Hukuk Bölümü         2006235 E.  ,  2006/232 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

          Davacı            : H.Ç.

            Vekilleri        : Av. Ü. E. – Av. G. E.

            Davalı             : Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı

          O L A Y          : Bursa Sigorta İl Müdürlüğü’nce davacı adına idari para cezası ile birlikte hesaplanan gecikme zammının tahsili amacıyla 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun  80. maddesi uyarınca ödeme emri düzenlenmiştir.

Davacı vekili, söz konusu ödeme emrine karşı adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur.

BURSA 1. İŞ MAHKEMESİ; 14.6.2004 gün ve E:2003/1176; K:2004/569 sayı ile, 506 sayılı Kanun’a göre bu tür idari para cezasına itiraz mahiyetindeki davaların çözüm yeri iş mahkemesi olmayıp, idare mahkemesi olduğundan, davaya bakmanın Mahkemelerinin görevi dışında bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

Davacı vekili, bu kez, ödeme emrinin iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

BURSA 1. İDARE MAHKEMESİ; 14.12.2005 gün ve E:2004/1551; K:2005/1812 sayı ile, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 80.maddesinin 4958 sayılı Yasa ile değişik 5.fıkrasında, Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183  sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 51 ve 102 nci maddeleri hariç,diğer maddelerinin uygulanacağı belirtilmiş, aynı maddenin 7. fıkrasında ise, Kurum alacaklarının tahsilinde 21.7.1953 tarih ve 6183 sayılı Kanun’un uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde alacaklı sigorta müdürlüğünün bulunduğu yer iş mahkemesinin yetkili olduğu hükmünün yer aldığı, diğer taraftan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15. maddesinin 1/a bendinde, 14. maddenin 3/a bendine göre adli yargının görevli olduğu konularda açılan davaların reddine karar verileceğinin kurala bağlandığı, bakılan davada, uyuşmazlığın 506 sayılı Yasa kapsamındaki para cezası ve gecikme zammı alacağının tahsili amacıyla 6183 sayılı Yasa uyarınca düzenlenen ödeme emrine ilişkin olduğunun görüldüğü, bu durumda, her ne kadar Bursa 1. İş Mahkemesi’nin 14.6.2004 gün ve E: 2003/1176; K:2004/569 sayılı görevsizlik kararı üzerine bu dava Mahkemelerine açılmış ise de, uyuşmazlığın görümü ve çözümünün anılan Yasa gereği Mahkemelerine ait olmayıp, iş mahkemesinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, itiraz edilmeyerek kesinleşmiştir.

            İNCELEME VE GEREKÇE:

            Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında,   Üyeler: M. Lütfü ÜÇKARDEŞLER, Ahmet VELİOĞLU, Serap AKSOYLU, Z. Nurhan YÜCEL, Levent ÖZÇELİK ve Celal IŞIKLAR’ın katılımlarıyla yapılan 11.12.2006 günlü toplantısında;

            I-İLK İNCELEME : Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

İş Mahkemesinin, 19.2.2004 tarihli 1. celsede verdiği karar üzerine, davacı vekili tarafından, Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü davalı olarak gösterilmek suretiyle yeniden verilen dava dilekçesinde 2003/36122 dosya numarası verilerek, ödeme emrine itiraz edildiği, bunun üzerine anılan Mahkemece Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü davalı olarak gösterilmek suretiyle görevsizlik kararı verildiği; davacı vekilinin, İş Mahkemesinin bu görevsizlik kararından söz ederek 15.9.2003 gün ve 098497/036122 sayılı ödeme emrinin iptali istemiyle İdare Mahkemesine başvurması üzerine anılan Mahkemece de görevsizlik kararı verildiği hususları dikkate alındığında, adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasanın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren Mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği, Başkanlıkça, adli yargı dosyasının da ilgili Mahkemesinden getirtildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ’un, davanın çözümünde  adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU’nun, davada  adli yargının görevli olduğu yolundaki yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacı adına, 506 sayılı Kanun uyarınca kesilen idari para cezasının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılmıştır.

506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun para cezalarına ilişkin 140. maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan "Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren (7) gün içinde yetkili sulh ceza mahkemesine başvurabilirler." yolundaki üçüncü tümcesi Anayasa Mahkemesi'nin8.10.2002gün ve E:2001/225; K:2002/88 sayılı kararıyla iptal edilmiş ve bu kararın yayımlandığı26.2.2003tarihinden itibaren kendisine tanınan bir yıllık süre içinde Yasama Organı’nca çıkarılan29.7.2003gün ve 4958 sayılı Yasa'nın 51. maddesi ile, 506 sayılı Yasa'nın 140. maddesi yeniden düzenlenmiş olup, dördüncü fıkrasında " İdari para cezaları ilgiliye tebliğ edilmekle tahakkuk eder ve tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ödenir veya aynı süre içinde Kurumun ilgili ünitesine itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren altmış gün içinde idare mahkemesine başvurabilirler. Mahkemeye başvurulması cezanın takip ve tahsilini durdurmaz. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ödenmeyen idari para cezaları, bu Kanunun 80. maddesi hükmü gereğince hesaplanacak gecikme zammı ile birlikte tahsil edilir" denilmiştir.

