T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS       NO : 2016/483

          KARAR   NO : 2016/618

          KARAR   TR  : 26.12.2016

ÖZET: Davacı tarafından yolda bulunan 20.000 Amerikan dolarının, Polis Merkezine teslim edildiği tarihten itibaren beş yıl geçtiği ve sahibinin de bulunamadığı dolayısıyla, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 769 ve 771. maddeleri uyarınca paranın kendisine iade edilmesi istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

Davacı             : U.E.

Vekili              : Av. D.K.

Davalı             : İçişleri Bakanlığı

Vekili              : Av. N.K.

 

O L A Y          : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 08/05/2009 tarihinde saat 18:00 sıralarında Miray Şefikbey Cad. Trafik Vakfı Otopark çıkışında 200 adet 100 Amerikan Doları bulduğunu, bulduğu parayı Taksim Polis Merkezi Amirliği'ne teslim ettiğini, teslime ilişkin tutanak tutularak teslim edilen paraların seri numaralarının alındığını, müvekkilinin parayı teslim etmesinden itibaren beş yıldan fazla süre geçtiğini, Türk Medeni Kanunu'nun 771. maddesi gereği sahibi ortaya çıkmayan şeyin mülkiyetini kazandığını, yükümlülüklerini yerine getirdiğini, paranın iadesi için İçişleri Bakanlığına yapmış olduğu başvuruya olumsuz cevap verildiğini belirterek; müvekkilinin mülkiyetini kazandığı 20.000 ABD dolarının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 18. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 12.2.2015 gün ve E:2014/447, K:2015/46 sayı ile, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 2/1-b maddesinde yer alan "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları"nın idari yargıda çözümlenmesi gerektiği; davanın, bulunup davalı idareye verilen paranın, davacıya ödenememesinden dolayı uğranılan zararın tazminine ilişkin olup, hizmet kusurundan kaynaklandığı; bu nedenle uyuşmazlığın, idari yargının görevine giren dava ve işlerden olduğu; davanın idari yargının görevine girmesi yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle usulden reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle; HMK.nun 114/1-b, 115/1-2 maddeleri gereği davanın usulden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.  

Davacı vekili bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 3. İDARE MAHKEMESİ: 23.2.2016 gün ve E:2015/1088 sayı ile, dava konusunun taşınır mülkiyetine ilişkin olduğu ve ilgili mevzuatta idari yargının bu konuda görevli yargı mercii olduğuna ilişkin bir hüküm bulunmadığından söz konusu davanın çözüm ve görümünde adli yargının görevli olduğu sonucuna varıldığı; adli yargının görev alanına giren davada Mahkemelerinin görevli olmadığına, davaya bakmaya görevli mahkemenin belirlenmesi için dosyanın, 2247 Sayılı Yasanın 19. maddesi uyarınca olumsuz görev uyuşmazlığı çıkarılmak üzere Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, iş bu davanın incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin ertelenmesine karar vermiştir.   

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 26.12.2016 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığın esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

I-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacı tarafından yolda bulunan 20.000 Amerikan dolarının Polis Merkezine teslim edildiği tarihten itibaren beş yıl geçtiği ve sahibinin de bulunamadığı dolayısıyla 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 769 ve 771. maddeleri uyarınca paranın kendisine iade edilmesi gerektiği nedeniyle açılmıştır.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun “Taşınır Mülkiyeti” başlıklı Üçüncü Bölümünün III. Bulunmuş eşya, 1. Arama ve İlan başlıklı 769. maddesinde “Kaybedilmiş bir şeyi bulan kimse, malın sahibine, sahibini bilmiyorsa kolluk kuvvetlerine, köylerde muhtara bildirmek veya araştırma yapmak ve gerektiğinde ilân etmek zorundadır.

Bulunan şey önemli ölçüde değerli ise, her hâlde kolluk kuvvetlerine veya muhtara bildirmek gerekir.

Oturulan bir evde veya işyerinde ya da kamu hizmeti görülen yerde bir şey bulan kimse, bunu o yer sahibine veya kiracıya ya da kamu hizmeti görülen yerde denetim ve gözetim ile görevli olanlara teslim etmek zorundadır.” hükmüne yer verilmiştir.

Aynı Kanunun 3. Mülkiyetin Kazanılması, Geri Verme Başlıklı 771. maddesinde “Bulunan şeyin maliki, ilân veya kolluk kuvvetlerine ya da muhtara bildirme tarihinden başlayarak beş yıl içinde ortaya çıkmazsa; bulan kimse, yükümlülüklerini yerine getirmiş olmak koşuluyla o şeyin mülkiyetini kazanır.

Bulunan şey malikine geri verilirse, bulan kimse yaptığı giderlerin ödenmesini ve uygun bir ödül verilmesini isteyebilir.

Kaybedilmiş şey oturulan bir evde veya işyerinde ya da kamu hizmeti görülen yerde bulunmuşsa; o yerin sahibi, kiracı veya kurum, o şeyi bulan sayılır. Ancak bunlar ödül isteyemezler.” düzenlemesi yer almıştır.

Dosyanın incelenmesinden, davacının 08.05.2009 tarihinde otopark çıkışında bulmuş olduğu 200 adet 100 Amerikan dolarını Taksim Polis Merkezi Amirliğine teslim ettiği, paraların seri numaralarının alındığı ancak teslim edilen paranın polisler tarafından zimmetine geçirildiği, İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesinin 20011/16 sayısına kayden haklarında dava açıldığı, ayrıca paranın teslim tarihinden itibaren (5) yıl geçmesi nedeniyle mülkiyeti kazandığından, 20.000 Amerikan dolarının müvekkiline iade edilmesi hususunda 3.7.2014 tarihli dilekçe ile başvuruda bulunduğu; konu ile ilgili olarak İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Hukuk İşleri ve Soruşturma Şube Müdürlüğü kayıtlarının tetkikinde sorumlular hakkında adli ve idari yönden soruşturmaların devam ettiği anlaşılmıştır.

Görüldüğü üzere, dava, sokakta bulunan bir miktar paranın seri numaraları da alınarak kolluk kuvvetlerine usulüne uygun şekilde teslim edilip edilmediği; teslim tarihinden itibaren aradan geçen sürenin yeterli olup olmadığı; bulan kimsenin yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği ve bulan kişinin mülkiyeti kazanıp kazanamayacağı konularının araştırılarak davacının uğradığını ileri sürdüğü zararın tespit edilip edilemeyeceği ve dahi tespit edilen miktarın tazminine karar verilip verilemeyeceğine ilişkin olup; devlete özel hukuk ilkeleri gereğince sorumluluk yüklenmiş olduğu açıktır.

Bu durumda, bulunmuş bir eşyanın mülkiyetinin kazanılması isteminden doğan zarar nedeniyle devletin özel hukuk ilkeleri gereğince sorumluluğunu düzenleyen 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunundan doğan uyuşmazlığın görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girmektedir.

Açıklanan nedenlerle, Ankara 3. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile, Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 12.2.2015 gün ve E:2014/447, K:2015/46 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç      : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, Ankara 3. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜYLE, Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 12.2.2015 gün ve E:2014/447, K:2015/46 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 26.12.2016 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN