Ceza Bölümü         2012/3 E.  ,  2012/3 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

            Davacı            : K.H.

           Sanık              : M. Ş.

          Yakınan          :1- B. A.

                                   2- H. Ş.

OLAY             : Kırklareli 55. Mknz. P. Tug. 1. Mknz. P. Tb. Muh. Ds. Bl. Komutanlığı emrinde görevli sanık P. Er M. Ş.’ın, çarşı izninde olduğu 15.3.2008 günü, alkol aldıktan sonra şehir içinde gezinirken, üniformalı ve silahsız olarak devriye görevinde olan Merkez Komutanlığında görevli yakınanlar P. Çvş. B. A. ile P. Er H. Ş.’i görünce kendisinin üst tertip olduğunu yakınanları önemsemediğini belirtmesi üzerine, yakınanlar tarafından bu tarz hareketlerin hoş olmadığı belirtilince, yakınanlara küfür ederek üzerlerine yürüdüğü ve vurmaya çalıştığı, bu sırada olay yerinde devriye gezen çevik kuvvet polislerinin olaya müdahale ettikleri, böylece sanığın P. Çvş. B. A.’e karşı üste hakaret ve üste fiilen taarruza teşebbüs etmek, P. Er H. Ş.’e karşı kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret ve kamu görevlisine karşı kasten yaralamaya teşebbüs etmek suçlarını işlediği ileri sürülerek, H. Ş.’e karşı işlediği suçların diğer suçlar içersinde fikri içtima nedeniyle eridiği açıklanarak, P. Çvş. B. A.’e karşı işlediği suçlar nedeniyle eylemine uyan 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun 85/1.,91/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması  istemiyle 54. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı Askeri Savcılığı’nın 30.12.2008 gün ve E:2008/380, K:2008/592 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır.

 54. MEKANİZE PİYADE TUGAY KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 13.10.2010 gün ve E:2010/372, K:2010/614 sayıyla, sanığın suç tarihi itibariyle askerliğe elverişli olmadığı belirlenerek terhis edildiği anlaşıldığından, yüklenen eylemlerin Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret ve kamu görevlisine görevini yaptırmamak için direnme suçlarını oluşturacağı ve yargılamanın adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, Edirne 3. Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderilmiştir.

 EDİRNE 3. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ: 19.9.2011 gün ve E:2010/595, K:2011/475 sayıyla, sanık hakkında alınan sağlık kurulu raporunun suç tarihini kapsamadığı, bu nedenle sanığın olay tarihinde asker kişi olduğu ve iddianamede belirtilen eylemler ve Askeri Ceza Kanunu’nda düzenlenen “askeri suç”lar nedeniyle sanığı yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle itiraz yolu açık olmak üzere görevsizlik kararı vermiş, dava dosyası, Edirne Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, Mahkememize gönderilmiştir.

Mahkememize gönderilen dava dosyasında, Uyuşmazlık Mahkemesi’nce 14.11.2011 gün ve E:2011/28, K:2011/28 sayılı karar ile adli yargı yerince verilen görevsizlik kararı kesinleşmeden dava dosyası Mahkememize gönderildiğinden, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1 ve 14. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadığından, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan başvurunun reddine karar verilip dosyanın Mahkemesine gönderilmesinden sonra, dosyadaki eksiklik giderilip, adli yargı yerince verilen görevsizlik kararı kesinleştirilerek dava dosyası, aynı Mahkemece, Mahkememize gönderilmiştir.

 İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler; Ali Cengiz ÖZBEK, Ahmet DURU, Ahmet KARADAVUT, Y. Sezai KARAA, Turgut SÖNMEZ, Haluk ZEYBEL’in katılımlarıyla yapılan 06.02.2012 günlü toplantısında;

I-İLK İNCELEME: Yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun’da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmediği, askeri ve adli yargı yerleri arasında Yasa'nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu anlaşıldığından, esasın incelen-mesine oybirliği ile karar verildi.

 II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim G. Fatma BÜYÜKEREN’in, davanın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN’nın adli yargı,  Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Hüseyin KORKUSUZ’un davanın çözümünün adli yargı yerinin görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ

353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu'nun "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan "Genel Görev" başlıklı 9. maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" denilmektedir.

"Askeri suç" ise, öğretide ve uygulamada;

            a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu'nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,

            b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu'nda kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar, 

            c) Türk Ceza Kanunu'na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalaa edilmektedir.

Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliği’nin “Gruplandırma” başlığı altında düzenlenen 6. Maddesinde, “Askerlik çağına giren yükümlüler, son yoklamaları sırasında askerlik meclislerinde veya asker hastanelerinin sağlık kurullarında, askerliğe elverişli olanlar ve askerliğe elverişli olmayanlar olmak üzere gruplandırılır.      

1) Askerliğe elverişli olanlar: Sağlık yetenekleri bakımından hiçbir hastalık ve arızası bulunmayanlar ile hastalık ve arızaları, Hastalık ve Arızalar Listesinin A dilimlerine girenlerdir.         2) Askerliğe elverişli olmayanlar: Hastalık ve arızaları, Hastalık ve Arızalar Listesinin B ve D dilimlerine girenlerdir”; “Ek (Hastalık ve arızalar listesi)” başlığı altında düzenlenen 17. maddesinde,

          “A) 1. Antisosyal kişilik.

          2. Madde kötüye kullanımı ya da geçirilmiş madde bağımlılığı.

          3. Sınır düzeyde entellektüel işlev bozukluğu.

          B) 1. Antisosyal kişilik bozukluğu.

