T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2024/349 KARAR NO : 2024/436 KARAR TR : 07/10/2024 |
ÖZET: 2247 sayılı Kanun'un 14. maddesinde öngörülen; adli ve idari yargı mercilerinde görülen davada tarafları ve konusunun aynı olması ile kesinleşme koşullarını taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Kanun'un 27. maddesi uyarınca REDDİ gerektiği hk. |
K A R A R
Davacı : H. O.
Vekilleri : Av. H. Ç. - Av. S. G.
İdari Yargıda
Davalılar : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı - İçişleri Bakanlığı
Vekili : Av. N. A.
Adli Yargıda
Davalı : Milli Savunma Bakanlığı
Vekili : 1- Av. S. T.
2- Av. N. P. U.
I. DAVA KONUSU OLAY
1. Davacı, Jandarma Komutanlığı bünyesinde, 30/08/2009 tarihinde mezun olup Sözleşmeli Uzman Jandarma Çavuş olarak göreve başladığını, 21/11/2009 tarihinde hizmet devriyesi görevini icra etmekteyken, devriye aracının aniden fren yapması ile arkasındaki askerlerden birinin dipçiğinin sol tarafına gelerek sol böbreğinin patlamasına neden olduğunu, İzmir Araştırma Hastanesinde sol böbreğinin alındığını, İzmir Hatay Askeri Hastanesi tarafından çalışabilir raporu verildiğini, Gülhane Askeri Tıp Akademisinin 10/10/2016 tarihli raporunda olayın gerçekleştiği 21/11/2009 tarihinden itibaren askerliğe elverişsiz olduğunun tespit edildiğini, 07/02/2017 tarihinde Kamu Emeklilik Daire Başkanlığına emeklilik durumunu bildirdiğini ancak, iki aydır bir cevap alamadığını belirterek, askerliğe elverişsizlik nedeniyle emeklilik hakkının verilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.
II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ
A. İdari Yargıda
2. İzmir 3. İdare Mahkemesi 21/04/2017 tarih ve E.2017/682, K.2017/485 sayılı kararı ile, 2577 sayılı Kanun'un 15/1-a maddesi uyarınca davanın yetki yönünden reddine, dava dosyasının yetkili Ankara İdare Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.
3. Ankara 12. İdare Mahkemesi 22/06/2017 tarih ve E.2017/1556, K.2017/1826 sayılı kararı ile, dava konusu işleme ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumu Emeklilik Daire Başkanlığına yapılan başvuru dilekçesinin dava dilekçesine eklenmediği, iptal davası açılabilmesi için ortada idari bir işlemin mevcut olması ve dava dilekçesinde söz konusu idari işlemin tarih ve sayısı ile tebliğ tarihinin belirtilmesi ile dilekçenin konu ve sonuç bölümünde açıkça iptal talebinde bulunulması gerektiğinden, ayrıca çalışmaya elverişsiz olduğunun belirtilemesi nedeniyle emeklilik hakkı kazanılmak istenmişse de idare mahkemelerince idarenin yerine geçercesine idari işlem tesisi mahiyetinde karar verilemeyeceğinden, dava dilekçesinin İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 3. maddesine uygun olarak düzenlenmediğinden reddine karar vermiştir.
5. Davacı 23/08/2017 yenileme dilekçesi ile vazife malullüğü emeklilik hakkının kazanılması talebinde bulunmuştur.
6. Ankara 12. İdare Mahkemesi 29/9/2017 tarih ve E.2017/2906, K.2017/2661 sayılı karar ile, davacı tarafından vazife malulü olarak emekli olma talebiyle 07/02/2017 tarihinde Kamu Görevlileri Emeklilik Daire Başkanlığına yaptığı başvurusunun cevap verilmeyerek zımnen reddine ilişkin işlemin iptalinin istenilip istenilmediği anlaşılamadığından, dava dilekçesinin İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 3. maddesine uygun olarak düzenlenmediğinden reddine karar vermiştir.
7. Davacı 28/11/2017 tarihli yenileme dilekçesiyle Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan vazife malulü sayılması ve vazife malullüğü aylığı bağlanması hususunda yaptığı 07/02/2017 tarihli başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptalini talep etmiştir.
