T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS     NO   : 2023/220

KARAR NO  : 2023/340      

KARAR TR  : 15/05/2023

ÖZET:Taraflar arasında imzalanan sistem kullanım anlaşmasının ilgili hükmünün ihlal edildiğinden bahisle TEİAŞ tarafından düzenlenen "sistem kullanım ceza ücreti" konulu faturaların tahsili amacıyla özel hukuk tüzel kişisi Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğü aleyhinedavanın, ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

K A R A R

 

Davacı    : Türkiye Elektrik İletim A.Ş.

Vekilleri  : Av. E. K,Av. H. K, Av.A. K

Davalı     : BORSAB- Bozüyük Büyük Organize SanayiBölgesi Müteşebbis Teşekkül Başkanlığı

Vekili      : Av. A. G

 

I. DAVA KONUSU OLAY

 

1. Davacı vekili, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve bu Kanun'a istinaden yayımlanan ikincil mevzuat çerçevesinde müvekkili kurum ile Bozüyük Organize Sanayi Bölgesi Müteşebbis Teşekkül Başkanlığı arasında 2009-2013 yılları arasında ayrı ayrı Sistem Kullanım Anlaşmaları akdedildiğini, her bir anlaşmada TEİAŞ'a ödenmesi gereken ceza miktarlarının belirlendiğini, ilgili sözleşme hükümleri kapsamında 01/03/2012 - 31/12/2012 tarihleri arasındayapılan ölçümlerde davalının muhtelif tarihlerde birçok defa 19/10/2009 ve 13/06/2012 tarihli sözleşmelerde tanımı yapılan reaktif enerji sınır değerlerinin aşılmasına ilişkin ihlalleri gerçekleştirdiğinin görüldüğünü, bunun üzerine ödenmesi gereken cezalar için 29/04/2013 tarihli ve I 81029, I 81153, I 81277, I 81406, I 81531, I 81657, I 81797, I 82071, I 82196 nolu 9 adet sistem kullanım ceza faturası düzenlenerek 13/05/2013 tarihli ve 4540 sayılı yazı ile davalı şirkete gönderildiğini ancak ödeme yapılmayarakfaturaların müvekkili kuruma iade edildiğini, Ankara 5. Noterliğinin 05/06/2013 tarih ve 15812 yevmiye nolu ihtarnamesi ile muhatap BORSAB'a ceza faturalarının yeniden gönderildiğini, davalı tarafça faturaların yine ödenmediğini ve iade edildiğini belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalıdan toplam 64.294,68 TL alacaklarının ve her bir faturanın son ödeme tarihinden itibaren Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 51. maddesi uyarınca işleyecek gecikme zammı, gecikme zammı KDV'si ve diğer fer’ileri ile birlikte tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. Adli Yargıda

 

2. Bozüyük 2. AsliyeHukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) 18/07/2014 tarih veE.2013/387, K.2014/469 sayı ile, uyuşmazlığın esasını inceleyerek davanın kabulüne karar vermiş, temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 13/11/2018 tarih veE.2016/1949, K.2018/5270 sayı ile, esasa yönelik gerekçeler ile kararı bozmuş; Mahkeme bozma ilamı doğrultusunda 24/09/2019 tarih ve E.2019/93, K.2019/392 sayı ile davanınkısmen kabulüne karar vermiş, temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 18/10/2021 tarih ve E.2021/869, K.2021/908 sayı ile, "7257 sayılı Kanun ile bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerine ilişkin ceza-i şartlara ilişkin uyuşmazlıkların idari yargı yolunda görüleceği"nin hükme bağlandığı gerekçesiylekararı görev yönünden bozmuştur.

