Hukuk Bölümü 2009/438 E., 2009/32 K.

  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 10 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 27 ]
  • "İçtihat Metni"

    Davacılar vekili, dava dilekçesinde, F. D..i'nin eşi, E., H. ve D. D.'nin babaları A. D.'nin, TCDD Genel Müdürlüğü'nde revizör olarak çalıştıktan sonra emekli olduğunu, kazazede işçinin, emekli olmasının ardından TCDD Genel Müdürlüğü'nden iş alarak çalışan davalı şirketlerden Özcan Torna San. ve Tic. Ltd. Şti.'nde revizör görevinde sigortasız olarak çalışmaya başladığını, üstlenmiş olduğu revizörlük işinde usta olan işçinin üzerine düşen tüm emniyet tedbirlerini almış olmasına karşın davalıların kusurları nedeniyle 2.5.2006 tarihinde TCDD Behiçbey(Marşandiz) Manevra ve Tamir-Bakım İstasyonu'nda tren çarpması nedeniyle kazaya maruz kaldığını ve hayatını kaybettiğini, asli kusurun dört noktada toplandığını, tümünün kanun gereği davalılara ait olduğunu, kazazede işçiye isnad edilebilecek herhangi bir kusurun mevcut olmadığını, davalı şirketler ve TCDD Genel Müdürlüğü'nün işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerini almadığını, gerekli ikaz işaretlerini kazanın bulunduğu mahalde kullanmadığını, davalı işverenlerin işçilerinin kazaya maruz kalmalarını engeIIeyecek işaret ve ikaz levhalarını yerlerine koymadıklarını ve işçilerine güvenlik için gerekli teçhizatı vermediklerini, dava konusu olayın, 506 sayılı Yasa'nın 11. maddesi gereğince iş kazası olduğunu, davacıların maruz kaldığı bütün maddi ve manevi zararlardan alt-üst işveren olan davalıların müteselsilen sorumlu bulunduklarını ileri sürerek, iş kazası nedeniyle hayatını kaybeden A. D.'nin eşi F. D. için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100.-YTL destekten yoksun kalma tazminatı ile 5.000.-YTL manevi tazminatın, D. D. için fazlaya ilişkin hakları sakla kalmak kaydıyla 100.-YTL destekten yoksun kalma tazminatı ile 5.000.-YTL manevi tazminatın, oğulları E. ve H. D. için ayrı ayrı 3.000.-YTL manevi tazminatın, kaza tarihi olan 2.5.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

    Davalı TCDD vekilinin, 11.7.2006 günlü 1. celsede, Kuruluşları işveren olmadığı için öncelikle husumet itirazında bulunduklarını, davanın esas yönünden reddini talep ettiklerini, ancak ilgili birimlere yazı yazıldığını, cevabın dönmediğini, davaya karşı beyanlarını ve delillerini sunmak üzere süre istediklerini belirtmesi üzerine Mahkemece, cevaplarını ve karşı delillerini tebliğden itibaren 10 gün içinde bildirmek üzere süre verilmesine karar verilmiştir.

    Davalı TCDD vekilince verilen ve 21.9.2006 günü havale edilen 19.9.2006 günlü dilekçede ve 26.9.2006 günlü 2. celsede, davada idari yargının görevli olduğu ileri sürülerek görev itirazında bulunulmuştur.

    SİNCAN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 9.4.2008 gün ve E:2006/258 sayı ile, davalı vekilinin görev itirazının reddine karar vermiştir.

    Davalı TCDD vekilince, 22.4.2008 havale tarihli dilekçe ile, idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması isteminde bulunulmuştur.

    Mahkemece, Mahkemelerinin İş Mahkemesi sıfatıyla bakılan 2006/258 Esas sayılı dosyasının 11/06/2006 tarihli ilk celsesine katılan TCDD vekilinin görev itirazında bulunmadığı, devamında 21.09.2006 hakim havale tarihli cevap dilekçesini dosyaya ibraz ettiği ve bu dilekçede görev, husumet ve esasa ilişkin itirazlarda bulunduğu, yargılama sırasında görev itirazı hakkında Mahkemece karar verilmesini talep ettiği, Mahkemelerince idarenin en geç birinci oturumda görev itirazında bulunmayıp, kanuni sürenin geçirilmesinden sonra görev itirazında bulunmuş olması sebebiyle görev itirazının 09.04.2008 tarihli celsede reddine karar verildiği belirtilerek dosya Danıştay Başsavcılığı'na gönderilmiştir.