8. Ankara 12. İdare Mahkemesi 26/11/2018 tarih ve E.2017/3433, K.2018/2143 sayılı kararı ile, dava konusu işlemin iptaline karar vermiş, bu karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine Ankara Bölge İdare Mahkemesi 11. İdari Dava Dairesi 27/10/2021 tarih ve E.2019/2627, K.2021/4322 sayılı kararı ile, istinaf başvurusunun kabulüne, Ankara 12. İdare Mahkemesince verilenkararın kaldırılmasına, uyuşmazlığınçözümünün adli yargının görev alanına girdiği gözetilerek, yeniden karar verilmek üzere dava dosyasının mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar vermiştir.
9. Ankara 12. İdare Mahkemesi 02/12/2021 tarih ve E.2021/2352, K.2021/2041 sayılı kararı ile, davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15/1-a maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:
"...Dosyanın incelenmesinden, davacının 14.09.2009 tarihinde İzmir - Menderes İlçe Jandarma Komutanlığı emrinde jandarma uzman çavuş olarak göreve başladığı, görev esnasında sakatlanması neticesinde sol böbreğinin alındığı, hastane raporunda çalışmaya elverişsiz olduğunun belirtilmesi nedeniyle vazife malulü sayılması istemiyle yaptığı başvurusuna cevap verilmeyerek reddedilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, yukarıda yer verilen Kanun hükümleri ve Anayasa Mahkemesi kararı birlikte değerlendirildiğinde, 5510 sayılı Kanun yürürlüğe girdiği 01.10.2008 tarihinden önce 5434 sayılı Kanun'a tabi hizmeti bulunmayan ve 5510 sayılı Kanun kapsamında 2009 yılı itibariyle kamu görevine başlayan davacının, vazife malullüğü hükümlerinin uygulanması talebine ilişkin uyuşmazlıkta, 5510 sayılı Kanun'un vazife malullüğüne ilişkin hükümlerinin uygulanması gerektiğinden, uyuşmazlığın görüm ve çözümünde, 5510 sayılı Kanun'un 101. maddesi uyarıncaiş mahkemeleri görevli bulunmaktadır..."
10. Davacı vekili, aynı maddi olaya dayanmak suretiyle bu defa fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin cismani zarar nedeniyle uğramış olduğu 1.000 TL maddi ve duyduğu elem ve ızdırabın karşılığı olarak 100.000 TL manevi tazminatın ödenmesi istemiyleadli yargı yerinde dava açmıştır.
B. Adli Yargıda
11. Antalya 11. İş Mahkemesi 18/01/2023 tarih ve E.2022/740, K.2023/15 sayılı kararı ile, dava dilekçesinin görev bakımından usulden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.
12. Antalya 11. Asliye Hukuk Mahkemesi 26/04/2024 tarih ve E.2023/113, K.2024/147 sayılı kararı ile, davanın HMK 114/1-b maddesi uyarınca idari yargının görevli olması sebebiyle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermiştir. Davacı vekili 03/06/2024 tarihinde istinaf isteminde bulunmuş olup Bölge Adliye Mahkemesi tarafından karar verilmediğinden, karar henüz kesinleşmemiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:
"...Yukarıda açıklanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; araç içinde meydana geldiği iddia edilen olay sırasında davacının İzmir/Menderes İlçe Jandarma Komutanlığı emrinde "4/c" statüsünde Jandarma Ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanlığı personeli olarak çalıştığı, görevli olarak 21/11/2009 tarihinde saat 21:00 de önleyici hizmet devriye görevini yerine getirirken, askeri araç içinde aracın ani manevra yapmasıyla arka sağda tüfekli olarak oturmakta olan başka bir askerin savrularak silahının dipçiğinin davacıya çarpması nedeniyle görevi sırasında yaralandığının iddia edildiği, bu durumdadavalı idarenin sorumluluğuna ilişkin davanın idari yargının görev alanına girdiği, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 110. maddesinin bu davada uygulanamayacağı, söz konusumaddede işleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahi bu kanundan doğan sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğinin düzenlendiği, dava konusu olayda bu şartların gerçekleşmediği, davanın trafik kazası nedeniyle davalı idare aleyhine haksız fiil faili ya da araç maliki sıfatıyla açılmadığı anlaşılmış ve bu sebeple HMK'nun 114/1-b maddesinde düzenlenen yargı yolunun caiz olması dava şartı bulunmadığından davanın aynı Kanunun 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..."
