T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

            ESAS NO        : 2018 / 204

            KARAR NO  : 2018 / 729

            KARAR TR   : 26.11.2018

ÖZET : Sigortalı aracın uğradığı hasar bedelini  ödeyen sigorta şirketinin, zararın idarece giderilmesi istemiyle açtığı davanın, 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi gözetildiğinde, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

                                                          

K  A  R  A  R

 

Davacı          : A. Sig. A.Ş.

Vekilleri        : Av.A. G. H.-Av. A. B. K.

Davalı            : Karayolları Genel Müdürlüğü(Adli Yargıda)

Vekili            : Av. H. K.Ö.

Davalı           : İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı(İdari Yargıda)

Vekili            : Av. A.K.

 

O L A Y      : Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili şirket tarafından sigortalı 34 … 8820 plaka sayılı aracın, 21.02.2015 tarihinde malik/sürücüsünün sevk ve idaresinde iken, TEM Otoyolu Sadabad Viyadüğü Sütlüce kavşağı inişinde kar sebebi ile buzlanan ve kaygan hale gelen yol üzerinde bir trafik kazasına karıştığını,   bu kazada aynı sebeple kaza yapan 8 aracın  hasarlandığını; sigortalı araçta tespit edilen 13.900,71.TL.hasar tazminatının 10.04.2015 tarihinde müvekkili tarafından ödendiğini; Trafik Kazası Tespit Tutanağında, yolun bakım, onarım, temizliğinden sorumlu olan ve buzlanmaya karşı önlem alması gereken ilgili kuruluşun sorumlu olduğunun saptandığını; müvekkilinin, sigorta bedelini ödeyerek TTK. 1472. maddesi gereğince sigortalısının haklarına halef olduğunu ifade ederek; fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 13.900,71 TL.'nin 10.04.2015 tarihinden İtibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle, Karayolları Genel Müdürlüğüne karşı adli yargı yerinde 22.4.2015 tarihinde dava açmıştır.

İSTANBUL 11.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 24.1.2017 gün ve E:2015/175, K:2017/40 sayı ile, “(…) Sigortacı ödediği zarar nispetinde sigortalısının haklarına halef olur. (6102 SY madde 1472/1) Dolayısıyla bu madde bağlamında ikame edilecek davalarda yargı yolu - görev vs. hususlar zarar görenin ikame edeceği davadaki kurallara göre belirlenecektir. İdarenin kamu gücünü kullanarak tesis ettiği tek taraflı işlemlerin iptali için başvurulacak merci İdare Mahkemeleridir. (2577 SY Madde 2/1).İdarenin kusurundan kaynaklı trafik kazalarında görevin idari yargıya ait olduğu Yüksek 17. Hukuk Daire'sinin birçok kararında vurgulanmaktadır. (2016/1526 esas-5667 karar, 2016/10061 esas-9433 karar) Her ne kadar Uyuşmazlık Mahkemesinin aksi yönde uygulaması mevcut ise de aynı Daire'nin ve Hukuk Genel Kurulu'nun benzer ilamlarında Uyuşmazlık Mahkemesi kararının sadece verildiği ihtilafı bağlayacağı ifade edilmektedir. Açıklanan sebeplerden ötürü aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:

1-Davanın dava şartı (Yargı yolunun caiz olmaması) yokluğundan reddine…” karar vermiş, bu karar istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez aynı istemle, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına karşı idari yargı yerinde dava açmıştır.

