T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2019/691

KARAR NO  : 2020/63      

KARAR TR  : 27/01/2020

 

ÖZET: Uyuşmazlığa konu dava hakkındaki Mahkememizin kesin hükmü bulunması sebebiyle Ankara 6. İdare Mahkemesi’nin BAŞVURUSUNUN REDDİ gerektiği hk.

 

 

 

 

K A R A R

 

          Davacılar: 1 - B.İ. 2 - K.T.3 - Ke.T. (adli yargıda)

          Vekilleri : Av. E.K.T.Av. K.T.

          Davalı   : Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi

          Vekilleri : Av. M.S.Av. A.Y. D.

 

          O L A Y:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin her birinin Ankara İli, Mamak İlçesi, Üreğil Mevkiinde kain 50189 ada, 4 parsel sayılı taşınmaz üzerinde her biri 722 m2 olmak üzere toplam 2.166,00 m2 taşınmazın maliki olduğunu, söz konusu taşınmazın tamamı üzerine davalı TEDAŞ tarafından yüksek gerilim hattı geçirildiğini, kalan kısmın imar açısından kullanılamaz durumda olduğunu, taşınmazın şehir merkezine yakın konut yapılanması ve ticaret sitelerinin de olduğu bir alanda kaldığını, davalı tarafça hiçbir kamulaştırma işlemi tesis edilmediğini, müvekkillerinin zarara uğradıklarını belirterek, her bir davacı için 2.166,00 TL olmak üzere toplam 6.498,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep ederek adli yargı yerinde dava açmıştır.

          ANKARA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 21/11/2013 gün, 2012/517 esas, 2013/646 karar sayılı dosyasında; "Ankara İli Mamak İlçesi, Üreğil Mahallesi, 50189 ada, 4 26.325 m2 yüzölçümlü taşınmazda davacılar hissedardır. Dava konusu taşınmazın imar durumu sorulmuş, imar planında "enerji nakil hattı koruma kuşağının altına isabet ettiği için park alanı " olarak ayrıldığı anlaşılmıştır.

          11/06/2013 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6487 sayılı Kanunun 21.maddesi ile 2947 sayılı Kamulaştırma Kanununun geçici 6.maddesi değiştirilmiştir. Geçici 6.maddenin 10.fıkrasına göre;" Vuku bulduğu tarih itibarı ile bu maddenin kapsamında olan kamulaştırmasız el koymadan dolayı bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce tazmin talebiyle dava açmış olanlar; bu madde hükümlerine göre uzlaşma yoluna gitmeyi isteyip istemediklerini bu maddenin yürürlüğe girmesinden itibaren üç ay içinde idareye ve mahkemeye verecekleri dilekçeler ile bildirebilirler. Uzlaşma talebi üzerine, uzlaşma görüşmelerinin neticesine kadar dava bekletilir; uzlaşılamaması hâlinde, uzlaşmazlık tutanağının mahkemeye sunulmasından sonra davaya devam edilir. Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulamasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir. Bu madde hükümleri karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalara uygulanır. Kararı kesinleşen davalara ise, bu maddenin yalnızca sekizinci fıkra hükümleri uygulanır. "

          İmar planının uygulaması sonucu uyuşmazlığa konu parselin imar planında enerji nakil hattı koruma kuşağının altına isabet ettiği için park alanında kaldığı, taşınmaza idarece fiilen el atılmadığı, kamulaştırmasız el atma nedeni ile taşınmazın bedelinin ödenilmesi gerektiğinin iddia edildiği, davanın konusunun davalı idarece 3194 sayılı Kanun uyarınca kamu gücü kullanılarak tek yanlı irade ile yapılan imar planlarında yer alan davacının hissedar olduğu taşınmazın bedelinin tazminine ilişkin olduğu, belirtilen bu duruma göre imar planı ve buna dayalı imar uygulaması sonucunda uğranılan zararın tazminine yönelik bulunan davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 2/1-b maddesinde yer alan "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları," kapsamında idari yargı yerinde çözümlenmesi gerekir" gerekçesiyle "Davanın, yargı yolunun caiz olmaması nedeni ile USULDEN REDDİNE" dair verdiği kararın temyiz edilmeksizin 10/02/2014 tarihi itibarıyla kesinleştiği anlaşılmıştır.

          Davacılar vekili bu kez aynı istemle 22/01/2018 tarihinde idari yargı yerinde dava açmıştır.

