T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

         

          ESAS NO        : 2018 / 822

          KARAR NO    : 2019 / 121

          KARAR TR     : 25.2.2019

ÖZET : Davacıların hisseli taşınmazına, imar planında ve fiilen ilköğretim tesisleri alanı olarak ayrılmak suretiyle kamulaştırmasız el atıldığından bahisle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile tazminat ödenmesi ve taşınmazların tapuda davalı adına tescili istemiyle açılan davanın ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

           

K  A  R  A  R

 

Davacılar     :1) T. Z. Ve diğ..

Vekilleri       : Av. R Ar & Av. S .S.& Av. S.B.Y.

Davalı          : T.C. Milli Eğitim Bakanlığı

Vekili           : Av. H.B.

 

O L A Y       : Davacılar vekili dilekçesinde; müvekkillerinin miras sonucu 452/8049 oranında malik oldukları İstanbul, Arnavutköy, Bolluca Mahallesi, Keçe Yolu Sokak, 182 ada, 3 parselde kayıtlı, arsa vasıflı taşınmazın,  14.06.2010 onay tarihli 1/1000 ölçekli Arnavutköy Merkez ve Çevresi Uygulama İmar Planında İlköğretim tesisleri alanında kaldığını, taşınmazın haksız ve hukuka aykırı olarak, kamulaştırmasız el atma yoluyla fiili olarak ilköğretim tesisi şeklinde kullanılmakta olduğunu; kamulaştırmasız el atma nedeni ile müvekkillerinin uğradığı zararları gidermekle yükümlü olmasına rağmen, idarece bu durumun reddedildiğini;  davalı idarece, taşınmazlara ilköğretim tesisi olacak şekilde fiilen el atılmış olduğundan, taşınmazların müvekkilleri tarafından kullanılamaz ve yararlanılamaz hale geldiğini; davalı idarece taşınmaza ilişkin kamulaştırma yapılarak bedelini müvekkillerine ödemesi gerekirken bugüne kadar kamulaştırma yapılmadığını, bu durumun haksız fiil teşkil ettiğini belirterek; fazlaya ilişkin her türlü haklarının saklı kalması kaydı ve 6100 Sayılı HMK 107. madde uyarınca dava konusu belirlenebilir olmadığından, davalarını belirsiz alacak davası olarak açtıkları beyanıyla;  müvekkillerine ait olan taşınmaz için şimdilik, 500,00 TL’nin kamulaştırmasız el atma tazminatı olarak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiliyle Müvekkillerine taşınmazlardaki hisseleri oranında ödenmesine; davalı İdarece kamulaştırılmasız el atılan dava konusu taşınmazların tapuda davalı adına tesciline karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

İSTANBUL 24.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 16.11.2017 gün ve E:2017/79, K:2017/388 sayı ile, “(…)Dosyanın tümü üzerinde yapılan inceleme neticesinde davanın, imar düzenlemesi nedeniyle taşınmazın kullanılamaz hale geldiğinden bahisle bedel isteminden ibaret olduğu, davalıların davanın reddini savunduğu, dava konusu taşınmazın imar planında eğitim tesisi alanı olarak belirlendiği taşınmaza fiili kullanım ve imar planındaki mevcut hali ile hukuken el atıldığı, uygulama imar planlarında kamu hizmetine tahsis edilen yerler ile ilgili bedel karşılığı idareye terk davalarında görev hususunun 20/08/2016 tarihli kanun değişikliği ile 2942 sy madde 41, ek madde 1 ile İdari yargıya devredildiği, madde metninde fiili el atma söz konusu olsa dahi bununla birlikte hukuki el atma da mevcut ise görevin idari yargıya ait olduğunun ve yasa değişikliğinin derdest davalarda da geçerli olduğunun vurgulandığı, yalnızca fiili el atma halinde adli yargı görevli iken somut olayda hukuki ve fiili el atma mevcut olduğundan idari yargı kolunun görevli olduğu değerlendirilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davanın 6100 sayılı HMK nın 114/1-b maddesinde düzenlenen Yargı yolunun caiz olması, dava şartı yokluğu sebebi ile USULDEN REDDİNE(..)” karar vermiş, bu karar istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiştir.