İstanbul 10.İdare Mahkemesi:30.10.2017 gün ve E:2017/643, K:2017/2168 sayı ile, 2918 Sayılı Kanunda yapılan değişikle, kamu kurum ve kuruluşlarına verilen görevlerin ya da yüklenen sorumlulukların, ilgili idare tarafından gereği gibi yerine getirilmemesi nedeniyle meydana gelen trafik kazası neticesi ortaya çıkan zararın tazmini istemiyle açılacak davaların, adli yargı mercilerinde çözüme kavuşturulacağının öngörüldüğü; davanın, davalı idarenin gerekli tedbirleri almadığı iddiasıyla açılmış olması nedeniyle, 2918 Sayılı Kanunun uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlığın görüm ve çözümünün, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 110. maddesi hükmü uyarınca, Adli Yargı'nın görev alanına girdiği gerekçesiyle, davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15/1-a maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine karar vermiş; istinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Dokuzuncu İdare Dava Dairesi:9.1.2018 gün ve E:2018/62, K:2018/47 sayı ile, İstanbul 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararı üzerine idare mahkemesinde açılan iş bu davada İdare Mahkemesince, uyuşmazlığın çözümümde adli yargının görevli olduğu sonucuna ulaşılması halinde, mevzuat hükümleri gereğince görevli yargı yerinin belirlenmesi için ara kararı ile Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvurulması ve Uyuşmazlık Mahkemesi tarafından verilecek kararın sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davanın yeniden görev yönünden reddedilmesinde hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle; İstanbul 10. İdare Mahkemesi Hakimliği'nce verilen 30/10/2017 tarih ve E:2017/643, K:2017/2168 sayılı kararının kaldırılmasına, belirtilen hususlar dikkate alınıp yeniden yargılama yapılması amacıyla dosyanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 5. fıkrası uyarınca mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

İSTANBUL 10.İDARE MAHKEMESİ:23.1.2018 gün ve E:2018/349 sayı ile, (…)2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varıldığından, İstanbul 9. İdare Dava Dairesi'nin 09.01.2018 tarih ve E:2018/62, K:2018/47 sayılı kararı uyarınca davaya bakmakla görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvurulması gerektiği sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.

Ayrıca, Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 11.04.2016 tarihli ve E:2016/163, K:2016/210 sayılı kararı da bu yöndedir.

Açıklanan nedenlerle; İstanbul 11. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E:2015/175 sayılı dosyanın gönderilmesinin istenilmesine, görev uyuşmazlığı çıkarılması için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine, uyuşmazlığın incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesi'nce karar verilmesine kadar ertelenmesine…” karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Süleyman Hilmi AYDIN, Aydemir TUNÇ ve Nurdane TOPUZ'un katılımlarıyla yapılan 26.11.2018 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME: İdare mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen durumun aksine, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası temin edilmeden ve adli yargı kararının kesinleşme durumu açıklığa kavuşturulmadan Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulduğu görüldüğünden; adli yargı dava dosyasının Mahkemesinden istenildiği, ancak dosyanın uzun zaman geçmesine rağmen gönderilmemesi nedeniyle, uyuşmazlığın sürüncemede kalmaması açısından, adli yargı kararının kesinleşme durumunu gösteren onaylı bir örneğinin Mahkemesinden istenilmesiyle yetinildiği ve sonuçta usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ’nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, karayolunda seyir halindeyken meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası sonucu hasara uğrayan sigortalı aracın uğradığı hasar bedelini karşılayan sigorta şirketinin, zararın davalı idarece giderilmesi isteminden ibaret bulunan bir rücuen tazminat davasıdır.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı belirtilmiş; aynı Kanunun,  “Karayolları Genel Müdürlüğünün görev ve yetkileri” başlıklı 7. maddesinde; “ Karayolları Genel Müdürlüğünün bu Kanunla ilgili görev ve yetkileri şunlardır:

a) Yapım ve bakımdan sorumlu olduğu karayollarında can ve mal güvenliği yönünden gerekli düzenleme ve işaretlemeleri yaparak önlemleri almak ve aldırmak,

b) Tüm karayollarındaki işaretleme standartlarını tespit etmek, yayınlamak ve kontrol etmek,

c) (Mülga: 17/10/1996 - 4199/47 md.)

