T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2021/226

KARAR NO  : 2021/310     

KARAR TR  : 03/05/2021

 

ÖZET: İmar planında okul alanı olarak ayrılan ve idarece bir kısmına yol ve kaldırım yapılarak fiilen el atılan taşınmazların kamulaştırılmayarak mülkiyet hakkının kısıtlandığı iddiası ve tazminat istemiyle açılan davanın ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

K A R A R

 

 

Davacılar  : 1-S.D. 2-V.S.D.

Vekili         : Av. A.K.

Davalı        : Milli Eğitim Bakanlığı

Vekili         : Av. E.T.

 

I. DAVA KONUSU OLAY

1. Davacı vekili, müvekkillerinin İstanbul ili, Maltepe ilçesi, Altayçeşme mahallesi, 27 pafta, 373 ada, 1 ve 5 parsel sayılı toplam 1405,47 m².1ik gayrimenkullerin maliki olduklarını, dava konusu taşınmazın Uygulama İmar Planına göre okul alanı olarak ayrıldığını, 30 yıllık bir zaman geçmesine rağmen yerin kamulaştırmadığı gibi, okul alanı dışına çıkarılmasına da müsaade edilmediğini ve müvekkillerinin tasarruf haklarının kısıtlandığını, bu şekilde taşınmazlara davalı idare tarafından kamulaştırmasız el atıldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 12.000 TL'nin kamunun alacaklarına uygulamış olduğu en yüksek faiz oranı birlikte tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

A. Adli Yargıda

2. İstanbul (Anadolu) 15. Asliye Hukuk Mahkemesi, 17/12/2013 tarihli ve E.2012/49 K.2013/683 sayılı dosyasında, "Davanın yargı yolu bakımından reddine" kararı vermiş, temyiz edilen kararın Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 30/10/2014 tarih ve E.2014/10247, K.2014/24573 sayılı ilamıyla onanarak 15/12/2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Kararın gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir;

"11/06/2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı yasanın 21.maddesi ile Kamulaştırma Kanunu’nun geçici 6. maddesinde yapılan değişiklik ile "uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulamasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 03/05/1985 tarihli ve 3194 sayılı imar kanununda ön görülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir. Bu madde hükümleri karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalara uygulanır." Hükmü getirilmiştir. (Yargıtay 5. Hukuk Dairesi'nin 04/11/2013 tarih 14809 Esas, 13368 Karar sayılı ilamı)

Ayrıca Anayasa mahkemesinin 25/09/2013 gün 2013/93 esas 2013/101 karar sayılı ilamında da "kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğini idareye geçmesi ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olması gerektiği, imar kısıtlamalarında taşınmazın zilyetliğinin malikte kalmaya devam etmekte olup, yalnızca malikin tasarruf yetkisinin, ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maraz kaldığı, bu nedenle imar kısıtlamalarından kaynaklanan tazminat davalarının idari yargıda açılabileceği" kabul edilmiştir.

Bu sebeple davanın toplanan deliller ve dosya kapsamına göre idari yargıda görülmesi gerektiği..."

3. Davacılar vekili bu kez benzer istemle idari yargıda dava açmıştır.

B. İdari Yargıda

4. İstanbul 11. İdare Mahkemesi, E.2019/1089 sayılı dosyasında 02/12/2020 tarihli gönderme kararına istinaden; 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi'nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için 16/02/2021 tarih ve E.2019/1089 sayılı üst yazı ile Uyuşmazlık Mahkemesine başvurmuştur. Kararın gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:

"Belediyelerin, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 8. maddesi ve 18. maddesinin verdiği yetki ile arazi ve arsalar üzerinde imar planlarının hazırlanması ve yürürlüğe konulması, arazi ve arsa düzenlemesi gibi faaliyetleri kapsamında yaptıkları imar planlarından kaynaklanan işlemlerin tek yanlı ve kamu gücüne dayanan irade açıklamaları ile tesis edilen genel ve düzenleyici işlemler olduğu, bu yönü ile de idari eylem ve işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların idari yargı yerlerinde çözümlenmesi gerektiği tartışmasızdır.

Öte yandan, idarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol. kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel haklan muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin meıı'i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerlerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.

Anayasa'nın 158. maddesinin son fıkrasında, "Diğer Mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında. Anayasa Mahkemesi'nin kararı esas alınacağı" hükmüne yer verildiği. Anayasa Mahkemesi'nin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, yasa koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısıyla 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 110. maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun'dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa'ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa'nın 158. maddesi uyarınca, başta Mahkememiz olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.

