Hukuk Bölümü         2013/1446 E.  ,  2013/1783 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı     : M.K.

Vekili      : Av. Z.K.

Davalılar  : 1-İSKİ Genel Müdürlüğü

Vekili      : Av. H.E.

                2- K. İnşaat San. ve Tic. A.Ş.

Vekili      : Av. G.T. 

O L A Y  : Davacı vekili, dava dilekçesinde; 13.10.2007 günü saat 21.30 sıralarında Siyavuşpaşa deresinin taşması sonucu meydana gelen su baskınında,  İstanbul Bakırköy'deki Ataköy 11. kısım Lale Apt. C Blok altında bulunan garajda, müvekkiline ait olan 34...... plakalı, 2006 model Audi A3 marka otomobilin2 metreyüksekliğinde su altında kaldığını, otomobilin kullanılmaz hale geldiğini,  hurdaya ayrıldığını; su baskınının, davalı İSKİ tarafından, Siyavuşpaşa (tavukçuderesi) deresinde yapılan ıslah çalışmasının sonucu, Ataköy Öğretmen evi yanında bulunan köprünün altından geçen derenin, İSKİ görevlilerince kapatılmasından dolayı meydana geldiğini; sel sularının, dere yatağından taşarak öğretmen evinin yanından sağa doğru dönüş yaparak, 11. kısım istikametine doğru cadde üzerinden yaklaşık50 cmyüksekliğinde aktığını, Lale Apartmanının garaj ve depolarının2 metreyüksekliğinde sularla dolduğunu bu nedenle  otomobilin sular altında kaldığını; otomobilin hasarından davalı İSKİ’nin sorumlu bulunduğunu; müvekkiline ait otomobilin  kasko sigortalı olduğunu;  sigorta şirketinin, araçla ilgili olarak ekspertiz raporu tanzim ettiğini, aracın olay tarihindeki hasarsız emsalinin piyasa rayiç değerini 47.000.00 YTL olarak belirlediğini, müvekkilinin araçla ilgili zararının 37.800,00 YTL'sini ödediğini, müvekkilinin karşılanmayan zararı sebebiyle davalının hiçbir ödeme yapmaması sebebiyle  bu davayı  açtıklarını ifade ederek; fazlaya ilişkin maddi ve manevi tazminat talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkili için şimdilik toplam 9.200,00 YTL maddi tazminatın, olay tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek tahsili istemiyle İSKİ Genel Müdürlüğüne karşı adli yargı yerinde dava açmış, dava  Bakırköy 8.Asliye Hukuk Mahkemesinin E:2008/9 sayılı  dosyasında kayda girmiştir.

Davalı İSKİ Genel Müdürlüğü vekilince, birinci savunma dilekçesinde; idarenin hizmet kusuru esasına dayanan davada idari yargının görevli olduğu öne sürülerek, görev itirazında bulunulmuştur.

Davacı vekili tarafından aynı istemle K. İnşaat San. ve Tic. A.Ş.’ne karşı açılan ve Bakırköy 8.Asliye Hukuk Mahkemesinin E:2008/330 sayılı esasına kaydedilen dava ile ilgili olarak Mahkeme; 26.12.2008 günlü, K:2008/368 sayılı karar ile;  davacı vekilinin talebini de dikkate alarak, Mahkemelerine ait 2008/9 esas sayılı dava dosyasıyla birleştirilmesine,  esasın bu şekilde kapatılmasına, davanın birleştirilen bu dosya üzerinden yürütülmesine karar vermiştir.

BAKIRKÖY 8.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ:29.1.2013 günlü 19. celsede ve E:2008/9 sayı ile, İSKİ Genel Müdürlüğünün, 2560 Sayılı Kanun ile kurulmuş Ticaret Kanununda öngörülen biçimde özel hukuk hükümlerine göre idare edilen bir kamu kuruluşu olması yanında, ticari şekilde veya iktisadi esaslara göre işletildiği; yaptığı işler itibari ile de ticarethane sayılıp tacir sıfatını taşıdığından, davacı ile davalı İSKİ arasındaki haksız fiilden kaynaklanan iş bu davaya bakmanın adli yargının görev alanı içine girdiği gerekçesi ile,  davalı vekilinin yargı yolu itirazının reddine karar vermiştir.