 

3. Bozüyük 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) 15/02/2022 tarih ve E.2021/637, K.2022/87 sayı ile, bozma kararı doğrultusunda uyuşmazlığın idari yargı yerinde görülmesi gerektiğinden bahisle, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar vermiş, temyiz edilmesi üzerineYargıtay 6. Hukuk Dairesi 04/04/2022 tarih ve E.2022/1755, K.2022/1863 sayı ile, vekalet ücreti yönünden kararı düzelterek onamış ve görevsizlik kararı kesinleşmiştir.Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2021/869 Esas ve 2021/908 Karar sayılı ilamında, "02/12/2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan, 25/11/2020 tarihli 7257 sayılı Kanun'un 33. maddesi ile, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasına (ç) bendinden sonra gelmek üzere (d) bendi eklenmiş, buna göre "İletim sisteminin normal işletme koşulları içerisinde işletilmesi ile işletme güvenliği ve bütünlüğü üzerinde risk oluşturan durumlara ilişkin olarak bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerinin takibini yapmak, ihlal durumu tespit edilen tüzel kişilere sistem kullanım anlaşmasında düzenlenen ceza-i şartları ve diğer yaptırımları uygulamak” TEİAŞ’ın görev ve yükümlülükleri arasında gösterildikten sonra 6446 sayılı Kanun'a Ek madde 3 ile “8 inci maddenin ikinci fıkrasının (d) bendinin uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda görülür. ’’ hükmü eklenmiş, 46. madde ile de Kanun 'un yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenmiştir.

Bu bağlamda, 7257 sayılı Kanun ile bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerine ilişkin ceza-i şartlara ilişkin uyuşmazlıkların idari yargı yolunda görüleceği hükme bağlandığından yargı yoluna ilişkin bu değişikliğin usul hükmü niteliğinde olduğu, derhal ve kesinleşmemiş tüm uyuşmazlıkları da kapsar şekilde uygulanması gerektiği anlaşıldığından 6100 sayılı HMK'nın 114/1-b maddesine göre dava şartı olan "yargı yolunun caiz olmaması" nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğinden mahkeme kararının bozulması uygun görülmüştür." denilerek Mahkememiz karan bozulmuştur.

Yargıtay ilamına uyularak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Dava                  şartı yokluğu nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE, "

 

4. Davacı vekilibu kez, aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

B. İdari Yargıda

 

5.Sakarya 2. İdare Mahkemesi 22/06/2022 tarih ve E.2022/682, K.2022/761 sayı ile, davanın yetki yönünden reddine, dosyanın yetkili olan Ankara İdare Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

 

6. Ankara 14. İdare Mahkemesi 23/02/2023 tarih ve E.2022/1584 sayı ile,davanın çözümünün adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle 2247 sayılı Kanun’un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirtilmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"İdari yargılama hukukunun, "kamu gücünü kullanarak işlem tesis eden idarenin davalı sıfatını haiz olacağı" kuralı ve Mahkemelerce "iptal ve tam yargı davaları" olarak bakılan uyuşmazlıklarda "idari işlem ve eylemlerin hukuki denetiminin" yapılacağı hususu bilinen en temel özelliğidir. Dolayısıyla işlemi tesis eden idarenin davalı taraf olacağı öngörülmüştür.

Ayrıca; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2'nci maddesinin 1'inci fıkrasında ise, idari mahkemelerin idari eylem ve işlem niteliğinde yargı kararı veremeyecekleri belirtilmiştir.

 

Uyuşmazlıkta; işlemi tesis eden idarenin, tesis ettiği işlemin icra kabiliyetini tespit veya geçerliliğini doğrulatmak-onaylatmak şeklinde cereyan edecek yargı kararına ihtiyacı bulunmadığı gibi, İdare Mahkemeleri tarafından da bu şekilde karar verilmesine olanak da bulunmamaktadır.

Bu durumda; dosya kapsamı ve yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, davacı idarenin özel hukuk kişisinden "sistem kullanım ceza fatura bedeli" karşılığı olan alacağının tahsili talebinin idari yargı yolunda çözümlenmesine olanak bulunmadığından, davanın Adli yargı yerince çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır."

 

IV. İLGİLİ HUKUK

 

7.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun "İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2. maddesi şöyledir:

 

"1. (Değişik: 10/6/1994 - 4001/1 md.) İdari dava türleri şunlardır:

a) (İptal: Anayasa Mahkemesinin 21/9/1995 tarihli ve E:1995/27, K:1995/47 sayılı kararı ile; Yeniden Düzenleme: 8/6/2000-4577/5 md.) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları

c) (Değişik: 18/12/1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar.

2. İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. İdari mahkemeler; yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler."

 

8. 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun "İletim faaliyeti" başlıklı 8. maddesine 25/11/2020 tarihli ve 7257 sayılı Kanun'un 33. maddesi ile eklenen 2. fıkranın (d) bendinde; "İletim sisteminin normal işletme koşulları içerisinde işletilmesi ile işletme güvenliği ve bütünlüğü üzerinde risk oluşturan durumlara ilişkin olarak bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerinin takibini yapmak, ihlal durumu tespit edilen tüzel kişilere sistem kullanım anlaşmasında düzenlenen cezai şartları ve diğer yaptırımları uygulamak," TEİAŞ'ın görev ve yükümlülükleri arasında sayılmıştır.

 

 

 

9. Aynı Kanun'un ek 3. Maddesi şöyledir:

 

"(Ek:25/11/2020-7257/39 md.)

(1) 8 inci maddenin ikinci fıkrasının (d) bendinin uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda görülür. "

 

10. Belirtilen maddeler 02/12/2020 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

 

11. 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu'nun "Tanımlar vekısaltmalar" başlıklı 3. maddesinin (e) ve (h) bentleri şöyledir:

 

"Bu Kanunun uygulanmasında;

...

e) Katılımcı: OSB’lerde, bir işletmenin kurulması için parsel tahsisi veya satışı yapılanlar ile maliki bulunduğu parselde üretimde bulunan veya bulunmayı taahhüt eden ve bu Kanunun amacına uygun faaliyet gösteren gerçek veya tüzel kişi ile finansal kiracıyı,

h) Organize Sanayi Bölgesi (OSB): Sanayinin uygun görülen alanlarda yapılanmasını sağlamak, çarpık sanayileşme ve çevre sorunlarını önlemek, kentleşmeyi yönlendirmek, kaynakları rasyonel kullanmak, bilgi ve bilişim teknolojilerinden yararlanmak, sanayi türlerinin belirli bir plan dâhilinde yerleştirilmesi ve geliştirilmesi amacıyla, sınırları tasdik edilmiş arazi parçalarının imar planlarındaki oranlar dâhilinde gerekli ortak kullanım alanları, hizmet ve destek alanları ve teknoloji geliştirme bölgeleri ile donatılıp planlı bir şekilde ve belirli sistemler dâhilinde sanayi için tahsis edilmesiyle oluşturulan ve bu Kanun hükümlerine göre kurulan, planlanan ve işletilen, kaynak kullanımında verimliliği hedefleyen mal ve hizmet üretim bölgelerini,

... ifade eder."

 

12. Bu Kanun'un " Nitelikleri" başlıklı 5. maddesinin ilk fıkrası şöyledir:

 

"OSB, müteşebbis heyetin veya genel kurulun vereceği karar üzerine yönetim kurulunun başvurusu üzerine Bakanlıkça verilen kamu yararı kararı ve sınırları belirlenmiş yetki çerçevesinde kamulaştırma işlemleri yaptırabilen bir özel hukuk tüzel kişiliğidir. (Ek cümle : 20/2/2014-6525/21 md.) OSB; kamulaştırma işlemlerini Valilik, İl Özel İdaresi, Belediye veya Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığına yaptırabilir."

 

13. Aynı Kanun'un "Müteşebbis heyet" başlıklı 7. maddesi şöyledir:

 

" (Değişik fıkra: 18/6/2017-7033/42 md.) Müteşebbis heyet, OSB’nin kuruluşuna katılan kurum ve kuruluşların karar organlarınca, organlarında görevli olanlardan veya mensupları arasından tespit edilecek on beş asıl ve on beş yedek üyeden oluşur.

Katılan kurum ve kuruluşların müteşebbis heyette temsil edilecekleri üye sayısı, katılım oranları dikkate alınarak kuruluş protokolünde belirlenir.

