Hukuk Bölümü         2012/49 E.  ,  2012/123 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

            Davacı           : B.Y.

            Vekili              : Av. E.Y.

            Davalı            : İzmir Büyükşehir Belediyesi           

O L A Y         : 16.03.2011 tarihinde Karşıyaka Bostanlı Pazar yerinde davalı Belediye ekiplerince yapılan denetimlerde, aralarında davacının da bulunduğu kişilerin,  552 sayılı Yaş Sebze ve Meyve Ticaretinin Düzenlenmesi ve Toptancı Halleri Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararnamenin 5. maddesine aykırı olarak toptan mal satışı yaptığından bahisle  düzenlenen tutanağa istinaden, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nce, 31.03.2011 tarih, …/01.167 No.lu  Encümen Kararıyla, aynı KHK’nin 26/A maddesi uyarınca  para cezası verilmiş;  Encümen Kararı, 12.04.2011 tarihli, M.35.1.İBB.028.02-321-470 sayılı üst yazı ile davacıya 26.04.2011 tarihinde tebliğ edilmiştir.

Davacı vekili, para cezasına karşı 10.05.2011 tarihinde adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur.

İZMİR 8. SULH CEZA MAHKEMESİ; 16.08.2011 gün ve Değ.İş E.No: 2011/325, Değ.İş.K. No: 2011/325 sayı ile, muteriz vekilinin dilekçesinde; müvekkili hakkında idari yaptırım kararına esas tutanağın 16.03.2011 tarihinde tutulduğunu, Mevzuata göre, tutanak tarihinden itibaren, 10 iş günü içinde Büyükşehir Belediyesi Encümenince karar verilmesi gerekirken, süresi içinde karar verilmediğini, 10 iş günlük sürenin hak düşürücü süre olduğu, süresi içinde karar verilmediği takdirde adı geçen işlemle ilgili bir daha karar verilemeyeceğini, bu sebeple Encümen kararının geçersiz olduğunu, yine İzmir Büyükşehir Belediyesi Hal Şube Müdürlüğünce müvekkiline gönderilmiş olan idari para cezasına karşı başvurulabilecek yasa yolları, yasa yollarının başvuru süreleri ve başvuru merciinin karara yazılmadığını, idarenin art niyetli olduğu düşüncesini yaratan bu yöndeki usulü eksikliğe de dikkat çektiğini, yasal yolların gösterilmemiş olması nedeniyle tutanağın geçersiz olduğunu belirterek idari para cezasının iptalini talep ve dava etmiş olduğu;  İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın cevap yazısında: 16.03.2011 Çarşamba günü saat: 05:30’da Gelir İdaresi Başkanlığı, Emniyet, Büyükşehir Belediyesi Zabıtası ve Hal Müdürlüğünden görevlilerce oluşmuş ekiplerce Karşıyaka katlı Pazar yerine gidildiğini, B.Y. isimli şahsın 35 AF 7526 plakalı kamyonla 026729 seri numaralı fatura ile2.150 kgmuz, yine 043888 seri numaralı fatura ile7.000 kgsalatalığı getirdiği ve sorulduğunda kendisine