Hukuk Bölümü 1989/9 E., 1989/10 K.

  • BELEDİYECE PLAN VE PROJESİ OLMADIĞI İÇİN DEĞİRMENİN ELEKTRİĞİNİN KESİLMESİ
  • ELEKTRİĞİN KESİLMESİ NEDENİYLE UĞRANILAN ZARAR İÇİN TAZMİNAT TALEBİ
  • İŞYERİ ELEKTRİĞİNİN BELEDİYECE KESİLMESİ NEDENİYLE UĞRANILAN ZARAR
  • PLAN VE PROJESİ BULUNMADIĞI GEREKÇESİYLE DEĞİRMENİN ELEKTRİĞİNİN BELEDİYECE KESİLMESİ
  • 1580 S. BELEDİYE KANUNU (MÜLGA) [ Madde 15 ]
  • "İçtihat Metni"

    OLAY: Davacının yeni kurup işletmeye başladığı değirmen, hızar atölyesi ve kaynak makinasına ait elektrik tesisatının plân ve projesi olmadan 1-2 ay önce elektrik bağlanmasının kanunsuz, mahzurlu ve genel şebekede tehlike doğurduğu; bu sebeple iç tesisat plân ve projesinin yapılıp yetkililerce kontrol ve kabulünden sonra akım verilmesinin gerektiği yolundaki belediye elektrikçisinin 14/10/1977 günlü raporuna dayanılarak ve encümenin 20/10/1977 günlü, 69 sayılı kararı gereğince, 1/11/1977 tarihinde Pazarören Belediyesince elektriği kesilmiştir.

    Davacı, 8/9/1978 tarihinde Pınarbaşı Asliye Hukuk Mahkemesine başvurarak elektrik kesilmesinden dolayı, işyerinin çalışmadığı günler için hesaplattığı ve zarar diye nitelediği 300.000.- liranın tazminini istemiş; mahkemede, davalı idarenin konunun idari yargı yerinin görev alanına girdiğine dair görevsizlik savunmasını nazara almadan, 29/12/1984 gün ve E.1978/260, K.1984/368 sayılı kararla; davayı kabul ederek davacının 1977-1980 yıllarında 601.700.-liralık zararının hesaplandığı, bunun fazlasını mahfuz tutularak 300.000.- liranın davalıdan alınıp davacıya verilmesine hükmetmiştir.

    Davacı, halen işyeri elektriğinin bağlanmaması sebebiyle 1981-1984 yıllarında mahrum kaldığı kazançla 1977-1980 döneminden kalan 301.770.- liranın (toplam 3.000.000.- lira) tazmini için Asliye Hukuk Mahkemesine ikinci bir dava açmış; mahkeme, bu defa 30/12/1988 gün ve 9/496 sayı ile: Kamu kuruluşlarının karar ve idari eylemlerden doğan zararların giderilmesine ilişkin davaların idari yargı yerinde çözülmesi gerektiğini, 11/2/1959 günlü, 17/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararınında bu doğrultuda olduğunu belirterek davayı görev yönünden reddetmiş; bu karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

    Davacının aynı istekle, Kayseri İdare Mahkemesine açtığı davada Mahkeme, 6/4/1989 günlü, 189 sayılı kararla: Davaya konu edilen, abonman sözleşmesi uyarınca verilen elektriğin kesilmesinden kaynaklanan zarar, özel hukuk hükümlerine tabi olduğundan, uyuşmazlığın görüm ve çözümünün adli yargı yerine ait bulunduğu gerekçesiyle 12/6/1979 günlü, 2247 Sayılı Kanunun 19. maddesi uyarınca Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvurmuştur.

    İNCELEME VE GEREKÇE : Türk Milleti adına karar veren Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü, Muammer Turan'ın Başkanlığında, Hüseyin Örmeci, Kamil Kadıoğlu, Erol Çırakman, Rüştü Altay, Abdullah Demir ve Ali Hüner'in katılmaları ile yaptığı 29/5/1989 günlü toplantıda, geçici raportör Hakim Ayten Anıl'ın raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; toplantıya Cumhuriyet Başsavcısı yerine katılan Yardımcı Bekir Mavıoğlu'nun ve Danıştay Başsavcısı yerine katılan Savcı M. İlhan Dinç'in Belediyenin kamu hizmetinin ifası sırasında idari nitelikteki encümen kararlarına dayanan işleminden ve eyleminden dolayı meydana gelen zararın tazmini isteminin idare mahkemesinde çözümlenmesi gerektiği yolundaki yazılı ve sözlü düşünceleri alındıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

    3/4/1930 günlü, 1580 Sayılı Belediye Kanununun, Belediyelerin vazifelerini sayan 15. maddesinde: "Belediyelerin kanunlar ve nizamnamelerle muayyen hukuku, buna mukabil beldenin ve belde halkının sıhhat, selamet ve refahını temin, intizamını halelden vikaye maksadıyla yapacağı vazifeleri vardır.