Davalılardan İSKİ Genel Müdürlüğü vekilince vekilince, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine, dilekçe ve dava dosyasının onaylı bir örneği Danıştay Başsavcılığına gönderilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI; 20.11.1981 tarih ve 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile, İstanbul Büyük Şehir Belediyesinin su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gereken her türlü tesisi kurmak, kurulu olanları devralmak ve bir elden işletmek üzere, İstanbul Büyük Şehir Belediyesine bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz bir kuruluş olarak, İstanbul Su ve Kanalizasyon idaresi Genel Müdürlüğü kurulmuş olup; anılan Kanun'un 2'nci maddesinin (b) bendinde, "Kullanılmış sular ile yağış sularının toplanması, yerleşim yerlerinden uzaklaştırılması ve zararsız bir biçimde boşaltma yerine ulaştırılması veya bu sulardan yeniden yararlanılması için abonelerden başlanarak bu suların toplanacakları veya bırakılacakları noktaya kadar her türlü tesisin etüt ve projesini yapmak veya yaptırmak; gerektiğinde bu projelere göre tesisleri kurmak ya da kurdurmak; kurulu olanları devralıp işletmek ve bunların bakım ve onarımını yapmak, yaptırmak ve gerekli yenilemelere girişmek," bu Genel Müdürlüğün görev ve yetkileri arasında sayılmış olduğu; tüzel kişiliğe sahip bir kamu kuruluşu olan anılan idarenin görev ve yetkisine verilen söz konusu hizmetlerden her birinin, genelin yararı için yürütülen birer kamu hizmeti olduğu,  bu hizmetlerin hukuka uygun olarak yürütülmemesinin de, bu İdarenin Kamu Hukuku kurallarına göre sorumluluğunu gerektiren hizmet kusuru niteliğinde olduğu; Anayasanın 125'inci maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğunun kurala bağlandığı; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2'nci maddesinin 1'inci fıkrasının (b) bendinde, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları ihlal edilenler tarafından açılan tam yargı davalarının, idari dava türleri arasında sayıldığı; bu anayasal ve yasal durumlara göre, kamu idarelerinin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koydukları plan ve projeye uygun olarak yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi, bakım ve onarımı sırasında kişilere verilen zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünde, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerlerinin görevli bulunduğu, hizmetin, kamu idaresi tarafından bizzat veya yüklenici eliyle yürütülmesinin de, bu hukuki duruma etkili olmadığı; dava dosyasında, davacının zararının, İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğünün kanunla kendisine görev olarak verilen hizmetleri gereği gibi yürütmemiş olmasından kaynaklandığı, bu nedenle, anılan İdarenin doğan zarardan sorumluluğu bulunduğunun ileri sürüldüğü, dolayısıyla; davadaki uyuşmazlığın çözümü, kamu hizmetinin yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, hizmet kusuru ya da objektif sorumluluk esasına göre davalı idarenin sorumluluğunun bulunup bulunmadığının saptanmasını gerektirdiği, bu saptamalar ise, idare hukuku ilkelerine göre yapılabileceğinden; 2577 sayılı Kanun'un 2'nci maddesinin 1'inci fıkrasının (b) bendi kapsamında bulunan davanın görüm ve çözümünün, İdari Yargı'nın görevine girdiği gerekçesiyle; 2247 sayılı Yasa'nın 10'uncu maddesi Mahkemesine uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık gönderilmesine karar vermiştir.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın yazılı düşüncesi istenilmemiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR,  Ali ÇOLAK, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 30.12.2013 günlü toplantısında;

l-İLK İNCELEME: Dava dosyası üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalılardan İSKİ Genel Müdürlüğü vekilinin anılan Yasa’nın 10/2. maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcılığı’nca, 10. maddede öngörülen biçimde anılan idare yönünden olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, İstanbul İlinde 13.10.2007 tarihinde etkili olan yağış sonucu, dere yatağından taşan suların, garajda bulunan davacıya ait otomobile verdiği zarar karşılığı, maddi tazminata hükmedilmesi istemiyle açılmıştır.

