T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO      : 2014 / 464

            KARAR NO : 2014 / 516

            KARAR TR   : 05.05.2014

 

ÖZET: Elektrik abonesi olan davacının, elektrik tüketim miktarına göre tahakkuk ettirilen faturalarda hizmet bedeli karşılığı olmayan “K/K bedeli” adı altında aboneliklerden kayıp kaçak bedeli alınmasının yasal olmadığı iddiası ile kayıp/kaçak bedeli adı altında ödenen bedelin faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemiyle açtığı davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

K  A  R  A  R 

Davacı           : Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı

            Vekilli             :  Av. M.T.

Davalı                        : TEDAŞ Akdeniz Elektrik Müessese Müdürlüğü

Vekili            : Av. M.Ç. & Av. F.C.  (Adli Yargıda)

 

O L AY           : Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürlüğü’ne bağlı Yetiştirme Yurtları’nın Akdeniz EDAŞ Burdur İşletme Müdürlüğü’nün 238060 ve 269120 nolu elektrik abonesi olduklarını, elektrik tüketim miktarına göre tahakkuk ettirilen faturalarda hizmet bedeli karşılığı olmayan “ K/K bedeli” adı altında aboneliklerden kayıp kaçak kullanım bedeli alınmasının yasal olmadığını belirterek; kayıp/kaçak bedeli adı altında haksız, hukuksuz olarak ödenmiş olan 1.237,58 TL’nin ödeme tarihinden itibaren değişken yasal faiz oranı uygulanmak sureti ile hesaplanacak işlemiş faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemiyle adli yargıda dava açılmıştır.

BURDUR 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (TÜKETİCİ MAHKEMESİ SIFATIYLA): 13.06.2013 gün ve E:2013/104 K:2013/415 sayılı kararında özetle; davacı vekilinin talebinin, idari işlemlerle ilgili olduğundan uyuşmazlığın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğine işaret edilerek yargı yolu bakımından görevsizlik kararı vermiş ve verilen bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez, aynı istemle idari yargıda dava açmıştır.

ISPARTA İDARE MAHKEMESİ: 02.09.2013 gün ve E:2013/854 K:2013/860 sayılı kararında “…dava konusu olayda elektrik kayıp-kaçak bedelinin davalı idarece sadece abonelerden alınan ve abonelik sözleşmesinin uygulanmasından kaynaklanan bir bedel olduğu dolayısıyla uyuşmazlığın abonelik sözleşmesinden kaynaklandığı açık olup, bu tür işlemlere karşı açılan davanın görüm ve çözüm yerinin adli yargı mercii olduğu hususu Danıştay ve Yargıtay’ın kökleşmiş içtihatlarında da sabit olduğu…” gerekçesiyle davanın 2277 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 15/1-a maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine karar vermiş ve verilen kararın Antalya Bölge İdare Mahkemesi’nin 10.01.2014 gün ve E:2013/3206, K:2014/87 sayılı kararı ile onanmasının ardından görevsizlik kararı kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Ayhan Akarsu ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 05.05.2014 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME:2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 14. maddesine göre; olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekmekte olup, bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, hukuk uyuşmazlıklarında ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilmektedir. Aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmektedir

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasanın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

Adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasanın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren Mahkemece, adli yargı dosyası da temin edilmek suretiyle Mahkememize gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Filiz BUDAK’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, elektrik abonesi olan davacının, elektrik tüketim miktarına göre tahakkuk ettirilen faturalarda hizmet bedeli karşılığı olmayan “ K/K bedeli” adı altında aboneliklerden kayıp kaçak bedeli alınmasının yasal olmadığı iddiası ile kayıp/kaçak bedeli adı altında ödenmiş olan 1.237,58 TL’nin ödeme tarihinden itibaren değişken yasal faiz oranı uygulanmak sureti ile hesaplanacak işlemiş faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemiyle açılmıştır.