13. Davacı vekilinin, 2247 sayılı Kanun'un 14. maddesine göre doğduğunu öne sürdüğü olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi istemiyle başvurması üzerine, Antalya 11. Asliye Hukuk Mahkemesince dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmiştir.
III. İLGİLİ HUKUK
A. Mevzuat
14. Anayasa'nın "Uyuşmazlık Mahkemesi" başlıklı 158. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"Uyuşmazlık Mahkemesi adli ve idari yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözümlemeye yetkilidir..."
15. 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un "Mahkemenin görevi" başlıklı 1. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“ Uyuşmazlık Mahkemesi; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile görevlendirilmiş, adli ve idari yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili ve bu kanunla kurulup görev yapan bağımsız bir yüksek mahkemedir…”
16. 2247 sayılı Kanun'un "Olumsuz görev uyuşmazlığı" başlıklı 14. maddesi şöyledir:
“Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli ve idari yargı mercilerinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir.
Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarıncaileri sürülebilir.”
17. 2247 sayılı Kanun'un "İncelemede izlenecek sıra" başlıklı 27. maddesi şöyledir:
"Uyuşmazlık Mahkemesi, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceler; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddeder."
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
A. İlk İnceleme
18. Uyuşmazlık Mahkemesinin Kenan YAŞAR'ın Başkanlığında, Üyeler Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Seyfi HAN, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN'ın katılımlarıyla yapılan 07/10/2024 tarihli toplantısında; Raportör-Savcı Dr. Berrak YILMAZ'ın 2247 sayılı Kanun’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra, gereği görüşülüp düşünüldü:
19. Başvurunun incelenebilmesi için 2247 sayılı Kanun'un 14. maddesinde öngörülen koşulların bulunması gerektiği tartışmasızdır.
20.Mevzuat kısmında belirtilen düzenlemelere göre,Uyuşmazlık Mahkemesince 14. maddesi kapsamında olumsuz görev uyuşmazlığının varlığından söz edebilmek için de; adli veidari yargı yerleri tarafından konusu, tarafı ve sebebi aynı olan davalarda kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş görevsizlik kararlarının bulunması gerekmektedir.
21. Dosyanın incelenmesinden; idari yargı yerinde açılan ve kesinleşen davanın davalısının "Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı" ve davanın konusunun davacının "Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan vazife malulü sayılması ve vazife malullüğü aylığı bağlanması hususunda yaptığı 07/02/2017 tarihli başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali" istemi olduğu; buna karşılıkadli yargı yerinde açılan ve henüz kesinleşmeyen davanın davalısının "Milli Savunma Bakanlığı" ve davanın konusunun ise davacının "cismani zarar nedeniyle uğramış olduğu 1.000 TL maddi ve duyduğu elem ve ızdırabın karşılığı olarak 100.000 TL manevi tazminatın ödenmesi" olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla davanın davalı taraflarının ve konusunun aynı olmadığı ayrıca adli yargı kararının kesinleşmediği dikkate alındığında; adli ve idari yargı yerleri arasında görev uyuşmazlığı oluştuğundan söz etmenin de mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır. Bu bağlamda olayda, 2247 sayılı Kanun'un 14. maddesinde öngörülen koşullar gerçekleşmemiştir.
22. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak; 2247 sayılı Kanun'un 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun, aynı Kanun'un 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
2247 sayılı Kanun'un 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayanBAŞVURUNUN, aynı Kanun'un 27. maddesi uyarınca REDDİNE,
07/10/2024 tarihinde, OY BİRLİĞİYLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Vekili Üye Üye Üye
Kenan Doğan Eyüp Seyfi
YAŞAR AĞIRMAN SARICALAR HAN
Üye Üye Üye
Ahmet Mahmut Bilal
ARSLAN BALLI ÇALIŞKAN