Ceza Bölümü         2010/41 E.  ,  2010/41 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           :K.H.    

Yakınan        :U.T.

Sanık             :İ.H.H.                                           

                         OLAY             : Söke 11. P. Tug. 2. P. Tb. 6. P. Bl. Komutanlığı emrinde görevli sanık P.Er İ.H.H.’nin,  22.2.2007 günü, temin ettiği kesici özelliklere sahip jiletle kendisini kestiği, tedavi amacı ile Garnizon revirine götürüldüğünde burada görevli yakınan Tb. Üstğm. U.T.’ı elinde jilet bulunduğu halde “bana akineton iğnesi yapın, yapmazsanız sizi doğrarım” diyerek tehdit ettiği, böylece, silahla tehdit suçunu işlediği ileri sürülerek, eylemine uyan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/2-a maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle Söke Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 18.9.2007 gün ve E: 2007/1209, K: 2007/459 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır. 

SÖKE 3. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ: 10.10.2007 gün ve E:2007/423, K:2007/46 sayıyla, yüklenen eylemin Askeri Ceza Kanunu’nun 82. maddesinde tanımlanan amir veya üstünü tehdit etmek suçunu oluşturacağı, bu suçun 353 sayılı Yasa’nın 13. maddesi kapsamında bulunmadığı, sırf askeri suç olan ve Askeri Ceza Kanununda düzenlenen suça uygun eylemi nedeniyle suç tarihinde askerlik hizmetini yapan sanığı yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, Ege Ordusu Komutanlığı Askeri Mahkemesi’ne gönderilmiştir. 

EGE ORDUSU KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 10.3.2009 gün ve E:2009/173, K:2009/45 sayıyla, sanığın sağlık kurulu raporuna göre suç tarihinde ve halen askerliğe elverişsiz olduğu anlaşıldığından, yüklenen suçun silahla tehdit suçunu oluşturacağı, suç tarihinde asker kişi olmayan sanığı askeri suç olmayan suçu nedeniyle yargılama görevinin adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, kararın temyiz edilmeyerek kesinleşmesi üzerine, dava dosyası, aynı Mahkemece, Mahkememize gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler; Ali Cengiz ÖZBEK, Ramazan ÖZKEPİR, Ahmet DURU,  Bilgin AK, Y. Sezai KARAA, Ersun ÇETİN’in, katılımlarıyla yapılan 04.10.2010 günlü toplantısında;

I-İLK İNCELEME: Yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun’da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmediği, adli ve askeri yargı yerleri arasında Yasa'nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu anlaşıldığından, esasın incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim G. Fatma BÜYÜKEREN’in, davanın çözü-münde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ’nin adli yargı,  Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Birol DİNLER’in davanın çözümünün adli yargı yerinin görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: 

            353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu'nun "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan "Genel Görev" başlıklı 9. maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" denilmektedir.

"Askeri suç" ise, öğretide ve uygulamada;

            a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu'nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,

            b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu'nda kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar, 

            c) Türk Ceza Kanunu'na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalaa edilmektedir.     

             Dosyanın incelenmesinden, sanık hakkında İzmir/Güzelyalı Asker Hastanesi Sağlık Kurulu’nun 2.3.2007 gün ve 07-566-7 sayılı Raporuyla, sanığın 16.12.2004 tarihinden itibaren askerliğe elverişli olmadığına dair karar alındığı, bu nedenle sanığın suç tarihinde askerliğe elverişli olmadığı anlaşılmıştır. 

Bu durumda, Sağlık Kurulu Raporunun kapsam ve hukuki sonuçları gözetildiğinde,  sanığın suç tarihinde "asker kişi" sıfatının kendiliğinden kalkmış sayılacağı, 353 sayılı Yasa'nın 9. maddesi kapsamında "asker kişi" olarak kabul edilmesinin mümkün bulunmadığı sonucuna varılmıştır. 

Suç tarihinde sanığın sivil kişi olduğu kabul edildiğinden, 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu’nun asker olmayan (sivil) kişilerin askeri mahkemelerde yargılanma koşullarını belirleyen maddeleri ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 3. maddesi yönünden değerlendirme yapılması gerekmektedir.         

 5530  sayılı  Yasa’nın 4. maddesi ile değiştirilen 353  sayılı  Yasa’nın  13.  maddesinde, “Askeri Ceza Kanunu’nun 55, 56, 57, 58, 59, 61, 63, 64, 75, 79, 80, 81, 93, 94, 95, 114 ve 131. maddelerinde yazılı suçlar, askeri mahkemelerin yargı yetkisine tabi olmayan sivil kişiler tarafından barış zamanında işlenirse; bu kişilerin yargılanması, adli yargı mahkemeleri tarafından, Askeri Ceza Kanunu hükümleri uygulanmak suretiyle yapılır”; 

5918 sayılı Yasa’yla değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 3. maddesine eklenen ikinci fıkrasında, “Barış zamanında, asker olmayan kişilerin Askeri Ceza Kanununda veya diğer kanunlarda yer alan askeri mahkemelerin yargı yetkisine tabi bir suçu tek başına veya asker kişilerle iştirak halinde işlemesi durumunda asker olmayan kişilerin soruşturmaları Cumhuriyet savcıları, kovuşturmaları adli yargı mahkemeleri tarafından yapılır”

denilmiştir. 

Bu düzenlemeler gözetildiğinde, sivil kişilerin barış zamanında, Askeri Ceza Kanununda veya diğer kanunlarda yer alan askeri mahkemelerin yargı yetkisine tabi suçları işlemeleri halinde adli yargı yerinde yargılanacakları kuşkusuzdur. 

Açıklanan nedenlerle, sivil kişi sanık hakkında, Askeri Ceza Kanunu’nda düzenlenen “silahla tehdit” suçu nedeniyle açılan davanın adli yargı yerinde görülmesi ve Söke 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir. 

SONUÇ : Davanın  çözümünde ADLİ YARGI yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Söke 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 10.10.2007 gün ve E:2007/423, K:2007/46 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 04.10.2010 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.