Dosya kapsamında yapılan incelemede; davacı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürlüğü’ne bağlı Yetiştirme Yurtları’nın Akdeniz EDAŞ Burdur İşletme Müdürlüğü’nün 238060 ve 269120 nolu elektrik abonesi olduğu, bu aboneliklerden 14.04.2011-15.03.2012 tarihleri arasında toplam 1237,58 TL kaçak/kayıp bedeli olarak tahsilat yapıldığı, davalı tarafa tahsil edilen bu miktarın geri ödenmesi için yapılan başvurunun reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

            233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile bir kamu iktisadi kuruluşu olarak kurulan TEK- Türkiye Elektrik Kurumu, 12.8.1993 tarih ve 93/4789 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla, “Türkiye Elektrik Üretim, İletim Anonim Şirketi (TEAŞ)” ve “Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi (TEDAŞ)” ünvanlı iki ayrı iktisadi devlet teşekkülü şeklinde teşkilatlandırılmış olup, 233 sayılı KHK.’ ye ekli listede Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile ilgilendirilen “Teşekküller” olarak gösterilmiştir.

            233 sayılı KHK.’ nin 1. maddesinde, bu KHK.’ nin: iktisadi devlet teşekkülleri ile kamu iktisadi kuruluşlarının ve bunların müesseselerinin, bağlı ortaklıklarının kurulmasını, iştiraklerinin teşkilini, özerk bir tarzda ve ekonominin kurallarına uygun olarak yönetilmelerini ve amaçlarına ulaşabilmelerini sağlamak için denetlenmelerini düzenlemek amacı taşıdığına işaret edilmiş; 2. maddesinde, iktisadi devlet teşekkülü “Teşekkül”, sermayesinin tamamı Devlete ait, iktisadi alanda ticari esaslara göre faaliyet göstermek üzere kurulan, kamu iktisadi teşebbüsüdür.” şeklinde tanımlanmış; değişik 15. maddesinde, sermayesinin tamamı Devlete ait teşebbüslerin, işletmelerini müessese halinde teşkilatlandırabilecekleri ve müesseselerin, teşebbüs genel müdürünün teklifi, yönetim kurulunun kararı ile kurulacağı belirtilmiş, 4. maddesinde teşebbüslerin, 16. maddesinde de müesseselerin, tüzel kişiliğe sahip oldukları ve bu KHK.’ de saklı tutulan hususlar dışında özel hukuk hükümlerine tabi bulundukları ifade edilmiştir.

            Buna göre, TEDAŞ’ nin, 233 sayılı KHK.’ de işaret edildiği üzere, özerk bir tarzda ve ekonominin kurallarına uygun olarak faaliyette bulunmak üzere kurulup işletmelerini müessese olarak teşkilatlandıran, sermayesinin tamamı Devlete ait, tüzelkişiliğe sahip bir kamu kurumu olduğu kuşkusuzdur. Ancak, 233 sayılı KHK.’ de saklı tutulan hususlar dışında özel hukuk hükümlerine tabi bulunduğu gözden kaçırılmamalıdır.

Elektrik dağıtım ve perakende satış sektöründe rekabete dayalı bir ortamın oluşturulması ve gerekli reformların yapılmasını teminen dağıtım bölgeleri baz alınarak Kamu mülkiyetindeki elektrik işletmelerinin yeniden yapılandırılması suretiyle elektrik enerjisi dağıtım hizmetlerinin özelleştirilmesine karar verilmiş ve TEDAŞ 02.04.2004 tarih ve 2004/22 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararı ile özelleştirme kapsam ve programına alınmıştır. Dağıtım bölgeleri yeniden belirlenerek, Türkiye 21 dağıtım bölgesine ayrılmıştır. 

Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararı ile özelleştirme kapsam ve programına alınan TEDAŞ; özelleştirme sürecinde bulunan ve sermayesinin tamamı T.C. Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na ait bir kuruluştur.