Ödeme emrinin düzenlendiği tarihte yürürlükte olan anılan Yasa'nın 80. maddesinin29.7.2003gün ve 4958 sayılı Yasa ile değişik beşinci fıkrasında, Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 51. maddesi hariç, diğer maddelerinin uygulanacağı öngörülmüş ve ödenmeyen Kurum alacaklarına uygulanacak gecikme zammı gösterilmiş; yedinci fıkrasında ise, "Kurum alacaklarının tahsilinde 21.7.1953 tarih ve 6183 sayılı Kanunun uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde, alacaklı Sigorta Müdürlüğünün bulunduğu yer İş Mahkemesi yetkilidir." hükmüne yer verilmiştir.

 

Öte yandan; 506 sayılı Kanun’un 140. maddesinin dördüncü fıkrası15.2.2006tarih ve 5454 sayılı Kanun’un 5.maddesiyle değiştirilmiş;  idari para cezalarına karşı idare mahkemesine başvurulacağı hükmü kaldırılarak yerine, onbeş gün içinde yetkili sulh ceza mahkemesine başvurulabileceği hükmü getirilmiştir.

Bu düzenlemelere göre, idari para cezalarının ilgiliye tebliğ edilmekle tahakkuk edeceği ve tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ödeneceği veya aynı süre içinde Kurumun ilgili ünitesine itiraz edilebileceği, itirazın takibi durduracağı, Kurumca itirazı reddedilenlerin kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren altmış gün içinde idare mahkemesine  başvurabilecekleri nedeniyle tahakkuk aşamasında idare mahkemelerinin görevli oldukları (15.2.2006tarihinden itibaren onbeş gün içinde sulh ceza mahkemesine başvuru ile anılan mahkemeler görevli kılınmıştır); kurum alacaklarının tahsilinde ise, 6183 sayılı Yasa hükümleri uygulanmak suretiyle düzenlenecek ödeme emrine karşı açılacak davalara bakma görevinin, 80. maddenin yedinci fıkrasında açıkça belirtildiği gibi Sigorta Müdürlüğünün bulunduğu yer iş mahkemesine ait olduğu kuşkusuzdur.

Olayda, Bursa Sigorta İl Müdürlüğü’nce verilen idari para cezasının ödenmemesi nedeniyle Kurum alacağına dönüşmesi üzerine, gecikme zammı uygulanmak suretiyle tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrine karşı dava açıldığı anlaşılmıştır.

            Bu durumda, idari para cezasından doğan Kurum alacağının tahsili için düzenlenen ödeme emrine karşı açılan davanın görüm ve çözümünde, 506 sayılı Yasa’nın 80. maddesi uyarınca yetkili kılınan İş Mahkemesi görevli bulunmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, İş Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

SONUÇ    :Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Bursa 1. İş Mahkemesi’nce verilen 14.6.2004 gün ve E:2003/1176; K:2004/569 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 11.12.2006 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

Davacı vekili tarafından İş Mahkemesinde ödeme emrine karşı itirazda bulunulurken 2003/36123 dosya numarası verilerek, açıklama kısmında “826.200.000.-TL” yazılmış ve davalı idarenin savunmasında, 2003/6123 sayılı ödeme emrinden söz edilmiş ise de; Mahkemece 19.2.2004 tarihli 1. celsede, “dava dilekçesinde SSK İl Müdürlüğü davalı gösterilmiş ise de teşkilat yasasına göre il müdürlüğünün husumete ehliyeti bulunmadığı için hasımda değil temsilcide yanılma olduğundan SSK Genel Müdürlüğü Ankara hasım gösterilerek dava dilekçesinin bir örneğinin davacı vekili tarafından 10 gün içinde tebliğe çıkartılmasına” karar verilmesi üzerine, davacı vekili tarafından Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü davalı olarak gösterilmek suretiyle yeniden verilen dava dilekçesinde 2003/36122 dosya numarası verilerek, ödeme emrine itiraz edilmiş; İş Mahkemesince, Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü davalı olarak gösterilmek suretiyle görevsizlik kararı verilmiştir.

Bunun üzerine, davacı vekili, İş Mahkemesinin bu görevsizlik kararından söz ederek 15.9.2003 gün ve 098497/036122 sayılı ödeme emrinin iptali istemiyle İdare Mahkemesine başvurmuş olup, adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasanın 14. maddesinde öngörülen “…tarafları, sebebi ve konusu aynı olan dava…” koşulu dikkate alındığında, 36122 sayılı ödeme emri yönünden olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren Mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği, Başkanlıkça, adli yargı dosyasının da ilgili Mahkemesinden getirtildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.