d) Trafik ve araç tekniğine ait görüş bildirmek, karayolu güvenliğini ilgilendiren konulardaki projeleri incelemek ve onaylamak,

e) Yapım ve bakımından sorumlu olduğu karayollarında, İçişleri Bakanlığının uygun görüşü alınmak suretiyle, yönetmelikte belirlenen hız sınırlarının üstünde veya altında hız sınırları belirlemek ve işaretlemek,

f) Trafik kazalarının oluş nedenlerine göre verileri hazırlamak ve karayollarında, gerekli önleyici teknik tedbirleri almak veya aldırmak,

g) Yapım ve bakımından sorumlu olduğu karayollarında trafik güvenliğini ilgilendiren kavşak, durak yeri, aydınlatma, yol dışı park yerleri ve benzeri tesisleri yapmak, yaptırmak veya diğer kuruluşlarca hazırlanan projeleri tetkik ve uygun olanları tasdik etmek,

h) Yetkili birimlerce veya trafik zabıtasınca tespit edilen trafik kaza analizi sonucu, altyapı ve yolun fiziki yapısı ile işaretlemeye dayalı kaza sebepleri göz önünde bulundurularak önerilen gerekli önlemleri almak veya aldırmak,

i) (Mülga: 3/5/2006 – 5495/4 md.)

j) (Değişik: 17/10/1996 - 4199/5 md.) Trafik zabıtasının görev ve yetkileri saklı kalmak üzere Bu Kanunun 13,14,16,17,18,47/a ve 65 inci maddeleri hükümlerine aykırı hareket edenler hakkında suç veya ceza tutanağı düzenlemek; 47 nci maddenin (b), (c) ve (d) bentlerinde belirtilen kural ihlallerinin tespiti halinde, durumu bir tutanakla belirlemek ve gerekli işlemin yapılması için en yakın trafik kuruluşuna teslim etmek,

k) Bu Kanunla ve bu Kanuna göre çıkarılmış olan yönetmeliklerle verilen diğer görevleri yapmaktır.

(Son fıkra Mülga : 28/3/1985 - 3176/16 md.)”  hükmüne yer verilmiş; aynı Kanunun 10. maddesinde, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın, gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmanın Belediye Trafik birimlerinin görev ve yetkileri arasında olduğu belirtilmiştir.

Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden; davacı şirketçe sigorta edilen 34 … 8820 plakalı aracın seyir halinde iken, TEM otoyolu Sadabad Viyadüğü Sütlüce Kavşağı inişinde kar sebebi ile buzlanan ve kaygan hale gelen yol üzerinde kazaya karıştığı, buzlanan ve kayganlaşan yolda idarece gerekli çalışmanın yapılmadığının trafik kaza tespit tutanağı ile tespit edildiği, meydana gelen trafik kazasından dolayı oluşan hasar için sigortalıya ödenen 13.900,71 -TL'nin, kazanın oluşumunda hizmet kusuru bulunması nedeniyle davalı idarenin sorumlu olduğundan bahisle, 10/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte rücuen tazmini istemiyle dava açıldığı anlaşılmıştır. 

2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2.Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, şu gerekçesi ile anılan kuralı Anayasaya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliğiyle reddetmiştir: “… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayırımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…” (Any. Mah.nin 26.12.2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararı; R.G. 27.3.2014, Sayı: 28954, s.136-147.)

Anayasa’nın 158 inci maddesinin son fıkrasında “ Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır.” denilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, yasa koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısıyla 2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa’nın 158 inci maddesi uyarınca, başta Mahkememiz olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.

Bu durumda,  2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, İstanbul 10.İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile, İstanbul 11.Asliye Hukuk Mahkemesinin, 24.1.2017 gün ve E:2015/175, K:2017/40 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç   : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle İstanbul 10.İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, İstanbul 11.Asliye Hukuk Mahkemesinin, 24.1.2017 gün ve E:2015/175, K:2017/40 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 26.11.2018 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                          Üye                                 Üye                                 Üye                    

       Hicabi                         Şükrü                            Mehmet                             Birol        

    DURSUN                    BOZER                            AKSU                            SONER            

 

 

 

                                            Üye                                Üye                                 Üye                     

                                    Süleyman Hilmi                 Aydemir                          Nurdane           

                            AYDIN                           TUNÇ                            TOPUZ