T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2024/257 KARAR NO : 2024/263 KARAR TR : 08/07/2024 |
ÖZET: Halk Eğitim Merkezlerinde usta öğretici olarak çalışırken iş akdinin feshi nedeniyle, İş Kanunu’ndan kaynaklananparasal haklarının ödenmesi istemiyle açılan davanın ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk. |
K A R A R
Davacı : M.Y
Vekili : Av. M.T.T
Davalı : Milli Eğitim Bakanlığı
Vekili : Av. R.E.G
I. DAVA KONUSU OLAY
1.Davacı vekili, müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı Halk Eğitim Merkezlerinde Mart 1997- Haziran 2023 tarihleri arasında usta öğretici olarak çalıştığını, kadrolu öğretmenlerin çalışma takvimine uygun olarak planlanan haftanın 5 günü 09:00-16:00 saatleri arasında günlük ortalama 6 saat üzerinden ve ücret ödemesi de fiilen çalıştıkları ek ders saat ücretine göre bordrolaştırılarak ödendiğini, başlangıçtan itibaren belirsiz süreli olarak kabul edilmesi gereken hizmet akdi sözkonusu olduğunu, iş sözleşmesinin süreli olmasından dolayı belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalıştırılan emsal işçiye göre farklı işleme tabi tutultuğunu, bu hususun 4857 sayılı İş Kanunu'nun 5. maddesine aykırılık teşkil ettiğini, çalışma dönemlerinin her birinin davalı işveren tarafından feshedildiğini belirterek, 200 TL kıdem tazminatı, 200 TL ihbar tazminatı, 200 TL eksik ödenen ücret, 200 TL yıllık izin, 200 TL ilave tediye ve 100 TL ayrımcılık tazminatının faizleri ile birlikte davalıdan tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.
II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ
A. Adli Yargıda
2. Ankara 21. İş Mahkemesi 20/02/2024 tarih ve E.2023/605, K.2024/93 sayılı kararı ile, 6100 sayılı Kanun’un 114/1-b, 115/2 maddeleri uyarınca yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle, dava şartı noksanlığından davanın reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir. Mahkeme kararının ilgili kısmı şöyledir:
"...Davacının Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı çeşitli Halk Eğitim Merkezlerinde usta öğretici olarak çalıştığı, taraflar arasında iş sözleşmesi bulunmadığı, aralarındaki ilişkinin statü hukukuna tabii olduğu, Kuruma prim ödemesi yapılmasının davacının iş sözleşmesi ile çalıştığı anlamını taşımayacağı, uyuşmazlığın çözüm yerinin Adli Yargının görev alanına girmediği, uyuşmazlığın çözüm yerinin İdari Yargı olduğu kabul edilerek (emsal nitelikteki Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2015/9-736 esas, 2017/25 karar sayılı ilamı, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 2022/2354 esas, 2022/3396 karar sayılı ilamı) yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun görülmüştür..."
3. Davacı vekili bu kez, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 500 TL kıdem/iş sonu tazminatı, 100 TL İhbar tazminatı, 150 TL eksik ödenen ücret /ücret farkı, 100 TL yıllık izin, 100 TL ilave tediye, 50 TL ayrımcılık tazminatı alacağı olmak üzere toplam 1.000 TL alacağının adli yargıda açılan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.
B. İdari Yargıda
4. Ankara 9. İdare Mahkemesi 01/04/2024 tarih ve E.2024/519 sayılı kararı ile, davacı ile davalı idare arasında geçici bir hizmet ilişkisi kurulduğu, talep edilen tazminat ve alacakların İş Kanunu'ndan kaynaklanan haklardan olduğu dikkate alındığında, Uyuşmazlık Mahkemesinin benzer uyuşmazlıklardaki yerleşmiş içtihatları kapsamında uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:
"...Olayda, davanın, davacının davalı bakanlık bünyesindeki Halk Eğitim Merkezinde usta öğretici olarak çalıştığı döneme ilişkin, kıdem tazminatı, ücret farkı, yıllık izin, ilave tediye ve ayrımcılık tazminatı alacaklarının faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açıldığı,davacının, idareyle arasında bir hizmet ilişkisi kurulduğu, talep edilen alacakların, İş Kanunu’ndan kaynaklanan haklardan olduğu dikkate alındığında, uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin (İş Mahkemelerinin) görevli olduğu sonucuna varılmıştır..."