ait olduğunu beyan ettiği sebze ve meyveyi toptan olarak sattığının tespit edildiğini, kendisine 552 sayılı K.H.K.’nin 17. maddesine göre işlem yapılmak üzere aracın Hal’e çekilmesi gerektiğinin bildirildiğini, hiçbir şekilde gelmeyeceği cevabı verilmesi üzerine, Emniyet yetkilileri ile görüşülerek olay çıkmasının engellenmesi amacı ile 552 sayılı K.H.K ve 4367 sayılı Yasanın 26/A maddesince işlem yapılmak üzere İdari Yaptırım Kararına Esas Tutanak düzenlenerek birer sureti ilgilisine bırakıldıktan sonra karar alınmak üzere Encümene sevkinin gerçekleştirildiğini ve alınan kararın adresine tebliğ edildiğini, Belediye Encümeninin 31.03.2011 tarih ve 167 sayılı kararı ile 552 sayılı Kararnamenin 5.maddesine aykırı hareket eden ve hakkında idari yaptırım kararına esas tutanak düzenlenen B.Y.’ın 4.534,00 TL para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiğini, itiraz eden hakkında düzenlenen tutanak ve encümen kararı ile verilen para cezasının hukuka uygun bulunduğunun belirtildiğinin görülmüş olduğu;  itiraza konu 31.03.2011 tarih ve 01-167 sayılı idari para cezasının kanun ve mevzuata uygun olarak düzenlendiği anlaşılmış olup, 552 Sayılı Kanunun 5. maddesi gereğince Belediye sınırları ile mücavir alanlar içerisinde malların toptan alım ve satımının Hallerde yapıldığı, Belediyelerin,  belediye sınırları ve mücavir alanlar içerisinde malların toptan alım ve satımlarının münhasıran toptancı hallerde yapılmasını sağlamak amacıyla gerekli her türlü önlemi almakla görevli ve yükümlüğü olduğu, yine aynı Kanunun 26/A maddesi, 5. maddenin birinci, ikinci ve üçüncü, 7’nci maddenin ikinci fıkralarına aykırı hareket edenler hakkında yüz milyon lira para cezasına ve yine aynı maddenin son fıkrasına yukarıda sayılan fiillerin bir yıl içerisinde tekrarı halinde para cezasının 2 misli uygulandığı, para cezalarının belediyelerce tahsil edildiği, tebellüğden imtina edilmesi halinde dahi tebligatın gerçekleşmiş sayıldığı, yedi gün içinde encümen kararına idare mahkemesi nezdinde itirazın caiz olduğu,  itirazın idarece verilen cezanın yerine getirilmesini durdurmadığı, itiraz üzerine idare mahkemesince verilen kararların kesin olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle;  başvurunun konusu idari para cezası ile birlikte idari yargı merciine çözümlenmesi gereken pazaryerinde toptan mal satışı yaptıkları yönünde idari yaptırım kararı da söz konusu olduğundan, 5560 Sayılı Yasa ile Değişik 5326 Sayılı Yasanın 27/8 ve 28/1-b maddeleri gereğince görev nedeniyle başvurunun reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