(Değişik fıkra: 18/6/2017-7033/42 md.) Müteşebbis heyette yer alan üyeler, vali hariç dört yıl için seçilir ve temsil ettikleri kurum ve kuruluşlardaki görevleri sona erdiğinde üyelikleri düşer. Üyelikten düşen veya ayrılan üyenin yerine, temsil ettiği kurum ve kuruluşun ön sıradaki yedek üyesi geçer. Katılan üye, yerine geçtiği üyeden kalan süreyi tamamlar. Vali, müteşebbis heyette bulunması durumunda yedek üye uygulamasından istisna tutulur.

Müteşebbis heyet ilk toplantısında, valinin başkan olması durumunda, 4 üncü maddenin yedinci fıkrasında sayılan kuruluşlardan il özel idaresi, il özel idaresi bulunmayan illerde Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı ve belediye temsilcileri dışında kalanlardan bir başkanvekili, aksi takdirde bir başkan ve bir başkanvekili seçer.[5]

Müteşebbis heyet en az üç ayda bir defa başkan veya başkanın yokluğunda başkanvekili başkanlığında salt çoğunluk ile toplanır. Kararlar mevcudun salt çoğunluğu ile alınır. Oyların eşitliği halinde başkanın oyuna itibar edilir.

Müteşebbis heyette görevli üyeler, geçerli sayılan bir mazeretleri olmaksızın üst üste yapılan üç toplantıya veya mazeretleri olsa dahi bir yıl içinde yapılan toplantıların en az yarıdan bir fazlasına katılmamaları halinde üyelikten çekilmiş sayılırlar.

Müteşebbis heyet; OSB’nin kuruluş amacını gerçekleştirmek için gerekli kararları ve tedbirleri almak, yer seçimi raporunda belirtilen hususları yerine getirmek, kanun, yönetmelik, kuruluş protokolü ve benzeri düzenlemelerle verilen görevleri yapmak, yönetim ve denetim kurulu çalışmalarını ve hesaplarını ibra etmek, OSB’ye ait para ve diğer kaynakları kuruluş amacına uygun kullanmakla yükümlü ve görevlidir.

Müteşebbis heyet üyeleri ile yönetim ve denetim kurulu üyelerinin görevlendirilme usul ve esasları, kuruluş protokolünün tanzim şekli ve ihtiva edeceği hususlar ile görev ve çalışmalarına ilişkin esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

(Ek fıkra: 18/6/2017-7033/42 md.) OSB organlarında görev alanlar, vali hariç diğer OSB’lerin organlarında görev alamazlar. "

 

14. Aynı Kanun'un "Yönetim Kurulu" başlıklı 8. maddesi şöyledir:

 

"(Değişik fıkra: 18/6/2017-7033/43 md.) Yönetim kurulu, müteşebbis heyetin en az dördü kendi üyeleri arasından olmak üzere seçeceği beş asıl, beş yedek üyeden oluşur. Genel kurula geçen ve müteşebbis heyetin sona erdiği OSB’lerde, yönetim kurulu yönetmelikle belirlenecek kriterlere göre en fazla on bir asıl ve on bir yedek üyeden oluşur. Yönetim kurulu üyeleri dört yıl için seçilir.

Yönetim kurulu üyeleri kendi aralarında bir başkan ve bir başkanvekili seçerler. Yönetim kurulu en az ayda iki defa toplanır ve toplantı salt çoğunluk ile yapılır. Geçerli bir mazereti olmadan üst üste yapılan üç toplantıya veya mazereti olsa dahi altı ay içinde yapılan toplantıların en az yarısına katılmayan üyeler üyelikten çekilmiş sayılırlar. Kararlar salt çoğunlukla verilir. Oyların eşitliği halinde başkanın oyuna itibar edilir.

Yönetim kurulu; kanun, yönetmelik, kuruluş protokolü ve benzeri düzenlemeler ile müteşebbis heyetin kararları çerçevesinde OSB’nin sevk ve idaresini yürütmekle görevlidir."