III. İLGİLİ HUKUK
5. 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun, 01/10/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 106. maddesi ile yürürlükten kaldırılan2. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
"Bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar bu Kanun'a göre sigortalı sayılırlar."
6. 506 sayılı Kanun'un "Uyuşmazlıkların Çözüm Yeri" başlıklı mülga 134. maddesi şöyledir:
"Bu Kanun'un uygulanmasından doğan uyuşmazlıklar, yetkili iş mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görülür."
7. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun "Tanımlar" başlıklı3. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"Bu Kanunun uygulanmasında;
...
6) Sigortalı: Kısa ve/veya uzun vadeli sigorta kolları bakımından adına prim ödenmesi gereken veya kendi adına prim ödemesi gereken kişiyi,
...
ifade eder.
..."
8. 5510 sayılı Kanun'un 79. madde ile başlayan 4. kısmında, primlere ilişkin hükümlere yer verilmiştir.
9. 5510 sayılı Kanun'un "Uyuşmazlıkların çözüm yeri" başlıklı 101. maddesi şöyledir:
"Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür."
10. 4857 sayılı İş Kanunu’nun "Amaç ve kapsam" başlıklı 1. maddesi şöyledir:
"Bu Kanunun amacı işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemektir.
Bu Kanun, 4 üncü Maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine ve işçilerine faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır.
İşyerleri, işverenler, işveren vekilleri ve işçiler, 3 üncü maddedeki bildirim gününe bakılmaksızın bu Kanun hükümleri ile bağlı olurlar."
11. 4857 sayılı Kanun'un8. maddeyle başlayan "İş Sözleşmesi, Türleri ve Feshi" başlıklı İkinci Bölümünde kıdem tazminatı, ücretli izin, bildirim süresinden kaynaklanan yükümlülük ve haklara ilişkin hususlarayer verilmiştir.
12. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun "İş mahkemelerinin kuruluşu" başlıklı 2. maddesi şöyledir:
"(1) İş mahkemeleri, Hâkimler ve Savcılar Kurulunun olumlu görüşü alınarak, tek hâkimli ve asliye mahkemesi derecesinde Adalet Bakanlığınca lüzum görülen yerlerde kurulur. Bu mahkemelerin yargı çevresi, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun hükümlerine göre belirlenir.
(2) İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde iş mahkemelerinin birden fazla dairesi oluşturulabilir. Bu daireler numaralandırılır. İhtisaslaşmanın sağlanması amacıyla, gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak, daireler arasındaki iş dağılımı Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenebilir. Bu kararlar Resmî Gazete’de yayımlanır. Daireler, tevzi edilen davalara bakmak zorundadır.
(3) İş mahkemesi kurulmamış olan yerlerde bu mahkemenin görev alanına giren dava ve işlere, o yerdeki asliye hukuk mahkemesince, bu Kanundaki usul ve esaslara göre bakılır."
13. 7036 sayılı Kanun'un "Dava şartı olarak arabuluculuk" başlıklı 3. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
"(1) Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır."
14. 7036 sayılı Kanun'un "Görev" başlıklı 5. maddesi şöyledir:
"(1) İş mahkemeleri;
a) 5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemiadamları, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına,
b) İdari para cezalarına itirazlar ile 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamındaki uyuşmazlıklar hariç olmak üzere Sosyal Güvenlik Kurumu veya Türkiye İş Kurumunun taraf olduğu iş ve sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklara,
c) Diğer kanunlarda iş mahkemelerinin görevli olduğu belirtilen uyuşmazlıklara, ilişkin dava ve işlere bakar."