Dava dosyasının incelenmesinden; İstanbul İli. Maltepe İlçesi, Altayçeşme Mah. 373 ada, 1 ve 15 parsel nolu taşınmazın 1/1000 Ölçekli Uygulama imar planlarında "okul alanı" olarak kısıtlamasından dolayı Kamulaştırmasız El Atma hükümleri gereğince fazlaya ilişkin talep dava hakları saklı kalmak şartıyla 10.000.00 TL bedelin hukuki olarak el atma tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda; dosya sunulan bilgi ve belgelerden, 1 ve 15 parsel numaralı taşınmazın 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planlarında "okul alanı" olarak davalı idarelerce kamulaştırmasız fiilen el atıldığı belirtildiğinden ve bir parsele fiili bir el atma olduğu takdirde parselin bütünü açısından el atmadan söz edilebileceğinden, başka bir ifadeyle taşınmazın bir bütün olarak düşünülmesi ve el atmanın varlığı halinde taşınmazın tamamı açısından el atmanın varlığı kabul edilerek buna göre değerlendirilmesi gerektiğinden, el atmadan doğan zararın tazminine yönelik davanın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girmektedir."

III. İLGİLİ HUKUK

A. Mevzuat

5. Anayasa'nın 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde de, tam yargı davaları, idarenin eylem ve işlemlerinden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır.

B. Yargı Kararları

6. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 11/02/1959 tarihli ve E.1958/17, K.1959/15 sayılı kararının, III. bölümü şöyledir:

“İstimlâksiz el atma halinde amme teşekkülü İstimlâk Kanununa uygun hareket etmeden ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmuş durumdadır. Ve bu bakımdan dava Medeni Kanun hükümlerine giren mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davasıdır. Ve bu bakımdan adliye mahkemesinin vazifesi içindedir.

Bundan başka, bir amme teşekkülü tarafından bir tesisin yaptırılması sırasında Devlet malı olmayan yerlerden toprak alınması veya böyle yerlere toprak veya moloz yığılması neticesinde meydana gelen zararların tazmini davası da başkasının malına amme teşekkülünün dilediği gibi el atma hakkı bulunmadığı ve plan ve projelere ve şartnamelere başkasının malına ihtiyaca göre el atılabilmesini gerektirecek esaslar konulamayacağı cihetle, haksız fiilden doğan bir tazminat davası sayılır.

Yapılan işlerin plan veya projeye aykırı olarak yapılması hali de idari karara aykırı bir hareket bulunması itibariyle yine idari kararın tatbiki olan bir fiil sayılamaz ve bu bakımdan bu iddia ile açılmış bir dava haksız fiilden doğan bir davadan ibaret olacaktır.

Bu bentte anılan davalar, içtihadı birleştirme kararının dışında kaldıklarından kararın bunlara şümulü yoktur.”

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

A. İlk İnceleme

7. Uyuşmazlık Mahkemesinin Celal Mümtaz AKINCI’nın başkanlığında, Üyeler Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN’ın katılımlarıyla yapılan 03/05/2021 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesince, anılan Kanun'un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, Mahkemece idari yargı dosyasının ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

B. Esasın İncelenmesi

8. Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU’nun, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

9. Dava, davacıların maliki olduğu taşınmazın imar planında okul alanı olarak ayrıldığı ve bugüne kadar kamulaştırılmayarak mülkiyet hakkının kısıtlandığı iddiasıyla ve tazminat istemiyle açılmıştır.

10. İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu; özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men'i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerince çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.

11. Dosyanın incelenmesinden, İstanbul ili, Maltepe ilçesi, Altayçeşme mahallesi, 27 pafta, 373 ada, 1 ve 5 parsel sayılı taşınmazların imar planında "okul alanı" olarak ayrıldığı ve bugüne kadar kamulaştırılmayarak mülkiyet hakkının kısıtlandığı, dosyada mevcut bilirkişi raporlarından söz konusu taşınmazların bir kısmına Maltepe Belediye Başkanlığınca fiilen el atılarak yol ve kaldırım yapıldığı belirlenmiştir.

12. Bu durumda, görev uyuşmazlığına konu davanın; imar planında okul alanı içinde kalan taşınmazlara kamulaştırılmaksızın yol ve kaldırım yapılmak suretiyle fiilen el atıldığı iddiası ile ve tazminat istemiyle açıldığının kabulü gerekir.

13. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, İstanbul 11. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile İstanbul (Anadolu) 15. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17/12/2013 tarihli ve E.2012/49, K.2013/683 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Davanın çözümünde ADLİ YARGI YERİNİN GÖREVLİ OLDUĞUNA,

B. İstanbul 11. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile İstanbul (Anadolu) 15. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17/12/2013 tarihli ve E.2012/49, K.2013/683 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

03/05/2021 tarihinde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

Başkan

Celal Mümtaz

AKINCI

Üye

Şükrü

BOZER

Üye

Mehmet

AKSU

Üye

Birol

SONER

 

 

 

 

 

Üye

Aydemir

TUNÇ

Üye

Nurdane

TOPUZ

Üye

Ahmet

ARSLAN