Hukuk Bölümü 2006/179 E., 2006/161 K.

  • GÖREVSİZLİK KARARI
  • OLUMSUZ GÖREV UYUŞMAZLIĞI
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 14 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 19 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 27 ]
  • "İçtihat Metni"

    O L A Y:Kırklareli Orman İşletme Şefliği'nce Hasan Çetin ve Fatih Küçük adına tanzim edilen 23.11.2004 gün ve 015/41 sayılı suç tutanağı gereğince 6831 sayılı Orman Yasası'nın 16. maddesine muhalefet nedeniyle aynı Yasanın 92. maddesine istinaden davacı adına 6.425 YTL tutarında idari para cezası kesilmiştir.

    Davacı, söz konusu para cezasına karşı adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur.

    KIRKLARELİ SULH CEZA MAHKEMESİ; 14.2.2005 gün ve Müt. No:2005/67 sayı ile, her ne kadar itiraz eden Hasan Çetin 11.2.2005 tarihli dilekçesi ile 6831 sayılı Yasa'nın 16. maddesi delaletiyle 92. maddesi gereğince Orman İdaresi tarafından verilen para cezasına itiraz etmiş ise de; verilen cezanın idari mahiyette olduğu, orman alanında izinsiz ocak açmak eyleminde kullanılan kepçenin müsaderesi hakkında Mahkemelerinin 2005/3 esas sayılı dava dosyasında yargılamanın devam ettiği, bir başka deyişle, verilen para cezası ile dosyanın irtibatının bulunmadığı, idari para cezasına itirazın idare mahkemesine yapılması gerektiği ve Mahkemelerinin görev alanı dışında kaldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir.

    Bu kez, davacı, idari para cezası verilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

    EDİRNE İDARE MAHKEMESİ; 26.1.2006 gün ve E:2006/163; K: 2006/63 sayı ile, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun değişik 83. ve 92. maddeleri ile 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesinden söz ederek, dava dosyasının incelenmesinden, davacının Kırklareli, Merkez, Çayırlı Köyü sınırları içerisinde izinsiz olarak ocak açmak suretiyle orman emvaline zarar verdiğinden bahisle 23.11.2004 tarihli tutanağın düzenlendiği, bilahare bu eylem nedeniyle yukarıda anılan Yasa hükmü uyarınca 6.424 YTL idari para cezası ile cezalandırıldığı, davacı tarafından bu para cezasına Kırklareli Sulh Ceza Mahkemesi nezdinde itirazda bulunulduğu, anılan Mahkemenin 14.2.2005 tarih ve Müt. No: 2005/67 sayılı kararı ile uyuşmazlığın idari yargının görev alanına girdiği gerekçesi ile görevsizlik kararı verildiği, bu kez, davacı tarafından, Mahkemelerinin E:2005/1307 sayılı dosyasında dava açıldığı, bu davada dilekçenin reddi üzerine işbu davanın açıldığının anlaşıldığı, bakılan davada, davacının orman emvali sayılan yerlere ocak açmak suretiyle zarar verdiği yolunda yerinde tutanak düzenlendiği, 6831 sayılı Yasa'nın 83. ve 92. maddeleri hükümleri uyarınca uyuşmazlığın adli yargı yerlerinde çözümlenmesi gerektiğinin açık bulunduğu, bu nedenle, davanın görev yönünden reddine, dosyanın esas kaydının kapatılmasına, görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın 2247 sayılı Yasa'nın 19. maddesi hükmü uyarınca Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine karar vermiştir.

    İNCELEME VE GEREKÇE:

    Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Ahmet AKYALÇIN'ın Başkanlığında, Üyeler: M. Lütfü ÜÇKARDEŞLER, Coşkun ÖZTÜRK, Serap AKSOYLU, Z. Nurhan YÜCEL, Abdullah ARSLAN ve Levent ÖZÇELİK'in katılımlarıyla yapılan 2.10.2006 günlü toplantısında; Raportör Hakim Nurdane TOPUZ'un, 2247 sayılı Yasa'da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU'nun, başvurunun reddi gerektiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

    Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

    Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulunun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, "2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, 'ceza uyuşmazlıkları' ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının 'hukuk uyuşmazlığı' sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar 'ceza davası' olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği..."açıkça belirtilmiştir. Bu durum göz önüne alındığında, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.