    DANIŞTAY BAŞSAVCISI : Tren çarpması sonucu ölen A. D.'nin eşi ve çocukları tarafından maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi istemiyle TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü, Oğuz Önder Lojistik Hizmetleri Ltd. Şti. ve Özcan Torna San. Tic. Ltd. Şti.'ne karşı Sincan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E:2006/258 sayısında açılan davada, davalılardan TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü'nce davanın görüm ve çözümünün idari yargının görevine girdiği ileri sürülerek görev itirazında bulunulduğu ve itirazın reddi üzerine olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasının istenildiği, Anayasa'nın 125 inci maddesinde, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğunun belirtildiği, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2 nci maddesinde idari dava türlerinin sayıldığı, bu maddenin (1-b) bendinde de, idari eylem ve işlemlerden dolayı hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davalarının görüm ve çözümünün idari yargının görev alanına giren idari dava türleri arasında gösterildiği, TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü'nün, bir kamu kuruluşu olduğu, kamu hizmeti olduğu tartışmasız bulunan demiryolu taşımacılığı işini tekel halinde yürüttüğü, kamu hizmetini yürütmekle yükümlü kılınan kamu kuruluşunun, kamu hizmetini yürütürken kişilere verdiği zararın tazminine ilişkin davada, kamu hizmetinin, yöntemine ve hukuk kurallarına uygun olarak yürütülüp yürütülmediği, kamu yararına uygun şekilde işletilip işletilmediği, sonuçta, hizmet kusuru ve idarenin sorumluluğunu gerektiren bir husus olup olmadığının tayin ve tespitinin idari yargı yerlerine ait bulunduğu, uyuşmazlığın, TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü'nün yürütmekle görevli olduğu kamu hizmetinin gereği gibi yapılmamasından dolayı uğranıldığı ileri sürülen zararın davalılardan müştereken ve müteselsilen tazmini istemine ilişkin bulunduğu, bu durumda, davanın TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü'ne yönelik olan kısmının görüm ve çözümü, idari işlem ve eylemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılacak tam yargı davalarına bakmakla görevli olan idari yargı yerlerine ait bulunduğundan, Sincan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin, anılan Genel Müdürlüğün görev itirazının reddine ilişkin kararının kaldırılması gerektiği, bu nedenlerle, davanın TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü'ne karşı açılan kısmı yönünden 2247 sayılı Yasa'nın 10 uncu maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine karar vermiştir.

    İNCELEME VE GEREKÇE :

    Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Ahmet AKYALÇIN'ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa KICALIOĞLU, Mahmut BİLGEN, Habibe ÜNAL, Turan KARAKAYA, Serdar AKSOY ve Muhittin KARATOPRAK'ın katılımlarıyla yapılan 2.2.2009 günlü toplantısında; Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ'un, 2247 sayılı Yasa'da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU'nun başvurunun reddi gerektiğine ilişkin sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

    2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 10. maddesinde, "Görev uyuşmazlığı çıkarma; adli, idari ve askeri bir yargı merciinde açılmış olan davada ileri sürülen görev itirazının reddi üzerine ilgili Başsavcı veya Başkanunsözcüsü tarafından görev konusunun incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesinden istenmesidir.

    Yetkili Başsavcı veya Başkanunsözcüsünün Uyuşmazlık Mahkemesinden istekte bulunabilmesi için, görev itirazının, hukuk mahkemelerinde en geç birinci oturumda, ceza mahkemelerinde delillerin ikamesine başlamadan önce; idari yargı yerlerinde de dilekçe ve savunma evresi tamamlanmadan yapılmış olması ve yargı yerlerinin de kendilerinin görevli olduklarına karar vermiş bulunmaları şarttır.

    Görev itirazının yargı merciince yerinde görülerek görevsizlik kararı verilmesi halinde, görev konusunun Uyuşmazlık Mahkemesince incelenebilmesi, temyizen bu kararın bozulmuş ve yargı merciince de bozmaya uyularak görevli olduğuna karar verilmiş bulunmasına bağlıdır.

    Uyuşmazlık çıkarma isteminde bulunmaya yetkili makam; reddedilen görevsizlik itirazı adli yargı yararına ileri sürülmüş ise Cumhuriyet Başsavcısı, idari yargı yararına ileri sürülmüş ise Danıştay Başkanunsözcüsü, askeri ceza yargısı yararına ileri sürülmüş ise Askeri Yargıtay Başsavcısı, Askeri İdari Yargı yararına ileri sürülmüş ise bu mahkemenin Başkanunsözcüsüdür.

    Görev itirazının reddine ilişkin karara karşı itiraz yolunun açık bulunduğu ceza davalarında ret kararı kesinleşmeden uyuşmazlık çıkarma istenemez" denilmiş; 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesi'nin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmiştir.

    Olayda, Sincan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce İş Mahkemesi sıfatıyla bakılan davada, davalı TCDD vekilince, 11.7.2006 günlü 1. celse öncesinde ve 1. celsede görev itirazında bulunulmayıp, Mahkemece cevaplarını bildirmesi için verilen 10 günlük sürenin bitiminden çok sonra 21.9.2006 günü havale edilen 19.9.2006 günlü dilekçede ve 26.9.2006 günlü 2. celsede, davada idari yargının görevli olduğu ileri sürülerek görev itirazında bulunulmuştur.

    Bu durumda, davalı TCDD vekili tarafından, İş Mahkemesinin birinci oturumundan çok sonra davanın görüm ve çözümünde idari yargının görevli olduğu ileri sürülerek yapılan görev itirazının, süresinde olduğunun kabulü mümkün değildir.

    Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasa'nın 10. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun, anılan Yasanın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir.

    SONUÇ : 2247 sayılı Yasa'nın 10. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 2.2.2009 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.