Davacılar vekili aynı istemle, ancak talep miktarını 250.000,00TL göstermek suretiyle,  bu kez idari yargı yerinde dava açmıştır.

İSTANBUL 8.İDARE MAHKEMESİ: 11.10.2018 gün ve E:2018/1901 sayı ile, “(…)Kamulaştırmasız el atma, idarenin, bir kişiye ait taşınmazı bilerek veya bilmeyerek kamulaştırmaya ilişkin usul ve kurallarına uymaksızın ve bir bedel ödemeksizin işgal ederek kamu hizmetine tahsis etmesi şeklinde tanımlanmaktadır. Buna göre, kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için, kişiye ait gayrimenkulün idarece kamu hizmetinde kullanılmak amacıyla işgal edilmiş olması ve bu işgalin kanunda öngörülen usul ve esaslara uyularak tesis edilmiş bir kamulaştırma işlemine dayanmadan gerçekleştirilmiş olması gerekmektedir. Bu şekilde, idarenin hukuk dışı eyleminden kaynaklanan fiili el atmaların, özel kişilerin haksız fiil teşkil eden eylemlerinden hiçbir farkının bulunmadığı, bu nedenle bu tip eylemlerden doğan zararların da özel kişilerin haksız fiilinden doğan zararlarda olduğu gibi adli yargıda dava konusu edilmesi gerektiği kabul edilmektedir.

Nitekim Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu'nun 11.02.1959 tarih ve E: 1958/17, K: 1959/15 sayılı kararının lll. bölümünde, "İstimlaksız el atma halinde amme teşekküllü İstimlak Kanunu'na uygun hareket etmeden ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmuş durumdadır. Bu bakımdan dava Medeni Kanun hükümlerine giren mülkiyete tecavüzün önlenmesi ve haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davasıdır. Ve bu bakımdan adliye mahkemesinin vazifesi içindedir." görüşüne yer verilmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden, davacıların hisseli maliki olduğu İstanbul İli, Arnavutköy İlçesi, Bolluca Mahallesi, Keçe Yolu Sokak, 182 ada, 3 parsel sayılı taşınmazın 14/06/2010 tarihli 1/1000 ölçekli Arnavutköy Merkez ve Çevresi Uygulama İmar Planı'nda ilköğretim tesisi alanında kaldığı, idare tarafından taşınmazın imar planına uygun olarak ilköğretim alanı (Okul binası ve bahçesi) olarak kullanıldığı, bu nedenle taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın fiilen el atılması nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen zararın tazmini istemiyle ilk olarak İstanbul 24.Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dava açıldığı, açılan davada yapılan yargılama neticesinde İstanbul 24.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 16/11/2017 tarih ve E:2017/79, K:2017/388 sayılı kararıyla davanın idari yargıda görülmesi gerektiği gerekçesiyle yargı yolu nedeni ile dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verildiği, karara karşı kanun yoluna başvurulmaması üzerine ise kararın 11/09/2018 tarihinde kesinleştiği ve bunun üzerine Mahkememizde bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlıkta, dava konusu taşınmazın İdarece ilköğretim alanı (Okul binası ve bahçesi) olarak kullanıldığının, İstanbul Valiliği Defterdarlık Avrupa Yakası Milli Emlak Dairesi Başkanlığı'nın 08/09/2015 tarih ve 87046 sayılı yazılarından anlaşıldığı, ayrıca davanın taşınmazın kamulaştırılmaksızın fiilen el atılması nedeniyle açıldığı, yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri ile yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere fiili el atma nedeniyle açılacak davaların adli yargı mercilerinde görüleceği sonucuna varılmakla, fiili el atma sebebiyle uğranıldığı ileri sürülen zararın tazmini istemiyle açıldığı açık olan davada, yargılama görev ve yetkisinin adli yargı mercileri olması nedeniyle davanın görev yönünden reddi gerekmektedir.

Nitekim, Uyuşmazlık Mahkemesi'nin aynı konu hakkında vermiş olduğu 01/06/2015 tarih ve E:2015/471 ve K:2015/473 sayılı kararı da bu yöndedir.