15. 7036 sayılı Kanun'un "Geçiş Hükümleri" başlıklı geçici 1. maddesi şöyledir:
"(1) Mülga 5521 sayılı Kanun gereğince kurulan iş mahkemeleri, bu Kanun uyarınca kurulmuş iş mahkemeleri olarak kabul edilir. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalar, açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam olunur.
(2) Bu Kanunun dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümleri, bu hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtayda görülmekte olan davalar hakkında uygulanmaz.
(3) Başka mahkemelerin görev alanına girerken bu Kanunla iş mahkemelerinin görev alanına dâhil edilen dava ve işler, iş mahkemelerine devredilmez; kesinleşinceye kadar ilgili mahkemeler tarafından görülmeye devam olunur.
(4) İlk derece mahkemeleri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce verilen kararlar, karar tarihindeki kanun yoluna ilişkin hükümlere tabidir."
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
A. İlk İnceleme
16. Uyuşmazlık Mahkemesinin Rıdvan GÜLEÇ'in Başkanlığında, Üyeler Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN’ınkatılımlarıyla yapılan 08/07/2024 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesince, anılan Kanun'un 19. maddesine göre başvuru yapıldığı, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası temin edilmeden Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği görülmekte ise de, dava konusuna ilişkin bilgi ve belgeler ile adli yargı kararının kesinleşme durumunu gösteren bir örneğinin dosyada bulunduğu, bu nedenle adli yargı dosyasının istenilmediği ve sonuçta usule ilişkin başka bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.
B. Esasın İncelenmesi
17. Raportör-Hâkim Gülşen AKAR PEHLİVAN'ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ'nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra, gereği görüşülüp düşünüldü:
18. Dava, davacının davalı Bakanlığa bağlı Halk Eğitim Merkezlerinde usta öğretici olarak çalıştığı, kadrolu öğretmenlerin çalışma takvimine uygun olarak planlanan haftanın 5 günü 09:00-16:00 saatleri arasında günlük ortalama 6 saat üzerinden ve ücret ödemesi de fiilen çalıştıkları ek ders saat ücretine göre bordrolaştırılarak ödendiği, başlangıçtan itibaren belirsiz süreli olarak kabul edilmesi gereken hizmet akdi sözkonusu olduğu, iş sözleşmesinin süreli olmasından dolayı belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalıştırılan emsal işçiye göre farklı işleme tabi tutulduğu, bu hususun 4857 sayılı İş Kanunu'nun 5. maddesine aykırılık teşkil ettiğini, çalışma dönemlerinin her birinin davalı işveren tarafından haksız olarak feshedildiği iş akdinin gerekçe gösterilmeksizin feshedilmesi nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, eksik ödenen ücret, yıllık izin, ilave tediye ve ayrımcılık tazminatı alacaklarının yasal faizi ile birlikte tahsili istemiyle açılmıştır.
19. Davacının, idareyle arasında bir hizmet ilişkisi kurulduğu, talep edilen tazminat ve alacaklarının İş Kanunu’ndan kaynaklanan haklardan olduğu dikkate alındığında, uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.
20. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak; Ankara 9. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile, Ankara 21. İş Mahkemesinin 20/02/2024 tarih ve E.2023/605, K.2024/93 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A.Davanın çözümünde ADLİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,
B. Ankara 9. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Ankara 21. İş Mahkemesinin 20/02/2024 tarih ve E.2023/605, K.2024/93 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,
08/07/2024 tarihinde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye
Rıdvan Nilgün Doğan Eyüp
GÜLEÇ TAŞ AĞIRMAN SARICALAR
Üye Üye Üye
Ahmet Mahmut Bilal
ARSLAN BALLI ÇALIŞKAN