            Davacı vekili, bu kez, söz konusu para cezasının iptali istemiyle, 14.10.2011 tarihinde idari yargı yerinde dava açmıştır.

            İZMİR 4. İDARE MAHKEMESİ; 04.11.2011 gün ve E:2011/2012, K:2011/1608 sayı ile,  2576 Sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemeleri'nin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'un "İdare Mahkemeleri'nin görevleri" başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasında; İdare Mahkemelerinin, Vergi Mahkemeleri'nin görevine giren davalarla ilk derece Danıştay'da Çözümlenecek olanlar dışındaki; iptal davalarını; tam yargı davalarını, tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlarına ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davaları ve diğer kanunlarla verilen işleri çözümleyeceği, 2. fıkrasında ise, özel kanunlarda Danıştay'ın görevli olduğu belirtilen ve İdari Yargılama Usulü Kanunu ile İdare Mahkemeleri'nin görevli kılınmış bulunduğu davaları çözümleyeceğinin hüküm altına alındığı;   2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14. maddesinin 3/a bendinde dilekçelerin görev ve yetki yönünden inceleneceği, 15. maddesinin l/a bendinde ise, 14. maddenin 3/a bendine göre adli ve askeri yargının görevli olduğu konularda açılan davanın reddine, idari yargının görevli olduğu konularda ise görevli veya yetkili olmayan mahkemeye açılan davanın görev veya yetki yönünden reddedilerek dava dosyasının görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verileceğinin hüküm altına alındığı;   diğer yandan, 5326 Sayılı Kabahatler Kanunun "Genel Kanun Niteliği" başlıklı 3. maddesinde "Bu Kanunun; a) İdari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde ... uygulanır." kuralının yer aldığı;  552 sayılı Yaş Sebze ve Meyve Ticaretinin Düzenlenmesi ve Toptancı Halleri Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararnamenin 26/ A maddesinde bu Kanun gereğince tesis edilen idari para cezalarına karşı yedi gün içinde idare mahkemesi nezdinde itiraz edilebileceği kural altına alınmışken, 26.03.2010 gün ve 27533 sayılı Resmi Gazetede Yayımlanarak yürürlüğe giren 5957 sayılı Sebze ve Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un 18. maddesi ile Yürürlükten kaldırılmış ve 19. maddesinin c bendi gereğince de yayım tarihinden itibaren bir yıl sonra (26.03.2011 tarihinde) yürürlüğe girmesinin kararlaştırıldığı;   dava konusu olayda, konuya ilişkin tespitin yapıldığı 16.03.2011 tarihi ile konunun encümen havale edildiği 23.03.2011 tarihinde, 552 sayılı Kanun yürürlükte iken dava konusu işlemin tesis edildiği 31.03.2011 tarihinde yürürlükten kalktığı ve bu Kanun yerine yürürlüğe konulan 5957 sayılı Kanunda da yargı yoluna ilişkin olarak somut bir mahkemeye değinilmediği; her ne kadar davalı idarece 552 sayılı Kanun gereğince işlem tesis edildiği görülmekte ise de olayın idarece nitelemesi mahkemeyi bağlamayacağından ve eylem 26.03.2011 tarihinden itibaren 5957 sayılı Kanun kapsamında irdeleneceğinden, uyuşmazlığın çözümünde 5326 Sayılı Kabahatler Kanununun 3 ve 27. maddesi hükmü gereğince Sulh Ceza Mahkemeleri'nin görevine girdiğinin açık olduğu gerekçesiyle; davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 15/1-a. maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine karar vermiş; bu karar, itiraz edilmeyerek kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 4.6.2012 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulunun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, “2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ‘ceza uyuşmazlıkları’ ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının ‘hukuk uyuşmazlığı’ sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ‘ceza davası’ olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği…” açıkça belirtilmiştir. Bu durum göz önüne alındığında, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.

Adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasanın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren Mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi. 

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA’nın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

            Dava, 552 sayılı Yaş Sebze ve Meyve Ticaretinin Düzenlenmesi ve Toptancı Halleri Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname uyarınca verilen para cezasının kaldırılması istemiyle açılmıştır.

552 sayılı Yaş Sebze ve Meyve Ticaretinin Düzenlenmesi ve Toptancı Halleri Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararnamenin 5.maddesinde, toptancı halde satış zorunluluğuna ilişkin hususlara; 26/ A maddesinde, bu Kanun Hükmünde Kararnamede yer alan 5 inci maddenin birinci, ikinci ve üçüncü… fıkralarına aykırı hareket edenler hakkında … para cezasına belediye encümenlerince karar verileceği,  sayılan fiillerin bir yıl içerisinde tekrarı halinde para cezalarının iki misli olarak uygulanacağı, para cezalarının belediyelerce tahsil olunacağı, para cezasına ilişkin encümen kararının ilgilisine tebliğ edileceği, tebellüğden imtina edilmesi halinde dahi tebligatın gerçekleşmiş sayılacağı, yedi gün içinde encümen kararına idare mahkemesi nezdinde itirazın caiz olduğu,  itirazın idarece verilen cezanın yerine getirilmesini durdurmayacağı, itiraz üzerine idare mahkemesince verilen kararların kesin olduğu… öngörülmüşken,  26.03.2010 gün ve 27533 sayılı Resmi Gazetede Yayımlanan 5957 sayılı “Sebze ve Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun”un 18. maddesi ile “24/6/1995 tarihli ve 552 sayılı Yaş Sebze ve Meyve Ticaretinin Düzenlenmesi ve Toptancı Halleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname” yürürlükten kaldırılmış;  Kanun’un “Yürürlük”  başlıklı 19. maddesinde, “ (1) Bu Kanunun;

