödenilmesi gerektiğinin iddia edildiği;  davanın konusunun, davalı idarece 3194 sayılı Kanunu uyarınca kamu gücü kullanılarak tek yanlı irade ile yapılan imar planlarında yer alan davacıların hissedarı olduğu taşınmazın bedelinin tazminine ilişkin bulunduğu anlaşılmış olup, belirtilen duruma göre, imar planı ve buna dayalı imar uygulaması sonucunda uğranılan zararın tazminine yönelik kısmı yönünden davanın,  2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesinde yer alan "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle,

1-Davalılardan Mersin İl Özel İdaresi vekilinin talebi yönünden, yapılan görev itirazının 2247 sayılı kanunun 12/1.maddesinde öngörülen yasal süresinde yapılmadığından reddine karar verilmesi,

2-Davalılardan Tarsus Belediye Başkanlığı vekilinin talebi yönünden, Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü görev itirazının Tarsus 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce reddine ilişkin kararın kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir. 

SONUÇ    : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle davalılardan Mersin İl Özel İdaresi tarafından yapılan görev itirazının 2247 sayılı kanunun 12/1.maddesinde öngörülen yasal süresinde yapılmadığından REDDİNE, diğer davalı Tarsus Belediye Başkanlığı vekilinin görev itirazı yönünden ise Danıştay Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile görev itirazının Tarsus 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin  19.03.2013 gün ve E:2012/515 sayılı reddine ilişkin kararın KALDIRILMASINA 30.9.2013 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.