T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS NO      : 2018 / 86

          KARAR NO  : 2018 / 121

          KARAR TR   : 26.02.2018

                                                  

ÖZET : İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

K  A  R  A  R

 

Davacı       : L. Sigorta A.Ş.

Vekili     : Av. H.G.B.

Davalı     : Güngören Belediye Başkanlığı

Vekili      : Av. İ.A.

 

O L A Y : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket nezdinde sigortalı işyerinin yoğun yağış sonrası su basması sonucu uğradığı hasarı ödeyerek halef olduklarını, hasar bedelinin ödenmesi için davalıya gönderilen ihtara rağmen ödeme yapılmayınca icra takibi başlattıklarını, Anadolu 5. İcra Müdürlüğünün 2014/19992 sayılı takibe yapılan itiraz üzerine takibin durduğunu, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ederek adli yargı yerinde dava açmıştır.

BAKIRKÖY 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 11.11.2015 gün ve E:2015/369, K:2015/405 sayılı kararıyla “Dava, davalı Belediye Başkanlığının kamu hizmeti niteliğindeki idari faaliyetleri sırasında meydana gelen zarar nedeniyle davacı tarafın sigortalısına ödediği hasar miktarının davalıdan tahsili amacıyla açılan takibe yapılan itirazın iptaline ilişkindir. 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu 2. maddesi hükmünce talep bir tam yargı davası niteliğindedir ve bu davalara bakma görevi idari yargı yerine aittir. ” gerekçesiyle Davanın dava şartı yokluğundan Reddine karar vermiş, taraflarca temyiz edilmeyen karar 01.12.2017 tarihinde kesinleşmiştir.

Davacı vekili, bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

İSTANBUL 11. İDARE MAHKEMESİ: 02.01.2018 gün ve E:2017/2131 sayılı kararı ile “Dosyanın incelenmesinden, davacı vekili tarafından, aynı istemle açılan davanın, Bakırköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 11.11.2015 tarih, E:2015/369 ve K:2015/405 sayılı kararıyla, idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle görev yönünden reddedilmesi üzerine, İstanbul 11. İdare Mahkemesi'nde bakılan iş bu davanın açıldığı anlaşılmış ise de; bakılmakta olan davanın, davalı idarenin Anadolu 5. İcra Müdürlüğü'nün 2014/19992 sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi istemiyle açıldığı görülmekte olup, yukarıda yer verilen mevzuat hükmü uyarınca adli yargı mercilerince çözümlenmesi gerekmektedir.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamsız takip” başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra dairesine yazı ile veya sözlü olarak veya elektronik ortamda yapılacağına işaret edilmiş; değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra müdürünce ödeme emri düzenleneceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Kanunda iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, İkincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.

İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.

Söz konusu 67. Madde; Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır” hükümlerini taşımaktadır.

Anılan Kanunun değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur” denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır" gerekçesiyle görev uyuşmazlığı hakkında karar verilmesi için dosyaların Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, uyuşmazlığın incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesi'nce karar verilmesine kadar ertelenmesine karar vererek 26.01.2018 tarih ve 2017/2131 esas sayılı üst yazısı ile görev uyuşmazlığının giderilmesi için Mahkememize başvurmuş, Mahkememizde 02.02.2018 tarihinde kayda girmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Suna TÜRE, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN ve Turgay Tuncay VARLI’nın katılımlarıyla yapılan 26.2.2018 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, Mahkemece idari yargı dosyasının ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU’nun, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, yoğun yağış sonrası su basması sonucu davacı şirket tarafından sigortası yapılan işyerinde oluşan hasar sebebiyle davacı tarafından ödenen bedelin tahsili amacıyla İstanbul Anadolu 5. İcra Müdürlüğünün 2014/19992 esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı, davalının ödeme emrine itiraz etmesi üzerine icra takibinin durdurulduğu belirtilerek, davalı idarenin yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamsız takip” başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra dairesine yazı ile veya sözlü olarak veya elektronik ortamda yapılacağına işaret edilmiş, değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra müdürünce ödeme emri düzenleneceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Yasada iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.

İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.

Söz konusu 67. Madde: Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu, takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır” hükümlerini taşımaktadır.

Anılan Yasanın değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur” denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

Bu duruma göre, İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiğinden İstanbul 11. İdare Mahkemesi’nin başvurusunun kabulü ile Bakırköy 5.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 11.11.2015 gün ve E:2015/369, K:2015/405 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç  : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle İstanbul 11. İdare Mahkemesi’nin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Bakırköy 5.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 11.11.2015 gün ve E:2015/369, K:2015/405 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 26.02.2018 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Şükrü

BOZER

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

Üye

Mehmet

AKSU

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Suna

TÜRE

 

 

 

Üye

Turgay Tuncay

VARLI