    Bu vazifeler aşağıda yazılanlarla ayrıca kanun ve nizamname ve talimatnamelerle muayyen hususlardır." denildikten sonra, bu maddenin 38. numaralı bendinde: "Alelûmum sınai müessese ve fabrikaların, elektrik, tenvirat ve tesisatının, makine ve motör ve inbiklerinin kazan, ocak ve bacalarının gerek ilk önce ve gerek sonradan muttariden ve muntazaman fenni muayenelerini icra etmek, etrafındakilerin sıhhatları, huzur, rahat ve malları üzerine fena tesir icra edip etmediklerini tetkik etmek, zararlarına mani olmak" hükmü yer almıştır. 3611 Sayılı "Nafıa Vekaleti Teşkilat ve Vazifelerine Dair Kanun"a dayanılarak 29/12/1954 günlü ve 8891 Sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan "Elektrik İç Tesisat Yönetmeliği ve Fenni Şartnamesi"de bu hususta 272 madde halinde İdari ve Fenni düzenlemeler yapmış; elektrik iç tesisatının yapılmasına ve "Bağlantı şartları"na dair birçok hükümler koymuştur. Bu Yönetmeliği kaldıran ve 4/11/1984 günlü, 18565 Sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan "Elektrik İç Tesisleri Yönetmeliği" de benzer hükümler taşımaktadır. Bütün bu ve bunun gibi daha pekçok kanun ve yönetmelik hükümleri, özel hukukla ilgisi olmayan, tamamen kamu hizmetleri ve kamu yararı için konulmuş, idare hukuku kapsamına giren kuralları içermektedir.

    Adli yargı yeri ile idari yargı yeri arasındaki görev uyuşmazlığına neden olan bu olayda elektriğin bağlanması ve kesilmesinin, (akım verilmesinin), "Elektrik Tarifeleri Yönetmelikleri" ile ve bu yönetmeliklere dayanan abonman sözleşmeleri ile hiçbir ilgisi yoktur. Olayda abonman sözleşmesi ve bu sözleşmeden doğan bir uyuşmazlık sözkonusu değildir. Davacı ile davalı Belediye arasındaki uyuşmazlık, ana hatlarıyla yukarıda belirtilen, idare hukuku kurallarına dayanan ve bu kurallar gereğince belediyenin kamu gücünü kullanarak, tek taraflı tesis ettiği işlem ve idari eylemlerinden doğmuştur.

    Bu çeşit uyuşmazlıkların ve idarenin hizmet kusurundan doğan tazminat istemlerinin, Anayasa ve yasalar ilmi ve kazai içtihatlar idari yargı yerlerinde görülüp çözümlenmesini öngörmektedir.

    SONUÇ : Anlaşmazlığın niteliğine göre davanın idari yargı yerinde çözülmesi gerektiğine, bu nedenle, Kayseri İdare Mahkemesi'nin 6/4/1989 günlü, 189 sayılı başvurusunun reddine, Erol Çırakman ve Kamil Kadıoğlu'nun karşı oyları ve oyçokluğuyla, 29/5/1989 gününde kesin olarak karar verildi.

    KARŞI OY : Elektrik, su ve gaz gibi belediyelere tevdi edilmiş iktisadi ve sınai nitelikli kamu hizmetleri, toplumun ihtiyaçlarını özel hukuk kurallarına göre karşılayan karma bir hukuki rejime tabi hizmetlerdir. Bu kuruluşların ve işletmelerin gördükleri işin niteliği hizmetten yararlananlarla olan ilişkilerinde, kamu hukuku kayıtları dışında bırakılmalarını, özel hukuk hükümlerine tabi tutulmalarını gerektirmiştir. Bu nedenle hizmetin sahibi idarelerle, hizmetten yararlanan aboneleri arasındaki ilişkinin özel hukuk sözleşmesine dayandığı kabul edilir.

    Davacının tesislerine daha önce elektrik bağlandığına göre, bu konudaki haklarının özel hukuk sözleşmesi olduğunda kuşku bulunmayan abonman sözleşmesine dayandığının kabulü gerekir. Tamamen özel hukuku ilgilendiren bu ilişkiden kaynaklandığı anlaşılan tazminat talebinin, adli yargı yerlerince incelenmesi gerekir. Belediye Encümeninin davacı elektriğinin kesilmesi yolundaki kararının, kamu hukukunu ilgilendirir bir yönü bulunmadığı halde idari işlem olarak nitelendirilmesi suretiyle, söz konusu davanın idari dava ve bu davayı görüp çözümleyecek merciin idari yargı yeri olarak kabulünde isabet yoktur.

    Bu nedenle başvurunun kabulü ile Pınarbaşı Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılması gerektiği görüşüyle karara karşıyım.

    Üye:Erol Çırakman

    KARŞI OY :

    Sayın üye Erol Çırakman'ın karşı oy yazısındaki görüşlerle çoğunluk kararına katılmıyorum.

    Üye:Kâmil Kadıoğlu