Açıklanan nedenlerle; 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun uyarınca dava dosyasının, İstanbul 24.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 16/11/2017 tarih ve E:2017/79, K:2017/388 sayılı dosyası temin edildikten sonra görevli yargı yerinin belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine ve Uyuşmazlık Mahkemesi karar sonucuna kadar davanın bekletilmesine…” karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Süleyman Hilmi AYDIN, Aydemir TUNÇ ve Nurdane TOPUZ'un katılımlarıyla yapılan 25.2.2019 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesi’nce anılan Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen usul ve yönteme uygun biçimde başvuruda bulunulduğu anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacıların hisseli taşınmazına, imar planında ve fiilen ilköğretim tesisleri alanı olarak ayrılmak suretiyle kamulaştırmasız el atıldığından bahisle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile tazminat ödenmesi ve taşınmazların tapuda davalı adına tesciline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

Dava dosyalarında mevcut bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda; davacıların hissedar olduğu dava konusu İstanbul, Arnavutköy, Bolluca Mahallesi, Keçe Yolu Sokak, 182 ada, 3 parsel sayılı taşınmazın, 14.06.2010 onay tarihli, 1/1000 ölçekli Arnavutköy Merkez ve Çevresi Uygulama İmar Planında İlköğretim Tesisleri alanında kaldığı; taşınmaz üzerinde Türk Tekstil Vakfı İlköğretim okulunun bulunduğu;  Okulun 2001/2002 yılında eğitim ve öğretime başladığı anlaşılmıştır.

Belediyelerin 3194 sayılı imar Kanunu 8. maddesi ve 18. maddesinin verdiği yetki ile arazi ve arsalar üzerinde imar planlarının hazırlanması ve yürürlüğe konulması, arazi ve arsa düzenlemesi gibi faaliyetleri kapsamında yaptıkları imar planlarından kaynaklanan işlemlerin tek yanlı ve kamu gücüne dayanan irade açıklamaları ile tesis edilen genel ve düzenleyici işlemler olduğu bu yönü ile de idari eylem ve işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların idari yargı yerlerinde çözümlenmesi gerektiği tartışmasızdır. Buna karşılık, davalı Bakanlıkça, Kamulaştırma Kanunu’nda öngörülen usul ve yöntemlere uygun idari nitelikte uygulama işlemleri yapılmaksızın, dava konusu taşınmazın bir kısmına fiilen el atması karşısında, idarenin bu eyleminin kamulaştırmasız el atma niteliğini taşıdığı açıktır.

Öte yandan, İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men’i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.

Nitekim, yukarıda belirtilen genel kabul doğrultusundaki Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 11.2.1959 günlü, E:1958/17, K:1959/15 sayılı kararının III. bölümünde,  “İstimlaksiz el atma halinde amme teşekkülü İstimlak Kanununa uygun hareket etmeden ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmuş durumdadır. Ve bu bakımdan dava Medeni Kanun hükümlerine giren mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davasıdır. Ve bu bakımdan adliye mahkemesinin vazifesi içindedir.” görüşüne yer verilmiştir.

Bu durumda, idarenin dava konusu taşınmaza kamulaştırmasız el atmasından doğan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, davalı idarece kamulaştırma yapılmaksızın taşınmaz üzerinde okul yapılması suretiyle taşınmaza el atılması karşısında, haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünün adli yargı yerinin görevine girdiği anlaşılmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, İstanbul 8.İdare Mahkemesi’nin başvurusunun kabulü ile, İstanbul 24.Asliye Hukuk Mahkemesinin,  16.11.2017 gün ve E:2017/79, K:2017/388 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç   : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle İstanbul 8.İdare Mahkemesi’nin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, İstanbul 24.Asliye Hukuk Mahkemesinin,  16.11.2017 gün ve E:2017/79, K:2017/388 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 25.2.2019 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                          Üye                                  Üye                                 Üye                    

       Hicabi                         Şükrü                             Mehmet                             Birol        

    DURSUN                    BOZER                            AKSU                            SONER            

 

 

 

                                            Üye                                  Üye                                 Üye                    

                                    Süleyman Hilmi                   Aydemir                         Nurdane           

                            AYDIN                            TUNÇ                           TOPUZ