    Olay kısmında belirtildiği üzere, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada; adli yargı yerince idari yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle verilmiş bir görevsizlik kararı bulunmakta olup, bunun üzerine kendine gelen davayı inceleyen idari yargı yerinin sahip olduğu seçenekler ile verdiği karar bakımından bir değerlendirme yapılması gerekmektedir.

    1- 2247 sayılı Yasanın 14. maddesinde yer alan, "Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir.

    Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca ve ceza davalarında ise ayrıca ilgili makamlarca ileri sürülebilir." hükmüne göre, adli yargı yerinin kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine idari yargı yerince de görevsizlik kararı verilmesi ve bu kararın kesinleşmesi halinde, olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuş olacak; hukuk alanında doğmuş bulunan bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilecektir.

    2- 2247 sayılı Yasa'nın 19. maddesindeki "Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler." hükmüne göre ise, idari yargı yeri, davaya bakma görevinin daha önce görevsizlik kararı veren adli yargı yerine ait olduğunu belirten gerekçeli bir karar ile doğrudan Uyuşmazlık Mahkemesine başvurma olanağına sahiptir. Şu kadar ki, başvuru kararının, görev konusunda Uyuşmazlık Mahkemesi'nce karar verilmesine değin işin incelenmesinin ertelenmesi hususunu da ihtiva etmesi gerekir.

    Yasakoyucu, 14. maddeye göre hukuk alanında olumsuz görev uyuşmazlığı doğması halinde her iki yargı merciince işten el çekilmiş olduğundan başvurma iradesini davanın taraflarına bırakmış iken, bu yönteme nazaran daha kısa zamanda çözüme ulaşılmasını amaçladığı 19. madde ile, daha önce görevsizlik kararı veren yargı merciinden sonra davayı inceleyen yargı merciine, işten el çekmeden doğrudan Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvurma olanağını tanımıştır.

    Olayda, idari yargı yerince, öncelikle görevsizlik kararı verilmekle birlikte, bununla yetinilmemiş ve görevli merciin belirtilmesi için re'sen Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvurulmasına da karar verilmiştir.

    Bu haliyle, her ne kadar 2247 sayılı Yasa'da öngörülen yönteme uymamakta ise de, davanın taraflarınca başvuruda bulunulmadığı gözetilerek, Edirne İdare Mahkemesi'nce 19. maddeye göre başvuruda bulunulduğunun kabulü suretiyle inceleme yapılması gerekmektedir. Buna göre:

    2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesinde, "Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler." hükmüne yer verilmiş; aynı Yasanın 27. maddesinde, "Uyuşmazlık Mahkemesi, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceler; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddeder." denilmiştir.

    Anılan Yasa hükmüne göre, bir yargı yerinin re'sen Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvuruda bulunabilmesi için; tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada daha önce diğer yargı yerlerinden birisi tarafından görevsizlik kararı verilmiş ve bu kararın kesinleşmiş bulunması ve bunun üzerine kendine gelen davayı inceleyen yargı yerinin de davada görevsizlik kararı veren yargı yerinin görevli olduğu kanısına varması gerekmektedir.

    İdare Mahkemesi dosyasından Sulh Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararının kesinleşip kesinleşmediği anlaşılamadığından, Başkanlığımızca, 28.7.2006 gün ve E:2006/179 sayılı yazı ile, Kırklareli Sulh Ceza Mahkemesi'nden 14.2.2005 gün ve E: 2005/67 Müt. sayılı görevsizlik kararının kesinleşme durumunu gösteren onaylı bir örneğinin gönderilmesinin istenilmesi üzerine adı geçen Mahkemece gönderilen 4.8.2006 gün ve 2005/67 Müt. sayılı yazıda, dosyanın 17.3.2005 tarihinde temyiz edildiği bildirilmiştir. Bu durumda, İdare Mahkemesince görev uyuşmazlığına konu edilen Kırklareli Sulh Ceza Mahkemesi'nin görevsizlik kararı kesinleşmediğinden, 2247 sayılı Yasa'nın 19. maddesinde öngörülen koşul gerçekleşmemiştir.

    Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasa'nın 19. maddesinde öngörülen koşulu taşımayan ve yöntemine uymayan başvurunun, aynı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir.

    SONUÇ:2247 sayılı Yasa'nın 19. maddesinde öngörülen koşulu taşımayan ve yöntemine uymayan BAŞVURUNUN, aynı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 2.10.2006 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.