20.11.1981 gün ve 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un 1. maddesinde, İstanbul Büyük Şehir Belediyesinin su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gereken her türlü tesisi kurmak, kurulu olanları devralmak ve bir elden işletmek üzere İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü kurulduğu, İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin, İstanbul Büyük Şehir Belediyesine bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz bir kuruluş olduğu, İSKİ personelinin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümlerine tabi bulunduğu belirtilmiş; 2. maddesinin (b) bendinde “b) Kullanılmış sular ile yağış sularının toplanması, yerleşim yerlerinden uzaklaştırılması ve zararsız bir biçimde boşaltma yerine ulaştırılması veya bu sulardan yeniden yararlanılması için abonelerden başlanarak bu suların toplanacakları veya bırakılacakları noktaya kadar her türlü tesisin etüt ve projesini yapmak veya yaptırmak; gerektiğinde bu projelere göre tesisleri kurmak ya da kurdurmak; kurulu olanları devralıp işletmek ve bunların bakım ve onarımını yapmak, yaptırmak ve gerekli yenilemelere girişmek”, (d) bendinde “ Su ve kanalizasyon hizmetleri konusunda hizmet alanı içindeki belediyelere verilen görevleri yürütmek ve bu konulardaki yetkileri kullanmak”, İSKİ'nin görev ve yetkileri arasında sayılmış; 4. maddesinde, İstanbul Büyük Şehir Belediye Meclisinin, İSKİ Genel Kurulu olarak görevli ve yetkili olduğu belirtilmiştir.

İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projenin hukuka aykırı olduğu nedeniyle iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılacak davalar ile idarenin aynı plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak davaların görüm ve çözümünün, iptal ve tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men’i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.

Davacı vekili tarafından, 13.10.2007 günü Siyavuşpaşa deresinin taşması sonucu meydana gelen su baskınında,  İstanbul Bakırköy'deki Ataköy 11. kısım Lale Apt. C Blok altında bulunan garajda,  müvekkiline ait olan otomobilin2 metreyüksekliğinde su altında kaldığı, otomobilin kullanılmaz hale geldiği,  hurdaya ayrıldığı; su baskınının, davalı İSKİ tarafından, Siyavuşpaşa (tavukçuderesi) deresinde yapılan ıslah çalışmasının sonucu, Ataköy Öğretmen evi yanında bulunan köprünün altından geçen derenin, İSKİ görevlilerince kapatılmasından dolayı meydana geldiği; otomobilin hasarından davalı İSKİ’nin sorumlu bulunduğu ileri sürülerek, uğranılan maddi zararın tazmini istemiyle dava açıldığı anlaşılmaktadır.

Kamu hizmetinin, yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin; kamu yararına uygun şekilde işletilip işletilmediğinin; hizmet kusuru ya da başka bir nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının yargısal denetiminin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde “idari dava türleri” arasında sayılan “idari işlem ve eylemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılacak tam yargı davası” kapsamında, idari yargı yerlerince yapılacağı açıktır.

Belirtilen durum karşısında, davanın görüm ve çözümü idari yargı yerinin görevine girdiğinden, Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile davalılardan İSKİ Genel Müdürlüğü vekilinin görev itirazının, Bakırköy 8.Asliye Hukuk Mahkemesince reddine ilişkin kararın kaldırılması gerekmiştir. 