          AÇIKLAMA: Bu fıkraya gireceklerin; asker hastanelerinin sağlık kurullarından antisosyal kişilik bozukluğu tanısı alması, adli veya askeri mahkemeler tarafından verilmiş en az bir antisosyal eyleminden dolayı ceza almaları, bu cezalarından en az birinin infaz edilmesine rağmen davranış bozukluklarının devam ettiğinin ve askerlik ile uyumlarının bozulduğunun kıt'a anketi ve diğer resmi belgelerle tespiti gerekir.

        2. Zeka yetersizliği

AÇIKLAMA: Bu fıkraya gireceklerin işlevselliğinin bozularak askerliğin gereklerini yapama-yacak nitelikte olduklarının, kıt’a anketi ile saptanması gereklidir” denilmektedir.

Dosyanın incelenmesinden, dosya içinde mevcut sağlık kurulu raporundan 54. Mknz. P. Tug. Komutanlığı Askeri Savcılığı’nca, sanığın işlediği ileri sürülen başka suçlar nedeniyle suç tarihleri belirtilerek bu tarihlerde ve halen askerliğe elverişli olup olmadığının tespiti istendiğinden, sanığın Adana Askeri Hastanesinde yatırılarak, hakkında 24.12.2009 gün ve 3128 sayılı sağlık kurulu raporu düzenlendiği, anılan sağlık kurulu raporunda, sanığın ırza geçme, gasp, hırsızlık, uyuşturucu madde kullanmak, izin tecavüzü ve firar suçlarını işlediği, bu suçlar nedeniyle kesinleşmiş beş ve infazı yapılmış üç hapis cezası bulunduğu, suç tarihlerine, kararların kesinleşme tarihlerine ve infaz edilip edilmeme durumlarına göre, sanığın 31.7.2007-18.10.2007 tarihleri arasında işlediği ileri sürülen firar suçu nedeniyle infazı tamamlanmış üç hapis cezası bulunduğu, durumunun Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliği’nin Ek (Hastalık ve arızalar listesi) başlığı altında düzenlenen 17. maddesinin B dilimi 1. fıkrasına uyduğu, kendisinde bu tarihlerde ve halen antisosyal kişilik bozukluğu teşhis edildiği, askerliğe elverişli olmadığı belirtilmiştir. Rapordaki tespitler ile raporun düzenlendiği tarihte sanıkta antisosyal kişilik bozukluğu bulunduğunun belirtilmiş olması gözetildiğinde, sanığın suç tarihinde askerliğe elverişli olmadığı sonucuna varılmıştır.

Sağlık Kurulu Raporunun kapsam ve hukuki sonuçlarına göre, sanığın suç tarihinde "asker kişi" sıfatı kendiliğinden kalkmış sayılacağından, 353 sayılı Yasa'nın 9. maddesi anlamında "asker kişi" olarak kabul edilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Bu durum gözetildiğinde, 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu’nun asker olmayan (sivil) kişilerin askeri mahkemelerde yargılanma koşullarını belirleyen maddeleri ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 3. maddesi yönünden değerlendirme yapılması gerekmektedir:

5530  sayılı Yasa’nın 4. maddesi ile değiştirilen 353  sayılı  Yasa’nın  13.  maddesinde, “Askeri Ceza Kanunu’nun 55, 56, 57, 58, 59, 61, 63, 64, 75, 79, 80, 81, 93, 94, 95, 114 ve 131. maddelerinde yazılı suçlar, askeri mahkemelerin yargı yetkisine tabi olmayan sivil kişiler tarafından barış zamanında işlenirse; bu kişilerin yargılanması, adli yargı mahkemeleri tarafından, Askeri Ceza Kanunu hükümleri uygulanmak suretiyle yapılır”;

5918 sayılı Yasa’yla değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 3. maddesine eklenen ikinci fıkrasında, “Barış zamanında, asker olmayan kişilerin Askeri Ceza Kanununda veya diğer kanunlarda yer alan askeri mahkemelerin yargı yetkisine tabi bir suçu tek başına veya asker kişilerle iştirak halinde işlemesi durumunda asker olmayan kişilerin soruşturmaları Cumhuriyet savcıları, kovuşturmaları adli yargı mahkemeleri tarafından yapılır”;

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 145. maddesinin ikinci fıkrasında da, “Savaş hali haricinde, asker olmayan kişiler askeri mahkemelerde yargılanamaz”  denilmiştir.

Bu düzenlemeler gözetildiğinde, sivil kişilerin barış zamanında, Askeri Ceza Kanununda veya diğer kanunlarda yer alan askeri mahkemelerin yargı yetkisine tabi suçları işlemeleri halinde adli yargı yerinde yargılanacakları kuşkusuzdur.

Bu durumda, askerliğe elverişli olmayan sanığın sivil kişi olarak değerlendirileceği, sanığın eyleminin Askeri Ceza Kanununda yazılı suçlardan olmadığı gibi 353 sayılı Yasa’da belirtilen eylemler kapsamında da bulunmadığı anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle, sivil kişi sanık hakkında, Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen “hakaret ve kasten yaralamaya teşebbüs etmek” suçlarına uygun eylemi nedeniyle açılan davanın adli yargı yerinde görülmesi ve Edirne 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 SONUÇ: Davanın çözümünde ADLİ YARGI yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Edirne 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 19.9.2011 gün ve E:2010/595, K:2011/475 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 06.02.2012 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.