            a) 15 inci maddesi yayımı tarihinde,

            b) 6 ncı maddesinin beşinci fıkrası yayımı tarihinden itibaren üç yıl sonra,

            c) Diğer maddeleri “yayımı tarihinden itibaren bir yıl sonra” yürürlüğe girer.” denilmiş; 12/04/2011 tarih ve 27903 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 29/03/2011 tarih ve 6215 sayılı Kanunun 17. maddesi ile birinci fıkranın (c) bendinde yer alan "yayımı tarihinden itibaren bir yıl sonra" ibaresi "1/1/2012 tarihinde" olarak değiştirilmiştir.

            5957 sayılı Sebze ve Meyveler İle Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’da idari para cezasına karşı kanun yoluna ilişkin bir düzenleme yer almamaktadır.         

Öte yandan; 30.3.2005 gün ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 6.12.2006 gün ve 5560 sayılı Yasa’nın 31. maddesiyle değiştirilen 3. maddesinde, “ (1) Bu Kanunun;

          a) İdarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde,

          b) Diğer genel hükümleri, idarî para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında,

          uygulanır”; Kanunun “Başvuru yolu” başlıklı 27. maddesinin 1. fıkrasında ise “idari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idari yaptırım kararı kesinleşir” düzenlemeleri yer almıştır.

          Bu düzenlemelere göre;  Kabahatler Kanunu’nun, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı; diğer kanunlarda görevli mahkemenin gösterilmesi durumunda ise uygulanmayacağı anlaşılmaktadır.

Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı; bu nedenle, yeni bir yasayla kabul edilen görev kurallarının, geçmişe de etkili olacağı, bilinen bir genel hukuk ilkesidir.

            Davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme, yeni bir yasa ile görevsiz hale gelmiş ise, (davanın açıldığı anda görevli olan ve fakat yeni yasaya göre görevsiz hale gelen) mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekeceği; ancak, yeni yasadaki görev kuralının, değişikliğin yürürlüğe girmesinden sonra açılacak davalarda uygulanacağına dair intikal hükümlerinin varlığı halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilemeyeceği açıktır.

Diğer taraftan, dava görevsiz mahkemede açılmış, bu sırada yapılan bir kanun değişikliği ile görevsiz mahkeme o dava için görevli hale gelmiş ise, mahkeme, artık görevsizlik kararı veremeyip (yeni kanuna göre görevli hale geldiği için) davaya bakmaya devam etmesi gerekir.

            İncelenen uyuşmazlıkta, öngörülen idari para cezasının 5326 sayılı Kanun’un 16. maddesinde belirtilen idari yaptırım türlerinden biri olduğu, 552 sayılı Yaş Sebze ve Meyve Ticaretinin Düzenlenmesi ve Toptancı Halleri Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname’yi yürürlükten kaldıran 5957 sayılı Sebze ve Meyveler İle Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’da da idari para cezasına itiraz konusunda görevli mahkemenin gösterilmediği anlaşılmıştır.

            Bu durumda, Kabahatler Kanunu’nun 3. maddesinde belirtildiği üzere, idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacak olması nedeniyle, görevli mahkemenin belirlenmesinde 5326 sayılı Yasa hükümleri dikkate alınacağından, idari para cezasına karşı açılan davanın görüm ve çözümünde, anılan Kanunun 27. maddesinin (1) numaralı bendi uyarınca adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Sulh Ceza Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir. 

S O N U Ç           : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle İzmir 8. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 16.08.2011 gün ve Değ.İş E.No: 2011/325, Değ.İş.K.No: 2011/325 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 4.6.2012 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.