SONUÇ : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile davalılardan İSKİ Genel Müdürlüğü vekilinin  GÖREV İTİRAZININ REDDİNE İLİŞKİN Bakırköy 8.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 29.1.2013 gün ve E:2008/9 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 30.12.2013 gününde Üye Eyüp Sabri BAYDAR’ın KARŞI OYU VE OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

KARŞI OY 

                3.10.2007 tarihinde meydana gelen aşırı yağış nedeniyle Tavukçu Deresinin taşması sonucu evini su bastığı, ev, eşya ve aracının zarar gördüğü, davalı kurumun üzerine düşen görevi tam ve eksiksiz yerine getirmediği iddiasıyla zararın tazmini istemiyle davacı tarafından davalı kurum aleyhinde Adli Yargı da dava açılmıştır.

Davalı İdari vekili süresinde, Uyuşmazlığın İdari Yargının görev alanında kaldığını bildirerek Yargı Yolu itirazında bulunmuştur.

Mahkemece Yargı Yolu itirazın reddine karar verilmesi üzerine davalı vekilince olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması talebi ile dosya Danıştay Başsavcılığına gönderilmiş,

Danıştay Başsavcılığınca, uyuşmazlığın davalı idarenin hizmet kusurundan kaynaklandığı, İdari Yargının görev alanına girdiği düşüncesiyle olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına karar verilerek dosya Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığına gönderilmiştir.

Yüksek Mahkemece yapılan inceleme sonucunda Uyuşmazlığın davalı İdarenin hizmet kusurundan doğduğu İdari Yargının görev alanında kaldığı gerekçesiyle İdari Yargının görevli olduğuna davalı idarenin görev itirazının reddine ilişkin kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.

Sayın çoğunluğun Uyuşmazlıkta İdari Yargıyı görevli kabul eden düşüncesine iştirak edilmesi mümkün değildir.

Zira;

Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK 18.maddesinde “Ticaret Şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten demekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere devlet, vilayet, belediye gibi amme hükmi şahısları tarafından teşekkül ve müesseslerin dahi tacir sayılacakları” belirtilmiş, aynı yasanın 12/11 maddesinde su, gaz, elektrik dağıtım,telefon, radyo ile haberleşme ve yayın yapma gibi işlerle uğraşan müesseselerin ticarethane sayılacakları hükme bağlanmıştır.

Davalı kurum hakkında uygulanması gereken İSKİ’nin kuruluşu hakkındaki 2560 sayılı yasada, bu kurumun genel kurul, yönetim kurulu ve genel müdürlük ile yönetileceği, denetçileri vasıtasıyla denetim yapılacağı, yıllık faaliyet ve yatırımlarının bilançolarda belirlenip genel kurulun onayına sunulacağı ve bütçesinin kamu iktisadi teşebbüslerinde uygulanan bütçe formülüne göre düzenleneceğinin açıklanması karşısında bu kuruluşun özel hukuk hükümlerince İdare edilen bir kamu kuruluşu olduğunun kabulü gerekir.

Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da 29.11.1995 gün 1995/11-647 esas 1995/1043 sayılı vs. kararlarında 2560 sayılı kanuna tabi olan İSKİ’nin gördüğü hizmetin kamu hizmeti olmakla birlikte faaliyetini özel hukuk kuralları altında yapması itibariyle TTK 18/1 maddesi anlamında tacir sayılacağı ve tacir olan davalı ile davacı arasındaki haksız fiilden kaynaklanan davaya bakmaya görevinin Adli Yargının görev alanına girdiğini benimsemiştir.

Ayrıca İSKİ’nin abonelerinden kullanma suyu ve atık sularından talep ettiği bedel konusunda çıkan uyuşmazlıklarda Adli Yargının görevli olduğu benimsenmişken aynı kurumun şahıslara karşı haksız eyleminden dolayı İdari Yargının görevli olduğunu kabul etmek 2560 sayılı yasanın uygulanmasında çelişki oluşturacaktır.

Bu durumda tacir olan davalı İSKİ ile davacı arasında haksız fiilden kaynaklanan davaya bakma görevi Adli Yargıya ait olup açıklanan nedenlerle uyuşmazlıktan İdari Yargıya görevli kabul eden sayın çoğunluk görüşüne katılamıyorum. 

Karşı Oy

Eyüp Sabri BAYDAR