 

15. Aynı Kanun'un "Alt yapı tesisleri kurma, kullanma ve işletme hakkı" başlıklı 20. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

 

"OSB’lerin ihtiyacı olan elektrik, su, kanalizasyon, doğalgaz, arıtma tesisi, yol, haberleşme, spor tesisleri gibi altyapı ve genel hizmet tesislerini kurma ve işletme, kamu ve özel kuruluşlardan satın alarak dağıtım ve satışını yapma hakkı sadece OSB’nin yetki ve sorumluluğundadır. OSB’ler, Bakanlıktan izin almak kaydıyla ayrı şirket kurma şartı aranmaksızın OSB alanı içerisinde öncelikle kendi ihtiyacı olmak üzere elektrik üretim tesisleri kurma ve işletme hakkına sahiptir. OSB’deki katılımcıların elektrik üretim tesisleri kurması ve işletmesi OSB iznine tabidir."

 

V. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

16. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL'ın Başkanlığında, Üyeler Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN’ın katılımlarıyla yapılan 15/05/2023 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesince, anılan Kanun'un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, Mahkemece idari yargı dosyasının, ekinde adli yargı dosyası örneği ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

B. Esasın İncelenmesi

 

17. Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK'in davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

18. Dava, taraflar arasında imzalanan sistem kullanım anlaşmasının ilgili hükmünü ihlal ettiğinden bahisle TEİAŞ tarafından davalı Başkanlık adına kesilen, 01/03/2012-31/12/2012 dönemine ait I 81029, I 81153, I 81277, I 81406, I 81531, I 81657, I 81797, I 82071, I 82196 seri ve sıra numaralı, 29/04/2013 tarihli ve toplamı 64.294,68 TL olan sistem kullanım ceza faturalarına ait bedelinin, son ödeme tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar işleyecek 6183 sayılı Kanun'un 51. maddesinde öngörülen gecikme zammı ve gecikme zammının KDV'si ile birlikte davalı BORSAB-Bozüyük Büyük Organize Sanayi Bölgesi Müteşebbis Teşekkül Başkanlığından tahsili istemiyle açılmıştır.

 

19. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı; bu nedenle, yeni bir kanunla kabul edilen görev kurallarının, geçmişe de etkili olacağı, bilinen bir genel hukuk ilkesidir.

 

20. Bununla birlikte, davalı Organize Sanayi Bölgesi yönünden ortada iptal talebine konu bir idari işlemindolayısıyla davalı yönünden idari yargı yerinde açılmasını gerektirir bir dava türünün mevcut olmadığı da açıktır.

 

21. Ayrıca, idari yargıda husumet kamu düzenindendir ve kendisine karşı dava açılan taraf, davalı mutlaka idare olmalıdır. Yani idari davalarda, davalı her zaman idaredir.

 

22. Yukarıda yer verilen 6446 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 2. fıkrasının (d) bendi ile bu bendin uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıkların idari yargıda görüleceği yönündeki Ek 3. maddesinin açık hükmü ile bu düzenlemeden önce genel hükümlere göre özel hukuk tüzelkişisi Organize Sanayi Bölgesine karşı dava açılmış olması hususlarının birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.

 

23. Buna göre, davanın açıldığı tarihte davalı mevkiinde kamu tüzelkişiliği niteliğini haiz olmayan BORSAB - Bozüyük Büyük Organize SanayiBölgesi Müteşebbis Teşekkül Başkanlığının olması karşısında, davalı bakımından idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmenin imkânsız olduğu anlaşıldığından, genel hükümlere göre açılmış davadaki uyuşmazlığın adli yargı yerinde görülmesi ve çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

 

24. Yukarıda belirtilen hususlar gözönünde bulundurularak, Ankara 14. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Bozüyük 2. AsliyeHukuk Mahkemesinin (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) 15/02/2022 tarih ve E.2021/637, K.2022/87sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

 

VI. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

A. Davanın çözümünde ADLİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

 

B. Ankara 14. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Bozüyük 2. AsliyeHukuk Mahkemesinin (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) 15/02/2022 tarih ve E.2021/637, K.2022/87 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

 

15/05/2023 tarihinde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

         

 

            Başkan                       Üye                               Üye                              Üye

          Muammer                   Nigün                            Doğan                           Eyüp

           TOPAL                      TAŞ                            AĞIRMAN                 SARICALAR

 

 

 

 

 

 

                                                Üye                                Üye                                Üye

                                              Ahmet                             Mahmut                          Bilal

                                             ARSLAN                         BALLI                      ÇALIŞKAN