          ANKARA 6. İDARE MAHKEMESİ: 27/09/2019 gün, E:2018/682 sayılı kararında "Dosyanın incelenmesinden, Mahkememizin 22/01/2019 tarihli ara kararına verilen cevapta, dava konusu 50189 ada, 4 parsel sayılı taşınmazda TEDAŞ’a ait elektrik direklerinin bulunduğunun bildirildiği, taşınmazın bir başka hissedarı olan Yüksel Şahin tarafından kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat talepli Ankara 23. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan davada, anılan Mahkemenin 13.10.2015 tarih ve E:2013/352, K:2015/440 sayılı kararı ile kişinin hissesi oranında tazminata hükmedildiği, bu kararın Yargıtay 5. Hukuk Dairesi'nin 20/11/2018 tarih ve E:2016/23460, K:2017/20491 sayılı kararı ile düzeltilerek onandığı ve kararın kesinleştiği, bu durumda dava konusu Ankara İli, Mamak İlçesi, Üreğil Mevkiinde bulunan 50189 ada, 4 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hem hukuki el atmanın hem de fiili el atmanın birlikte bulunduğu anlaşılmaktadır.

          Bu durumda, uyuşmazlık konusu taşınmazın bir kısmına fiilen elektrik direği (nakil hattı) yapılmak suretiyle kamulaştırmasız el atılması ve taşınmazın bir kısmına ilişkin fiili bir el atma olduğu takdirde taşınmazın bütünü açısından el atmadan söz edilebileceğinden, başka bir ifadeyle taşınmazın bir bütün olarak düşünülmesi ve el atmanın varlığı halinde taşınmazın tamamı açısından el atmanın varlığı kabul edilerek buna göre değerlendirilmesi gerektiğinden, el atmadan doğan zararın tazminine yönelik olan davanın, haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girmektedir.

          Nitekim, Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 11/04/2016 tarih ve E:2016/160. K:2016/207 sayılı kararı da bu yöndedir.

          Mahkememizin işbu dava bakımından görevsiz olduğuna ilişkin kanaat ile birlikte, bakılan davaya ait uyuşmazlığın ilk olarak Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E:2012/517 sayılı dosyasında kayden işlem görmeye başladığı, açılan davanın 21/11/2013 tarih ve E:2012/517, K:2013/646 sayılı karar ile "yargı yolu bakımından reddedilerek", davada İdarî yargının görevli olduğuna hükmedildiği görüldüğünden, gelinen aşamada ortaya çıkan olumsuz görev uyuşmazlığının çözüme kavuşturulması gerekmektedir.

          Bu durumda, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesinde ifadesini bulan hükümler çerçevesinde görevli yargı yolunun belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvuru yapılması gerekmektedir.

          Açıklanan nedenlerle, İdarî yargı yolunun görevsiz olduğu kanaatine ulaşılan işbu davada, görevli olan yargı yerinin belirlenmesi amacıyla dava dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine, 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesi uyarınca Uyuşmazlık Mahkemesi'nce bu konuda bir karar verilinceye kadar işbu davanın incelenmesinin ertelenmesine" karar vererek her iki dava dosyasını 11.10.2019 gün, 2018/682 E. sayılı üst yazısı ile Mahkememize göndermiş, başvuru 14.10.2019 tarihinde kayıt altına alınmıştır.

          İNCELEME VE GEREKÇE:

          Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 27.1.2020 günlü toplantısında:

          I-İLK İNCELEME:

          Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargıkesinleşmiş karar örneği ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği anlaşılmakla görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

          II-ESASIN İNCELENMESİ:Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU’nun, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacılara ait taşınmaz üzerinden yüksek gerilim hattı geçirilmek suretiyle taşınmaza el atıldığı iddiası ve tazminat istemiyle açılmıştır.

İdari Yargı dosyası ekinde adli yargı dosyasının gönderilemediği, sadece Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21/11/2013 gün, 2012/517 E. 2013/646 K. sayılı kesinleşmiş karar örneğinin bulunduğu anlaşılmış, kayıtlarımızın incelenmesinde görev uyuşmazlığına konu adli yargı dosyası hakkında, Mahkememizin 04/06/2013 tarih ve E:2013/882, K:2013/1017 sayılı ilamıyla "Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21/11/2013 gün, 2012/517 Esas sayılı görevlilik kararının kaldırılmasına ve davanın çözümünde idari yargının görevli olduğuna" dair kesin olarak karar verildiği belirlenmiştir.

Açıklanan nedenlerle, uyuşmazlığa konu dava hakkındaki Mahkememizin kesin hükmü bulunması sebebiyle Ankara 6. İdare Mahkemesi’nin başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.

 

          S O N U Ç: Uyuşmazlığa konu dava hakkındaki Mahkememizin kesin hükmü bulunması sebebiyle Ankara 6. İdare Mahkemesi’nin BAŞVURUSUNUN REDDİNE, 27.01.2020 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

      Başkan                        Üye                               Üye                              Üye                  

      Hicabi                       Şükrü                          Mehmet                          Birol      

    DURSUN                  BOZER                         AKSU                          SONER          

 

 

 

 

 

                                    Üye                                Üye                              Üye                  

                                        Aydemir                        Nurdane                        Ahmet

                                          TUNÇ                           TOPUZ                      ARSLAN