Akdeniz Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi ( Akdeniz EDAŞ), Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi ( TEDAŞ) Özelleştirme Yüksek Kurulunca özelleştirme kapsamına alınmıştır. Bu doğrultuda Akdeniz Edaş’ın TEDAŞ’a ait olan %100 oranındaki hissesinin özelleştirilmesi için 12.11.2012 ‘de yapılan ihaleyi Cengiz Kolun Limak Ortak Girişim Grubu kazanmış ve 28.05.2013 tarihi itibari ile özelleştirme işlemleri tamamlanarak Akdeniz Edaş Cengiz Holding, Kolin İnşaat ve Limak Holding Ortaklığı bünyesinde hizmetlerine başlamıştır.

            233 sayılı KHK. ‘nin 35. maddesinde, “Teşebbüs, müessese ve bağlı ortaklıklar, işletmelerinde üretilen mal ve hizmet fiyatlarını tespitte serbesttirler.” denilmiş; 1.7.2004 tarih ve 6083 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanan Ana Sözleşmenin 3. maddesinin 1. bendinde Şirketin amacının,  “... elektrik enerjisinin dağıtımı, perakende satışı ve perakende satış hizmeti faaliyetlerini “kârlılık ve verimlilik” ilkesi çerçevesinde, ticari, ekonomik ve sosyal gerekçelere uygun biçimde yürütmek…” olduğu belirtilmiştir.

            Elektrik bedeli, ekonominin kurallarına uygun olarak serbestçe tespit edilen bir tarifeye ve abonman sözleşmesine göre alınmakta, başka bir deyişle, idare ile kişi arasında sözleşmeyle alacak- borç ilişkisi doğmakta, ödenecek miktar TEDAŞ (davanın somutunda özelleştirilen dağıtım şirketi olan Akdeniz EDAŞ) ile kişi arasında abonman sözleşmesiyle özel hukuk ilişkisi kurulmasından sonra verilen hizmet karşılığında maliyet-kâr esasına göre belirlenmektedir.

            Ödemenin hukuksal dayanağı, kamu gücüne değil, tarifeye ve iki taraf arasında yapılan abonman sözleşmesine dayanmaktadır. Nitekim, ödemelerin yapılmaması durumunda TEDAŞ (davanın somutunda özelleştirilen dağıtım şirketi olan Akdeniz EDAŞ)  alacağını, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun hükümlerine göre değil, sözleşme ilişkisine dayalı olarak özel hukuk hükümlerine göre tahsil etmektedir. Abone ile TEDAŞ( ilgili dağıtım şirketi) arasında yapılan abonman sözleşmesi, daha çok “tip” sözleşme görünümünde olup, hizmetten yararlanan kişinin, sözleşmeyi idare ile birlikte düzenlemesi yerine katılımı söz konusudur. Ancak, bu durum, idare ile kişi arasında kurulan özel hukuk ilişkisini, idare hukuku ilişkisine dönüştürmez. Çünkü birçok durumda hizmetin tekel niteliği ve çok kişiye götürülme zorunluluğu, işin çoğunlukla tip sözleşmelerle ve hizmetten yararlanacakların katılımı yoluyla gerçekleşebilmesini olanaklı kılmaktadır.

            Belirtilen durum karşısında, Müessesenin abonesi adına tahakkuk ettirdiği kaçak/ kayıp bedelinin ödenmesine ilişkin davanın, taraflar arasındaki abonman sözleşmesine dayanan özel hukuk hükümlerine tabi bir alacak- borç ilişkisinden doğması nedeniyle, görüm ve çözümünde adli yargı yerleri görevli bulunmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, Burdur 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) 13.06.2013 gün ve E.2013/104 K:2013/415 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç      : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Burdur 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) 13.06.2013 gün ve E.2013/104 K:2013/415 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 05.05.2014 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Eyüp Sabri BAYDAR 

 

 

 

Üye

Nurdane

TOPUZ

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Sıddık

YILDIZ

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT